ilk ben anlatıyım..
Daha 15 yaşındaydım bilirsiniz ergenliği hat safhasına kadar yaşıyordum. lise 1'in sonunda yaz tatilinde köye balıkesire gidecektik. Balıkesirin de çıkgın eşekleri o zamanlar çok popüler olmuştu. Her neyse köye gittik. Ve o sayko eşekler hala aklımdan çıkmıyordu. Bizim köyün alt tarafındaki ahırda karagöz diye bir erkek eşek vardı. Ve küçükken ben bu eşeği çok severdim ve her gittiğimde oyunlar oynardık. Bir daha oynamak için gittiğimde eşeği gördüm ve çok mutlu oldum arkası bana dönüktü. Ve boynunu çevirip bana döndü. aşk dolu gözlerle bakmıştı bana. hemen yanına koşup küçüklüğümü beraber geçirdiğim eşeğin kafasını okşadım. Çocuklar hislerim canlandı birden bire. Mükemmel bir duyguydu. Balıkesirin çılgın eşekleriyle hiç bir alakası yoktu aslında. çok sevimli hayvanlar. Yavaş yavaş sevmeye devam ettim. Sevdikçe duygularım artıyordu. Bana yan yan bakan güzel eşeğin ağzına zütüne soktum durdum pekekentin. 5 inci postadan sonra kemerimi bağlarken eşek de sıra bende diyip beni gibti.