1. 26.
    0
    @61 Öyle bir ah koptu ki içimden, o'nu sevmenin kefareti der, aşkın sefaleti der, salıvermem peşine, korkmasın! Sahip olamadığı erdemlere sayarım ve yıllardır talan ettiği bu sevdadan, asilce ayrılırım...

    eyvallah...
    ···
  2. 27.
    +1
    @67 Yasını tutacağım bir tek gece, hıçkırık gibi nefesimi kestiğin tek bir an bile yadigâr değil senden. Böyle hızlı adımlarla kaçışım, bir kez bile ardıma bakmayışım, soğutmuyor mu seni kendi yüzsüzlüğünden? Düşün Ey, sevda soysuzu, bencilliğin mayasında kabarmış nimetsiz hamur, düşün! Bu kıyametin ‘sur’unu nasıl bir acıyla üflüyorum da, yine de ölme diye Nuh’un gemisine çekiyorum bedenini, hepsini düşün! Yüreğimdeki kaç bıçak darbesinde parmak izin var, kaç kez kırdığın kalbimin üzerinde yalınayak yürüttün beni? Düşün Ey, zaferine hile karışmış, bayraksız âdem, düşün! Gençliğimi bitiren sevdandan, ömrümü kurtarmaktır bu! Yaralarını gülümseyerek öptüğüm bir kızı, uğurlamaktır. Yıllar sonra gerçek miydi diye soracağın bir aşk içinde, hayal olmaktır
    ···
  3. 28.
    0
    @69
    Ne güzel yaşıyordum şunun şurasında
    Kapılmadan anaforuna güz akşamlarının
    Bir yol çizdi gözlerime süngüler
    Taş duvarlara,
    Zindanlara çıktı bir gece yolum
    Başladı sorgum.

    Geçinip gidiyordum kendi kendime,
    Islatmadan ellerimi güz yağmurları
    Mevsimsiz bir sağnağına tutuldum ömrün
    Yaşamak ölümden acı olurken dudaklarımda
    Gerek yok söylemedim, adımı kimseye
    Başımda süngülerden şemsiye.

    Sıcak bir sevgi, dost bir gülüşe hasret
    Deldi beynimi soğuk bir neşter
    Görmeden çiçeklerin kan damlalarını
    Bir çarmıha gerildi ışığı gözlerimin
    Boğuldu gençliğim dört duvar arasında
    Oysa ne güzel yaşıyordum şunun şurasında

    Ne kadar şerefliymiş sokakta gördüğüm fahişe
    iğrenç manzaraların faili nemrut suratlardan
    Bu yüzden geçtim en güzel hasretlerden
    Bu yüzden sevmem güz akşamlarını
    BU YüZDEN BiR GENçLiK KURBAN ETTiM SANA TAş DUVAR
    söyle ölümden öte yol mu var?

    lütfi kireçci
    ···
  4. 29.
    0
    @72 Birden hatırlarsın,
    O da seni - - birden bazan:
    Nerde, ne yapar şimdi
    Parlar bir özlem anılar arasından.

    Bu akşam ne garip sözcük
    Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
    Akşam. Bilmem bulur muyum
    Yollara baksam?

    Söner yangın birazdan
    Yatışır özlem.
    Bir gün karşılaşırız
    Bir gün, bir yarım akşam.

    BEHçET NECATiGiL
    ···
  5. 30.
    0
    @73 korkma bu sofradan kalktık mı, herkesi evine kadar sağsalim zütürürüz, sabaha bir önceki geceyi anmayız... arkadaşını yarı yolda satanın topu değişilir bir sokak kaltağına...
    ···
  6. 31.
    0
    @77 eyvallah panpa...

    sen birşeyden vazgeçersin, ben herşeyden
    sen kıştan korkarsın, ben hep bahardan
    hüzünlerim yağmur oldu ağlamaktan
    döner sandım, vazgeçtim hep günahlardan
    neden, neden ayrılıklar hep sende saklı?
    bilemezsin sen bunları aşk günahtı
    hüzün değil, yüreğimde iz bıraktı
    güller suskun, ağlamaklı...
    ···
  7. 32.
    0
    @79 beni bilen bilir panpa... 7 aydır burdayım, açtığım başlık 10 tane değildir... ha bugece ne mi oldu... pencereyi açtım, sıra sıra sokak lambalarını gördüm, evlerin ışıklarını gördüm... radyoda güllü'nün şarkısı vardı o an "nasıl kendine bağladın beni, elindeyim işte oyuncak gibi" sözünü duyunca efkarlandım be... yarına bişeyim kalmaz merak etme...
    ···
  8. 33.
    0
    @82 doğru dedin birader... bi tanesi de çıkıp gibmemişti benim sol yanımı, o da oldu... lodos yemiş sandal gibi yan yan yürür olduk... eyvallah...
    ···
  9. 34.
    0
    oğlum az önce düğün fotoğraflarını gördüm lan... o kel tipsiz herif kızı gibiyorsa benim bütün dünyayı gibmem lazım amk... adaletini gibeyim dünya...

    not: 70 lik bitti, arif susam'dan geliyor: sevdan yere batsın
    ···
  10. 35.
    0
    kız zengin birisini buldu lan, tanınmış bir işaddıbının oğluyla evlendi... yeminle çocukta bir tip var sormayın amk, kesin gelinliğe burnunu silmiştir amk...

    cansu koç'tan geliyor: kömür gözlüm
    ···
  11. 36.
    0
    kızla son buluşmamızı hatırlıyorum lan... kader yazılmış bir kere, kaderi yazan kalem de kırılmış sanki... son çaylarımızı içmiştik hesabı ödeyecekken cüzdandan çıkan para ortadan ikiye yırtılmıştı...

    bu sensiz geçen beşinci nisan
    bir nisan yağmuruna ancak bu kadar tutulur insan

    erol evgin'den geliyor : hani bir sevgilin vardı
    ···
  12. 37.
    0
    bıyıklı sana gelsin

    dönebilsem en başa
    ···
  13. 38.
    +1
    @100 her gece güncelerin üzerine atılan toprak, örtmek istiyorum anıları... ne derin mezara düşmüşüm dolduramadım içimdeki boşluğu

    sana geliyor: sümer ezgü-sevdan
    ···
  14. 39.
    0
    @102, @103 sizlere gelsin

    zerrin özer-ben seni sevmeyi sevdim

    şarkının sonunda :

    hep bildim ki benim bir sevdam var
    üstüne alınma, sana gel diyen mi var?
    ···
  15. 40.
    0
    yine bakışını gördüm bugün; ama bana değil, bir başkasına...

    intizar-beni mektupsuz koyma

    Seni sevmek, bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir...
    Kaybetmeyi ve her seferinde yeniden başlamayı sevmektir seni sevmek...
    Seni sevmek, ayrılığı daha ilk dakikadan kabullenmektir...
    Ayrılık çöplüğünde aşk aramaktır seni sevmek...
    Cevapsız bir soru, sorusuz bir cevaptır aşkın...
    Kaç bilinmeyeni olduğunu bile sayamadığın bir denklemi
    çözmeye çalışmaktır seni sevmek...
    Seni sevmek, 'olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni' beklemektir...

    Seni sevmek, kafandaki hayali aşkı değil,
    hiçbir norma uymayan bir deliliği sevmektir...
    Seni sevmek, sonsuz bir denize dalmak,
    çıkışı olmayan bir tünele isteyerek girmektir...
    Cehennemde yanmaya koşa koşa gitmektir seni sevmek...
    Günahın çekiciliğine kapılmak, şeytanın yap dediğini yapmak...
    Ve ateşi güneş sanmaktır seni sevmek...
    Bitmeyen bir filmi sürekli yeni baştan seyretmektir seni sevmek...
    Seni sevmek, rüzgara kapılmak, havalanmak, uçmak...
    Ve her seferinde binlerce metreden yere çakılmaktır...
    Yaralanmış yüzünle, kanlarını temizlerken yine uçmaya çalışmak da
    Sadece seni severken yapılacak bir deliliktir...

    Seni sevmek, hiçbir şeye sahip değilken,
    dünyalar sana aitmiş gibi mutlu olmaktır...
    Seni sevmek, en basit haliyle yalandır, her seferinde yeniden kanılan...
    Bir kez daha kanmak için aylarca beklenen, bir yalandır...
    Seni sevmek, herkesin aklına meydan okumaktır...
    Tüm doğru şıkları reddedip, bile bile bir yanlışı seçmektir seni sevmek...
    Akılla kalbin bitmeyen kavgasını başlatmaktır...
    Seni sevmek, kimselere açıklanamayan, kendine bile anlatılamayan...
    Lanetli bir hastalık gibi saklanan, tuhaf bir hikayedir...
    Seni sevmek bir hikayede hayat bulmaktır...
    Hayatını bir hikayenin peşinden sürüklemek, bir roman karakteri olmak...
    Romanın diğer karakterlerince acınarak bakılmaktır...
    Seni sevmek, kimsenin göze alamayacağı bir kavgaya girmek...
    Ve sonunda kahramanca ölmektir...
    Seni sevmek, her seferinde yenilmektir...
    Daha güzel yenilmek için yeniden başlamaktır...

    Seni sevmek, dünyanın en güzelini sevmektir...
    Kendi sevgine bile aşık olmaktır seni sevmek...
    Hiç kimsenin başaramayacağını başarmaktır seni sevmek...
    Dünyada en az bir kez mutlaka yaşanması gereken bir duygudur seni sevmek...
    Aşkını bu kadar çok olumsuz öğe ile tarif ettikten sonra...
    Yazının sonunda, bir kez daha sana aşık olmaktır, seni sevmek...
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    0
    Ah hüznümün mimarı,
    Ah beni gençliğimden vuran gümüş kurşunum
    Bil ki bu senin için içtiğim son demli çaydır
    Ve bu kahve gözlerdeki son nemli andır
    Alnıma öpüp de koyduğum aşkı lekeledin ya,
    işte bu bana verdiğin en son ziyandır…

    kamuran akkor-unutursun biliyorum

    PAZAR AKŞAMLARI

    Şimdi kılıksızım, fakat
    Borçlarımı ödedikten sonra
    ihtimal bir kat da yeni esvabım olacak
    Ve ihtimal sen
    Yine beni sevmeyeceksin.
    Bununla beraber pazar akşamları
    Sizin mahalleden geçerken
    Süslenmiş olarak
    Zannediyor musun ki ben de sana
    Şimdiki kadar kıymet vereceğim?

    Orhan Veli kanık
    ···
  17. 42.
    0
    gittiğin gibi mi hatırlasam seni, yoksa benimle konuşmak için utana sıkıla çırpındığın gibi mi? 1 buçuk sene geçti kocaman bir denizin kocanı senin elinden alışının üzerinden. o tuzlu sular mıydı kocanın ciğerine dolan boğmak için yoksa senin günahların mıydı. inan hiçbir şey hatırlamak istemiyorum. çocuğunu düşünüyorum yoruluyorum. dinlenmek istiyorum yaşlanıncaya kadar uyuyarak. dinlenmesi gereken ben miyim yoksa şarkılar mı? ben seni sevmenin kefareti dedim; salıvermedim ahımı peşine. beni de kocaman bir deniz mi boğardı yoksa ışıkları açmadan yaktığım mumun isi mi? sen yokken daha değerlisin sanki.
    ···