1. 8.
    0
    hala her gün uykularım kaçıyor, kabuslar görüyorum.
    ···
  2. 7.
    0
    @6 no comment mı o boş mesajın manası lan? Ayıp dıbına koyim..
    ···
  3. 6.
    +1
    ···
  4. 5.
    0
    @4 geçmiyor bin, geçmiyor..
    ···
  5. 4.
    +1
    @3 panpa okudum bısey kazanmadım. ama gecmıs olsun yanı
    ···
  6. 3.
    0
    @2 oku bin oku. çok şey kazanırsın.
    ···
  7. 2.
    +1
    okuyanı gibsinler artık yeter yazık bana da
    ···
  8. 1.
    0
    yi anlatıyorum binler. Başlayalım.

    ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılmıştım, etrafta sağa sola koştururak duvardan duvara çarpan bir ton manyak ile baş başaydım. çok zor günlerdi. öfke kontrolsüzlüğüm yüzünden ve olaylara olağanüstü tepkiler vermem nedeniyle buradaydım. eski sevgilimin, ilişkimiz boyunca yaptığı çok büyük hatalara verdiğim tepkilerdendi burada oluşum.. hiç arayıp sormamıştı, merak etmemişti. haklıydı da, kim bir ruh hastası ile uğraşmak ister ki? kim bir ruh hastasını özler ki? kim ruhsuzluğun nirnavasına taşıdığı birini üstelik bir ruh hastahanesinde ziyaret etmek ister ki?

    gel gelelim burada günler maalesef sanıldığının aksine o kadarda hızlı geçmiyordu. etrafta tebeşirle yere sek sek için kutu çizip, üstünde çakıl taşlarıyla satranç oynayabilenler mi, bahçedeki bankları yan yatırıp siper alanları mı dersiniz, hasta bakıcılara özel bir şey söyleceğini vaat edip, kulaklarına çığlık atanları mı dersiniz, giydirilen o deli gömleğinden sıkılıp pierre cassi marka spor gömlek siparişi verenler mi dersiniz yoksa hemşirelere duygulanmış numarası yapıp sarılıp geri çekilirken aniden balgamı kızcağızların suratlarına yapıştıranları mı dersiniz..

    6 aylık terapi sürecimde nelerini görmedim ki..
    bir keresinde, kendini uzay aracı zanneden bir atmığın, sırtına zorla aldığı yaklaşık 35-40 kilo civarındaki hemşireyi, hastahanenin 3. katından aşağıya kendisiyle beraber attığını bilirim. bu atmık ölmüş fakat hemşire sırtında olduğundan kolları dirsekten kırılmıştı ve pgibolojisinin dıbına koyan o anı hiç unutamamıştı. akabinde o da mesleği bırakıp aramıza katılmıştı. ertesi gün bulduğu bir hamam böceğini kendine dost bilip arkadaş edinmiş, bütün cinsel ihtiyaçlarını onunla karşılamıştı. Hamam böceği ile ilişkileri, ben bir gün yine kafamda kurduklarımla tansiyonumun ve sinirimin doruklarında iken, "giberim lan böcüğünü, al ammına koim" diyerek böceğe, yandaki bir şizofrenin elindeki vestiyeri kapıp, iki antenin arasına var gücüm ile vurduğumda son buldu. Zavallı hemşire o günden sonra hiç kimseyle konuşmamıştı.

    şuanda dışardayım fakat hala o günlerin izlerini taşıyorum. geceleri rahat uyuyamıyorum, nefes nefese, boncuk ter atmıklarıyla uyanıyorum.

    Gerçekten zor günlerdi.

    Not: devam edebilirmiyim bilmiyorum fakat o 6 ay bir ömür gibiydi. Anlatılacak o kadar çok şey var ki.
    Tümünü Göster
    ···