/i/Kültür Sanat

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4
    on kere döndü dünya.
    Ona sorarsanız:
    “Lâfı bile edilmez,
    mikroskobik bir zaman.”
    Bana sorarsanız:
    “On senesi ömrümün.”

    Bir kurşun kalemim vardı
    ben içeri düştüğüm sene.
    Bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
    Ona sorarsanız:
    “Bütün bir hayat.”
    Bana sorarsanız:
    “Adam sen de, bir iki hafta.”

    Katillikten yatan Osman,
    ben içeri düştüğümden beri,
    yedi buçuğu doldurup çıktı,
    dolaştı dışarlarda bir vakit,
    sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri,
    altı ayı doldurup çıktı tekrar,
    dün mektup geldi, evlenmiş,
    bir çocuğu doğacakmış baharda.

    Şimdi on yaşına bastı,
    ben içeri düştüğüm sene,
    ana rahmine düşen çocuklar.
    Ve o yılın titrek, ince, uzun bacaklı tayları,
    rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldular çoktan.
    Fakat zeytin fidanları hâlâ fidan,
    hâlâ çocuktur.

    Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde
    ben içeri düştüğümden beri.
    Ve bizim hane halkı
    bilmediğim bir sokakta
    görmediğim bir evde oturuyor.

    Pamuk gibiydi, bembeyazdı ekmek
    ben içeri düştüğüm sene.
    Sonra vegibaya bindi,
    bizim burda, içerde, birbirini vurdu millet
    yumruk kadar, simsiyah bir tayın için.
    Şimdi serbestledi yine,
    fakat esmer ve tatsız.

    Ben içeri düştüğüm sene
    iKiNCiSi başlamamıştı henüz.
    Daşav kampında fırınlar yakılmamış,
    atom bombası atılmamıştı Hiroşima’ya.

    Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman.
    Sonra kapandı resmen o fasıl,
    şimdi ÜÇÜNCÜDEN bahsediyor Amerikan doları.

    Fakat gün ışıdı her şeye rağmen
    ben içeri düştüğümden beri.
    Ve “Karanlığın kenarından
    ONLAR ağır ellerini kaldırımlara basıp
    doğruldular” yarı yarıya.

    Ben içeri düştüğümden beri
    güneşin etrafında on kere döndü dünya.
    Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine,
    ben içeri düştüğüm sene
    ONLAR için yazdığımı:
    “Onlar ki toprakta karınca
    suda balık
    havada kuş kadar çokturlar,
    korkak, cesur,
    cahil, hakîm
    ve çocukturlar,
    ve kahreden
    yaratan ki onlardır,
    şarkılarımda yalnız onların mâceraları vardır.”
    Ve gayrısı,
    meselâ benim on sene yatmam,
    lâfü güzaf.
    ···
  2. 2.
    +2
    Mükemmel bir şiir. Hele bir de Genco Erkal'ın ağzından, Fazıl Say'ın piyanosuyla birlikte dinleyince.
    ···
  3. 3.
    +1
    nazım hikmet oratoryosu efsaneydi be..
    ···