/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4 -1
    Hayatımda yaşadığım en akılda kalıcı anılarım 2001 yılında daha ben 8 yaşlarında bir çocukken başladı. Dedemler dağ eteğinde dış dünyaya kapalı bir Karadeniz ilçesinde otururlardı. ilçede yerleşim seyrekti ve hemen hemen hiç tarla yoktu. Herkes ağaçların, meyve bahçelerinin içinde otururdu. Annem ve dayım çocukluklarını orada geçirmiş olduklarından her yaz bir ay orada toplanırdık. Kendileri gibi doğayla iç içe büyümüş çocuklar olmamız isterlerdi, bizim de tam macera aradığımız dönemler olduğundan dedemlerin evinde kalmak çok hoşumuza giderdi. işte bu yaz da yeşil selvilerin, kavakların çevrelediği yollardan kıvrıla kıvrıla arabada gidiyorduk. Ablamla biz arka koltuktaydık, ablam benden iki yaş büyüktü ve çok iyi anlaşırdık. Sokağa çıkıp oynayan çocuklardan olmadığım için ablamla çok oynardık, o zamanlar resimli hayvan kitapları vardı. Kitaplardan öğrendiğimiz kadarıyla etrafta gördüğümüz kuşların türlerini tahmin etmeye uğraşıyorduk. Biraz açık alanlara gelince ağaç tepelerinde leylekler görmeye başladık. Her leyleği ilk görenin puan kazandığı bir oyun oynamaya başlamıştık ki annem arkaya döndü, "Bu sefer Defne ablanızı da çağırdık siz hatırlamazsınız çok küçükken görmüştünüz." Biz ablamla birbirimize baktık ve somurttuk. Eğlencemizi bozacak yabancı birisinin evde olmasını istemiyorduk. Annem devam etti: "Defne ablanız dedenlerin Marmaristeki yazlığında yan komşumuzdu. O da seneye liseye başlayacak, bu yaz sınava girmişti. Dinlensin sınav stersini atsın diye çağırdık." Bir sonraki leylek yuvasında üç tane yavru leylek görmemizle annemin dediklerini unutmamız bir olmuştu
    ···
  1. 2.
    0
    Kör oldumm
    ···
  2. 3.
    0
    Umrumuzda değil
    ···
  3. 4.
    0
    Filmi çıkınca izleriz.
    ···
  4. 5.
    0
    Dedemlerin evine ulaştığımızda anneanem kapının önündeki dut ağacının önünde oturmuş hayallere dalmıştı. Arabadan inip yanına koşana kadar bizi fark etmedi. Dayımların arabası daha ileride görünüyordu. Ama buralarda değillerdi. içeride tesbih çeken dedemin elini de öptükten sonra hep beraber böğürtlen toplamaya gittiklerini söylediler. Biz de ablamla hemen koşup kalacağımız odaya yerleştik. Temiz hava enerji vermişti. Sonra evin tüm odalarını yeni şeyler bulma umuduyla tek tek gezdik. Dedemlerin evi iki katlıydı. ilk katta mutfak, dedemlerin yattığı oda(yaşlı oldukları için artık merdiven inip çıkmak zor oluyormuş) tuvalet, banyo ve bir tane oturma odası vardı. ikinci katta da üç tane yatak odası ve bir tane de küçük tek kişilik koltukların olduğu bir oda vardı. Biz, bütün çocuklar her zaman olduğu gibi köşedeki odada kalacaktık. Diğer iki yatak odasını da annem/babam ve dayımlar almıştı
    ···
  5. 6.
    +1
    Dayımların dönmesini beklerken iki bir şey atıştırdık. Dedemin eski sarkaçlı saatini inceledik. Bir buçuk metre civarı boyu, çok güzel bir kadranı vardı. Her gelişimizde uzun uzun bakardık. Daha sonra Alp abinin sesiyle dikkatimiz dışarıya çevrildi. Dayımın da bizim gibi iki çocuğu vardı. Alp abi benden 5, ablamdan 3 yaş büyüktü. Hep onun gibi olmaya çalışırdım. Çok çevik sporcu bir insandı. Bir basketbol takımının altyapısında oynuyordu. Ağaçlara tırmanmayı çok severdi sürekli macera peşindeydi ben de onun peşinde ne yaparsa yapardım. Kardeşi Melisa daha çok küçüktü, 3 yaşlarındaydı, o sıralar bot gibi peşimizde takılıyordu. Dayımın kucağında geliyordu. Sanki çok büyük adamlarmışız gibi hemen Melisa'nın yanına gidip sevmeye başladık. Çok sevimli duruyordu. Sonra Alp abiyle erkek adam gibi tokalaştık. Yanlarında Defne abla da vardı Onunla da kısaca tanıştırıldıktan sonra biz üç çocuk Melisayı evde bırakıp dışarıda gezmeye çıktık. Kendimizi iyice yorduktan sonra hava kararırken eve döndük. Zaten tanıdık yerler olduğu için bizim geç gelmemiz kimsenin umurunda değildi
    ···
  6. 7.
    0
    Akşam yatacakken Alp abi hadi bir şeyler yapalım hemen yatmayalım dedi. Ne yapacağımıza karar vermek için bizim odada toplandık. Gece gizlice gidip ateş böceği toplamayı konuşurken Defne abla kapıyı çaldı. Kafasını uzatıp isterseniz film izleyelim ben disk playerımı getirdim dedi. Gidip nasıl bir şey olduğuna baktık. Dvd oynatıcı gibi bir şeydi ama CD oynatıyordu o zamanlar Dvd yoktu. Yarım saat uğraşla oturma odasındaki televizyona bağladıktan sonra getirdiği filmlerden seçtik bir tane gerilim filmi izlemeye başladık. Melisa arada ağlamaya başlayınca yengemi çağırdık aldı yatırdı onu. Bu vesile ile daha ilk günden Defne ablaya kanımız ısınmıştı. Günler geçti. Alp abi, ablam ve ben bizim odada, Defne abla başka bir odada yatıyordu. Melisa dayımların yanında kalıyordu. Geldikten iki hafta sonra bir sabah Alp abi ile ben erkenden uyandık. Yakınlardaki bakkaldan torpil vs almaya karar verdik. Gitmesi gelmesi 20 dakika sürdü. Evin önünde oturup fitil hazırlamaya başlamıştık ki uzaktan bir hoparlör sesi geldi. Eski ford marka kasalı bir minibüs yavaş yavaş yoldan ilerliyordu. Hoparlöründen hırdavatçı gibi bir şeyler bağırıyorlardı şimdi tam hatırlamıyorum. Bizim önümüzden geçerken minibüs yavaşladı ve durdu. Yolcu koltuğundan pala bıyıklı, Hulusi Kentmen tipli bir adam ağır ağır indi bize doğru geldi. "Seldıbınaleyküm gençler, bu evde mi kalıyorsunuz?" Adamın görünüşü ikimizi de etkilemişti. Alp abi duruşunu dikleştirip evet dedi
    ···
  7. 8.
    0
    Adam baktı baktı eve, kafasını sağa sola yatırdı sonra biz dönüp bu eve bir paratoner lazım yıldırım düşer buraya dedi. Biz tuhaf tuhaf birbirimize baktık. Dedemler daha uyuyor onlar kalkarsa belki alırlar dedim. Fötr şapkasını çıkarıp kafasınının arkasını kaşımaya başladı. Sonra gitti minibüsün kasasından bir tane uzun metal çubuk çıkardı. Bir sarma da bakır tel çıkarıp birini bana diğerini Alp abiye verdi. "Hadi bunları size bedavaya veriyorum. Çünkü bu eve yıldırım düşecek. Bu akşam bile düşebilir. Bugün mutlaka kurun" dedi. Sonra tekrar yolcu koltuğuna bindi ve araba hızlanıp gözden kayboldu. Biz elimizde metal çubuk ve telle yine birbirimize bakakaldık. Hemen gidip evin yanındaki dut ağacına tırmandık. Ağaç uzundu ve dalları çatıya kadar uzanıyordu. Oradan çatıya çıkmak zor değildi. Gidip metal çubuğu bacanın yanına yerleştirdik. Teli de yandan aşağı doğru sarkıttık sonra aşağı inip kalanını toprağın içine gömdük. Bu konu daha sonra ne kendi aramızda açıldı ne de ailelerimiz bize soru sordular. Sanıyorum ki dedem dayımların taktığını, dayımlar da dedemin taktığını düşünmüşlerdir. Ama bir kaç gün sonra paratoneri düzgünce sabitlenmiş ve teli yer yer duvara tutturulmuş bulduk. O yaz 1 ay boyunca orada kalmamıza rağmen bir kez bile yağmur yağmadı
    ···
  8. 9.
    0
    Daha sonra her yıl istisnasız dedemlerin evinde toplanıp en az 2 3 hafta geçirdik. Defne abla da bizimle geliyordu her seferinde o da alışmıştı artık dedemin beşinci torunu olmuştu. Aramızdan su sızmıyordu. Özellikle benimle çok vakit geçiriyordu. Yıllar yılı geçti herkes büyüdü ben lise 3e geldim ablam diş hekimliği kazanıp şehir dışına yerleşti. Alp abi askere gitti ilk defa bir yaz dedemlerde toplanamadık. Bu yaz sadece ben, Defne abla ve Melisa olacaktık. Annemler de ablamın yanına gideceğinden Defne ablayla ikimiz otobüs bileti aldık ve 11 saatlik yolculuğa başladık. Artık Defne ablanın fiziksel özelliklerinden bahsetmenin vakti geldi sanıyorum. 1,75 boylarında kumral, çok güzel bir kadındı. Artık o da üniversiteyi bitirmiş iş güç sahibi olmuştu. Büyürken benim için ikinci bir abla gibi olduğundan çocukken bana hep şaka yollu kiminle evleneceksin diye sorduklarında Defne abla derdim, herkes gülerdi. Ama bu çocukça bir hayranlıktan kaynaklanıyordu. ileride anladım ki aslında onu hep beğeniyormuşum
    ···
  9. 10.
    0
    Rezerved
    ···
  10. 11.
    0
    Okurum rez
    ···
  11. 12.
    0
    Yarıda bırakma panpa giberim
    ···
    1. 1.
      0
      yazacağım sonuna kadar rahat olun
      ···
  12. 13.
    0
    Rezini yaptım panpa
    ···
  13. 14.
    +1
    Don, yeğenim bilirsin seni severim ama bu hikaye devam etmezse dıbını zütünü giberim haberin olsun
    ···
  14. 15.
    0
    rezervasyon rez
    ···
  15. 16.
    0
    Terminalde karşılaştığımızda Defne abla çok güzel görünüyordu. Artık tamamen bir kadın olmuştu, gençlik dönemlerini atlatmış görünüyordu daha bir ağır başlı daha bir alımlı hareket ediyordu. Bir yıl önce işe başlamıştı tabi iş hayatı onu elbet değiştirecekti. Onu görünce mutlu olmuştum, güzel zaman geçireceğimize inanıyordum. Gelip bana sarıldığında parfümünün kokusu bir anda üstüme hücum etti. Bu nasıl bir şeydi böyle? En güçlü afrodizyakları bile böyle hayal etmezdim saniyeler içinde terlemeye başladım, bacaklarım karıncalanıyordu. Bozuntuya vermemeye çalıştım ama çok etkilenmiştim. Koltuklarımız otobüsün ortasındaydı. Ona cam kenarına otursun diye yer verdim, ben de yanına oturdum. ilk başta güzel güzel sohbet ederek gidiyorduk iş, güç, hayat vs mevzuları. Sonra yolda mola verilince ben tuvalete gidip geldim bir baktım Defne abla uyumaya başlamış
    ···
  16. 17.
    0
    Ben de uyumaya karar verdim madem öyle. Kafamı ona doğru çevirdim parfümünü koklamak için. O da kafasını cama doğru dayamış, gözleri kapalıydı. Zaten üstünde hafif göğüs dekolteli ince bir tişört vardı, kolye vs de takmadığı için boynu ve gerdanı çok lezzetli görünüyordu. Saçlarını da tepede toplamıştı topuz gibi değil de daha incin. Seyretmeye doyamıyordum vücudunu. Şeytan iyice beni dürtmeye başlamıştı. Bir yandan kalp atışlarım hızlanıyordu bir yandan da bir şey yapacak cesareti toplamaya çalışıyordum. En sonunda elimi kendi bacağımla onunki arasına koydum. Elimin dışı hafiften onun bacağına dokunuyordu. Böyle hareket etmemin tuhaf görüneceğini anladım. Yanıda getirdiğim hırkayı benim elimi, bacaklarımı ve onun sol bacağını kapatacak şekilde üzerime örttüm
    ···
  17. 18.
    0
    rezerved
    ···
  18. 19.
    0
    REZpect
    ···
  19. 20.
    0
    Parmaklarımı yavaşça bacağına dokunduruyordum. Bir noktada iyice üstüne kaydırmaya başladım ki hafif bir hareketle bacağını kendine doğru çekti. istemsiz mi yaptı yoksa uyanık mıydı bilmiyordum. Tekrar aynı şeyi yapmayı denedim yine çok yavaş bir biçimde. Tekrar bacağını hafifçe kendine çekti. Demek ki uyumuyordu. Belki istekli olur diye son bir kez denemeye karar verdim. Bu sefer ötekilerden de yavaş bir şekilde elimi kaydırmaya başladım. iki parmağım tamamen bacağının üstüne gelmişti ki tekrar aynı şeyi yaptı. Yüzüne baktım ancak hala uyuyormuş gibi yapıyordu. En sonunda istemediğini düşündüm ve ve fazla zorlamamaya karar verdim. Elimi kendime çekip başka şeyler düşünmeye başladım. Yaklaşık yarım saat sonra Defne abla sert bir biçimde dirseğiyle koluma vurdu. Hemen dönüp baktım ama hala gözlerini kapalı tutuyordu. Öyle bir hareketi uyuyorken yapması imkansızdı. Bu hareketi acaba o da yapmak mı istiyor diye aklıma şüphe düşürdü. Hırkamın ucu hala onun bacağının üstündeydi. Tekrar elimi bacağına yaklaştırdım ve oldukça yavaş bir şekilde bacağının üstüne kaydırmaya başladım
    ···