/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +129 -14
    Ben GiA.
    (bkz: gayri intihari adam 2)

    Bu yazacaklarımın diğerlerinden bir farkı var.
    Bu büyük bir proje. Bu sefer kimseye bir şey anlatmayacağım. Kimse rez alsın demeyeceğim. Yazdıklarımı iki günde de bitirmeyeceğim. Belki bir ay belki bir sene sürecek yazmam. Belki başlığa ayda bir entry gireceğim. Boşuna kimse bitse de okusak demesin.

    Biraz projeden bahsedeyim; bu bir senaryo olacak. Yazdıklarımı senaryoya çevireceğim. Sonra uzun metrajlı veya kısa metrajlı olarak, okuduğum bölüm icabı gereği filme çekeceğim. Çektiğimiz bu film bir topluluğa hitap edecek ve siz de bir topluluksunuz. inci sözlükte gerçekten çok zeki insanlar var. ilerleyeceğim bu yol boyuca iyikötü yorumları dikkate alacağım böylelikle.
    ···
  2. 2.
    +33
    Amaçsızlık, savrulmuşluk ve bu dünyada kaybolmuşluk hisleri peşimi bırakmamıştı hiç. Çevremde beni tanıyan kimse yoktu. Bir işim yoktu. Bir amacım yoktu. Param yoktu. istediğim zaman oluyordu o ayrı mesele. Geçimimi nasıl sağladığımı bile bilmiyordum. Kendimi beynime emanet etmiştim o yaşamamı sağlıyordu. Öyle ki nefes almayı unutup nefes nefese kaldığım zamanlar bile olmuştu. Korkuyordum birgün istemsiz çalışan kaslarım istemdışı halden çıkacak ve ben onları çalıştırmayı unutup öleceğim diye. Tuhaf olan nokta ise ölmekten korkmuyordum ama böyle basit şeyler rüyalarıma giriyordu.

    Evden dışarı iki ayda bir çıkıyordum yaklaşık olarak. Çıktığım zaman ise bir nakliyeci tutup evin bir odasına içkimi ve sigaramı taşıttırıyordum. Tabi üç beş tane de mutfak ıvır zıvırı. Dışarı çıkmadan önce duvara yapıştırdığım beyaz saç tellerimi saçıma bantlar mutlaka öyle çıkardım. Ha bir de sakalımın bir yanını traş ederdim. Bu yaptıklarımın bir açıklaması yoktu ama öyle olması gerekiyordu. Yaşama amacımızın olmaması ve kime sorsak yaşamamızı söylemesi gibi.

    Para konusu, evet.
    Gider üç beş büyük yayınevine bir şeyler yazardım yarım saatte ve paramı alırdım. Aslında ben büyük yazarların arkasındaki kuklaydım. Benim yazdıklarım sayesinde köşeyi dönen mi dersin ödüller, övgüler alan mı dersin tonlaydı. Ben de zütümle gülüyordum bunlara iki ayda bir aldığım gazetelerdeki haberleri gördükçe.
    ···
  3. 3.
    +30 -2
    Gözümü açtığımda kirpiklerime değen saç tellerimi usulca yana ittim. Başım hâlâ dönüyordu. Çekmecenin üstündeki bira şişelerine uzun uzun baktım. Hepsini kıracaktım ama vazgeçtim. Zaten yeteri kadar incintı evim. Bazen yürürken camlar ayağımı kesiyordu.

    Lavaboya gittim aynaya zar zor bakabildim. Göz altı torbalarım gözlerimi kapatıyordu. Saçlarımı inceledim. Bir tel daha beyazlamıştı. Usulca kopardım ve diğer beyaz saç telleri gibi duvara bantladım.

    Kahvaltımı bir sigara ile yaptım. Güneş doğuyordu. Hemen perdeleri kapattım ve yere bağdaş kurdum. Bacağıma bir cam kesiği batıyordu. Aldırmadım.

    Bugün günlerden neydi?
    Hatırlamıyordum. Hatırlamama gerek de yoktu zaten. Boşverdim.

    Uyuyakalmışım. Gözümü açtığımda yana devrilmiş ve alnımı bir cam kesmişti.

    Tekrar lavaboya gittim. Hiçbir şey yapmadan ikinci bir sigara ile ikinci bir kahvaltı yaptım.
    ···
  4. 4.
    +24
    Anlaştılan bugün dışarı çıkma vaktiydi. Korka korka hazırlandım.

    Hazırlanma dediğim de sakalımın bir yanını kestim ve beyaz saç tellerini saçıma bantladım. Yürürken beni gören bir kere daha bakıyordu ben de onlara hiç bakmadığım gibi bir daha hiç bakmıyordum. ilk başta para lazımdı. Yayınevine gittim. Normalde bu tiple içeri sokmazlardı ama beni tanıyorlardı. Hemen içeri davet ettiler.

    Felsefeyle ilgili bir tane tez mi yazılacakmış neymiş anlamam öyle şeylerden. Ama felsefeden anlarım. Tüm sanat dallarından anladığım gibi ve felsefe de bir sanattır. Ayaküstü beş on sayfa civarı yazdım. Yine olağanüstü bir yazı olmuştu galiba ama umrumda değildi. Umrumda olan işleri halledip eve çekilmemdi.

    Güneşten tiksiniyordum. insanlardan da. Onlara baktığımda bağırsaklarını görüyordum.

    Şehrin içinde kocaman bir kanalizasyon şebekesi.

    tak çukuru.

    Yürüyen taklar.

    Konuşan taklar.

    Gülen taklar.

    takLAR!

    Başım dönüyordu vaktim az kalmıştı daha fazla dayanamazdım dışarıda durmaya.

    Gazetemi, defterlerimi, içkilerimi ve sigaralarımı alıp tekrar eve kapandım.
    ···
  5. 5.
    +20 -1
    Deliriyordum sanırım. Kendime konuşuyordum. Bir kolumla diğer kolumdan tutup kendimi sürüklüyordum.

    Akıl hastanesinde aklımızı mı iyileştiriyorlardı?
    iyi de benim bir aklım yoktu.

    Sadece doğruluğunu tartışmadığım fikirlerim vardı.

    O gün her şeyim tam olduğu halde dışarı çıkmak istedim. ilk defa.

    Kaç yaşındaydım?
    Bilmiyordum.

    Önemi de yoktu. O zaman bunu da düşünmemeliydim.
    ···
    1. 1.
      +2
      Güzel olcak gibi devam et üstad
      ···
  6. 6.
    +20
    Duşa girdim ve batikon ile duş aldım. Her tarafım cam kesiğiydi. Tetanoz olarak ölmekten korkuyordum ama ölmekten korkmuyordum.

    Yatağımın üstündeki cam kırıklarını yere attım ve bir tane bira açtım kendime.

    Geçmişimi düşünmek istedim bir an. Bir şey hatırlamadım. Gerek de yoktu zaten. Çünkü insanın hayatında öyle anlar olur ki ne hatırlamak ne de çaba sarf etmek bir işe yarar. Ben de o anların birindeydim.

    Perdelerim güneşten eskimişti. Elbiselerimi kestim ve kendime yeni bir perde yaptım.
    Eski perdeden de kendime elbise diktim. Nereden öğrenmiştim dikiş dikmeyi?

    Önemi var mıydı? Tabi ki de yoktu. O zaman düşünmemeliydim.

    Düşünmedim de.
    ···
    1. 1.
      0
      Rez burdayım
      ···
  7. 7.
    +18 -1
    Nerede kaldığım, adımın ne olduğu,ne iş yaptığım, kaç yaşında olduğum gibisinden sorular sordular.
    Cevaplamadım.

    Cevaplayamadım.

    Hatırlamıyordum ben kimim, yaşım kaç.

    Önemi var mı?
    Sanırım yok.

    O halde düşünmemeliyim.

    Velhasıl hastaneye sevk edildim.

    Karaciğer yağlanması, KOAH gibisinden hastalıklarım varmış. ilk bakışta göze çarpan bunlarmış. Daha araştıracaklarmış.

    Derin bir gibtir çektim.

    Bu kadar mıydı yani?

    Ben daha derindeydim. Bu kadar olamazdı.

    Vücudumun daha da derinlerinde bir hastalığa sahip olduğumu hissediyordum.
    ···
  8. 8.
    +18
    Gözlerimi açtığımda hastanedeydim.

    Hasgibtir dedim. Rüya mıydı bunlar?
    O kadının sinir bozucu topuklu ayakkabı sesini tekrar duyunca anladım ki rüya falan değilmiş.

    Senelerdir fıçıda bekleyen bozulmuş birayı içtiğim için gıda zehirlenmesi geçirmişim.

    Beni tekrar o arabaya zütürdü. Yüzünde hiçbir duygu belirtisi yoktu. Saçlarını kestiğimde gözünü bile kırpmamıştı.

    Eve girince, "Yatak odama gel." Dedim.

    Yüzünde yine en ufak bir mimik oynamadı arkamdan geldi.

    "Şimdi mutfağa geç." Dedim. Geçti.

    Oradan oraya dolandırıyordum. Hoşuma gitmişti.

    "Sırtıma masaj yap" dedim. Yaptı.

    "Ben kimim?" Dedim.

    ilk defa mimikleri oynadı. Yüzünü buruşturdu.
    ···
  9. 9.
    +17
    Hastanede nörolojiden tut kardiyolojiye kadar incelendim. En sonunda pgibiyatrist geldi.

    "ismini gerçekten bilmiyor musun?" Dedi.

    "Bilmiyorum." Dedim.

    "Düşünmedin mi,merak etmedin mi hiç?" Dedi.

    Önemi var mıydı? Yoktu. O halde düşünmemeliydim dedim.

    Parayı nasıl kazandığımı sordu.

    "Kendimi satıyorum." Dedim.

    Yanlış anlamış olacak ki yüzünü buruşturdu.

    Fikirlerimi satıyorum. Düşüncelerimi satıyorum. insanın düşüncelerini para karşılığı satması kadar şu dünyada aciz bir meslek yoktur dedim. Fahişeler bile daha onurludur düşüncelerini satanlardan dedim.

    Daha sonra detaylı olarak konuşacağız dedi ve gitti.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon alalım
      ···
  10. 10.
    +17
    Velhasıl deli hastanesine düştüm.

    Ama oradaki zamanım pek fazla sürmedi. Adamın teki kafasını duvara vuruyordu.
    "Yardım edeyim mi?" Dedim.

    "Et" dedi.

    Tuttum ensesinden kafasını duvara vurmaya başladım.

    Duvar kan olmuş,iki dişi kırılmış, burnu kırılmış ve alnında çatlak meydana gelmişti adamın.

    Ben daha duvara vurmaya devam ediyordum.

    Hemşireler koştu.

    "Ne yapıyorsun sen?" Dediler.

    "Yardım ediyorum." Dedim.

    Yardım ediyordum işte.

    Küçükken oyuncaklarımın içinde ne var diye merak eder ve onları kırardım. Adamın da kafasının içinde neler var merak ettim ve kafasını kırdım.

    Başka bir açıklamaya gerek var mıydı?

    Yoktu.

    O halde başka açıklama yapmamalıydım.
    ···
    1. 1.
      +3
      Umarım yarıda kesmezsin
      ···
    2. 2.
      +2
      Moruk kalemin güzel devam böyle
      ···
    3. 3.
      +2
      aynen böyle devam et moruk gördüğüm en sağlam yazarlardan biri sensin
      ···
    4. 4.
      0
      Adam kafası ne durumda
      ···
    5. diğerleri 2
  11. 11.
    +16
    "Liderimizsin." Dedi.

    Neyin lideriydim ben?

    Günde bir iki tane adam getiriyorlardı.

    "Düşünüp cezasını siz vereceksiniz." Diyorlardı.

    Düşünmeye gerek var mıydı?
    Yoktu. O halde düşünmemeliydim.

    Öldürün diyordum.

    işler yolunda gitmiyordu. Sıkılmıştım.

    Herkesi çağırın dedim.

    Toplantı salonunda elli kişiye yakın kadınlı erkekli kişi vardı. Konuşmaya başladım.

    "Ben kaybolacağım. Bir daha beni rahatsız etmeyin. Yoksa hepinizi teker teker öldürürüm. Bundan sonra yetki bu kadındadır."

    Kim olduğumu bilmeden hangi yetkileri verdiğimi bile bilmeden çıktım odadan.

    Hesabıma yüklü miktarda para almıştım ve gitmiştim oradan.

    Otobüs terminaline gittim.

    Yazıhaneye gittim.

    "Bilet var mı?" Dedim.

    "Nereye?" Dediler.

    "Farketmez bilet ver!" Dedim.

    Adamlar şaşırdı ama aldım bileti. Hangi şehire gidiyordum.

    Önemi var mıydı? Yoktu. O halde düşünmemeliydim.

    Düşünmedim de.
    ···
    1. 1.
      0
      nerelerde kaldın usta, devdıbını yazsana
      ···
    2. 2.
      0
      2gün 14 saat ne baba devam et daha
      ···
  12. 12.
    +16
    Tek başıma bir odaya yerleştirildim. Saçma sapan ilaçlar alıyor ve taktan yemekleri yiyordum.
    Hapishaneden ne farkı vardı buranın?

    Yoktu!

    Ne suç işlemiş de burada müebbet hapise mahkûm kalmıştım?

    Kendimi öldürmüştüm ulan kendimi öldürmüştüm!

    Nasıl yapmıştım?

    Bilmiyordum. Önemi var mıydı? Yoktu. O hâlde düşünmemeliydim.

    Düşünmedim de.

    Düşündüğüm tek şey her şeyi nasıl bu kadar iyi biliyordum. Karşımdaki doktorlardan daha çok hakimdim tıpa.

    Bir terziden bile daha iyi dikiş dikiyordum.

    Bir yazardan daha iyi yazıyordum.

    Bir ayyaştan daha çok içiyordum.

    Ben kimdim?
    ···
    1. 1.
      0
      devam et usta
      ···
  13. 13.
    +16
    Takım elbise iyiydi hoştu ama ütülenmeyince ve iki hafta üst üste giyilince, beyaz çoraplar ile arkasına basılmış kunduraya benziyordu.

    Çorabım beyaz değildi ama kunduranın arkasına basmıştım.

    Eve yakın bir market aradım ama yoktu. Küçük küçük esnaflar ve pazar vardı. Yetmişlik nineler gibi elime aldım poşeti ve meyve seçmeye başladım. Sonra da seçtiğim meyveleri almadım.

    Çünkü meyveyle işim yoktu.

    Esnaflardan yaptığım alışveriş sonunda artık aldıklarımı taşıyamaz olmuştum.

    Taksi çağırmam lazımdı ama hattımda TL yoktu. Polisi aradım, adres verdim.

    Polis beni görünce ilk sorduğu şey kimlik oldu.

    "O ne" dedim.
    ···
    1. 1.
      +4
      biraz hızlı yaz moruk, 1 haftadır 1. sayfadasın.
      liseli binler de şukularını versin okuyup şukulamadan geçmeyin
      ···
  14. 14.
    +15
    Hangi ildeydik?

    Önemi var mıydı? Yoktu.
    O halde düşünmemeliydim.

    Bir tane binaya girdik. Toplantı salonu gibi bir yerdi ve karanlıktı. Adamların yüzlerini zor seçiyordum. Hepsi takım elbise giymişti. Ben içeri girince ayağa kalktılar.

    Elimi sıkıp, "Hoşgeldiniz efendim." Dediler.

    Üç beşi de yabancı dilleri konuşuyordu. Hepsiyle ben de o dilde konuşuyordum.

    O dilleri nasıl biliyordum? Önemi var mıydı? Yoktu. O halde düşünmemeliydim.

    Bir tanesi konuşmaya başladı.

    "Nerelerdeydin?" Dedi.

    "Ebenin amında!" Dedim.
    ···
    1. 1.
      +1
      devam et usta,
      "Nerelerdeydin?" Dedi.

      "Ebenin amında!" Dedim. ... aynen böyle devam et.
      ···
    2. 2.
      0
      Dostum devam et tekrardan geri. gelmisin adamsin sen :D
      ···
  15. 15.
    +15
    "Ne diyorsun lan sen!" Diye bağırınca yandaki bodyguard tabancayı adamın kafasına dayadı ve bana baktı.

    "Öldür!" Dedim.

    Tetiği çekti.

    Masa kan oldu.

    "Makas getir!" Dedim.

    iki dakika sonra bir makas getirdi. Saçlarımı kesmeye çalışan kadının saçlarının ucunu kestim.

    "Bir daha saçlarıma karışırsan seninkileri 3 numara yaparım." Dedim.

    "Evime zütürün beni." Dedim.

    Yine lüks arabaya bindik ve bir villaya gittik.

    Evin bodrum katında çeşitli klagib arabalar,kum torbaları ve silahlar vardı.

    Üst kata çıktım. Mutfağımda bir fıçı bira vardı.

    Doldurdum kendime ve geriye yaslandım.

    Kimdim lan ben?

    Önemi var mıydı?

    Yoktu.

    O halde düşünmemeliydim.

    Düşünmedim de.

    Ama derinlerde bir yerlerdeydim.
    ···
    1. 1.
      +3
      şukulayın amk adam incideki en iyi yazar hikayelerini kitapta toplasa ortalığın dıbına kor ilerde büyük bi yazar olursan burayı unutma usta sen de

      Edit: amk o değilde adamın her hikayesi bi öncekinden güzel geliyo bana
      ···
    2. 2.
      0
      Yazsana amk reziduel şizosu bu saatte adam gibi bi hikaye bulduk dedim onu da yarıda kesmissin organik pgiboz
      ···
    3. 3.
      0
      Yazsana amk reziduel şizosu bu saatte adam gibi bi hikaye bulduk dedim onu da yarıda kesmissin organik pgiboz
      ···
    4. 4.
      0
      Yazsana amk reziduel şizosu bu saatte adam gibi bi hikaye bulduk dedim onu da yarıda kesmissin organik pgiboz
      ···
      1. 1.
        0
        sakin ol moruk nakarat 3x yapmışsın
        ···
    5. 5.
      0
      Sinirlendim amk
      ···
    6. diğerleri 3
  16. 16.
    +15
    Yere kapaklanıp yatmışım. Ne kadar süredir böyleydim? Önemi var mıydı? Yoktu. O halde düşünmemeliydim. Düşünmedim de.

    Bir topuklu ayakkabı sesiyle uyandım. Gözümü açtım. Bir çift kadın ayakkabısı.

    Öbür tarafa döndüm, tekrar gözlerimi kapattım.

    "Kalk!" Dedi.

    "gibtir oradan!" Dedim.

    "Hastaneden çıkışını yaptım." Dedi.

    Kimdi bu kadın.

    Kolumdan zorla sürükledi. Aşağıda lüks bir araba beni bekliyordu.
    ···
  17. 17.
    +15
    ilk başta bir giyim mağazasına girdik. Üç beş takım elbise, ayakkabı falan derken kısacası 5 bin liralık falan alışveriş yaptık.

    Sonra bir kuaföre gittik.

    Kadın, adamla konuşuyordu.

    Kulak kabarttım.

    "Bu adam deli hastanesinden çıktı. Söylediklerine aldırma ve adam gibi bir şey yap. Kes şu saçlarını."

    Sonra dışarı çıktı.

    Kuaförle baş başa kaldım.

    Usturayı kaptığım gibi yapıştım boynuna.

    "Bak biraderim şu an şah damarına tanrıdan bile daha yakınım. Suratıma bak lan huur çocuğu! Görüyor musun? Kurbağadan tek farkım saçlarımın olması! Eğer saçlarımı kesersen, kurbağadan tek bir farkını bırakmam senin!"

    Saçlarımı kestirmedim.
    ···
    1. 1.
      0
      Evet adamım böyle devam
      ···
  18. 18.
    +14
    Polise zütürüldükten kısa bir süre sonra serbest bırakıldım. Anlaşılan hâlâ izleniyor ve birileri tarafından korunuyordum. Biraz sinirlendim ama kurtulamasam yine düşecektim oralara.

    Hayat o kadar taktandı ki.. ben de bir lağım faresi gibi bu taku seviyordum. En dibe batmayı seviyordum.

    Sonra farkettim ki dibe battıkça mutlu oluyorum.

    Mutluluk beni bozuyordu. Ve ben bir acı koleksiyoneriydim.
    Yeni acılar biriktirmem lazımdı.

    Belki kendimi toplamam beni rahatsız ederdi.

    Temiz giyinmek, temiz yaşamak beni rahatsız ederdi. Ben de temiz yaşamaya karar verdim acı çekmek için.
    ···
  19. 19.
    +12 -2
    Gözlerine baktım. Sanki kızmış gibi bakıyordu.
    Ne oldu? Dedim.

    Sana ne oldu? Dedi.

    Sanane olduysa? Dedim.

    Kaldırdı beni. Bir banka oturdum. Nefes almakta zorlanıyordum. Bankın sonuna kay dedim.

    Kaydı.

    Yattım banka. Başım dönüyordu. Sonra ortalık karardı.

    Gözlerimi açtığımda bir türlü kurtulamadığım hastanedeydim.

    Yanımdan ayrılmamıştı. işte o an biraz yüzünü inceleme fırsatım oldu.

    Saçlarına baktım. Yeni kesilmiş kıvırcık saçlar..

    Omzuna kadardı. Saçlarımızın boyu aynıydı ama onun saçlarının dışında kurbağadan çok farkı vardı.

    Mesela gözleri..

    Gözleri çok anlamlı bakıyordu.

    "Bir Ahmed Arif şiirinin dizesindeki rastgele yerleştirilmiş bir kelime gibi gözlerin. Hem o kadar anlamsız hem de asıl anlam ile o kadar bütünlük içinde." Dedim.

    "Konuşma" dedi.

    "Susma" dedim.
    ···
    1. 1.
      0
      bekliyoruz panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Okuyoruz panpa devam
      ···
    3. 3.
      0
      Yazsana lan
      ···
    4. 4.
      0
      1 hafta oldu be moruk, nerelerdesin?
      ···
    5. 5.
      0
      Nerdesin reis
      ···
    6. 6.
      0
      e hadi artık reis yazsana şunu
      ···
    7. diğerleri 4
  20. 20.
    +11 -3
    Gerçek "Gia" isen benim fikir babamsın. Hikayelerimi hep bir özgürlük ile yazdım. Hep daha iyisine gittim hep sen olmak istedim Başarılar üstad.
    ···
    1. 1.
      +1
      Teşekkür ederim dostum..
      ···
      1. 1.
        +1
        Hikayelerimi okuyup mesaj atarak yanlışlarımı veya veremediğim duyguları entry girerek yazarsan sevinirim senin dediklerini dikkata çok daha fazla alırım.
        ···
    2. 2.
      +8 -1
      Adam sanki anton çehovla konuşuyor amk ahahahahahah
      ···
      1. 1.
        +1
        Panpa uzun zamandır böyle gülmemiştim eyvallah ya adamsın şu zor günlerimde bir nebze de olsa yüzümü güldürdün
        ···
      2. 2.
        -1
        Cidden güldüysen ne mutlu bana panpa
        ···
      3. 3.
        +2
        Haykırdım ya ne diyeyim yok etmişsin
        ···
      4. 4.
        0
        O zaman neden eksilediniz binler
        ···
      5. diğerleri 2