başımdan geçen seri sex olayları

Chapter 4 : Dış kapının mandalı

beyler bu bölümde size biraz ailemden ve bu aile içerisindeki konumumdan bahsetmek durumunda kaldım ( gelen mesajlardan dolayı ) . babam emekli , annem ev hanımı üç erkek kardeşiz . büyük abim muhasebeci diğer abim de mimar . durumumuz iyi . ( ama siz şimdi diyeceksinizki durumunuz iyiyse neden keraneye gitmek için iddaa oynadın . işte bende bu durumu açıklığa kavuşturmak için bu bölümde herşeyi anlatacam size ) şimdi binler , diğer abilerim okuyup adam oldukları için onların yeri ailede bir başkaydı . ben okuyamadım daha doğrusu içimde okuma hevesi yoktu zar zor liseyi bitirdim . ailede kardeşler içerisinde adam olamayan tek ben olduğum için babam pek sevmezdi beni aslında severdide okuyamadığım için el işinde süründüğüm için beni azarlardı aslında iyiliğimi isterdi yani . diğer abilerim gibi okuyup adam olmak kendi işimi elime almak varken ben okumamayı seçtim ve şimdide gerçekten el işinde üç kuruş aylık verip zütümden kan alıyolar amk .

not : benden size tavsiye okulunuzu sevin lan binler valla amk üşenmeyin okulunuzdan liseyi bitirin üniversite hayatına atılıp en kısa sürede kendi ekmeğinizi kendiniz elinize alın üniversite şırnakta olsa bile gidin okuyun adam olun lan valla yoksa benim gibi el işinde üç kuruş maaşa gibilirsiniz . ( okumadığım için çok pişmanım amk )

babam emekli olduğu için artık sallarım gibimi gezerim paşalar gibi havalarındaydı . annemle birlikte misafirliğe gidip gelirlerdi . bazen gittikleri yerlerde 1-2 gün kalırlardı . ( babamın mahallede ve akrabalarımzı arasında belli bir saygınlığı vardı ) abimleri soracak olursanız tamamen robot gibilerdi . evden işe işten eve . muhasebeci olanın siyah kaplı bi defteri vardı her gün hesap makinesinden bi şeyler hesaplar ve bu deftere yazardı amk deftere defter demeye bin şahit ister . bildiğin angiblopedi . mimar olan abimde her gün eve resim kağıdı gibi şeyler getirip harıl harıl bi şeyler çizerdi bi şey çizerdi 10 dk baktıktan sonra büyük zahmetlerle çizdiği o şeyi bir çırpıda silerdi ve ya çizdiği şey hoşuna gitmediği zamanlarda kağıdı haşıııııırt diye keserdi sinirinden . benim görevimi soracak olursanız bende sokaklarda arkadaşlarımla birlikte sürterdim sigara bira filan hayatımı giberdim böyle . ( aslında okumamşlığın cezasını çekiyordum ) sigara , bira parasını nerden buluyordun diye soracak olursanız abilerim veriyodu ama ben bu parayı onlardan sözde gezme tozma parası olarak alıyodum .. ( onların gözünde acınacak haldeydim çünkü çalışıp para kazanmak yerine ben hala abi parası , baba parası yiyip sokaklarda sürtüyodum amk en iğrenç en rezil durumlardan biri ) kardeşlerden en küçüğü ben olduğum için annem üzerime fazla düşerdi bana daha çok özen gösterirdi diğer abilerimden daha çok severdi beni . evde rahatça sigara içebiliyodum birayıda balkonda içerdim . odamda balkona açılan kapı bulunduğu için babama yakalanma gibi bi durumum olmazdı . aslında babam biliyodu sigara bira kullandığımı ama bi şey demezdi . benim için kendi hayatıdır ne tak yerse yesin modundaydı ( bu arada ananızın babanızın kıymetlerini bilin lan binler bağırmayın onlara üzmeyin onları amk gibtirtmeyin bi tarafınızı şimdi bana . bu arada şunu da belirteyim kerane için abilerimden para istemeye yüzüm olmadığı için o zamanlar iddaa oynamıştım ) aile durumum böyle binler . şimdi diğer chapter a geçelim ..

chapter 5 : iş iş iş

yine yolumun kuruyemiş dükkanına düştüğü bir vakit enisi gördüm ( başıma ne geldiyse hep bu züt oğlanının yüzünden geldi . aslında iyi çocuktur enis karşısındakinin iyiliğini ister ama o düşündüğü iyiliğin karşı tarafa ne gibi bi etki oluşturacağını tahmin etmez ama yine de iyi çocuktur ) oo naber kanka hiç görüşemiyoruz neler yapıyosun filan muhabbet açıldı böyle . sonra ben de durumumdan bahsettim buna biraz sonra o da bana kanka eğer çalışmak istersen tanıdığım bi gazete bayii var oraya gidelim senle adamla konuş anlaşabilirsen sabahları gazete dağıtırsın en azından kendi harçlığını çıkarırsın dedi . ben de düşünürüz diyerek kuruyemişe gittim sigaramı aldım eve gittim ve bu konu hakkında düşüncelere daldım amk . eğer çalışsaydım kendi paramı kazanıp kendim yiyecektim artık . hem babamın gözünde birazda olsun değerim artardı belki . evet lan neden olmasın amk çalışabilirdim . aradım enisi dedim tamam enis kabul ediyorum nerde bu bayi dedim . dedi kanka ben seni cuma günü adamın yanına zütürürüm konuşursunuz anlaşırsanız başlarsın işe dedi tamam dedim bende . cuma günü gittik bayiye adamla görüştüm dedi sabah 6:30 da bayiye geleceksin gazeteleri alacaksın en geç 8:00 a kadar gazeteleri sana bildirilen adreslere dağıtacaksın aylığında 450 lra . biraz çekinerek kabul ettim çekinmemin nedeni amk sabahın köründe kalkıp bayiye gitmekti . hadi saat 7: 30 gibi gitsem iyide 6: 30 ne lan . neyse kabul ettim . sonuçta iyi bir işti haftanın 5 günü günlük bir buçuk saatlik iş ne kadar zor olabilirdki üstesinden gelebilirdim . neyse böyle bi süre takılmaya devam ettim her şey yolundaydı fakat bi sorun vardı iş çıkışı eve gittiğimde tekrar uyyamıyordum . uyku tutmuyodu ( sabah hangi saat olursa olsun kalktımmı bi daha o sabah uyyamıyorum binler uyku tutmuyo nasıl oluyosa ben de anlamadım ) yine bir gün gazete dağıtımından eve dönerken bizim rıdvan abiyi gördüm . mahallemizin pastanecisi. bunun yardımcısı olan çocuk askere gitmiş . bu da kendine başka bir yardımcı arıyodu . benimle konuştu işte . hakan elemana ihtiyacım var sende bu mahallenin delikanlılarından birisin yabancı birini işe alacağıma sen gel yanımda çalış . tek yapman gereken müşterilere çay kahve meyve suyu zütüreceksin pasta börek servisi yapacaksın kolay iş aylığın 750 . çalışmana göre artabilir dedi. tek sıkıntılı tarafı cumartesi günleri de çalışıp saat üçe kadar duracaksın cumartesi yarım gün olmakla birlikte pazar günleride tatil yaparsın dedi . ben de sazan gibi kabul ettim amk . iyi işti sonuçta . hem zaten uyuyamıyodum. artık bildiğiniz iş hayatındaydım amk sabah 6:30 gazeteye git 8:00 gazeteden çık 8:30 pastaneye gel 9:00 da pastanede çalışmaya başla hafta içleri akşam 18:00 da pasteneden çık .