Korkunclu mu hikaye ona göre rezervasyon yaptiriciiim

Kiz arkadasinin hamsterini gotunden gibtim

Uydurma olduğu için siz nasıl uygun görürseniz öyle sallarım diyon yani

Bilim mi kurgu ? Bilimde kurgu olmaz ulan !!!

Edit : neyse iyiye benziyor rezervuar

deli cesaretiyle kız arkadaşımı bahçe işleriyle oyalayıp ormana girip kıza daha yakından bakmanın planlarını yapmaya başladım. sevgilimin bahçeyle oyalanmasını sağladıktan sonra dürbünü alıp ormana girdim. kızın peşine düşmüştüm ama yavaş yürüyordum beni görmesini istemiyordum. 10 dakika sonra kızı bir ağacın dibinde çırılçıplak ve baygın bir şekilde gördüm. üstünde hiçbişey yoktu. kızla aramızda 10 metre vardı ve ben ona bakıyordum. birkaç çalı çırpı attım uyanık mı diye kontrol etmek için. ama hiç tepki vermiyordu.

Rezzzzzzzzz

biraz daha yaklaşayım derken dengemi kaybettim ve tümsekten aşağı düştüm. kızın 3 metre önüne kapaklandım. kız çırılçıplaktı. nefes aldığını görebiliyordum. biraz daha yaklaştım. nabzım çok hızlı atıyordu. seslendim önce. ama tepki vermiyordu. yanına kadar sokuldum. aniden sağ tarafımdan biri geldi ve sağ omzuma elindeki makası sapladı. o korkuyla arkama bile bakmadan kaçtım. arkamdan gelmemişti. ama yüzünü de görememiştim çünkü bakacak fırsatım olmamıştı. bir tür seri katil olduğundan şüphelendim. bir ağacın arkasına saklanıp yaramı sarmaya çalıştım. bir yandan da etrafı gözetliyordum. dürbünü aldım ve etrafa baktım. ağacın arkasındaydım. tam o anda onu görmüştüm. beni arıyordu. arkası dönüktü ve üstünde eski yırtık siyah bi palto vardı.

Devam rezzzz

dürbünle onu gözlüyordum ve aramızda 100 metre vardı. beni farketmesi mümkün değildi. ama ani bi hareketle bana doğru dönüp dürbün işareti yaptı. şok olmuştum. adamın yüzü tamamen sargılıydı. pembe bi bandajla tüm yüzünü sarmıştı. tekrar koşmaya başladım. tellerle örgülü bir yere geldim. tellerin üstünden atlayıp içeri girdim. nerde olduğumu bilmiyordum. bir fabrika yada araştırma merkezi gibi bi yerdi. seslendim ama kimse yoktu. kapıyı çalmama rağmen açan yoktu ama içerden müzik sesi geliyordu. arka tarafı dolaştım ve kafeterya bölümünü gördüm. duvar yerine cam vardı. camı yerden aldığım taşla kırıp içeri girdim.

bir tür araştırma merkeziydi sanırım. kafetarya bölümünden çıktığımda çeşitli labaratuvarlar olduğunu gördüm. daha önce hiç görmediğim makineler ve bilgisayarlar vardı. labaratuvarların birinde bir telsiz gördüm. yardım istemek için hemen çalıştırdım. seslendim.. sesledim. birkaç dakika sonra telsizin öbür ucundan bir ses geldi. kim olduğumu ve buraya nasıl girdiğimi sordu. ona, peşimde bir katilin olduğunu, tellerden atlayıp buraya girdiğimi bana yardım etmesi gerektiğini söyledim. karşımdaki adam panik olmuştu. peşimdeki katilin bandajlı olup olmadığını sordu. evet dedim. hemen ordan çıkmamı ve tepedeki kulübeye gelmemi söyledi. kendisinin de orada olduğunu, tek güvenli yerin o kulübe olduğunu söyledi. labaratuvardan nasıl çıkacağımı söyledi ve ekledi: acele et !

labaratuvardan çıkıp tepeye doğru giden yola doğru yürüdüm. spot ışıklar yanmaya başladı. telsizdeki adam ışıkları kendisin açtığını, ışıkların yolunu takip etmem gerektiğini söyledi. dediğini yaptım.
tepedeki kulübeyi görmüştüm. koşar adımlarla giderken, arkamdan bir araba sesi duydum. kulübedeki adam dışarı çıkıp, bu o ! diye bağırdı. koşarak kulübeye doğru depar attım. içeri girdim ve kapıyı kapattık. bandajlı katil dışarıdaydı. kulübedeki adam bu tesisin bi çalışanı olduğunu söyledi. kapıyı kitlememiz gerekiyordu ama adam bunun yeterli olmayacağını söyledi. şaşırmıştım. kulübenin tam ortasında yer alan saunaya benzer devasa bir makine duruyordu. bunun içine girmem gerektiğini, eğer bunun içinde olursak bize zarar veremeyeceğini söylüyordu. sistemi aktivite ettikten sonra kendisinde içeriği gireceğini söylüyordu. o makinenin içine girdim. ama o gelmedi. kapağı üstüme kapattı ve arkasını dönerek uzaklaştı.

içeride 3-4 saniye kadar kaldığımı hatırlıyorum. içeriye girdiğimde akşamdı ama çıktığımda hava aydınlık olmuştu. tesis çalışanı karşımda duruyordu ama herşeyden habersizmiş gibi davranıyordu.. sonra girdiğim makinenin bir zaman makinesi olduğunu söyledi. tarihi kontrol ettiğimizde bana, zamanda sadece 1 saat geri gittiğimi söyledi. dışarı çıktık. bir tepedeydik ve bizim yazlık görünüyordu. dürbünümü gözlerime zütürüp baktığımda şok olmuştum. evimizin bahçesinde kız arkadaşım ve bir adam oturuyordu. o adam 'ben'dim.

kendimi görüyordum. 1 saat önceki halimi. adam sakin olmamı söyledi. adımı sordu. hector dedim. bana zamanda geri gittiğimi ve bir 2. hector oluşturduğumu söyledi. 2. hector bendim. 1. hector ise şuan evimin bahçesinde kız arkadaşımla oturuyordu. kafam allak bullak olmuştu. bana herşeyin düzelebileceğini söyledi. 1. hectorun aynı benim yaptığım gibi makineye girmesi yeterli olacaktı. böylece ondan kurtulacaktım. her şeyin tıkır tıkır işlemesi için olaylara müdahale etmemem gerektiğini söyledi. beni kafeteryaya aldı ve bütün gün burdan çıkmamam gerektiğini, 1. hectorun kulübeye geldiğinde onu makineye sokup zamanda yok olmasını sağlayacağını söyledi. kafeteryaya oturdum ve beklemeye başladım.

lan gibik gibik hikayeler okuyonuz hakkını verin bilim kurgu bu boru değil

son kez upp

Rez panpa bitir. Şunu

Olum yaz la iyiymiş

çabuk yaz

lan yaz amk ne oldu bu adama devdıbını yaz