/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +99 -9
    Birazdan okuyacaklarınızın gerçek veya yalan olup olmadığı hakkında bir şey söylemeyeceğim. Bunu kendiniz anlayacaksınız.

    Her şey ben 6 yaşında iken Antalya'nın bir köyünde başladı. Üzerimdeki duygusallığın nedeni ibrahim Sadri'nin, Ofsayt Osman karakteri gibi bir yaşantımın olmasıydı.

    Bir kız vardı o zaman mahallemizde. ismi Kübra. Bana bir gün şöyle dedi su kanalının kenarında: (K=Kübra,Gia=Ben)
    K:Arkanı dönsene.
    Gia:Tamam.(arkamı döndüm)
    K:(beni suya itti)

    Suya düştüm ve akıntı var. Ayrıca 6 yaşındayım. Su boğazımı yakıyor, etraftan çığlık sesleri duyuyorum ve kestik...
    Gözlerimi açıyorum etrafımda bir ton adam ve sırt üstü yatıyorum.

    Aradan zaman geçiyor ben etrafımda ne zaman bir kız çocuğu görsem kaçıyorum. Mahalledeki erkeklerle sıkı fıkı oluyorum. Hatta kendime bigiblet alıp onlarla geziyorum.

    Bir gün annem pazardan bana kırmızı bir t-shirt alıyor, yolda yürürken hindiler saldırıyor, birkaç gaga görüyorum, birkaç acı hissediyorum ve kestik...
    Gözlerimi açıyorum evde uzanıyorum,her tarafım pansumanlı.

    Aradan yine baya zaman geçiyor, annemin hamile olduğunu öğreniyorum.

    Not:Beyler sadece iki kişi okuduğunu belli etsin,"rez Gia" yazsın devam ediyorum.
    ···
  2. 2.
    +48
    Annemin hamileliği bizi perişan ediyor, çok sancısı oluyor ve aradan böyle geçiyor zaman. Doğuma gitme zamanı geliyor. Annemin bana el sallayışını hatırlıyorum. Amcam gelen telefon üzerine beni hastaneye zütürüyor,bir jandarma yaklaşıp annemin doğumda vefat ettiğini söylüyor. Yaşım altı buçuk ve ben ormana doğru ağlayarak koşuyorum. Gücüm tükenene kadar koşuyorum ağaçların arasında. En son düşüp kalıyorum bir yere. Jandarmalar beni bulup babamın yanına zütürüyor. Babamın gözleri kıpkırmızı. Bakmıyor bile bana. Kardeşim ise doğru amcama evlatlık gidiyor. Yüzünü bile göremeden. Babamla dedemin yanına taşınıyoruz, memlekete. Yaşım 7. Birinci sınıfa başlıyorum, anneler günü geldiğinde öğretmen beni kaldırıp annene ne aldın diyor, okuldan kaçıyorum. ilkokul bitene kadar tüm anneler gününde okuldan kaçıyorum. Tabi babam evleniyor,ben dedemin yanında kalıyorum. Lise başlıyor,yan eve istanbul'dan bir kız taşınıyor ailesi ile. Gözlüklü, kıvırcık saçlı, narin yürüyüşlü ve bir o kadar da zeki bir kız. Ergenlik ya hani kıza vuruluyorum. Kıza açılacağım gün en yakın arkadaşım ile karşılaşıyorum. (A=Arkadaşım,Gia=Ben)
    A:Oo Gia ne yapıyorsun?
    Gia:Hiç kanka geziyorum da bak sana ne diyeceğim.
    A:Ben de sana bir şey diyecektim ama hadi ilk sen söyle.
    Gia:Yok kanka ilk sen.
    A:Tamam. Bizim yeni taşınan istanbul'lu kız var ya hani?
    Gia:(Şaşırarak) Ee?
    A:Olum ben ona aşık oldum bugün açılacağım.
    Gia:Tamam kanka hadi göreyim seni.(yüzüm asılıyor)
    A:Akşam mutlaka görüşelim.

    Bir şey demeden koşarak bakkala gidip bir tane tekleme istiyorum. Tarık abi istedi diyerekten. Koşarak dağ yoluna çıkıp ilk sigaramı yakıyorum. Hiç unutmam 25kr a aldığım o Prestij'i.

    Not:iki kişi okuduğunu belli etsin devam ediyorum.
    ···
  3. 3.
    +47 -4
    Sigaradan sonra başım dönüyor eve gidip yatıyorum. Gözlerimi açıyorum saat 22:00. Hemen evden çıkıp arkadaşımı buluyorum. Arkadaşımın gözleri parlıyor. Sonucu anlıyorum. Arkadaşım telefonu bana uzatıyor, benim ağzım laf yapmıyor sen iyi konuşursun konuş diye. Bir an için dünyalar benim oluyor. Kızla öyle konuşuyorum ki arkadaşım her akşam telefonunu bana veriyor. Kız, arkadaşıma git gide bağlanır iken ben de kıza bağlanıyorum. En son canıma tak ediyor. Karadeniz'de bir okula(sağlık lisesi) nakil aldırıp yatılı kalıyorum. Ailemden ilk kez uzaklaşıyorum. Hem de çok fazla. Nokia 6300 telefonum var. Yaşıtlarım pop dinlerken ben açıp türkü dinliyorum. Yavaş yavaş yazma alışkanlığım güçleniyor. Geceleri kalkıp ona yazıyorum sayfalar dolusu. Bir gün mesaj geliyor o kızdan. (K:Kız Gia:Ben)
    K:Gia?
    Gia:Efendim.
    K:Arkadaşına ulaşamıyorum, haberin var mı?
    Gia:Yok da ee aranız falan nasıl?
    K:Pek iyi değil sen gittikten sonra değişti sanki konuşması.
    Değişir tabii. Bilmiyor ki geceleri ben konuşuyordum onla.
    Gia:Anlıyorum neyse gece oldu uyu bence.
    K:Tamam iyi geceler,(kalpli emoji)

    Beynimden vurulmuşa dönüyorum o emojiden sonra. Gece sabaha kadar uyuyamıyorum. Sabah oluyor hâlâ aklımda. Derste açıp açıp o emojiye bakıyorum. Neyse akşam oluyor bakıyorum mesaj geliyor, ondan.
    ···
  4. 4.
    +23 -2
    Mesaj aynen şu şekilde:
    "Eğer A ile senin aranda seçim yapmak zorunda kalsa idim seni seçerdim."
    Salağa yatıyorum, anlamadım ayaklarına giriyorum ama dediğim gibi zeki kız.

    Neyse bir süre konuşuyoruz. Konuşmalar samimileşmeye başlıyor, sevgili tadında konuşuyoruz. Ben vicdan azabı çekiyorum bir yandan. Yarıyıl tatili geliyor,ben Karadeniz'den memlekete dönüyorum, arkadaşımı bulup her şeyi anlatıyorum. Arkadaşım beni affedip ona yol veriyor. Kız bana yazmaya devam ediyor,ben de yol veriyorum. Sevdiğim halde. Sonra kıza geri dönüyorum ben ama nafile. Ergenlik de bir yandan tabii. Alıyorum elime jileti, gece boydan boya kesiyorum kolumu, acımıyor. Deodorant sıkıyorum acısın diye. Sonra ağrıdan uyuyamıyorum sabaha kadar. Ertesi gün derse giriyorum. Dahiliye dersinde hoca kolumu görüyor, aldırmıyor. Kimse aldırmıyor. Etrafımda doğru dürüst arkadaşım yok. Asosyalim. Günler geçiyor, lise sona geliyorum. Başka bir kız dikkatimi çekiyor. Sınavlarda yanımda oturuyor, güzel ses tonuna sahip hanım hanımcık bir kız. Bir gün bana şöyle diyor:
    ···
    1. 1.
      +1
      Niye durduk yerde senle onu kıyaslıyor ki
      ···
  5. 5.
    +27
    (Hanım hanımcık kız:Hhk,Gia:Ben)
    Hhk:Sen neden hiç konuşmuyorsun?
    Gia:(utanarak)bilmem.
    Hhk:ismin ne?
    Gia:Gia. Senin ismin ne?
    Hhk:Hhk. Memnun oldum.
    Gia:Ben de.

    Bu kısacık konuşmanın ardından kızı hemen Facebook'tan bulup ekliyorum ve gönderilerini okumaya başlıyorum. Anladığım kadarıyla sevgilisi yok ama sevdiği birisi var.
    Her gönderi paylaştığında hemen beğeniyorum. O da farkıma varıyor. Benim gönderilerimi de o beğeniyor. Yine sınav olup yan yana oturduğumuzda sohbeti ben açıyorum. Havadan sudan konuşuyoruz. Lakin bende tıp yok. Saçlar apaçi gibi dik. Haftasonu gidip saçımı kestiriyorum. Çok çelimsizim, güreşe başlıyorum. Çabuk kavrıyorum. Güreşe başladıktan iki ay sonra kendi kilomda 3 tane madalya kazanıyorum. Bu arada doğum günüm yaklaşıyor,ben de Hhk'ya teklif etme planları kuruyorum.

    En sonunda doğum günüm geliyor ve o gün Mustafa Sandal konseri var. Arıyorum geliyor musun diye evet diyor. Hazırlanıp çıkıyorum. Cebimde 5 liram var.
    ···
  6. 6.
    +35
    Beyler prim derdim yok lakin boşa yazıyorum gibi geliyor. Sadece iki kişi okuduğunu belli etsin yazmaya devam ediyorum.
    ···
  7. 7.
    +44
    Konsere ablası ve kuzenleri ile geliyor. Markete gidip 5 tane dondurma alıyorum cebimdeki 5 lira ile ve mevsimlerden bahar.

    Kendi de dahil kimse yemiyor dondurmayı. Elimde kalıyor dondurmalar. Mustafa Sandal ise dans ediyor sahnede değişik değişik.

    Bir tane küçük çocuk görüyorum kenarda. Dondurmanın tekini veriyorum, çocuk dondurmayı aldığı gibi bağırmaya başlıyor "Beleş dondurma dağıtıyolarrr!" diye.

    Bir anda etrafımda onlarca çocuk belirip çevremi sarıyor. O arada Hhk ile göz göze geliyoruz, gülümsüyor bana. Dondurmaları atıp kaçıyorum çocukların içinden.

    Yanına gidiyorum Hhk'nın. Gözlerinin içi gülüyor ama ablası ayıkıyor ve bizi baş başa bırakmıyor. Konser bitiyor o eve gidiyor,ben yurda ve arıyorum Hhk'yı;
    ···
  8. 8.
    +20 -1
    Gia:Bugünün anlam ve önemini biliyor musun?
    Hhk:Hayır.
    Gia:Biraz düşün.
    Hhk:Hmm... Senin doğum günün.
    Gia:Yani?
    Hhk:Ne yanisi, doğum günün işte.
    Sadede geleceğim gelemiyorum, dizlerim birbirine çarpar iken dişlerim de çarpıyor. Devam ediyorum konuşmaya.
    Gia:Ben bugün yeniden doğmak istiyorum.
    Hhk: Nasıl olacak o?
    Gia:Hani isa doğduğu gün miladi takvimin ilk günüydü ya. Bazen bazı şeyler insanın hayatında milat olur ve o gün o insan yeniden doğar. Ben de senin vesilen ile yeniden doğmak istiyorum. Benim olur musun bu tarihten itibaren?
    Hhk:(sesi titremeye başladı, heyecanlı bir şekilde)Beni babam çağırıyor, sana mesaj atacağım.

    Ben bu konuşmanın üstünde oturdum ve mesajı beklemeye başladım. En sonunda mesaj geldi.
    ···
  9. 9.
    +29
    En sonunda mesaj geldi ama Hhk bizim konuya hiç girmiyordu. Ben de açmadım. Nasıl olsa üstümden yük kalkmıştı. Haftaya ise okulun şiir dinletisi vardı. Ben de şiir okuyacaktım. Cemal Süreya'nın "Uzaktan seviyorum seni" şiirini.

    Şiir dinletisi günü geldi çattı. Hhk annesi ile birlikte en ön sıraya oturdular. Ben ise şiirin hemen hemen hepsini Hhk'nın gözlerine bakarak okudum.

    Aradan bir iki gün daha geçti, Hhk'nın eski sevgilisi beni aradı.
    (Hhk'nın eski sevgilisi:Oç, Gia:Ben)

    Oç:Gia sen misin?
    Gia:Evet benim, hayırdır sen kimsin?
    Oç: Cumartesi günü x yerinde teke tek atmak istiyorum senle.
    Gia:Sebep ne?
    Oç: Canım istiyor.
    Gia: Güzel. Cumartesi günü ara beni geleceğim x'e.

    Bu olayı kız duymuş, ablası duymuş. Cumartesi sabah beni aradılar gitmeyeceksin diye. Gideceğim falan dedim ama söz verdirdiler zorla. Tabi o zaman hâlâ duygusal saf erkeğiz ya kanıyoruz hemen.
    Neyse Oç aradı.

    Oç:Ben x'deyim gel hadi.
    Gia:Ben gelmeyeceğim.
    Oç: Adam mısın la sen. Bahane üretme korkaksın işte.
    Gia: Geliyorum. Kaç kişisiniz lan!
    Oç:3 kişiyiz ama onlar karışmayacak.
    Gia:Tamam yanıma bir adam alıp geliyorum.

    Neyse yanıma bir arkadaş aldım. Harbi delikanlı bir arkadaşımı. Dediği mekana vardım. Terkedilmiş bir harabe. Elinde bir tane Tuborg shot ve sigara beni bekliyor.

    Girdim içeri, elindekileri attı.

    Not:iki kişi okuduğunu belli etsin yazmaya devam edeceğim.
    ···
  10. 10.
    +40
    Yanındaki iki eleman var. ikiside dev gibi. Arkadaşımla biz normal boy ve kilolardayız hatta ben zayıf bile sayılırım. Oç da benimle aynı kalıpta. Elemanın teki "Anlat lan!" Dedi. Ben sinirlendim "sen kimsin lan!" Dedim. Eleman sinirlendi bana geçirecekti bir tane ki Oç tuttu sen bırak ben döveceğim dedi. Neyse anlat dedi. Ben o arada hesap yapıyorum. Elemanlar 3 kişi biz 2 ve kalıp olarak bizden üstünler. Ben kavgada iyiyim, daha önce birini hastanelik ettim. Tabi aldığım güreş eğitiminin de faydası var. Deli gibi antrenman yapıyorum. Sigara içmiyorum, alkol kullanmıyorum o zamanlar. Ama arkadaş nasıl kavga eder bilmiyorum diye düşünürken,
    Pat...
    içeri üç tane daha eleman girdi. ikisinin elinde sopa birinde zincir var.

    Yaptığım tüm hesapları kapattım Oç ile konuşmaya odaklandım. Konuşurken bir ara cama baktım, harabenin camında üç eleman daha var, ellerinde bıçak.

    Kafamı uzattım kapı tarafına baktım en az 10 kişi de dışarıda bekliyor kaçma ihtimalime karşı.

    işte o zaman kafama dank etti milletin adamlığı. iki kişiye 25 kişi gelmişler. Hesapta teke tek atacaktık. Karadeniz'li olan var mı bilmem ama işte başıma gelen böyle olaylar yüzünden ne Karadeniz'i ne de Karadeniz'lileri severim.

    Neyse çocukla baş başa kaldık. Teke tek atacağız. Ben çocuğu tekte alırım hayli hayli ama bir tane vursam biliyorum ki en az on kişi hem bana hem arkadaşa saldıracak, sopa bıçak, zincir ellerinde ne varsa.

    En son kararımı aldım, yürüdüm Oç'un üstüne ve şöyle dedim:
    ···
  11. 11.
    +15
    Gia:Vur lan!
    Oç:Sen vurmayacak mısın?
    Gia:Vurmayacağım. Hadi lan ne bekliyorsun!
    Oç:(Son gücüyle geçirdi çeneme bir tane)
    Yere düşecekken zorla topladım kendimi kalktım ayağa baktım diğer arkadaşlar, arkadaşımı tutuyor. Arkadaşım sinirlendi sinirden gözleri doldu, geldi yanıma. Sıkıntı yok tarzı bir işaret yaptım. Tam o arada bir adam geldi. Yanlarında sağlıkçı tanıdığını da getirmişler bıçaklarsak falan ilk yardım yapıp ambulans çağırsın diye. Çenemde bir şey var mı diye kontrol edecekti. ittim,"Çek lan elini bir şey yok!" Dedim. Bak meslektaşız,ben de sağlıkçıyım dedi. Adama vurmamak için zor tutuyorum kendimi. Neyse toplandılar gidecekken Oç'a şöyle dedim:
    Gia: Şimdi senin memleketteyiz ama işin düşer de bizim oralara uğrarsan haber et sana yardımcı olurum diye kinayeli şekilde konuştum, gittiler. Arkadaş geldi,"Ulan hem delikanlı hem zeki adamsın. Ne gururumuz incindi ne de kavgadan kaçtık. Yine bir yumrukla atlattın." Dedi. "Eyvallah" dedim ve yurda geri döndük.

    Olayı kız duymuş. Aradı beni ve şöyle dedi:
    ···
  12. 12.
    +21 -1
    Hhk:kavga etmişsin.
    Gia:Evet.
    Hhk:Yüzüme kapattı.

    Zaman ilerliyordu. Hhk ile sevgili olduk. Bende işe pgibolojik problemler başlıyordu yavaş yavaş. Yorganın altına girip karanlıkta tek başıma kalmak istiyordum. Yurtta ses yapan, ışık yakan kim varsa bağırıp çağırıyordum. Kavga ediyordum herkesle. En sonunda pgiboloğa gittim. Küçükken yaşadığın travmalardan olabilir dedi. Sosyal fobi, majör depresyon, Öfke kontrolü yapamama, obsesif kompulsif bozukluk tanıları koyuldu. Değişen bir iki ilacın sonunda pgibiyatristin karar kıldığı bir ilaçta,"en az bir sene kullanacaksın." Dedi. Bu arada Hhk bana karşı çok hatalar yapıyordu,bir çocukla konuşuyordu. Çocuğu garaja zütürüp kaşını patlattım. Kızdan da ayrıldım. Kendi sorunlarım bana yetiyordu. Pgibolojik sorunlarım beni çökertmişti. Güreşi bırakmış, Sigaraya Alkole başlamıştım. Lise bitti en son ve memlekete geldim yaz stajına başladım.

    Bir gün staj çıkışı, sinirden tahta kapıya yumruk attım.
    Pat...
    taksör kırığı...
    Doktor sinirli halimi görünce adli vaka olarak işaretledi. Polisler yolda ayrılma buradan dedi.

    Polis arabaya çekti beni ve şöyle dedi sertçe:
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
  13. 13.
    +16
    P:kimden şikayetçisin lan!
    Gia:kimseden değilim.
    P:(bir yandan tutanak yazıyor) anlat olay saat kaçta oldu, nasıl kırdın elini?
    Gia:... ... Oldu. Kapıya yumruk attım, elim kırıldı.
    P:Kimden şikayetçisin?
    Gia:Kapıdan şikayetçiyim lan! Hadi tutuklayın kapıyı!
    P: Kırdın mı kapıyı?
    Gia: Kırdım abi.
    P: zütüne koyayım onun. Sigara içiyor musun sen?
    Gia: içiyorum abi.
    P:(Kent paketinden bir tane sigara verdi ve polis arabasının içinde yak dedi.)

    Sigarayı yaktım, polisle sohbet ettik. En sonunda beni bıraktı.

    Bir hafta sonra röntgen çektirdim, kırık yamuk tutmuş. Doktor yarın gel ameliyat edeceğim dedi.

    Çıktım bir sigara yaktım hay ameliyatınızı gibeyim dedim. Bir tane daha vurasım geldi tuttum kendimi.

    Neyse zaman geçti staj bitti üniversite tercihleri başladı. Tercihleri yaptım fakat sağlıktan bıkmıştım. Başka bir bölüm, başka bir il lazımdı bana.

    Sonuçlar açıklandı gelen üniversite ve bölüm şöyleydi:
    ···
    1. 1.
      0
      Devam pmp okuyorum
      ···
    2. 2.
      0
      O sohbet reel mi la haykırdım
      ···
  14. 14.
    +25
    Kayseri Erciyes Üniversitesi, Radyo televizyon ve sinema bölümü.

    Gittim Kayseri'ye yalnız yurtta kalıyordum mecburen çünkü param yoktu.

    Saçı sakalı bırakmıştım.
    O eski duygusal erkek gitmiş, onun yerine gram duygu hissetmeyen, egoist,sadist bir sosyopata dönüştüm.

    Sigara ve alkole devam ediyordum.
    Ses tonum oturmaya başlamıştı. Küçükten beri şiir okumayı seviyordum zaten.
    Etrafımdaki kızlar sesimi çok erkeksi buluyorlardı. Çok fazla tipim yoktu ama saç sakal ve az biraz da şairlik olunca etrafımda bir ton kız oluyordu ama ben pgibolojik sorunlarımı yeni aşmış, parası olmayan, hayattan keyif almayan yorgun biriydim. intiharların eşiğinden dönüştüm, kaç defa dayamıştım o allahsız tabancayı şakağıma.

    iş lazımdı bana. işten önce de tecrübe. Malûm radyo televizyon pek önü açık bir bölüm değil. Kendini geliştirmek lazımdı. Yerel bir radyoya iş başvurusunda bulundum. Ücret talep etmeden. Tabii ki ücretsiz çalışacağım için kabul edildim. Geceleri sohbet ediyordum radyoda. istek parça alıyordum. Bir gün bir kadın aradı. Bana bir hayalini söyle dedi ve kapattı telefonu. Bir an duraksadım yayında. Dedim ki:
    "bir mektup arkadaşım olsa iyi olurdu."
    Akşdıbına mail geldi.
    Şöyle yazıyordu:

    Not:iki kişi okusun anlatacağım. Rezervasyon Gia yazın yazıyorum.
    ···
  15. 15.
    +25
    Mail atan o kadındı. Gizemli kadın diyelim bu kadına.(Gk)
    Gk: Aradığın kan bulundu. Artık seninle mektup arkadaşıyız.
    Gia:Tamam da ben senin adresini, adını hiç bir şeyini bilmiyorum.

    Cevap gelmedi daha.

    Aradan iki üç gün geçti, radyoya mektup geldi benim adıma. Gk'dan gelmiş.

    Mektupta beni hiç görmediğini, yaşımı bilmediğini, fakat sadece sesimi duyduğunu belirtmişti. Kendisiyle ilgili hiç bir şey belirtmemişti. Sadece adres vardı. Fakat yazısı ve üslubu çok güzeldi. Bir an Didem Madak bana mektup yazmış zannetmiştim.

    Ertesi sabah dersten sonra direk o adrese gittim. Garipti. O adreste küçük bar gibi bir şey vardı.

    Mecburen ertesi mektubu bekleyecektim.

    Ertesi mektup geldi. Mektubu pek takmadım açıkçası. Direk cevap yazdım. Adresinde neden bar var diye.

    Cevabında onu bulamamam için olduğunu söyledi.

    Aradan zaman geçiyordu,biz hâlâ mektuplaşıyorduk. O benim sesime,ben onun üslubuna aşık olmuştum sanki ama söylemiyorduk bunu birbirimize. Buluşmak istedim kabul etmedi.

    O gece radyoda proğramım vardı. Patrondan müsaade istedim, cebimdeki son para ile bir 35cl lik viski aldım ve başladım proğrama. Son dakikalarda gelen şarkı isteklerini reddettim ve gizemli kadın hakkında konuştum biraz. Açıkçası biraz felsefe,laf salatası yaptım.
    Ertesi mektupta pazartesi günü 22:00da söz verdi bana buluşmak için.

    Farkında değildim ama yüzünü bile göremediğim bu kadına çok bağlanmıştım. Gizemi çekiyordu beni.

    Vakit geldi çattı. Erkenden gittim bara. Kimse yoktu. Önceki gözlemlerime göre zaten pek kimse olmuyordu orda. Oturdum bir masaya. Allah'ından bezmiş bir iki adam ve dedikodu yapan bir grup yeni nesil kızlarından vardı. Bunlardan birisi olmasın diye içimden geçirdim ve beklemeye başladım. Vakit geçmiyordu.

    En sonunda saat 22:00 olmuştu.
    Kapıya baktım;
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzrezz
      ···
    2. 2.
      0
      Rezzrezz
      ···
    3. 3.
      0
      Aq kayseride nerde bar var
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 16.
    +20
    Kimseler gelmedi. Gecikti galiba dedim beklemeye devam ettim.

    3dk,5dk,10dk en son yarım saat geçti.

    Anladım Gk'nın gelmeyeceğini. Telefon numarası bile yok ki arayayım.

    Ulan Gia kimlere bağlanıp heder ediyorsun kendini dedim.

    Kalktım barmen kızdan bir bardak viski istedim ve oturdum masama. Yarım saat daha geçti. Gk yok. içeriye her girene bakarken artık üç beş kişide bir bakmaya başladım kapıya.

    Viski bitti, saat 23:00 oldu,ben kalkmak istemiyorum yine de.

    Kalktım bir tane de bira aldım. Bir saatte de onu içtim yavaş yavaş.

    Artık kafam dönmeye başlıyordu.

    Yapıştım bira bardağına, bardakla konuşuyorum. Az daha sıksam bardak elimde kırılacak.

    Saat 00:00
    Cebimde param da kalmadı artık içmek için ve her taraf dönüyor.

    Saat 00:30 müşteriler azalıyor yavaş yavaş.

    Saat 01:00 mekanda iki adam, barmen ve ben varım. Kalkmak istiyorum kalkamıyorum.

    Saat 01:30 barın kapanacağını söyledi barmen kız. iki adam çıktı,ben de o masaları toplayana kadar çıkacağımı söyledim.

    Kız masaları topladı, başıma geldi.

    K:Kalkamayacak mısın?
    Gia:(hafif sarhoş) Evet ulan kalkamayacağım. Bu hayatta kaç kere yıkıldım ama artık kalkmak istemiyorum. Kalkamayacağım. Git patronunu çağır!
    K:Bekle.

    Kız gitti ve iki bardak bir şey getirdi ne olduğunu anlayamıyordum. Başım dönüyordu.

    Bir yudum aldım, kahveydi. Sade türk kahvesi. En sevdiğim.

    Aradan 15 dk geçti yavaş yavaş başımın dönmesi azalmıştı. Kafamı tam kaldırdım kıza bakacakken;
    ···
  17. 17.
    +22
    Saçları dikkatimi çekti. Kıvırcıktı. Gözümü az daha yukarı kaldırdım, Gözlüğü vardı. O delici zeki gözlerle bana bakıyordu.

    Kafama dank etti!
    Ses tonundan da mı çıkaramamıştım?
    Hikayemin başındaki o istanbullu kızdı bu.
    O da beni tanımıştı.

    Tanıdığına şaşırmış gibi de görünmüyordu.

    Gel benimle dedi.
    içkilerin parasını verecektim ki bendensin dedi.
    Barı kapattık ve geçtik bir park köşesine.

    Konuşacak bir ton şey varken konuşacak bir şey kalmamıştı ortada.

    Utanıyordum. Ayaklarına bakıyordum sadece.

    Zayıflamıştı. Ayak bilekleri narinleşmişti. Gözlerimi biraz daha yukarı kaldırdım. Beyaz bir pantolon, üstünde de siyah askılı bir bluz vardı.

    Ve siyah gözlüklerinin içindeki siyah gözleri...

    Aradan kaç yıl geçmişti be?
    Bir insan kaç saniyede bir insanı bu hâle getirebilirdi?

    Aşkı saçma bulan ben, çocukluk aşkımı görünce çocuk olmuştum resmen.

    En sonunda bir soru sorabildim.

    Şöyle dedim:
    ···
    1. 1.
      0
      Ne dedin
      ···
  18. 18.
    +19
    Gia:Ne yapıyorsun burada? Neden bu haldesin?
    K: Şu an anlatılacak şeyler değil bunlar. Sen de bir şey anlatma. Birgün iki bira alır dertleşiriz seninle. Şimdi gitmem lazım. Hoşçakal.

    Giderken farkettim o gözündeki damlayı. Biliyordum işi yoktu. Güçlü kız ya hani. Ağladığımı görmesin diye gitti.

    Telefonumu bile almadan.

    Bir hafta kendime gelemedim.

    Yine radyo proğramım vardı. Radyoya gittim. Mektup gelmemişti.

    Bir hafta daha bekledim. Mektup yoktu. Bara da hiç gitmemiştim.

    O civarda olan ve radyomu dinleyenler bilir. Bir kampanya başlattım. Dinleyicilerim ile mektuplaşacaktım. Öyle güzel üslubu olan bir kadın bulur muydum bilinmez ama umut fakirin ekmeği işte.

    Bir hafta sonra radyoya sadece üç tane mektup gelmişti. Üçü de ergen kızlar tarafından yazılmıştı. Belliydi. Cevap bile vermedim.

    Kampanyayı da bitirdim.

    Ertesi hafta Gk'dan mektup geldi. Şöyle yazıyordu:
    ···
    1. 1.
      0
      Çabuk yaz lan
      ···
  19. 19.
    +17
    Çok kısa bir mektuptu. Mektubu olduğu gibi yazıyorum:

    "Geçen gel(e)medim. Biliyorum bizim gibi ince ruhlu insanlar için küçük hatalar bile derin izler bırakır. Kısa keseceğim. O gün 3.evrede bir kiste sahip olduğumu öğrendim. Evet meme kanseri. Biz kadınların büyük düşmanlarından. Yakında kemoterapiye başlıyorum. Saçlarım dökülecek. Bundan da önemlisi,3. Evrede. Kötü huylu bir tümör.
    Yani yaşama şansım yok. Biliyorum birbirimize bağlandık fakat yollarımız burada ayrılıyor. Hem bir şairin olmazsa olmazı acıdır. Yazacağın şiirlerde iz bırakmış olacağımdan ötürü mutlu olacağım. Varsa öteki tarafta görüşürüz. Şair sesli adam."

    Ulan dedim bağırdım. Önümdeki miksere, mikrofona geçirdim yumruğu. Patron girdi içeri ne yapıyorsun sen o alet 30 bin lira der demez bir tane de patrona geçirdim. Git 30bine burnunu yaptır sen dedim.

    Elim kanamıştı. Umrumda değildi. Koşa koşa o bara gittim. Açtım kapıyı;
    ···
  20. 20.
    +20
    Kız yoktu...

    Delirmiştim. Müşterilere bağırdım "çıkın lan dışarı!" Diye.
    Bir tanesi "Hayırdır birader?" Dedi.
    Senin hayrını şerrini diyerek daldım adama.
    Adam önündeki bira şişesini kafamda kırdı.
    Kestik...
    Hastanelik oldum, kafamda 14 dikiş.

    Sonra tekrar gittim o bara. Kızın gittiğini söyledi oranın patronu. Tekrardan istanbul'a gitmiş. Hiçbir şey demeden.

    Yıkıldım...

    Taktım kulaklığı, gezdim. Sonra oturdum bir banka. Bir mesaj geldi. Yurttan arkadaşım atmış. Şöyle yazıyordu:
    ···