-
51.
+5bu mezarlığa bir kaç kez gelmiştim. hatta olayların başladığı yer burasıydı. tüm mezarlara selam vererek aralarından geçiyordum. sonunda ulaşmak istediğimiz mezarın başına geldik. kız da tuhaf bir şeyler vardı. elleri açmış dua ediyordu fakat yüzünde hiç bir üzgünlük ifadesi yoktu daha çok nefretle bakıyordu. ben toprağın altındakiyle konuşmaya çalışıyordum. ben konuşmalarımızda ölülerin konu belirlediğine inanıyorum. çünkü bir mezarın başına geldiğimde aklımda daha önce tasarlamadığım bir konu hakkında konuşurken buluyordum kendimi. bunun bilinçsizce yapıldığını fark ettiğimde konuşmalarımızın konusuna ölülerin karar verdiğine inanmaya başladım. bu nedenle toprağın altındakiyle iletişim kurabilirsem neler olduğunu anlayabilirdim diye düşündüm. pek mümkün olmadı konuşmak istemiyordu sanırım. mezarlıkta fazla durmadık dışarı çıktığımızda kız bana içki teklifinde bulundu. her şeyi anlatmaya hazır gibiydi, kabul ettim. daha önce gitmemiş olduğumuz bir yer seçelim herhangi bir tanıdık görmeyi kaldıracak durumda değilim dedi. olur dedim ve bulduk bir yer. bir iki üç derken 70cl'lik rakıyı bitirmiştik fakat ağzından en ufak bir kelime çıkmamıştı kardeşiyle alakalı iyice merak ediyordum fakat bu tarz soruları sormaktan daha doğrusu genel olarak soru sormaktan nefret ediyordum ve hiç bir şey sormadım. birer duble daha söyledik. kadehi elinde tutuyor ve onu izliyordu. bir yudum aldı "ikizimdi" dedi ve anlatmaya başladı. aralarında sürekli bir rekabet olduğunu kardeşinin ondan daha zeki ve ailesi tarafından daha çok sevildiğini anlatıyordu. klagib kardeş kıskançlığı. ama biraz daha derine inmeye başladığında her şeyi elinden aldığını anlatıyordu. önce aile sevgisini bizimkine göre üst seviyelere taşımıştı, daha sonra hoşlandığı çocuğu ayarlayıp onunla birlikte olmuştu, daha sonra bizimkinin başvurduğu her işe gizliden o da başvuruyormuş ve kabul ediliyormuş. bunu daha sonra bir iş mülakatında karşılaştıklarında anlamış. kısaca ölen kardeşi yaşayan kardeşinden nefret ediyordu ve onun yaşamasına imkan vermiyordu. bu bir savaşa dönüşmüştü ve bizimkinin hamleleri onun zekası yanında hiç bir şey ifade etmiyordu. bunların üzerine nasıl öldüğünü sordum. denizde boğuldu dedi yüzünde iğrenç bir tebessüm vardı.
-
52.
+5Sabah uyandığımda bizimki yanımda yoktu mutfağa inip baktığımda kahvaltı hazırlamış, çayı demlemiş ve omleti yapmıştı. Omlet harika görünüyordu, kavurmalı omleti her zaman çok sevmişimdir eminim ki sizde öyle yine de bu omlet çok daha lezzetliydi. Bir iki lokmadan sonra eve kavurma almadığımızı hatırlayarak kusmaya başladım ve düşüncelerimden emin olmak için yeraltına koşmaya başladım. Arkamdan iğrenç kahkahalar atıyordu ve ben dua ediyordum lütfen olmasındı. Yeraltına indiğimde beynimden vurulmuşa döndüm kızın sağ bacak baldırı yerinde değildi. Kendimi kontrol edemiyordum kızın parçalanmasına mı yoksa bizimkinin bana insan eti yedirmesine mi kızıyordum karar veremiyorum ama inanılmaz şekilde öfke doluydum. Her tarafı dağıtıyordum hançerimi alıp yukarıya kümese çıkıp tavuk kesmeye başladım kriz anında sakinleşmemi sağlayan tek şey buydu. 100 yakın tavuğu katlettikten sonra sakinleşebildim ve sigara yakıp yukarıya mutfağa çıkıp bizimkine bunu neden yaptığını sormak için. Ama mutfağa girdiğimde içtiği çayı gülerken püskürttü ve toparlanıp omleti yemeye başladı. Hiçbir şey sormadım ve masaya gidip oturdum. Az önce beni sinirlendiren şey sadece kızın parçalanmasıydı omletin tadı gerçekten harikaydı. Bizimkine tedirgin bakarak omlete çatalımı zütürdüm ve bir parça aldım yemekle yememek arasındaydım ama karar verip lokmayı ağzıma attım. Hayatım boyunca beklide yediğim en leziz şeydi. Omleti bitirip bir sigara yaktım ve bizimkine uzattım. Sigaralarımızı içerken birdenbire birbirimize bakıp önce tebessüm ettik ve ardından kahkaha atmaya başladık. Bazen olur öyle birden kahkaha atmaya başlarsınız ve sizi hiçbir şey durduramaz o an en taktan bir durumun içinde olsanız bile kahkaha atmayı bırakamazsınız. Yaklaşık 5-6 dakika kahkahalarımız devam etti. Ardından o sofrayı toplarken ben kümese inip dün tilkilerin boşluk bulup girdiği kümesi sağlam bir şekilde onardım daha sonra dünkü ölü tavukları bir ormana atmaya karar verdim. Benim kahvaltıdan önce kestiğim yüz tavuğu tavuk yolma makinesine atıp tüyleri yoldum. Daha sonra üzerinde markamın ismi olan ambalajlara koyup derin dondurucuya attım. Ben inekleri otlatmaya çıkarken, bizimki yumurtaları topluyordu ve ardından serayı kontrol edecekti. Akşamüzeri 4-5 gibi eve geldiğimde karnım çok acıkmıştı. Yolda bizimkinin yemek hazırlamadığını umut ediyordum. Çünkü seri katiller araştırması yaparken Albert Fish’i okumuştum. insan eti yiyen bir seri katildi ve etin en güzel kısmının insanın poposu olduğunu söylüyordu. Eğer bizimki yemek hazırlamadıysa eğer o güzel kurbanımızın poposunu akşam yemeğimiz olarak değerlendirebilirdik ve umut ettiğim gibiydi yemek hazırlanmamıştı. Bizimkine Albet’i anlattım ve denemek istediğimi söyledim hiç itiraz etmeden kabul etti. Kurbanlarımızın yaralarını dikim işini ben yapıyordum, parçalamayı da ben yapmak istemiştim ama bizimki buna izin vermedi. istediğin kurbanı parçalayabilirsin ama bu kurbanımızı ben parçalamak istiyorum dedi. Dün geceden dolayı onu aşırı derecede kıskanıyor ve kin besliyordu, itiraz etmedim. Parçalama işi bittikten sonra biraz süsleyip fırında pişirdik. inanın Albert hiç yanılmıyordu, bu et dünyanın en lezzetli etiydi.Tümünü Göster
-
53.
+5Bizimkiler çay içip sohbet ediyorlardı. Üzerimi değiştirip yanlarına gittim ve nöbet için birkaç kez özür dileyip minnettar olduğumu söylüyordum. Gözüm yaşlı adamın tüfeğindeydi çok güzel duruyordu. Benim de bir tüfeğe ihtiyacım olduğunu alma konusunda yardımcı olup olamayacağını sordum. istersen bunu sana bırakabilirim yenisiyle hiç uğraşma benim evde bir tane daha var dedi. Çok sevinmiştim teklifini kabul ettim. Aradan bir saate yakın bir süre geçmişti ve ihtiyarların kalkmaya niyetleri yok gibiydi. Kana susamıştım, krize girmek üzereydim. Kendimi zor tutuyordum, her an tüfeği alıp bu yaşlıları öldürüp aşağı inerek kızı parçalara bölebilirdim. Sakinleşmek için üst üste sigara içiyordum. ihtiyarlar sanırım misafirlik olaylarını özlemişlerdi malum 4-5 ev vardı köyümüzde ve hiç kalkmak istemiyorlardı sanki ama benim gerildiğimi anlamış olacaklar ki müsaade istediler. Onları evine kadar arabayla bırakmayı teklif edip arabaya indik. Yol 1-2 dakika sürecekti ama o süre içinde bu ihtiyarları bir milyon kez öldürmeyi düşündüm. Geri dönüp eve kızı kümese çağırmaya çıktım fakat kız yoktu. Hasgibtir diyerek kümese koştum çünkü bizim kız benden önce işe başlamış olabilirdi. Yeraltına indiğimde bizim kızın elinde kasap bıçağı ve beni bekliyordu. Hadi nerde kaldın daha fazla beklemek istemiyorum halledelim şu işi dedi. Kız uyanıktı çabalamayı bırakmış neler kaderini bekliyordu. Ben ölü dostumun yanına gidip oturdum, bizimki kızın gözlerini açıp etrafa bakmasına izin veriyordu. Kız gözleri bir iki açıp kapamadan sonra karşısında beni ve ölü dostumu görünce daha doğrusu dostumun ölü olduğunu anlayınca gözleri görmeliydiniz. Kurbanın son anlarında ki o korku anları sizi ilahlaştırıyordu. Ted Bundy’nin de dediği gibi ölümü ve yaşamı elinizde tutmak istiyorsunuz.
-
54.
+5Köye yaklaşmıştık. Arabanın sallandığını hissediyordum. Sanırım kız uyanmıştı ve kurtulmak için çabalıyordu, hiç anlamam elleri kolları bağlı çuvalın içindeki birinin kurtulma çabasını neyse arabayı köye girmeden durdurdum, yanıma levyeyi alıp bagajın kapağını açtım. Kız çuvalın içinde debelenirken kafasına vurdum, sanırım bayılmıştı çuvalın içinde başının yarıldığını görebiliyordum. Tek isteğim bu darbenin öldürücü olmamasıydı. Yolumuza devam edip köye girmiştik. Eve yaklaştığımızda kapının önünde ışıklar görmüştüm. Neler olduğunu merak ediyordum biraz daha hızlandım. Yaşlı iki kişi kapının önünde elinde fenerlerle bizi bekliyorlardı. Biraz daha yaklaşınca bu kişilerin bu evi almamızda bize yardımcı olan kişilerin olduğunu anladım. Yaşlılardan erkek olanının elinde av tüfeği vardı. Yanlarına gidip soğukkanlı bir şekilde selam verip herhangi bir durumun olup olmadığını sordum. Bizim kümese tilkiler girmiş. Yaşlılar bir-iki tilkinin ağzında tavukla koştuğunu görünce direk bizi aramış ulaşamayınca da hayvanlar helak olmasın diye nöbet tutmaya gelmişler. Kümesin içine girip baktığımda en az 40 tavuğun öldüğünü gördüm ve tilkilere inanılmaz derece nefret beslemeye başladım. Yaşlılara teşekkür edip eve çay içmeye davet ettim, onlarda kabul ettiler. Bizim kız ve yaşlılar içeri girerken ben şu kümesi düzeltip geliyorum dedim yaşlı adam yardım etmek için çok fazla ısrar etse de yardımı kabul etmedim ve içeri geçmeleri ricasında bulundum. Onlar içeri geçince ben arabayı kümese biraz daha yaklaştırıp bagajın içinden kızı çıkardım ve yeraltına indirdim. Kızı çuvalın içinden çıkarıp sandalyeye oturttum ve sıkıcı bağladım. Kafası çok fazla kanamıştı ve kanama hala devam ediyordu. ilk yardım çantasını alıp kızın başına pansuman yaptım. Uyandığında karşısında ki ölüyü görünce çıldırmaması için gözlerini kapattım çünkü o anı görmek istiyordum. Aşağıda işimi bitirdikten sonra kümese çıkıp delik olan yeri geçici olarak kapatacak şekilde onarıp ölü tavuklar bi çuvalın içine doldurduktan sonra eve gittim.
-
-
1.
0rezervasyonizm 6. sayfa 128. entry
-
2.
06. sayfa 128. entry Rezervasyonizm
-
1.
-
55.
+5Bir yerde oturup bir iki bira içtikten sonra yola devam edecektik. Yol üstünde güzel eski tip bi bar vardı. içeri girip bira söyledik. Bizimki çalan rock şarkılara eşlik ederken ben etrafta yarın akşam yemeğinde kimin poposunu yiyeceğime karar vermeye çalışıyordum. Bir ara tuvalete gitmeye karar verdim ve gittim. içeri girdiğimde bir adamın aynanın karşısında aynaya boş boş baktığını fark ettim. Tuvalete girip çıktığımda adam aynı şekilde duruyordu. Omzuna dokunup iyi misin diye sordum, değilim aynada kendimi göremiyorum yani bakıyorum da bu baktığım yüz benim yüzüm değilmiş gibi geliyor dedi. Nasıl yani sen aynada ki kişinin kendin olduğuna inanmıyor musun dedim. inanamıyorum kendimden nefret ediyorum ölmek istiyorum dostum dedi. Kurbanımı bulmuştum ve nasıl yapacağımı düşünmem gerekiyordu. Ellerimi yıkarken yüzünü yıka ve benimle gel biraz konuşmak istiyorum sende benim gibi görünüyorsun biraz dertleşmiş oluruz hem bira ısmarlamış olurum dedim. Ellerimi kuruladım ve tuvaletten çıkıp bizim masaya doğru ilerledik. Bizimkinin yanında bi erkek vardı sanırım oda bi kurban bulmuştu.
-
-
1.
06. sayfa 143. entry
-
1.
-
56.
+49. Bölüm
Sabah uyandığımda bizimki yine yanımda yoktu. Etrafta görememiştim, koşar adım yeraltına indim. Bir şeyler yapacağını hissetmiştim. Yeraltına indiğim de 5 dakika önce uyanmadığıma pişman olmuştum, çünkü bizimki rehinenin boğazına kasap bıçağını yeni sokmuştu. Bıçak boğazda duruyor kanlar akıyor ve bizimki bana bakıp gülümsüyordu. Bıçağı sertçe çıkarttığında şah damarında ki kanlar yüzüme kadar fışkırmıştı. Kızgınlığım bir an geçip kan kokusuyla rahatlamıştım. Düşündüğüm tek şey ölü rehinemizin kahvaltımıza ne kadar lezzet katacağıydı. Kahvaltıyı hazırlaması için bizimkini yeni kurbanımızla baş başa bırakıp sigaramı yaktım ve yukarı çıktım. Hazır kahvaltılıkları masaya koyuyor ve etin gelmesini bekliyordum. Yarım saatten fazla bi süre de bizimki elinde bir parça etle geldi ve eti kuşbaşı doğramaya başladı. Bu kez eti omletle karıştırmayacaktık, doğrudan saf şekilde yiyecektik. Etin katkısız tadını merak ediyordum ve düşündüğümden daha lezzetliydi. -
57.
+47. bölüm için burada mısınız beyler
-
58.
+4Köyden şehre ilerlerken kasaba yolunda orta yaşlı birinin otostop çektiğini gördük. Yavaşlayıp durduk, nereye gideceğini sorup arabaya aldık. Kurbanımızı bulmuştuk ama geri dönüş yapmak için bir bahanemiz olmalıydı. 150-200 metre kadar gittikten sonra bizimkine sen ruhsatı aldın mı diye sordum. Yok, sen alacaktın öyle demiştim dedi. Torpidoya bakmasını söyledim, ruhsat yoktu. Arkada ki yolcuya dönüp geri dönmemizde bir sakınca olup olmayacağını sorduğumda adam elindeki silahı bana doğrultmuştu. Şok olmuştuk ilk defa bu durumu yaşıyorduk sakinleşmeye çalışıp ne istediğini sorduk. işlediğimiz cinayetlerde kurbanlarımızın bir yakını ve bizi ifşa etmiş olmasından korkuyorduk fakat düşündüğümüz kadar korkunç bir durum yoktu sadece istediği paraydı. Üstemizdeki 1500 liraya yakın parayı verip adamı ikna etmeye çalıştık. Arabadan inmeye ikna edemiyorduk çünkü ıssız bir yerdeydik. Onu şehre bırakmamızı istiyordu. Bu durumda köye geri dönmemiz gerektiğini izah ettim. Ruhsatı almamız gerekiyor yoksa herhangi bir çevirmede sıkıntı yaşarız ve emin ol ki en çok sıkıntıyı sen yaşarsın diyerek ikna etmeye çalıştım. Silahlı adam buna ikna olmadı tabi ki devam etmemi ve şehrin girişine kadar durmamamı söyledi, dediğini yapmak için arabayı sürmeye devam ettim. Yola devam ederken adam ne iş yaptığımızı falan sordu. Sorulara cevap veriyorduk ve biraz da süslüyordum çünkü bu geri zekalıya çok fazla paramın olduğuna inandırırsam geri dönmek isteyeceğinden emindim. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Birden arabayı durdurmamı ve köye dönmemi istedi.
-
59.
+4Köye vardığımızda ilk önce bizim arabadan inmemizi bekledi ve ardından kendisi indi. Daha fazla para istiyordu daha fazla para vereceğimi kasayı kümesin içinde sakladığımı ve beni takip etmesini söyledim. Yeraltına açılan kapıyı açtım ve takip etmeye devam etmesini söyledim. Adam şok içinde duruyordu. Onu oturma odasına getirdiğimde kurbanlarımızla karşı karşıya kaldı ve ben zaten bu anı bekliyordum. Adam gördüğü manzara karşısında şoka uğramıştı hareketsizdi ve ben silaha sarıldım. Bizimki o an adamı bayıltmak için sert bir şey bulmaya çalışıyordu ve ben adamla boğuşuyordum. Bizimki adamın kafasına cam kül tablasıyla vurduğu anda silah ateş aldı ve adam bayıldı. Kimse vurulmamıştı. Adamı sandalyeye bağlayıp ayılmasını beklerken rehinemizi onun karşısına oturttuk. Kurban ayıldığında rehinenin gözleri önünde onu öldürecektik. Rehinemizin son isteği buydu. Kurban ayıldığında ben hançerimi çıkarmış, bizimki kasap bıçağı almış hazırda bekliyorduk.
-
60.
+46. bölüm
Sabah uyandığımda daha huzurluydum kahvaltımı yapıp işlerle ilgilenmeye başladım. Serayı düzelttim ve kümesteki yumurtaları topladım ardından bütün günü tavuk kesmeye ayıracaktım. Kesmem gereken 750 tavuk vardı. Ben bir yandan tavuk keserken bizimki tavuk yolma makinesine tavukları atıyordu, yolunan tavukları ambalajlıyorduk. Vakit öğle saatlerini bulduğunda kan arzum artıyordu. Daha çok istiyordum, bir tavuktan çıkan kan beni tatmin etmiyordu artık. 750 tavuğu bir an önce bitirip çevre illere dağıtmaya ve yolda bir kurban bulmayı hedefliyordum. Akşama doğru işimiz bittiğinde tavukları arabanın arkasına yükleyip yola çıktık. Çevre birkaç şehre tavuk ve yumurta siparişlerimiz vardı. Sabaha kadar geri dönmeyecektik. Siparişleri vereceğimiz ilk şehre gelmiştik. Burası bizim yaşadığımız yere göre çok daha hareketliydi. Buradan hemen çıkmak istiyorduk. Siparişlerimizi bırakıp şehirden ayrılmak için yola devam ettik. ikinci şehre geldiğimizde, burası bizim yaşadığımız şehirle hemen hemen aynıydı. Buraya da siparişleri bırakıp artık bir kurban bulmak istiyordum. -
61.
+47. bölüm sonudur. yeni bölüm yakın zamanda girilecektir. Saygılar!
-
62.
+4Beyler 4. Bölümü burda yarıda bırakıyorum yarın devam edicem.
-
63.
+3bir sigara içip geliyorum ve 8. bölümü giriyorum...
-
64.
+3panpa ağır şizofrensin hayırlı olsun aramıza hoşgeldin
-
65.
+3Kahvaltımızı bitirdikten sonra köyün işlerini bitirmeye yöneldik. Vakit öğleni çoktan geçmişti ve ben kana çok daha fazla susamıştım. Artık yeni bir cinayet için aradan zaman geçmesini istemiyordum. Her an birini öldürmek için yanıp tutuşuyordum. Bu ciksten ve diğer tüm bağımlılıklardan üst düzeyde bir hastalık ve haz alma durumuydu. işlerimi normalden daha kısa sürede bitirip yola çıktık. Şehre inip kurban arıyorduk. ilk defa gün ışığının hala havada olduğu bir saatte bu kadar çok susamıştım kana, bir yandan yakalanma korkusu içimi kemiriyor bir yandan birini öldürmeden rahat edemeyeceğimi biliyordum. Şehre indiğimizde bir kurban bulmadan önce bir şeyler içip rahatlamak istiyordum. Starbuck’s ’a girip birer kahve aldık. Biliyorum Starbuck’s ne lan diyorsunuz evet duyuyorum bunu. Buraya gelme amacım burada ki kapitalist huur çocuklarından birini kurban etmekti, başarabilirsem şubenin müdürünü avlamayı istiyordum. Bir sebeple olay çıkarmak durumundaydım. Bi şeyler düşünüp uygulamam gerekiyordu. Kafamı öne eğmiş düşünürken yerde tespih boncuğu gibi bir boncuk gördüm ve çaktırmadan alıp ağzıma attım. Daha sonra kahveden bir yudum alıp geri tükürdüm ve bu durumu aşırı tepki vererek elemanlara anlattım. Müdürü görmek istiyorum, dedim ve müdür geldi biraz konuşup yeni bir kahve ikram etti ve ücretimi geri ödedi. Adamın yüzünü aklıma kazımıştım, ismini soyismini öğrendikten sonra ayrıldım.
-
66.
+3Masaya gittiğimizde bizimki bu arkadaş kim diye sordu ben yeni arkadaşım dedim ve onun yanındakini sordum bu arkadaş kim dedim. Bana ot satmaya çalışıyor dedi. Yanındaki adam biraz afalladı çünkü adam ona ot satmakla ilgili bir şey söylememişti, bizimki onunda düşüncelerini okumuştu. Adam bizimkine dönüp bunu nasıl anladın diye sordu. Bizimki çok belli ediyorsun diye cevap verdi ardından hepiniz ne yapmak istediğinizi çok belli ediyorsunuz dedi. Gerçekten yapacaklarımızı çok mu belli ediyorduk yoksa gerçekten benim düşündüğüm gibi düşüncelerimizi mi okuyordu bilemiyorum. Adam sıkılıp neyse madem öyle alacak mısınız yoksa ben yol alıyım mı dedi. Daha önce ot içmemiştim bu yüzden bizimkine dönüp sen kullanıyor musun diye sordum o da hayır ama denemek istiyorum dedi ve adama dönüp fiyatını sordu. Adamla fiyatta anlaşınca adamdan sarmasını istedi ve sararken ona da öğretmesini istedi. Adam bizimkine cigara sarmayı öğretirken bende yeni kurbanımla tanışmaya çalışıyordum. Bizimkini pek kafana takma biraz farklı biridir biz xxx köyünde yaşıyoruz yumurta tavuk falan işindeyiz x tavuklarını benim ürünlerimdir falan diyerek kendimi ona tanıtıp güven kazanmaya çalışıyorum çünkü onu köye kendi isteğiyle zütürmek istiyordum. Yeni kurbanımızın sıradan bir hayatı vardı ev ve iş arasında geçen fırsat bulursa dışarıda bi iki bira içen bi adamdı. Biralarımız bittiğinde adamı köye davet ettim ve bu gecenin iyi geçeceğine ikna ettim. Üçümüz yola koyulduk ve köye doğru gitmeye başladık.
-
67.
+36. bölüm sonudur beyler. yeni bölüm için lütfen burada olduğunuzu belli edip rez alın. Saygılar!
-
68.
-3Abiyy nekrofili nidemek kaç yil okudun iş garantisi vaymi bende ortaokul bitince okuyup nekrofilli olcam
-
69.
+3Yeraltına indik bağlı olduğu sandalyede ayılmaya ve nelerin olduğunu anlamaya çalışıyordu. Karşısında beni, bizimkini ve ölü bedenleri görünce şok geçirmiş ve tüm aptal rehinle gibi çırpınmaya başlamıştı. Ben bu duruma daha fazla katlanmak istemiyordum kurtulamayacağını anlaması için hançerimi çıkardım ve biraz işkence yapmak istiyordum. Hançerle kolunu kegibler bırakıyordum daha sonra üzerinde ki gömleği çıkardım. Üzerine anarşizmin simgesini çizdim. Tüm kapitalist düzenin intikamı müdürden çıkarmak istiyordum. Neredeyse tüm vücuduna kegibler atmıştık, bir ara bizimki müdürün parmaklarından birini kesmiş ve gözlerinin içine bakarak onu içmeye başlamıştı. Bu benim bile midemi bulandırıyordu. Müdür sürekli baygınlıklar geçiriyor ve biz sürekli onu ayıltıyorduk. Kan arzumun tatmin olduğunda müdürün boğazını kesip öldürdüm. Bizimki daha öteye gitmek istiyordu ve kışın ormanda ağaç kesmek için aldığımız elektrikli testereyi getirip müdürün kafasını gövdesinden ayırdı. Daha da ileri giderek başsız gövdeyle duş alıp ilişkiye girdiğinde benim midem daha fazlasını kaldıramadı ve yukarı çıkıp kana doymuşluğun verdiği huzurla uyumaya başladım.
-
70.
+36. Bölümü birazdan giriyorum buralarda mısınız ?
başlık yok! burası bom boş!