+148
-14
Salı günü ağ temelleri dersi arasında bizim üniversitenin kantininde arkadaşlarla oturuyoruz. Kantinin çaycısı ismail abi var bizim baya komik adamdır. Eski kafalı konuşması falan tuhaf biridir ama öğrencinin dilinden derdinden anlar tecrübeli adam sonuçta belki de bu üniversitenin en eski hocasından daha eskidir.
Çay söyledik 4 tane sırada bekliyoruz, bizim pij kaan sakallarının yanlarını kestirmiş çene altından bırakmış keçimsi kirli sakal gibi gibimsonik bişi yaptırmış berkanlara soruyor nasıl olmuş falan diye. Bunlarda aralarında konuşuyorlar on numara olmuş kanka falan diye. ismail abide kulak misafiri bu duruma sonra durup bana dedi ... sende niye sakal çıkmıyor? Bir an duraksadım. Şu an vereceğim cevap arkadaş ortamımdaki karizmamım sürdürülebilirliğini etkileyecek bir cevaptı ve ben bundan ustalıkla kurtulmalıydım. Yanımdakilere baktım hepsi evde jilet bıçağı kalmamışçasına sakalları olan işid ajanı tipte çocuklardı. Abi ben baby face seviyorum dedim, huur çocuğu kaan; köse abi o onda sakal çıkmıyor demesiyle yoğun bir kahkaha tufanına maruz kaldım. ismail abi: olur mu öyle şey erkek adam sakalsız olur mu bak sana bi tarif verecem dedi. Bi diş sarımsağın kabuğunu soy bıçakla ez suyu çıksın sonra üzerine tuz serp suratına sertçe sür dedi. Abi dedim benim öyle şeylerle işim olmaz takılmıyorum zaten askerde kafam rahat olur dedim. Sen yine de aklında bulundur dedi. Çayları aldık geçtik masaya derse saatine kadar oturduk.
Akşam saati her zaman ki gibi league of legends falan takılıyorum feedlemeler falan (takım noob). Telefona bildirim geldi ezgi'den (hoşlandığım şahıs). Bu gün kafe de neye güldünüz falan dedi. Ben dedim yok bişi öyle boş muhabbetler falan. Dedi ben biliyorum kaanla konuştum takılma sakal muhabbetine elbet bi gün çıkar hem yaşın daha genç. Ulan kaan yanımda olacak bir temiz sopalardım ki, yarın ilk iş iyi bir giydirecektim o kesindi ama şuan belkide potansiyel sevdiceğime cevap vermeliydim. Dedim ya yok öyle bişi falan ama nafile. Sonra boş muhabbetler edip iyi geceler mesajı atıp yattık.
Saat olmuş 3 yatakta dönüyorum aklıma ezginin yaptığı sakal muhabbeti kafede dönen kahkahalara falan geliyor. Hiç .ikimde olmayan konu birden memleket meselesine dönmüştü kaçarı yok artık o bilge kişilik ismail abinin meşhur formülünü deneyecektim.
Mutfağa geçip bir bıçak aldım ve aynen ismail abinin tarif ettiği şekilde sarmısağın kabuğunu soyup bastırıp suyunu çıkardım üzerine de tuz döküp geçtim banyodaki aynanın karşısına. Başladım sağ kulağımın ordan yanaklarıma ve çene altıma sürmeye. Ulan var ya nasıl yanıyor ağlayacağım nerdeyse ama sevdiceğim ve o balta girmez orman gibi sakallarım için değecekti. Tamamen sürdükten sonra bir yarım saat kadar bekleyip yüzümü iyice yıkadım. Yatağa yatıp yarın çıkacak olan sakallarımı hayal ettim.
Sabah uyandığımda ilk işim koşa koşa odanın karşısında ki aynanın karşısına geçmek oldu. Artık hazırdım, kahvaltı yaparken peynir parçacıklarının sakallarım arasında kaybolacağı zamanlar yakındı ve artık her üniversite öğrencisinin gibi benimde kirli sakalım olacaktı yada ben öyle sanıyordum. Dostlar aynaya baktığımda gözlerim yaşardı yalan söylemiyorum en az 5 dakika ağladım. Hayatınızda bu kadar parlak yanaklar göremezdiniz. Aynanın yansımasını yanaklarımdan görebiliyordum. Kalan 3 - 5 tel sakalım da dökülmüş ve sinek kaydı sakala yeni bir boyut getirmiştim. ismail abinin verdiği formül yüzünden sakal köklerim yanmış ve olan 3 - 5 sakalımdan olduğum gibi ayvacık tüylerimden olmuştum.
Bu gün o günler aklıma geliyor da hala hüzünleniyorum. Üzerinden 2 sene geçti ve hala yanaklarımda 1 adet tüy tanesini bile bulamıyorum. Çalıştığım ofiste herkes sabahları sinek kaydı traş yapmak için harcadığı sürede ben alarmı daha geç kurarak daha fazla uyuyorum.
Siz siz olun böyle formüllere inanmayın ve bir am uğruna gaza gelip böyle formüller uygulamayın benden size abi yada kardeş tavsiyesi.
Tümünü Göster