ben de anlatıcam amk

##

7 kasım..

saat 3 gibi telefonun sesine uyandım.
emir..

“nerdesin” dedi.
“yurttayım emir, bi şey mi oldu?” dedim.
“uyuyo muydun sen?” dedi.
“evet ama uyandım artık” dedim.
“gece uyumadın mı” dedi.
“ondan önceki gece de uyumadım” dedim.
“kalk hadi msne gel de konuşalım” dedi.

korktum.
gitmek istemedim.
ama, yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
gibe gibe gittim.

##

“anlat şimdi” dedi.
“neyi emir?” dedim.
“ekin, salak olmadığını ikimiz de biliyoruz. neyi anlatman gerektiğini de biliyoruz. yorma da anlat” dedi.
“emir, gerçekten, tam olarak neyi soruyosun bana? ne bilmek istiyosun?” dedim.
“nasıl aşık olduğunu öğrenmek istiyorum.” dedi.
anlattım.
“doğum günümde oldu” dedim, “sana sarılınca.”

msnde 3 saat falan konuştuk.
geleceğe yönelik tek kelime etmedik.
emir çıktı msnden.

yaklaşık 15 dakika sonra bi mesaj geldi.
tanımadığım bi avea numarası.
“ekin ben emir, beni bu numaradan ara.”

##

aradım.

“la biz o kadar saat konuştuk; ama, bundan sonra ne yapacağımızı konuşmadık” dedi.
“ne gibi emir?” dedim.
“karar senin ekin” dedi, “sen söyleyeceksin. bana ya “sevgilim ol, ne yaşanacaksa yaşayalım” diyeceksin, ya da dünkü konuşma olmamış gibi yapıcaz.”

dondum.
kararı bana bıraktı.

“emir” dedim, “sana dün de sordum. “bana aşık mısın” dedim. bugün, cevabın dünkünden farklı mı?”
“bilmiyorum.”
“bilmiyosan unut o zaman.”
“ekin, bana “sevgilim ol” de.”
“demem. sırf ben sana aşık oldum diye sana “sevgilim ol” demem ben. eğer sen benim sevgilim olacaksan, beni sevdiğin için olursun. ben seni sevdiğim için değil. yarın öbür gün bi başkası gelip “emir ben sana aşık oldum” dediğinde ona da aynı şeyleri söylemeyeceğini bilemem.”
“ekin, anla artık, kimse sen değil. senin söylemiş olman hiçbir şeyi değiştirmez. bu sadece senin daha cesur olduğunu gösterir.”
“anladım.”
“sevgilin miyim?”
“sevgilimsin.”

emir..
benim sevgilim..
en iyi arkadaşım..
tek sırdaşım..
aşkım..

##

sonra, konuştuk biraz.
annesinin hemşire olduğunu, babasının dekorasyon işinde serbest çalıştığını öğrendim.
kardeşi, ela’yı daha önceden anlatmıştı zaten bana, liseye başladı o sene.
annemin öğretmen, babamın subay olduğunu, kardeşimin, efe’nin, 6.sınıfa başladığını öğrendi.

ben bilmiyodum.
o güne kadar, adamın maddi durumu hakkında hiçbir şey bilmiyodum.
o gün de tam olarak idrak ettiğim söylenemez.
parası umrumda değildi çünkü.
ben ona aşıktım.
o bana değildi.
sadece aşık olmayı deniyodu.

##

akşam kontör almış.
mesajlaştık.

“ekin” dedi, “sana bi şey söylemem lazım. sen şimdiye kadar, sadece leyla’yı bildin. ama sana hep en az iki sevgilim olduğunu söylesem, ama bundan sonra sadece sen olacaksın desem, bana inanır mısın?” dedi.
“eğer sen, ben kendimi en yakın arkadaşın zannederken bana güvenip de bunu söylemediysen, şimdi nasıl inanmamı beklersin benden?” dedim.
“böyle bi şey yaptığıma bi an bile inandıysan bi daha düşün ekin” dedi.
“her söylediğine inanıyorum işte, daha ne istiyosun ki” dedim.
konu kapandı.

iyi geceler dileyip yattık.

##

sonraki birkaç gün, arkadaşlarından avea hat bulup çaldırdı beni, ben aradım onu.
veya annesinden aradı.
ama hiçbir zaman öyle yeni sevgili bulmuş züppeler gibi saatlerce konuşmadık.
günde en fazla 1 saat konuşmuşuzdur.
adam öss’ye girecek, dersaneye gidiyo.
üstüme düşen sorumluluğun farkındayım.
eğer o sene kazanamazsa, bütün sorumluluk bende.
ailesi bütün suçu bana yükleyecek.
o yüzden, ilk başlarda anlayışlı olmaya, çok bunaltmamaya çalıştım.

ilk birkaç gün, sevgi sözcükleri kullanmada zorlandım.
kullandığım zaman da bedeli çok ağır oldu.

##

10 kasım..

“emir, aşk var mı?”
“var ekin.”

emir aşık olmuş.
ve bunu kabullenmiş.
ama benim sorum..
ne zamandır var?
ben söylemeden de var mıydı, yoksa ben söyledikten sonra mı oldu?

ben, buna hiç cevap alamadım emir’den.
“önemli olan şimdi sana aşık olmam” dedi hep.

emir bana aşık.
hayatımın en mutlu gününü yaşıyorum.
özel bi şey yapmak istedim.

##

“aşkım..” dedim.
“leyla” dedi.

kalbime bıçak saplanmış gibi oldu.

“emir” dedim, “noldu leyla’ya?”
“az önce önümden geçti” dedi.
“beni görmedi” dedi.
“biliyo musun, iki gün sonra leyla’nın doğum günü” dedi.
“sen bana bi şey mi diyodun?” dedi.

gözyaşımı sildim.
“yok emir” dedim, “hiçbir şey söylemedim.”

leyla..
birden, burak’ın beni selin için terk edişi geldi aklıma.
“hayır” dedim kendi kendime. “emir burak değil. emir o kadar şerefsiz değil. aklı hala leyla’da olsa benimle olmaz.”

##

12 kasım..

ela, emir’in telefonunu karıştırmış.
benim mesajlarımı bulmuş.
yani, emir’in ailesi beni öğrendi.

efe de kendi keşfetti.
“sevgilin mi var senin?” dedi.
“öyle oldu” dedim.
“emir mi?” dedi.
“nerden bildin?” dedim.
“biz bekliyoduk, sen uyu daha. mal” dedi.

böylece, ilk hafta dolmadan aileler öğrendi.

##

13 kasım..

emir’den msn şifresini istedim.
“napıcaksın” dedi.
“merak ettim. sen benimkini merak etmiyo musun?” dedim.
“engellilerin engelini kaldırma” dedi.
“tamam” dedim.

şifresini aldım.
şifremi verdim.

msni açtım.
leyla online.
ben, daha yazıp yazmama konusunda kararsızken, leyla ileti gönderdi.

##

“cnmmmm”
“efendm” yazdım.
“nbr” dedi.
“iyidir, sen?” dedim
“iim yha nolsn işte aynı şeyler. görüşelm bi ara. ösledim. arayı çok açmayalm cnm” dedi.
“senin ilkokul öğretmenini gibeyim amk kevaşesi” diyemedim tabi.
“olur leyla” dedim.
“tmm cnm öptm seni” dedi.
“görüşürüz” dedim , çıktım.

@ sinn3r

aşık olduğum adamın babası olmadığını anladı yavaş yavaş.
“ekin” dedi.
ben, bi an, her şeyi unutup “ne kadar güzel bi adım varmış amk” diye düşündüm.
onun sesinde bütün anlamlarından sıyrılıp başka bi anlama büründü.
kulağıma çok kutsal bi şey söyleniyomuş gibi geldi.
ben, emir’in, bana sadece adımı söyleyerek beni ağlattığını bilirim.

bu nedir yaaa... ağzıma sıçtın... bu nasıl bir cümle nasıl bir duygu...

##

emir’e hiçbir şey söylemedim.
bi şeyler olduğunu sezdi ama sormadı.
bi kaç gün leyla’yla muhabbetlerimiz hep böyle “cnm”lı “öptm”lü devam etti.

hakan’la konuştum.
anlattım olayı.
“sanmıyorum” dedi, “emir leyla meselesini kapattı. seni de aldatmaz.”
“bak hakan” dedim. “o mesele kapanmaz. görürsün.”
“uzatma ekin” dedi.
“uzatmıyorum” dedim. “ben emir’in sevgilisiyim. leyla haddini bilecek.”

##

bi akşam, yine msnde leyla’nın cnmmlı muhabbetlerini dinliyorum.
“sen emir değilsin” dedi.
“nerden çıkardın” dedim.
“biliyorum” dedi.
“leyla, nerden anladın” dedim.
“emir’in bana söylediği özel şeyler vardı, sen söylemedin” dedi.

dıbına kodumun huursu.
emir ne söylüyodu sana?
ben, zamanında o kızı kanırta kanırta gibtirmediğim için çok pişmanım.
sırf emir’i incitmemek için sustum, çok pişmanım.
ben sustum diye o huur arkadaşlarına beni gibtirmeye kalktı çünkü.
neyse, oralara var daha.
anlatıcam hepsini.

“emir ne söylüyodu sana” dedim.
“seni ilgilendirmez, bizim aramızda o” dedi.
“tamam leylacım” dedim.

çıktım.

##

emir yemin etti.
“ekin, saçmalama, öyle bi şey yok, leyla zarflamış seni” dedi.
inanmadım.
“eğer leyla’yla aramda bi şey olmadığını kanıtlarsam beni öper misin?” dedi.
“ikna olursam öperim.” dedim.
“bekle o zaman” dedi.

bi kaç saat sonra, elime msn ileti geçmişinin word kopyası geldi.
leyla’yla hakan’ın.
hakan sıkıştırmış leyla’yı.

“emir’in sevgilisine niye öyle dedin, amacın ne senin” demiş.
“yha of hakan, ben emir’e eee off yha falan yazınca emir “düzgün konuş” diodu, ama o demedi. başka özel konuştuumuz bi shey yhok” yazmış.

ne yazdığını çözene kadar ebem gibildi.
çözdükten sonra da zütüm yusuflamaya başladı.
sonuçta bana ankara yolları ve emir’in kucağı göründü.

bu gecelik bu kadar beyler

Partlar az panpa, olmuyo böyle yarı tok yarı aç..

@yarantula21
konu bütünlüğü açısından panpa

harbiden panpa çok az part giriyorsun

bu olaylar kaç yılında geçiyor panpa?