being there

son zamanlarda okuduğum en okumaya değmez şeydi, jerzy kosinksi yazarı
öve öve bitiremediler de karşıma çıkan şey ucuz bir yeşilçam filmi kalitesindeydi, anca o da..

biraz hanzo, biraz korkusuz korkak,
konsetpi çok hoş başladı aslında, olmayan birisi üzerinden gitmesi hikayenin çekilebileceği yerleri düşününce heyacanlandırdı, kendine verilen isim ve bahçıvanlıktan başka hiç bir şey bilmeyen Chance daha iyi sunulabilirdi,

bahçe bırak, zınk araba çarpsın, çarpan da varlıklı olsun, alsın beslesinler evde, kimse necisin diye sormasın, üstüne şansına o eve abd başkanı konuk gelsin, adam saçmalasın bunlar da bir şey diyor sansın hebele hübele, gerçekten kitabın sonlarına doğru Chance'in bir ikizi çıkacak bir yerden de onun yaptıkları bunun üzerine kalacak, o klişe mizah bile dönecek diye bekledim..

kimse havlamadan önce de diyeyim, evet adamın amacı buydu bunu biliyorum, şansa olmuş şansa yaşayan birinin şansının sınırlarını zorlaması ve medyanın aptallığı vs,
ama medyanın bir aptallığı yoktu amk, adamın saçmalaması saçma değildi, olmamış işte..

bir iki dişe dokunur satırı vardı yoktu, zaman kaybından başka bir şey değil..
şükür ki kısaydı..

sonunda suda yürüyo lannn

güzel filmdi lan

kumanda sahnesinde gülmekten altıma kaçırdım, ishal zamanıydı.

illuminaticiler için mason dayı da koymuşlar

hal ashby filmi

peter seller oynuyor izleyin binler güzel film.

ulan hibinolar bu filmi izleyen yok mu?