1. 1.
    +2
    psıkoloğum yıllarımı kişisel gelişim ve zihin kontrolü deneylerine harcadım faydalanmak ıstermısınız
    ···
  2. 2.
    0
    çay kahve sıgaralarını alın başlıyorum
    ···
  3. 3.
    0
    1 kışı anlat desın yeter
    ···
  4. 4.
    +2
    ilk defa bir üniversite öğrencisi olduğum sıralarda, kişisel gelişim kitaplarının önderlerinden olan kitaplardan birisi o günlerde bir çok insanın olduğu gibi benim de gündemime girmişti. Anthony Robbins’in yazdığı “içinizdeki Devi Uyandırın” başlıklı kitap, ardından gelecek binlerce taklit ve benzerlerinin ilk ve en etkili örneklerinden birisidir; bilenler bilir.
    ···
  5. 5.
    -1
    aranızda saygısız hayvanlar var ama alışığım anadolu çomarlarına mesleğim gereği
    ···
  6. 6.
    0
    Kitabı süratle okuduğumu hatırlıyorum (belki de beyin meselesi ile ilgilenmemde önemli bir payı bile olabilir). Kitapta, motivasyon anlamında bir çok ilginç ve dikkate değer tavsiye ve olay aktarılıyordu
    ···
  7. 7.
    0
    q10 olum basıt bır konu değil bu
    ···
  8. 8.
    +2
    Ama bunlar arasında o dönemde bana en garip gelen tavsiye, her sabah, hatta fırsat bulduğumuz her durumda, bir aynanın karşısına geçip, kendi kendimize “sırıtmamızı” öneren kısımdı. Robbins bunu önerirken, “yüzünüzeki gülme kaslarıın faaliyetlerinin beyninize etki yaparak sizi mutlu bir ruh haline sokacağını” anlatıyordu.
    ···
  9. 9.
    +1
    Bir kaç kez denedim tabii; fakat alışmamış birisi için ayna karşısında sabahın köründe kendi kendine “maymunluk yapmak” gerçekten de zor bir iş ve ciddi motivasyon istiyor! Fikir o dönemlerde bana ne kadar saçma gelse de, bu ilginç tavsiyeyi defaatle denediğim için hiç unutmadım. Ayrıca bana sorarsanız, işe de yarıyordu, ama bunu kimseye anlatmaya cesaret edememiştim.
    ···
  10. 10.
    +3
    Yıllar sonra, sinirbilimleri alanında eğitimimize başladığımız dönemler içinde, sinir sisteminin çalışmasına dair hayret verici bilgiler ardı ardına yapmaya başladı. Bunların bir kısmı öğrenmemiz gereken teknik detaylardı; bir kısmı ise, bildiklerinizi birleştirerek yeni anlamlar üretmenizi zorunlu kılan birleştirici (integratif) sinirbilimlerine dair konulardı.
    ···
  11. 11.
    +1
    Ayna karşısındaki “kendi kendime sırıtma” tecrübelerimin de etkisiyle, benim dikkatimi en çok çeken konu “Bedenlenmiş Biliş” (Embodied cognition) denen meseleydi. Aslında felsefi bir mesele olan bedenlenmiş biliş, bilişsel durumların, insan vücudunun duruş ve hareketleri tarafından belirlendiğini öne süren bir görüştü. Fakat günümüzde elde ettiğimiz deneysel bulgular, meseleyi sadece düşünsel bir yorum olmaktan çıkarıp, ciddiye almamız gerektiğini gösteriyor.
    ···
  12. 12.
    0
    Beden durumu bilince nasıl etki eder? onu anlatayım
    ···
  13. 13.
    0
    @19 sabırla okur ve anlarsan adrıana lıma bıle verır önce kendını duzeltecen beynını tanıyacan
    ···
  14. 14.
    -1
    kımse okumuyor galıba halbukı hayatınızı değiştrme garantısı verıyorum
    ···
  15. 15.
    +1
    oo beyler başlık tutmuş ok ara vermeden @30 dakı gıbı ıt kopuğa cevap vermeden serı şekılde anlatıyorum capslerle de destekleyecem
    ···
  16. 16.
    0
    nerde kalmıştık ha Beden durumu bilince nasıl etki eder?
    ···
  17. 17.
    0
    Bedenlenmiş biliş ile ilgili çarpıcı örnek ve önerilere geçmeden, çok kısaca, bedenimizin duruşunun nasıl olup da bilişsel dünyamıza, yani zihnimize etki edebildiğine kısaca bir bakalım:

    Beynimiz ve omuriliğimizden oluşan merkezi sinir sistemimiz, bedenimizdeki bütün süreçlerin üst kontrol santrali gibi görev yapar. Bunu yaparken, bedenin her noktasından, çeşitli duyu organlarımız aracılığıyla aldığı verileri kullanır ve bu verileri değerlendirerek, nasıl bir tepki veya tepkiler dizisi üretilmesi gerektiğini hesaplar
    ···
  18. 18.
    0
    Merkezi sinir sistemimize bilgi taşıyan temel duyularımızı biliyoruz: Görme, işitme, koku, tat ve dokunma, bildiğimiz o ünlü beş duyumuzu oluşturur. Bunun dışında ağrı, kaşınma, gıdıklanma gibi duyulara da aşinayız. Zira bu tip duyuları kimi zaman tamamen, kimi zaman da kısmen, “bilinçli” olarak algılayabiliyoruz
    ···
  19. 19.
    0
    Fakat merkezi sinir sistemimize bunların hepsinden çok daha fazla bilgi aktaran başka duyu sistemlerimiz de var. Biz bunları bilinçli olarak hissetmediğimiz için genellikle varlıklarından haberdar bile değilizdir. Bu duyu, bedenimizin durumu hakkında son derece detaylı bilgileri beynimize ve omuriliğimize aktaran “beden duyuları” dediğimiz duyulardır.
    ···
  20. 20.
    0
    iç organların gerginliği, eklemlerimizin açısı, derimizin gerginliği, kaslarımızın boyu ve boylarındaki değişimin hızı, tendonlarımıza binen yük miktarı, derimizin altındaki katmanlardan taşınan farklı tipte hisler… Bu ve bunlar gibi onlarca farklı duyu tipi, biz farkında olmasak da, her saniye milyonlarca “bit”lik duyu bilgisini merkezi sinir sistemimize aktarır. Bu duyular sayesinde beynimiz, bedenimizin nasıl bir hareket yaptığını, uzaydaki üç boyutlu bedensel durumumuzu, az sonra yapacağımız bir hareket için yüzlerce kasımızın her birine nasıl emirler göndereceğimizi ve daha nice karmaşık hesaplamayı, bize hiç fark ettirmeden her an gerçekleştirir. Kısacası, bedenimizin her türlü durumuna dair bilgiler, hiç durmaksızın sinir sistemimize adeta “akmaktadır” desek, yeridir.

    Hal böyle olunca, bedendeki her türlü değişiklik, beynimize bilgi olarak gönderilir ve beynin tepki vermesin sürecinde bu bilgiler esas olarak alınır.
    ···