-
1.
+18 -9http://www.imgim.com/img_0135.jpg
Tanınmış bir üniversitede hukuk bölümü okuyordum. Dördüncü yani son sınıfa gidiyordum. Bir adalet görevlisi olup milletime hizmet etmek istiyordum... Her zaman olduğu gibi tek başıma kantine indim. Okulda Kerim'den başka arkadaşım yoktu. Aslında Kerim'i de pek sevmiyordum. Ama bazen çok iyi biri oluyordu. Bundan dolayı hâlâ arkadaştım onunla. Son sınıfa başladıktan birkaç ay sonra arkadaş olmuştuk. Benden zorla not almak isteyen züppeleri pataklamıştık beraber. Sağ olsun, görür görmez yetişmişti yardımıma. Kerim ile genelde okul dışında takılırdık. Arkadaş çevresi epey genişti... Bir tane kaşarlı tost ile ayran aldıktan sonra bahçeye çıktım. Bahçede çok az kişi vardı. Nemli bankın üstüne oturduktan sonra elimdeki yiyecekleri yemeye başladım. Tostum bitmek üzereyken pembe montlu, siyah saçlı, bembeyaz yüzlü bir kıza takıldı gözlerim. Yavaşça kantinin giriş kapısına doğru ilerliyordu. Yüzü o kadar masumdu ki... -
2.
+9 -1Kızı düşünmekten derse konsantre olamıyordum. "Kendine gel Efe." dedim sessizce. Birkaç defa daha tekrarladıktan sonra konsantrasyonumu toparladım. Ders bitince sıramda oturmaya devam ettim. Daha önce hiçbir kız aklımda bu kadar yer kaplamamıştı. ilk görüşte aşka inanmazdım ama bu gidişle inanacağımı düşünüyordum... O gün bir daha görmedim aklımdaki kızı. Yatağıma uzanınca derin düşüncelere daldım. Kısa bir süre sonra uykuya dalmışım. Sabahleyin annemin seslenişiyle uyandım. Ellerimi, yüzümü ve ağzımı yıkadıktan sonra kahvaltı masasına oturdum. Pek iştahım yoktu. Biraz sonra kalktım masadan. Annem ile babama "Ben gidiyorum. Hoşça kalın!" deyip çantamı omuzladım. Okula doğru yürümeye başladım. Okula vardığımda aklımdaki kızı görme umuduyla bahçeye bakındım. Kısa bir süre sonra arkası dönük, pembe montlu, siyah saçlı bir kız gördüm. Yanındaki kız ile bankta oturuyordu. Tahmin ettiğim kızın olması umuduyla hızlıca yanlarına gittim...
-
3.
+8"Yine para mı verdin Kerim'e?" dedi. Sinirliydi sanki. "Evet abi." dedim. "iyi halt etmişsin." dedi öfkeli bir halde. "Kerim'i pek sevmediğini biliyorum. Ama zannettiğin kadar kötü birisi değil abi." dedim. "Görünüşüne aldanma. Sonuçta fırlamanın teki. Böyleleri tam bir menfaatçı olur." dedi Hikmet Abi. "Kerim menfaatçi birisi değil!" dedim ve öfkeyle kahvehaneden çıktım. Yolda giderken Hikmet Abi'nin sözlerini düşündüm. Benimle menfaat uğruna arkadaşlık yapmadığına emindim. Öyle birisi olsaydı her kötü günümde yanımda olmazdı... Bir ay sonra kar yağmaya başladı. Akşamleyin her şeyin üstünde beyaz ve doğal bir örtü vardı. Sılaların evine gittim. Mesaj attım, "Aşağıda seni bekliyorum." diye. Birkaç saniye sonra camdan baktı bana. Gülümsedi. Ben de gülümsedim. iki dakika sonra yanıma geldi. "Sürpriz yaptığın iyi oldu. Canım sıkılmıştı." dedi. "O zaman çok isabetli davranmışım." dedim gülümseyerek. "Öyle oldu." dedi gülümseyerek. Her gülümsediğinde gamzelerinde kayboluyordum...
-
4.
+7Birer simit alıp yakınımızdaki banka oturduk. Denizden gelen soğuk hava dalgaları bedenimi ürpertiyordu. Ama hoşlandığım kızla birlikte denizi seyretmekten aldığım keyfi azaltmıyordu. Simitlerimizi yerken Sıla'ya baktım. Mutlu gözüküyordu. "Hep mutlu olursun umarım." dedim. "Teşekkür ederim." dedi gülümseyerek. Gülümsemesi bedenimi ısıtıyordu... Ayranlarımızı da bitirdikten sonra yürümeye devam ettik. Daha sonra eve bıraktım Sıla'yı. Yanımdan ayrılınca tuhaf oldum. Kendimi kötü hissettim. Birkaç dakika sonra Kerim aradı. "Neredesin? Paraya ihtiyacım var." dedi. "Hikmet Abi'nin kahvehanesinde buluşalım." dedim. "Tamam, yarım saat sonra oradayım." dedi. Kahvehanede buluştuk. "Biraz paraya ihtiyacım var. Esmer manitam vardı ya, onu yemeğe zütürücem." dedi. "Sen ondan ayrılmamış mıydın?" dedim şaşkın bir halde. "Yok be oğlum. O tavuğu bırakır mıyım hiç?" dedi sinsice gülerek. "Doğru bırakmazsın. Ne de olsa babasının şirketi var." dedim. "Bana yardımcı olacaksın değil mi?" dedi. Cebimdeki paraları çıkardım. "Tüm param bu kadar. Umarım işini görür." dedim. "Umarım." dedi ve teşekkür edip gitti. Daha sonra Hikmet abi geldi yanıma...
-
5.
+7Ertesi gün anlaştığımız vakitte Kerim ile kafeye gittik. Birer salep sipariş edip arka taraftaki bir masaya oturduk. Montlarımızı sandalyelerimize astıktan sonra "Dün akşam harika bir şey oldu!" dedim. "Ne oldu kardeşim?!" dedi. "Sıla ile sevgili olduk!" dedim. "Hayırlı olsun kardeşim." dedi. Bu habere pek sevinmemiş gibiydi. "Neyin var?" dedim. "Bugün iki tane serseri beni sıkıştırdı. Funda'dan ayrılacaksın, ayrılmazsan ayırırız dediler. Ben de o anlık tamam dedim. Ama ayrılmadım tabi. Yarın gidelim üstüne çökelim şunların." dedi sinirli bir halde. "Tamam kardeşim de Funda'nın saçı hala kızıl renkte mi?" dedim gülümseyerek. Amacım, Kerim'in moralini düzeltmekti. "Evet." dedi gülümseyerek. Saleplerimizi içtikten sonra Kerim kendi evine ben de Sıla'mın evine gittim...
-
6.
+6 -1"Benim manitadan güzel mi?" dedi. "Hangisinden bahsediyorsun?" dedim. "Benim için saçlarını kızıla boyatandan." dedi sırıtarak. "Sadece ondan değil. Tüm manitalarından bile daha güzel!" dedim ben de sırıtarak. "Vay! Sen boşuna bu kadar iddialı konuşmazsın. Bir gün şu kızı bana göster de ben de yorum yapayım." dedi. Morelim bozuldu. "Tamam." dedim soğukkanlı bir tavırla. "Bozulma hemen. Kötü bir niyetle dememiştim. Yengeme de yan gözle bakacak değilim." dedi. "Şimdiden yengem dediğine göre inanabilirim sana." dedim. "inan tabi." dedi ve sözlerine devam etti: "Benim çayım bitecek, daha kendininkine dokunmadın. Soğumuşsa yenisini söyleyeyim." dedi gülerek. Çayımdan bir yudum aldım ve "Gerek yok." dedim. Çayımı içmeye devam ettim. Bitmesine az kala kafenin kapısından bir kız çıktı. Gözlerime inanamadım. Bu o kızdı! Hemen elimdeki çay bardağını tabağına bıraktım ve ayağa kalktım. "Birazdan dönücem." dedim. "Nereye gidiyorsun kardeşim?" diye bağırdı arkamdan. Dönmedim arkama ve koşmaya devam ettim...
-
7.
+7Sağ omzuna dokunup "Bakar mısın?" dedim. Arkasını dönünce hüsrana uğradım. Çünkü, karşımdaki kız umduğum kız değildi. "Ne istiyorsun?" dedi. "Affedersin, seni başkası zannettim." dedim. "Sorun değil." dedi. Daha sonra sınıfıma gittim. Birçok kez kantine inmeme ve bahçede dolaşmama rağmen aklımdaki kızı bulamadım. Okul çıkışı Kerim'i gördüm. "işin yoksa biraz takılalım mı?" dedim. "Olur kardeşim, takılalım istediğin kadar." dedi Kerim. Daha sonra birlikte kafeye gittik. Sipariş verdikten sonra dışarıdaki bir masaya oturduk. "Ne var ne yok? iyisindir umarım." dedi. "iyiyim de sanırım aşık oldum!" dedim. "Saçmalama be oğlum. ilk görüşte aşık mı olunurmuş?" dedi alaycı bir ifadeyle. "Öyle deme be abi. Kızı gördüğümden beri aklımdan çıkmıyor." dedim. "Desene abayı yakmışsın kıza." dedi gülerek. O sırada siparişimizi getirdi garson. Teşekkür ettik. "Güzel mi bari?" dedi Kerim şekeri çayına atarken. "Evet. Hem de çok güzel!" dedim...
-
8.
+6Yarım saat gezdikten sonra kar topu savaşı yaptık. O kadar çok eğlenmiştik ki Sıla'nın bana olan bakışlarının değiştiğini hissedebiliyordum. Yorulunca kar dolu zemine uzandık. "iyi ki varsın!" dedi bana bakarak. "Sen de!" dedim Sıla'mın masum ve hafif kızarmış yüzüne bakarak. "Kusura bakma sırtına biraz fazla kar yedin." dedi gülerek. "Sorun değil. Ben senden gelen her şeye razıyım." dedim. "Hiç ümidinde azalma olmadı değil mi?" dedi yüzüme dikkatle bakarak. "Hayır. Hem de hiç! Hatta gün geçtikçe sana karşı olan duygularım daha güçlendi ve ümidim arttı." dedim son derece kararlı bir halde. Sonra bana acılarımı unutturan, baktıkça mutluluğumu arttıran yüzünü okşamaya başladım. "Seni çok seviyorum Sıla." dedim ve gözlerimden yaşlar süzüldü. "Neden hüzünlendin?" dedi merak dolu sesiyle. "Samimiyetten." dedim. Yumuşacık ellerini yüzüme koydu. "Ben de seni seviyorum!" dedi gözlerini gözlerime dikerek. Birkaç saniye sonra öpüşmeye başladık...
-
9.
+6"Dur!" diye bağırdım nihayet tekrar gördüğüm kıza. Durdu ve arkasını döndü. Önüne geldikten sonra "Merhaba. Nasılsın, iyi misin? Birkaç gündür göremedim de merak ettim seni." dedim gülümseyerek. "iyiyim teşekkür ederim. Neden merak ettin ki beni?" dedi aklımdaki kız. "Geçen gün okulda gördüm seni. Görür görmez tutuldum sana. Ben de anlamadım açıkcası. Sanırım ilk görüşte aşk gerçekmiş." dedim utangaç bir tavırla. "Açık sözlü olman hoşuma gitti ve samimiyetine inanıyorum ama seninle sevgili olmamı isteme benden." dedi aklımdaki kız. "Neden?!" dedim. "Geçen ay sevgilim beni aldattı. Bir süre daha kimseyle sevgili olmayı düşünmüyorum." dedi biraz hüzünlü bir halde. "Anlıyorum seni. O halde arkadaş olalım." dedim. "Tamam." dedi yeni arkadaşım. Sonra telefon numarasını aldım. Gözden kaybolduktan sonra kafeye doğru yürümeye başladım...
-
10.
+6Uyandığımda kendimi çok yalnız hissettim. Yüzümü yıkarken karşımda duran, gözlerinde hüzün saklı genç birisini gördüm. Gözlerinin altında hafif morluklar vardı. "Bu kişi ben değilim!" dedikten sonra aynaya bir yumruk attım. Ayna parçalandı ve sağ elim kanamaya başladı. Kalbimin çırpınışları arttı. Kendimi daha kötü hissettim. Ellerimi yıkamaya başladım. Sonra avucuma doldurduğum soğuk suyu yüzüme vurdum. Kendime gelmeye başladığımı fark ettim. iki sefer tekrarladım. Daha sonra kendimi daha iyi hissettim...
-
11.
+6Birkaç saniye sonra Kerim'i gördüm. Ellerini şaklatarak bana doğru geliyordu. "Tebrik ederim kardeşim. Çok iyi konuştun." dedi ve ellerini şaklatmayı bıraktı. "Ama sevgilim olmadı." dedim yüzümü eğerek. "Üzülme be kardeşim. En azından arkadaş olmayı başardın." dedi. Asık suratımı düzelttim ve "Haklısın kardeşim." dedim. Koluma girdi. Birlikte kafeye dönerken "O kadar da güzel değilmiş!" dedi alaycı bir ifadeyle. "Bana göre dünyanın en güzel kızı." dedim kararlı bir halde. Daha sonra birer çay daha içtik. Hesabı ödeyip ayrıldık kafeden. Evlerimize dağıldık. Eve gittiğimde Sıla'ya aşık olmadığımı, sadece ondan hoşlandığımı fark ettim. Yatmadan önce biraz mesajlaştık yeni arkadaşımla. Ertesi gün okul çıkışı sahilde buluştuk...
-
12.
+6Kısa bir süre öpüştükten sonra ayağa kalktık. ikimizin de yüzünde utanç kızarıklıkları vardı. Sıla'nın evine doğru yürümeye başladık. Evlerine yakınlaştığımız sırada "Ne zaman teklif etmeyi düşünüyorsun?" diye sordu. O an aklım başıma geldi. "Özür dilerim. Benimle sevgili olur musun Sıla'm?" dedim yüzüne bakarak. "Evet aşkım!" dedi. Acayip mutlu oldum. "Yarın mutlaka kutlama yapalım!" dedim. "Olur aşkım." dedi. Sıla'mı eve bıraktıktan sonra bir taksiye bindim. Evime giderken Kerim aradı. "Unuttun beni birader." dedi. Sesinde kızgınlık vardı. "Seni unutmam kardeşim. Bir gün aramadım diye darılma bana." dedim. "Darılmadım da biraz kanıma dokundu yaptığın." dedi. "Yarın salep ısmarlarım sana, alırım gönlünü." dedim. "Okul çıkışı görüşelim." dedi. "Görüşürüz." dedim. Eve vardığımda annem ile babam bendeki mutluluğu hemen fark etti. "Hayırdır oğlum? Daha önce bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim." dedi babam. "Hayalimdeki kız ile sevgili oldum!" dedim büyük bir sevinçle. "Hayırlı olsun canım oğlum." dedi annem. "Sonunda başardın oğlum!" dedi babam gülerek. "Aynen babacım!" dedim. Daha sonra bugün olanları anlattım annemlere...
-
-
1.
+1Hehe kesin öyle olmuştur amk.
-
2.
+1Üniversiteli adam babacım der mi mq
-
3.
0Üniversiteli adam babacım der mi mq
-
4.
0Üniversiteli adam babacım der mi mq
diğerleri 2 -
1.
-
13.
+5Giriş kapısındaki camdan dışarıya gelmesi için işaret yaptım Hikmet Abi'ye. Az sonra yanıma geldi. "Ne oldu Efe? iyi görünmüyorsun!" dedi Hikmet Abi. "Benim Sıla vardı ya hani. Tutturdu beni uzak bir yere zütür diye. Biraz kafa dağıtacağız. Araban lazım abi. Akşamleyin getiririm." dedim. "Anahtarları vereyim vermesine de telaşlı gözüküyorsun. Sende bir tuhaflık var." dedi merak yüklü sesiyle. "Sana öyle geliyor abi." dedim kendimden emin bir tavırla konuşmaya çalışarak. "Benden sakladığın bir şeyler var. Anlat bana evladım. Çekinme veya korkma benden. Seni bu hale bürünmeye iten şeyleri bana anlat ki daha iyi yardımcı olayım sana." dedi Hikmet Abi gözlerime dikkatle bıkarak "Sana yalan borcum mu var abi? Anahtarları vermek istemiyorsan açık açık söyle!" dedim. "Tamam, sakin ol. Akşamleyin arabam bu kapının önünde olmazsa o zaman ben sana neler yapacağımı biliyorum." dedikten sonra anahtarları bana uzattı Hikmet Abi. "Kullanabileceğine emin misin? Araba sürmeyeli baya oldu. Askerden sonra uğramaz oldun buralara." dedi Hikmet Abi. Bu seferki konuşmasında sesinde kırgınlık sezinledim. "Öyle oldu. Kusura bakma abi. Askerdeyken de ara sıra araba sürmüştüm. Yani benim için zor olmayacak." dedim. "Tamam akşam bekliyorum. Kendine iyi bak evladım." dedi Hikmet Abi. "Sağ olasın abi!" dedim. Birkaç saniye sonra arabayı çalıştırıp sevgilimin bulunduğu eve gittim...
-
-
1.
0Bir sayko olman ekgibti o da oldu amk
-
2.
0Yazsana amk neyi bekliyosun
-
1.
-
14.
+5Günler günleri, haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı. Okulumun bitmesine bir hafta kala askeri tebligat geçti elime. Okulum bittikten iki ay sonra kısa dönem askerliği yapmak üzere askere çağrılıyordum. Kendimi çok kötü hissettim. Sıla'mdan, Kerim dostumdan ve ailemden ayrılmak istemiyordum. Ama ayrılmak zorundaydım! Akşam üstü Sıla'm ile aylar önce gittiğimiz restoranda buluştuk. Canımın neden sıkkın olduğumu anlattım yemeğimizi yerken. "Üzülme aşkım. Ben bekleyeceğim seni. Yarın ailelerimiz ile birlikte söz keseriz, sen askerden gelince hemen nikah kıyarız." dedi gamzelerini göstererek. Sıla'm gülümseyince kederim dağıldı. "Sana inanıyorum aşkım. Bugün ailelerimize söyleyelim, yarın mutlaka sözlenelim. Bir an önce sözlenmek hatta evlenmek istiyorum seninle canım benim!" dedim hayranlıkla Sıla'mın yüzüne bakarak. "Ben de aşkım!" dedi Sıla'm...
-
15.
+4 -1Eve döndüğümde sevgilim hâlâ baygındı. Gözlerim yüzüne takıldı. Aylardır hayran olduğum yüzünün aslında masum olmadığını fark ettim. Yüreğimdeki sızı çoğaldı. Kucakladım sevgilimi. Hızlıca arabaya taşıdım. Arka kapıyı açıp koltuğa yatırdım. Tam şoför koltuğunun kapısını açacaktım ki bir erkek çocuğu geldi yanıma. "Ablaya ne oldu abi?" dedi. "Yanlış insana yanlış yaptı. Hastahaneye zütürüyorum." dedim. "Anlamadım abi. Ne demek istedin?" dedi. "Büyüyünce anlarsın." dedim. Arabaya bindikten sonra çocuğa baktım. Merak dolu gözleriyle bana bakıyordu. Arabayı çalıştırdım. Sevgilim ile daha önce hiç gitmediğimiz bir yere doğru hareket etmeye başladım. Birkaç saniye sonra sol aynadan çocuğa baktım. El sallıyordu bana...
-
16.
+5Biraz sonra Kerim geldi yanımıza. "iyi görünüyorsun." dedi. "Sayenizde öyleyim." dedim. "Bir isteğin olursa hiç çekinme kardeşim. istediğin zaman arayabilirsin." dedi. "Sağ ol kardeşim." dedim. Birkaç dakika sonra ayrıldı yanımdan. "Seviyorum bu çocuğu." dedi annem. "Ben de." dedim... Birkaç saat sonra babam geldi. Bir ara annem lavaboya gitti. Babama annemin kıskançlığını anlattım. Güldü. "Gönlünü aldıysan sorun yok." dedi babam. "Annemin gönlünü almadan rahat etmem babacım. Aynı şey senin için de geçerli. Sizi gerçekten seviyorum. Söz veriyorum, meslek sahibi olduğum zaman ilk maaşımla sizi tatile yollayacağım." dedim. Hüzünlü bir halde gülümsedi. "Sen yeter ki sağ ol, mutlu ol evladım. Gerisi bizim için önemli değil." dedi babam. "Canım babam!" dedim. Sarıldık. Gözlerimizden yaşlar süzüldü. O an annem girdi içeriye. Bizi görünce annemin de gözlerinden yaşlar süzüldü. Daha sonra annemle de sarıldım. O gece sabaha kadar keyifli bir uyku çektim. Ertesi sabah taburcu oldum hastahaneden...
-
-
1.
0Rezerved
-
1.
-
17.
+5Evinin önüne geldiğimde "Aşağıdayım aşkım." diye mesaj attım Sıla'ma. Birkaç dakika sonra geldi yanıma. "Nereye zütüreceksin beni?" dedi. "Sen nereye istersen oraya aşkım." dedim yüzüne dikkatle bakarak. "ileride yeni bir restoran açılmış. Oraya gidelim." dedi. "Gidelim aşkım." dedim. Daha sonra bir taksiye binip Sıla'mın bahsettiği restorana gittik. Çok keyifli bir akşam yemeği sırasında ellerini tuttum Sıla'mın. "Ben aileme anlattım. Sen de anlattın mı aşkım?" dedim gözlerinin içine bakarak. "Henüz değil. Babamı yumuşatma aşamasındayım." dedi Sıla'm. "Tamam aşkım. Okul bitince hemen nikah kıyalım." dedim. "Nikah olmaz ama ailelerimizle birlikte söz keseriz aşkım." dedi Sıla'm. "Peki." dedim. Yemekten sonra sahile doğru yürümeye başladık. Biraz sonra iki tane tipi bozuk genç geçti yanımızdan. Geçerken birkaç saniye Sıla'mı süzdüler. Sıla'm rahatsız olmasın diye ses çıkartmadım. Az sonra "Üff kalçalara bak be!" diye bir ses duydum. Hemen arkamı döndüm. Dikkatlice Sıla'ma bakıyordu ahlaksızlar. Aşırı sinirlendim. "Manitanda amma iyiymiş be birader!" dedi diğeri. "Düzgün konuşun şerefsizler!" dedim. Ceplerindeki bıçakları çıkardıktan sonra "Düzgün konuşmazsak ne olur artist?!" dediler...
-
18.
+5"Müsait misin aşkım? Seninle konuşmam gereken şeyler var. Sahilde buluşalım." dedim. "Tamam aşkım. Birazdan orada olurum." dedi sevgilim. Sesinde sanki biraz endişe vardı... Aşağı yukarı yirmi dakika sonra sahilde buluştuk sevgilimle. Nemli bir banka oturduk. "Vay be! Zaman ne kadar hızlı geçiyor değil mi aşkım?" dedim. "Öyle aşkım. Su gibi geçiyor sahiden." dedi sevgilim. "Neredeyse bir yıldır sevgiliyiz!" dedim. "Haklısın aşkım. Az kaldı birlikte bir sene tamamlaya." dedi sevgilim. "Buna ve birbirimize aşık olmamıza rağmen hâlâ evli değiliz." dedim hüzünlü bir halde. "Aşkım biraz daha sabret. Tam bir seneyi tamamlayalım, öyle evleniriz." dedi sevgilim. "Ama böyle sözleşmemiştik aşkım." dedim. "Biliyorsun, bazı olaylar oldu. O yüzden biraz daha zaman geçince evlenmek istiyorum." dedi sevgilim. "Tamam ama bir dahaki sefer de ertelersen bozuşuruz." dedim gülümseyerek. Sonra başını omzuma yasladı, canımı gözümü kırpmadan feda etmeye hazır olduğum kız. "Bir daha ertelemek yok." dedi sevgilim. Sözleri bitince sevgilimin siyah ve canlı saçlarını okşamaya başladım. Az sonra sevgilimin bedenindeki en çok sevdiğim bölgeyi; yüzünü okşamaya başladım...
-
19.
+5Uyandığımda annemi gördüm. Siyah renkte deri kaplı bir koltukta uyuyordu. Anneme bakıp gülümsedim. Birkaç saniye sonra doktor girdi içeriye. "Nasılsın evlat?" dedi gülümseyerek. "Biraz canım acıyor." dedim. "Buna şükret. Dün gece on dört tane dikiş attım karın bölgene." dedi. "Epey fazlaymış." dedim. "Anca yetti." dedi gülerek. "Beni bıçaklayanlar yakalandı mı?" dedim. "Sabaha karşı yakalanmışlar." dedi. "Ne zaman taburcu olacağım?" dedim. "Yarın sabah." dedi gülümseyerek. "Yaptıklarınız için teşekkür ederim." dedim. "Ben görevimi yaptım. iki saat daha hareket etme. Bir ara yine gelirim." dedikten sonra çıktı odadan. Kısa bir süre sonra annem uyandı. Uzun uzun sohbet ettik annemle. Öğlenleyin Kerim aradı. "Nasıl oldun kardeşim?" dedi. "iyiyim sen nasılsın?" dedim. "Ben de iyiyim. Tayfamı topladım. Bana sataşan çocukları pataklamaya gidiyoruz." dedi. "Yanında olamadığım için üzgünüm." dedim. "Senin canın sağ olsun kardeşim." dedi. Bu sözünden sonra Kerim'e olan sevgim arttı. Akşam üstü beş civarı Sıla'm geldi. Sıla'mı görünce çok sevindim. Izdırabım hafifledi. Bir ara Sıla'm bana çorba içirdi. Bu davranışı çok hoşuma gitti. Ama annem bu duruma bozulmuş olacak ki Sıla'm gidince "Bundan sonra sana mercimek çorbası yapmayacağım!" dedi. "Olmaz öyle şey anne. Beni mercimek çorbanın eşsiz lezzetinden mahrum bırakma." dedim. "Tamam canım oğlum." dedi. Yüzündeki hüzün ve kibir kayboldu...
-
20.
+5Dostumun üniversiteden mezun olmasına birkaç gün kala edindiği, babası otomobil galerisine sahip bir manitası vardı. Adı Merve'ydi. Dostum Merve'yi de kullanıyordu. Bu huyu yüzünden birçok kez dayak yemişti. Ama akıllanmamıştı. Öğlenleyin dostumun yanına gittim. Birer Türk kahvesi içtik. "Bu kızla evleneceksin herhalde. Ne de olsa babasının işinde çalışıyorsun. Hem de müdür yardımcısı olarak." dedim gülerek. "Yok be kardeşim. Yakında Merve'ye de tekmeyi basacağım. Evlenmeyi düşündüğüm başka kız var." dedi dostum. "Bak sen! Kimmiş bu kız? Funda'dan mı bahsediyorsun?" dedim. "Hayır. Bir ara söylerim." dedi. "Şimdi söylesene kardeşim. Çatlatma adamı meraktan!" dedim. "Kusura bakma yapmam gereken işler var. Yakın zamanda öğrenirsin." dedi. "Peki." dedim ve ayağa kalktım. "Hoşça kal kardeşim!" dedim. "Sen de!" dedi dostum. Dostumun yanından ayrıldıktan sonra sevgilimi aradım...