ciks doğal bir ihtiyaçtır. kadının da erkeğin de cinselliğini yaşaması haklarıdır ve tabi aynı zamanda da tercihleri.
kadının bakire olmaması namuslu olmadığı anldıbına gelmez. kimsenin namus bekçiliğine soyunmasına gerek yok.
hırsızlık, yolsuzluk, adam kayırma, dolandırma vs. gibi namussuzlukları herkes halletti de kadınların namusunu(!) sorgulamak kaldı
size amk.
bir erkeğin yattığı kadın sayısı övünç kaynağıyken bir kadının yattığı erkek sayısı huurluk katsayısı değildir.
ilişkide erkek çapkın, kadın elinin kiri değildir.
bir kadının veya erkeğin çok sayıda insanla beraber olması en fazla cinsel ilişki için göze aldığı kriterlerin azlığını
gösterebilir. e böylesi de en fazla kolay, basit, ucuz vs. gibi sıfatlarla nitelenebilir ama namussuz la değil.
bekâretin ikiyüzü
bir çok erkek hemcinslerinin cinselliklerini yaşamasını destekliyorken, kadınların bir bölümü de erkelerle birlikte
kadınların cinsellik konusunda serbest davranmalarına karşı geliyorlar(tabi şimdi buradan sosyolojik tespitlerde sıçılabilir ama neyse). erkekler cinselliklerini normal bir şekilde yaşamaya teşvik edilirken kadınların baskılanması ikiyüzlülüktür.
kadının hakkı ne kadarsa erkeğin hakkı da o kadardır.
ama şu da var. sex yapan erkeğin bakire kadın aramaya hakkı yoktur diyen kadınlara da katılmıyorum.
çünkü kimse kadınlara zorla ciks yaptırmıyor(fuhuş ya da tecavüzden bahsetmiyorum hayatın normal akışı içerisinde).
evlenme vaadi, sevgili baskısı(sen beni sevmiyor musun vs.) ile ilişkiye zorlanan(pgibolojik olarak) veya kandırıldıklarını iddia eden kadınlar bunu kendileri tercih ediyorlar.
zaten sizi seven birisi ilişkiye girmeniz için sizi zorlamaz diye düşünüyorum.
tabi erkekler kadar kadınlar da karşısındakini kandırıyor.
erkeğin kadının cinsel özgürlüğünü baskılaması ikiyüzlülük olduğu gibi
aslında bakire olmayan kadınların da bakire bir eş aradığını bildikleri erkek arkadaşlarını
(çeşitli yollarla cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen) başkası olmadı,
bakireyim(sahte kızlık zarıyla) vs. diye aldatmaları da ayrı bir ikiyüzlülüktür.
ilk olma isteği
insan yeniye daha da doğrusu bozulmamış veya dokunulmamış diğer bir deyişle bakir olana ilgi duyar.
aşağı yukarı herkeste vardır bu. kar yağmıştır ve sokakta bir tek iz bile kalmamıştır. bunu gören çocukların ilk yaptığı şeylerden birisi sokağa çıkıp bu ortamın tadını çıkarmaktır. aynı şey buğulu camlara yazı yazarken de geçerli.
hatta büyüklerde de bir gazeteyi, kitabı vs. ilk okuyan olma isteği... örnekler çoğaltılabilir.
insanların yeni olanla, ilk olanla yaşadığı duygu ile ilgili bir durum bu
hatıralarımıza baktığımızda bizi çok etkileyen şeylerden başka bir de ilkler vardır en çok unutulmayan
iyi ya da kötü ilk duygular her zaman etkileyicidir
eğer iki insan birbirini seviyorlarsa birbirlerinin ilki olmaları şart değil fakat birbirini çok seven iki insanın
ilk kez birbirlerine dokunmalarının yanında bazı duyguları da ilk kez beraber yaşamaları, tüm acemilikleri beraber atlatmaları
ve beraber tecrübe kazanmaları daha güzel olabilir diye düşünüyorum.