ben de anlatıyorum panpalar

eskisehire dondum, okula devam ediyorum. hatunlada sürekli haberleşiyoruz. gitar falan almıştım amerkadan, onları gelir gelmez nakide çevirdim. hatun türkiyeye gelecekti. yavaştan belgeleri hazırlamaya başladık.

maddi olarak onun da imkanları iyi değildi. ben de yardımcı oldum. günler yaklaştı. herşey yolundaydı. vizesini almadna önce uçak biletini almıştık bileç vize zaten kesindi.

gibem vize bi geldi, aldığımız uçak biletiyle tarihler uyuşmuyor. hemen havayolunu aradık. uygun tarihlerde uçuşlar dolu. vize tarihinden 1 hafta sonrasına bi yer bulabildik, onun içinde ekstradan 500 dolar istiyorlar. ulan 2 gündür yer bulamadık diye belam gibilmiş zaten bu sefer de yer bulduk 500 doalr lazım.

bende yok, hatunda da yok. evden istesem, onlarda da yoktur.

hatunla skypeda görüşürken zilleri çaldı, gelen teyzesiymiş. hatunu gözü yaşı görünce ne oldu diye sormuş. hatun duurmu anlatınca da tamam ben veririrm 500 doalr demiş.

mına koyim tekrar hayata döndük. hemen biletini falan da ayarladı. bir kaç haftaya türkiyeye gelecekti. herşey hazır.

bi mola daha verem. kimler okuyor bu arada?

günler geçti ve hatun artık türkiyeye gelecekti. aylardır süren özlem, hasret yerini yeniden sevinçe heycana bırakmıştı. herşey tekrar eskisi gibi öok güzel olacaktı. ilk olarak brezilyaya uçup ordan aktarma yaparak parise gelcek ordan da istanbula inecekti. uçuş yaklaşık 25 saat falandı. eskişehirde evdeydim. uçağının iniş kalkış saatlerini internetten takip ediyordum. vee ilk uçağı kendi ülkesindne brezilyaya doğru havalanmıştı. ben de bir kaç saat sonra istanbula doğru koyulacaktım. brezilyaya indiginde aradı. sesi kegib kegibti ama çok güzeldi. mutluluktan ucuyordum.

heycanlı heycanlı yola koyuldum. otobüse binip istanbula gidecektim. tüm yol boyunca mutluluktan ölecektim. havalanına vardım. dış hatlarda bekliyordum. daha zaman vardı. sağda solda sürtüyordum. banklarda oturup zaman geçiriyordum. çıkış kapısının önüce geliyor, çıkacağı anı hayal ediyordum. ona nasıl sarılacaktım, nasıl öpecektim, nasıl yeniden kokusunu içine çekecektim. herşey çok güzel olacaktı. onun kapıdan çıkış anı , beklediğim 5 ayın her saniyesine değiecekti. ufak bi su aldım, pahalıda olsa. heycanımı bi nebze bastırır belki diye. bekliyordum bekliyordum bekliyordum

havalanındaki ekranda son dakika haberi geçiyordu. bir anda herkes şaşırmış vaziyetteydi. bi uçak kazası olmuştu ama neyseki o uçak istanbula gelen uçaklardan birisi değildi. herkes derin bir nefes almıştı ama benim için aldığım her nefes boğazıma saplanan bir hancerdi.

ağlıyordum ama bağıramıyordum. bir anda dünya ters dönmüştü. artık herşey rengini yitiriyor, siyah beyaz oluyordu. kendimde değildim. gözlerim yavaştan kayıyordu. göz yaşlarım dudaklarımı yakıyordu. düşen uçak , airfrance 447 numaralı , rio de janeiro (brezilya)- paris uçağıydı.

ömrüm boyunca en çok sevdiğim insan, birliktelik hayalleri kurduğum, gülünce gamzeleriyle mutluluk saçan, aylardır beklediğim o kişi kazada hayatını kaybeden 228 kişinin arasındaydı.

olduğum yere bayılmışım. bir kaç gün yoğun bakımda yattım. ailem, arkadaşlarım istanbula akın ettiler. kendime geldim ama artık ben, ben değildim. hala da değilim.

işte böyle panpalar. sevdiklerinizin kıymetini bilin.

panpalar, uçak kazası hariç, gerisi gerçektir. hafif action katayım dedim.

havalanında bekledim panpalar. ve hatun geldi. kapıdan çıkmasıyla, dünyalar benim oldu mına koyim. sarıldım, öptüm, kokladım. dünyada bunun üstüne mutluluk yoktur. sabahı bekledik havalanında, kahbe falan içtik. sabah oluncada atlayıp eskişehire geldik.

ilk defa kar'ı da türkiyede gördü. kar topu neyinde oynadık. 3 haftamız vardı. günümüzü gün ettik. benim memlekete gittik. annemle babamla tanıştı. onlarda çok sevdiler. müstakbel gelin gözüyle bakıyorlardı direk. her şey on numarayken gene o gibtiğimin ayrılık vakti geldi. hatun tekrar memlekete döndü. ama sürekli ritibattaydık. takip eden yaz tatilinde benim staj yapmam lazımdı. onun çin ameirkaya gidemeycektim. yani o yaz görüşemedik. o yaz litvanaya gittim 1 haftalığına. orda bi kızla öpüştük falan ama acayip pimşman oldum. en son gecen yaz yine amerikaya gittim. o da geldi. önceki çalıştığımız mekana gittik yine.

aradan 1 bucuk sene geçmişti amk.

aradan geçen zaman çok şey zütürmüştü panpalar. son zamanlar internette de çok kavga eder olduyduk. yüz yüze görüğünce kalmaz diyordum ama öyle olmadı. tüm suç hatunda değil tabi hatta çoğu bende. her şeyine karışır oldum. o benim dediklerimi yapmadıkca ben de ona olan ilgimi azalttım. eşşekler gibi de seviyordum hala da seviyorum.

geçen yaz baya kavgalı falan geçti. neyse tatil sonunda onun ülkesine gittik. 1 hafta orda kalacaktım. annesiyle ablasıyla tanıştım. beni çok sevdiler. hatunla da hiç kavga etmiyorduk. eskiksi gibi mutluyduk.

1 hafta sonra türkiyeye dönmeliyıydım artık. okul da bitti, iş bulmalıydım. iş bulup, hatunuda türkiyeye alacaktım direk.

@104 litvanyada başka bi karıyla öpüştüm kanka. ama asıl aklımda kendi hatunum vardı. sonuçta ona ihanet etmek istemezdim hiç bir zamanç

panpalar ayrılk vakti hatun gitme diye ağladı ama elden gelen bişey yoktu. döndüm türkiyeye. netten muhabbete devam ediyoruz falan derken bi tartıştık. tamam dedim ayrılalım. ağzıma sıçayım. hatun 1 ay boyunca yapma dedı. yanlış yapıyorsun dedi. dinlemedim. yok ayrılk daha iyisi dedim. iş görüşmesine falan gidiyordum.

askerlikten dolayı işe giremedim, züt gibi ortada kaldım. askerliğe baş vurdum ama daha 3 ay vardı amk. geçtiğimiz nisanda gittim işte askere. sonra ben ahtuna çok dil döktüm, yalvardım. güvenimi kırdın dedi. en zor günlerimde beni yüz üstü bıraktın dedi. pgibologa falan gitmiş. hatun haklıydı, en zor günleriydi. evlerine falan ipotekteydi. babası annesindne ayrıydı ama bankaya borç yapmış. evide ipotek etmiş.

yani bayağı bi zor zamanlar geçiriyordu. sonra askerde benim zütüm gibildi. her seferinde sıcak bir ses duyarım ümidiyle aradım. her seferinde odemese de ben seni seviyorum diyecem diye aradım. ama o soğuk konuşması her seferinde boğazıma düğümledi seni seviyorumu.

nuh dedi peygamber demedi velhasıl. bi kere hata yaptım, kafamı gibeyim.

panpalar şimdi işe girecem. dıbına koyim ali ağaoğlu olsam gibimde değil. bugün ölsem gözüm arkada, mutsuz ölürüm. hatunla geçirdiğim o güzel anları bi daha gibsen yaşayamıyacam. parayı denkleştireyim, ansızın basıp hatunun ülkesine gidecem. belki o zaman ikna ederim.

panpalar devamı yok. hatunla şu anda ayrıyız. onun ülkesine gidipte ikna edebilrsem, hikaye de devam eder.

hepinizi seviyorum panpalar. dinleyicilerime teşekkür ederim.

dıbına koyim. az önce konuştum hatunla. 1 haftadır konuşmuyordum. gene buz gibi sesi. diyom birisi var mı hayatında cevap vermiyor. yok mu diyorum cevap vermiyor. öyleyse var diyorum. öyle bişey demedim diyor.

benim için önemli diyorum gene de cevap vermiyor. peki dedim yeni bi hatunla çıkmalı mıyım dedim. senin için iyi olur galiba diyor. aha dedim kesin biriyle çıkıyon sen. gene öyle bişey demedim diyor

hatun gitmiş vesselam panpalar. sesindeki o soğukluğu duyduktan sonra zaten ızdırabını gibiim.

yeni hatunlara yol almak lazım

it is impossible between you and me .son cumlesi de bu oldu. vay amina koy'm esaretini gibtigimin dunyasi. daha da ararsam agzima sicayim kafami gibeyim.