bu sözler zsa zsa gabor'a ait...
ja ja, atatürk ile olan ilişkisini hakkında ilginç bilgilerde vermişti:
'... açılan büyük bir kapının ardından içeriye girdim. heyecandan kalbim deli gibi çarpıyordu. mermer taşla döşenmiş yoldan geçerek bahçe içindeki eve doğru yöneldim. çok büyük bir zeytin ağacı evin girişini gölgeliyordu. hipnotize olmuştum. üst kata çıktım. atatürk el işlemesi geniş bir gürgen koltuğa oturmuştu. arkası bana dönüktü. yanındaki masa üzerinde duran nargilesini içiyordu. kemal atatürk, tanrı'nın insanlığa ender gönderdiği bir kurtarıcı, politika ustası ve korkusuz bir savaşcıydı. o yarı insan yarı tanrıydı. orta yaş döneminde dahi atatürk'ün ciks aktiviteleri yakın çevresi tarafından biliniyordu. bakırımsı kırmızı renkli kadife koltuğa- yanına- oturmamı söyledi. büyülenmişcesine atatürk'ün emrini yerine getirdim. nargilesinin hortucunu bana doğru uzattı ve içmemi söyledi. dumanı içime çektim. diğer elinde tuttuğu rakıyı yudumlayarak içtim. atatürk ile beraberliğimin bundan sonrasını ilk defa açıklıyorum. dans eden dansözlerin odadan çıkmalarını istedi. ikimiz baş başa kalmıştık. henüz 15 yaşındaydım. çocuk denecek kadar genç sayılırdım. atatürk 56 yaşında olgun bir erkekti. buna rağmen ürküntü duymuyordum. rakının verdiği sarhoşlukla olsa gerek kendimi rüyada hissediyordum. atatürk'e bekaretimi verdim. atatürk benim ilk erkeğimdi. şeytani bir çekicilikle, benimle deliler gibi sevişti. o, genç bir kadının nasıl mutlu edileceğini çok iyi biliyordu. atatürk, aklıma her geldiğinde onun tüm kadınları doyuma ulaştıracak gücü olduğunu düşünürüm. atatürk, profesyonelce sevişen bir tanrı, bir kraldı..'
can dündar 21 ağustos 2005 tarihli yazısında ‘zsa zsa gabor’ ve ‘atatürk’ konusuna değinir. beverly hills’de kendisiyle yaptığı söyleşi sırasında verdiği bilgilerin biraz hayal koktuğu söylenilince de hatırladığı kadarıyla köşkü ve içindeki eşyaları tarif etmeye çalışması can dündar'ı epey şaşırtmış. ardından saşkınlık içinde anlattıklarını dinlemiştir muhtemelen. tabi gabor’un ‘ben öldükten sonra yazarsın’ dedikleri ise can dündar’ın belleğinde ve hala yazılmayı bekliyor.
http://www.milliyet.com.tr/ ...
bu arada zsa zsa gabor’un atatürk’le olan ilişkisinin yanı sıra farklı meziyetleride ortaya çıkıyor. ve iş biraz daha karışıyor.
tarih ve toplum dergisi’nde yahudi araştırmaları ile tanınan rıfat bali’nin aralık 2006 tarihinde yazdığı makale gabor hakkında bir gerçeği daha ortaya çıkardı. gabor, cıa adına ajanlık da yapmıştı. gabor, cıa’ya türkiye’de ordu, bürokrasi, sosyal yapı ile ilgili kriptolar vermişti. bali, yaptığı çalışmada bu istihbarat belgelerini ortaya çıkarmış ve gabor’un sızdırdığı bilgileri incelemişti. gabor’un özellikle ‘kim kimdir?’ raporunda tanıştığı üst düzey isimler hakkında abd makamlarına bilgiler sunduğu artık kesinlik kazanıyor.
http://www.rifatbali.com/ ...
zsa zsa gabor atatürk'ün 1937 yılında kerkük, filistin ve antakya’ya düzenleyeceği askeri harekat ve savaşı önlemek için ingilizler tarafından yanına gönderdiği de rivayet edilir. ilişkileri 6 ay sürmüştür ve atatürk hastalanınca noktalanmıştır. atatürk’ün son yıllarında ortadoğu, musul ve kerkük'le hiç olmadığı kadar ilgilenmeye çalışması bu iddiayı güçlendirir.