ben de anlatıyorum panpalar

kankalar birazdan hikayemi anlatmaya başlayacağım. bi müzikleri sıralayım, yazmaya başlıyorum.

evet panpalar. Üniversiteyi kazandığım yıl, ilk defa memleketimden farklı bi şehire çıkma fırsatım olmuştu. daha önce bi kaç yere gitmiştim ama ya çok küçüktüm ya da en fazla 2-3 gün kalmışımdır. Neyse üniversiteyi eskişehirde okuyordum. ilk sene hazırlık vardı. kafaya koymustum ingilizceyi çok sağlam öğrenecektim. work and travel denen dalganın reklamlarına denk geldim. yaz tatiline amerikada hem gezerek hem çalışarak geçirmek için çok iyi bir fırsattı.

daha okulun ilk 2.3 ayıydı ki bu işe sarmıştım ben. admaalrın ofisine gidip, bi görüşeyim dedim. adam direk kafaladı zaten. bu işin bini olmuşlar amk. resmen bi hollywood starı gibi yaşayacaktım amerika'da. öyle bi tablo çiziyor işte bu orosbu çocukları. ilk yaz tatilimde yani 2005 in yaz tatilinde Alaskaya gittim panpalar. bi eğlence parkında çalıştım. ingilziceyi biliyorum sanıyorsun ama aslında bi gibim bilmiyorsun. böyle bildiğin malak gibi gittim, geldim. benden başka 4 tane daha türk vardı ama aralarındaki bi sap çok orosbu çocuguydu. benim inglizcemle falan alay ediyormuş. sonradan öğrendim. onu da slovakyalı oda arkadaiım söylemişti. esaslı çocuklardı amk. gyavur dersin, gavat dersin ama adam gibi adamdılar amk. neyse 2 ay 1 hafta kadar orda kalıp tr ye döndüm panpalar. asıl olay takip eden yıllarda başlıyor zaten

panpa takip eden yıl yani 2006 yazında da california'ya gittip. bi hostelin restoranında çalışacaktım. gittim amk 2 ay bana bulaşık yıkattı orosbu çocukları. bırakıp gelme gibi bi imkanında yok. o kadar masraf etmişssin. dönsen millete ne diycen amk? bulaşık yıkatıyorlardı kaçtım geldim mi diyecen. zaten borç parayla gitmişim. o yazıda atlattık veee 2007 yazı geldi panpalar. 2007 yazında yine aynı mekana ama bu sefer kahvaltı şefi olarak gdiyordum. okul erken kapandığı içinde Mayıs ayında orda olacaktım. yani biraz para kazanabilecektim.

aynıu mekanda gecen sene de çalıştığım için tanıdık kimseler vardı. ingilizcem falan da düzelmişti. önceden de tanıdıklar olduğu için çok dha rahattım. mekan sanki babamın nmekanıydı amk. pgibolojik olarak olayları kafamda çözmüştüm yani. gayet de komik bi elemandım. yabancı aksanlı oldugum için ne konuşsam adamların hoşuna gidiyordu. ayrıca milf lere falanda yazdığım için bayağı sempati toplamıştım. türkiyede olsam ipe zütürürler amk ama orda acayip popülarite yapmıştı bu ve benzeri binlikler.

@14 2000 dolar flaandı o zaman totalde. sonra analtırım onları dur.

küçük yaşta abimi kaybettiğim için de olsa gerek, hayatla çok barışık değildim. arkadaş ortamalrında gayet de şen şakrark adamım. ama sürekli kendimde bi ekgiblik hissederdim. yalnızlık, melankoli, vsç artık liseli tribi mi ergenlik tribi mi bilmiyorum ama yalnızlık çok taktan bi trip.

neyse moruk mekan da benim gibi çalışmaya gelmiş başka öğrencilerde vardı. polonyadan ukraynadan rusyadan beyaz rusyadan kolombiyadan. hepside hatundu amk. yabancı erkek olarak bi ben vardım. 2 türk daha vardı ama ingilizceleri kötü olduğu için ortamalra giremediler. bi de onlar bulaşıkcı oldukları için sürekli kamera arkasındaki kahramanlar gibiydiler. varlıkları yoklukları çok fark yapmıyordu.

panpalar, ortamda karı syaısının fazla olması büyük avantajdıç bu yaz sex yapmadan yurda dönmek haramdı. hatunlar sürekli etrafımdaydıç birlikte yemek yiyorduk, birlikte yüzmeye gidiyorduk vs vs. hatunları fil izlemek maksatıyla odama çağırıyordum. her film sonrasında da hangimizin boyu daha uzun ayağına kapıya yaslıyordumç ilk 2 gün içinde bi rusla yiyiştim. sonra beyaz rusyalıyla ayak üstü yiyişmeler derken ilk haftanın sonu ikinci haftanın başlarında o geldi. dıbına koyim aga direk aklım uçtu. yoktu böyle bişey. ki ben türkiye deyken sadece lisede aşık olmuş biriyim. kolay kolay da elektrik alamıyan biriyim.

beyler hatun esmer, benim boylarımda, kömür gibi gözleri, pamuk gibi yanakları, simsiyah saçları. çok güzeldi benim için. önce masamıza yaklaştı. o da o yaz orda çalışacakmış. ürkekce oturdu masamıza. ben tabi diğer karılarla gırgır şamata derken bu hatunuda sürekli kesiyorum. bayağı yorgun görünüyordu. Kolombiyalı olan diğer kızla biraz konıştu. sonra morali düzelsin diye iki espride ona yaptım. yanıan gittim falan. başarılıydım. gülmüştü biraz. ilerleyen saatlerde neden üzgün durdugunu sordum. havalanından yanlış araça binmiş. gelmesi gereken istikametin tam tersine gitmiş. sonra dayının biri rahatsız etmiş biraz falan. annemi aradım, ağladım biraz dedi. çocukca anlattı. resmen çocuktu aslında. ama çok tatlıydı be panpalar. dıbına koyim offf

fon müziğe şunu alın http://fizy.com/#s/1h009x

panpalar, neyse o gece oldu. hatun sürekli aklımda, adım adım çıktım merdivenleri. çadır tarzı, izole edilmiş 2 3 kişilik tent cabin ime girdim. ailemden, yurdumdan 2 okyanus uzaklıkta bir yerdeyim. yıllar önce kaybettiğim genç abim de sürekli aklımda. bu hatunu görükten sonra yeniden bi heycanlanma oldu içimde. keşke heme nsabah olsaydı amk. hemen olsaydı da yine görseydim hatunu. biraz geç oldu ama neyseki güneş sonunda doğdu amk. sabah 6 da çalışmaya başlıyordum. kahvaltı hazırlıyordum işte. bi yandan yumurtalarla haşır neşirken bi yandan da restoranın içini kesiyordum ki acaba hatun uyanıp da gelmiş miydi? gidecek başka yeri yoktu zaten. hostel ormanlık bi alanın ortasında tek katlı ağaç evlerden inşa edilmişti. etrafta sosyal faaliyet için bi gibim yoktu. varsa yoksa bu cafe tarzında restorandı.

panpalar her gün diğer kızlarla oturup yemek yemeye devam ediyorduk. bu hatun ne zaman görünse direk ona yavşıyordum ama. iskambil kapıtlarıyla kule yapıyorduç gittim oturdum yanına. pek oralı olmuyor. ulan öteki karılar ağzımın içine giriyor ama bu hatun pas vermiyordu. kağıttan yaptığı kulesini yıktım, istediğini alamayan bi çocuk gibi. biraz ilgi istiyordum ama çirkinleşmiştim. ne yapıyorsun sen dedi. benle konuşmanı istiyorum dedim. biraz konuştuk falan. bana ispanyolca öğretsene dedim. ana dili ispanyolcaydı. böylelikle daha rahat yanına sokulabilecektim.

uno dos tres falan derken, aslında gibimde değildi ispanyolca falan. ben hatuna direk yazılıyordum ama o pek oralı olmuyordu. bir gün peçete üstünde kelime oyunları yaptım. o peçeteyi de hala saklıyorum. ya seni seviyorum desem yazdım ders çalıştığımız peçetenin üstüne. komiksin derim dedi. sence komik ama ben ciddiyim desem dedim. güldü. o gün de öylece geçti velhasıl. nerden baksan 1 hafta falan olmuştu. ben artık kafayı yiyecektim. iş arakdaşımla falan sürekli bu konuda konuşuyordum. kasiyer kızda lafları benim hatuna yetiştiriyormuş.

çöşşş dinleyen var mı lan panpalar _

panpa artık hatuna direk açılmanın vakti geliyordu ama çokda yüz vermiyordu. ben artık gemileri yakmıştım. ilk fırsatta direk direk açılacaktım. bir gün misafir mutfağıdna oturuyorduk birlikte. konuşuyorduk öyle havadna sudan. ben çıkıyom ya dedi çıktı gitti. lan nasıl züt oldum ama amk. biz adam değil miydik? ne demek gidiyom deyip gitmek. ben deli gibi aşığım, hatun resmen zütünü dönüp çıkıyor gidiyor falan.

arkasından çıktım sinirlice, seslendim. sen ne yaptığını sanıyorsun dedim. cafeye gidiyorum dedi. ee burda konuşuyorduk ya dedim. sıkıldım dedi. nasıl yani dedim. sen şaka mı yapıyorsun dedim. acayip sinir olmuştum. 2 haftadır peşindeyim, sendne hoşlandığımı çok iyi biliyorsun ama hiö oralı değilsin dedim. sanki bendne hoşlanmak zorundayd amk. ama diğer kızların hepsi tavdı amk. bu hatunda hoşlanmalıydı.

farkındayım ama olmaz dedi. nedne dedim, mesafeler den bahsetti. uzaklık falan dedi. koyarım uzaklığına dedim. arkama bakmadna çektim gittim. o da şaşırdı. merdivenlerde öylece kaldı

param ikileminden başka okuyan var mı oglum? burda boş yere triplere sokmayın beni amıklar

her an aklımda. off oldugun günler cafeye gidip onun yemek yediği masay otururdum. kahvaltısını fix hep bu masada yapardı. ben başka yere otursam muhtemelen o kalkıp gelmezdi. o riski hiç almadan ben direk onun her daim oturduğu masaya oturmuştum. birazdan uyanıp gelmesi lazımdı. geldi. önceki günkü mevzular olmamış gibi muhabbete devam ediyorduk ama etkilenmişti. belliydi. işin peşini bırakmadım. 2 hafta flan geçmişti. o akşam öpmem lazımdı artık. böyle olmuyordu. sabahtan akşama kadar nasıl öperim planları dönüyordu kafamda. daha çıkmıyorduk bile amk. tersleme ihtimalide çok yüksekti.

kafamad kurdum aga kesin akrarlıydım. bu hatunu hep sevecktim, onu da kendime aşık edecektim. hep beraber olacaktık. ama önce onu öpmeliydim. böyle ürkütmeden hafifçe. abazan öpücüğü değilde aşkından geberiyom öpücüğü olmalıydı. akşama kadar beraberdik. ispanyolca falan çalışıyorduk işte. ders çalışırken hele ki gündüz gözü cafe de bu iş olmazdı. ters tepmesi durumunda çok züt olurdum. züt olmaktanda geçtim hatunu bi dha kazanamazdım. neyse panpalar akşam oldu. tüm gün planını yaptığım öpücük mevzusunu gerçekleştirecektim. kesindi

panpalar akşam oldu. hatunun odası benim odayla aynı yol üzerindeydi. ama benim odaya varmadan bu patikadna sola dönüp kendi odasına gidiyordu. merdivenler, patikalar herşey ahşaptandı. gayet otantik bir ortamdı yani.

hatun odasına gideceğini söylediğinde aslında hem sevinmiştim hem üzülmüştüm. aslında saat dha erkendi. ben mi çok sıkıcıydım acaba ? sevinçliydim çğnkü öpme olayını gerçekleştirecektim. hatun odasıan gideceiğini söylediğinde hemen ardına düştüm panpalar. 20 metre tahta yoldan yürüyüp sola dönecek ben ise 50 metre falan daha devam edip odama çıkacaktım. ama bu akşam böyle olmayacaktı. odama onu öpmedene çıkmak yoktu. kesin kararlıydım. öpmeliydim.

panpa hatunun her attığı adım, onu öpeceğim yol ayrımına yakınlaştırıyordu ikimizide. herşey kafamda çok hızlı dönüyordu. o yol ayrımının orda iyi geceler deyip en azından yanağından öpmeliydim. son 15 adım falan kalmıştı. provayı kafamda bir kez daha dönderdim. çok heycanlıydım. yumuşacık yanaklarını hissedcektim. ama onun haberi bile yoktu henüz. son 5 adım kalmıştı yol ayrımına. her adımda yüreğimin atışı iç organlarımı parçalıyordu. depremler oluyordu yüreğimde. hayatımın dönüm noktasıydı. o andan sonra herşey çok güzel olacaktı.