başımdan geçen cucking wife olayı

reserved okuruz
edit: bu arada entry numarası 000

rezerved

hukuk fakültesinde okuyorum beyler ben.. uzun boylu zarif yapılı kalın-bitişik kaşlı sakallı makallı bir şeyim işte.. karı-kız olaylarında kendime güvendiğim tek konu zekamdır beyler.. zekama harbi güvenirim.. ne kadar ilişkim olduysa hepsini zekamla kendime bağladım.. ve hepsiyle duygusal bir derinliğe inmeye çalıştım.. eğer duygusal bir derinlik vermezlerse bana gibmem ben beyler kadını.. çünkü vicdan azabı çekerim.. "kız beni seviyor ama ben sadece onu gibmek için mi beraberim?" der kızdan ayrılırım.. bu hep böyle olmuştur..

ha kız "sevme ama gib beni" derse o başka tabii.. tipimden dolayı da bu pek mümkün değil beyler.. öyle tek gecelik ilişki, fakbadi olayları olmuyor bende hiç.. bu bu anlatacağım öyküden önce de böyleydi.. bu öyküden sonra da böyle devam etti..
insanoğlu değişmez beyler.. tipini değiştirir.. giysisini değiştirir.. ama ruhunu değiştiremez..

şimdi diyeceksin ki her şeyi anladık da hukuk fakültesinden neden bahsettin? çünkü anlatacağım olay biraz onunla alakalı..

birinci sınıftan ikinci sınıfa geçerken bir yaz boyunca bir avukatın yanında çalışmaya başladım.. yapı kredi bankasının avukatlığını yapıyordu adam.. tak gibi para kazanıyordu amk.. sürekli icra iflas işleri.. yanında takıldığım sürece bana hiç para vermedi.. ama hiç emir de vermedi.. ama çok gezdirdi dolaştırdı.. hukuki çevrelere falan soktu beni.. on numara lokantalarda yemek ısmarladı.. hala görüşürüz adamla.. çok iyi bir adamdı bana karşı.. tabii birinci sınıfı yeni bitirmişim roma hukuku dersi kalmış ama birinci sınıf bilgisiyle ne yapacam amk? icra iflas mı alıyorum sanki? zaten pek işine yaramıyordum.. ama resmen adamın "has adam"ı olmuştum beyler..

okuyan yok mu lan? upupupupup..

işte yine bir gün bu avukatın ofisindeyiz.. kredi kartı borcu nedeniyle hakkında icra takibi başlamış bir adamın karısı geldi.. başı örtülü.. mantolu.. böyle bildiğin bir ablaydı işte.. kocasının borcunu takside bölmüşüz.. ara ara geliyormuş tahsilata.. emine abla vardı sekreter.. o ilgilenirdi böyle şeylerle.. ben de emine ablanın hemen karşısındaki masada oturmuştum.. emine abla kadını tanımadı.. hep kocası getirirmiş taksitleri.. kocası şehir dışına bir iş için gitmiş.. mayış kartı karısındaymış.. kendisi getirmiş borcu.. sonra saymaya başladı kocası hakkında.. yok kredi kartı borcu da neymiş.. rezil kepaze etmiş kendilerini.. insan hiç icralık olur muymuş falan da filan.. ama konuşma tınısı resmen "ben adamı takmıyorum" şeklindeydi.. ilgimi çekti.. dinledim ben de.. dinlediğimi farkedince döndü bana doğru.. bir de ne göreyim amk.. kadının yüzü şiir gibi.. ne şiiri amk.. şarkı gibi.. yüzünü dönünce bana doğru bir nota rüzgarı çarptı yanaklarıma.. o şehirde böyle güzel bir hatun göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi..

tabii elim ayağım birbirine dolandı.. bir iki kelam etmeliyim diye düşündüm.. ama ne diyecem amk_? gülümsedim ben de.. unutmayın beyler.. siz gülerseniz karşıdaki de gülümser.. eğer gülümserse bu her hangi bir şey söyleyebileceğiniz anldıbına gelir.. ama karı gülümsemedi.. direkt konuşmaya girişti.. "sence de öyle değil mi?" dedi..

evet kesinlikle haklısın desem adamı gibmiş olacam.. ve bu hiç hoş olmazdı.. yok canım herkesin başına gelebilir desem şu şiir gibi yüz bana bakmaktan vazgeçebilirdi.. ben de hemen "sen buralı değil misin?" dedim.. "ne alaka" demeden önce illa cevap verecektir panpalar.. bu kural hiç bir zaman şaşmaz amk.. o cevap verdikten sonra bir şekilde sorduğu soruyla ilintiyi kurmak gerekir.. yoksa arkasından "ne alaka" der ve şiir gibi yüz yine off!

rezerved..

devam edeyim mi binozlar?

ahahahah okumadım

neyse.. şu şampiyonluk muhabbeti bi bitsin.. sonra tekrar yazıcam..

rezerved hadi bakalım

çok uzun yazmışsın okuyasım gelmedi

anlatsana bin öldüm burda konuya gel çabuk

devam etsene züt

anlat gibik

kadın "evet, nerden bildin" dedi.. burada muhabbeti uzatamazdım.. "her halinle" diye yapıştırdım.. bu kadında bir merak oluşturdu.. sırıtmaya başladı.. hemen masadan kalktım.. "ben kendime çay alacam siz de içer misiniz_? " dedim olur dediler.. çayları aldım mutfaktan.. zütürdüm onlara verdim.. sonra kendi çayımı aldım ve kendi masam yerine kadının karşısına oturdum.. zaten çay bahaneydi amk.. mesele o müziğe yakından kulak vermekti.. bir nevi haparlorun sesini açmak gibi bir şey..

hani bazı kadınlar vardır beyler.. uzaktan güzel görünürler yakından kusurlarını görür kötü gelir gözünüze.. bu öyle değildi işte.. kadın yakından daha güzeldi amk.. başörtüsünün altında nur gibi yüzü parlıyordu.. bir insanın yüzü bu kadar mı kusursuz olurdu amk?

tabii çayları da alınca bir muhabbet başladı.. önce "borcunuz ne kadarmış" diye girdim.. 5000 tlymiş amk.. oradan nereden geldin.. adamla nerede tanıştın.. neden burası gibi sorular sordum.. o da bana sorular soruyordu.. muhabbet iyi gidiyordu.. kadın sakaryalıymış.. boşnak göçmeniymiş.. adı hilaldi.. ay gibi de bir yüzü vardı lan.. çok güzeldi çok.. evlenmeden önce başörtülüymüş zaten.. vs. vs..

tabii biz böyle muhabbet ederken emine abla kıl kaptı amk.. çaylar bitmişken birden lafa girdi "gelecek ay şu tarihte şu kadar taksit ödemeniz var" dedi resmi bir ses tonuyla.. resmen karıya "işin bitti git" dedi.. kadın da kalktı gitti.. ayak işlerine bakan eleman kapıyı açacakken ben kaş göz yaptım kapıyı ben açtım.. uğurladım kadını..

bir gün bu kadını kocasının önünde çatur çutur gibeceğimi nerden bilebilirdim ki amk?