1. 1.
    0
    dinlemeyen umrumda değil sadece anlatıp rahatlamam lazım
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    6 ay önce eşimle kadıköydeki italyan apartmanına taşındık bilen bilir orayı kadıköyün en büyük en eski apartmanlarından biridir haydarpaşayla aynı zamanda yapılmış falan filan. Yeni evlenmiştik bikaç hafta annesiyle kalmıştık sonra ev aramaya başladık üsküdarda oturuyodu annesi bi gün iş için kadıköye gittim iş icabı dolaşırım her zamanki yolumdan değilde farklı yolları doşalarak gitmek geldi içimden malum ev arıyoruz neyse girdim kadıköyün yeldeğirmeni semtine doşaştım bi süre ara sokakları en sonunda çıktım o koca kasvetli apartmanın önüne en üstün bi alt katında yani binanın aslında orjinalinde en üst katında dairede kiralık ilanı vardı sonradan gibimsonik bi kat daha yapmışlar ama saymıyorum ben o katı normalde binanın en üst katı kiralık yani. neyse hemen aradım numarayı yakınlardaymış adam geldi dolaştık bi sorun yoktu ben beğenmiştim sonra eşime süpriz yapmak için hemen kadıköye gel çok acil diye telefon edip kapattım sevgililik zamanlarımızdada yapardım bunu oda bilirdi hep iskelede buluşurduk aynen öyle oldu buluştuk ayçayla sonra daldık aynı sokaklara birlikte binanın önüne gelip kiralık ilanını görünce anladı süprizimi bastı çığlığı sarıldı boynuma.
    ···
  3. 3.
    +1
    tekrar aradık ev sahibini geldi açtı kapıyı eşimle girdik eve ben daha önce dolaşmıştım ama şöyle bi bakmıştım eşimle dolaşmaya başladık 7 odalı her daire ama artı olarak bizimki çatı katı olduğu için karşı komşumuzla birlikte evlerimizde şömine var zaten ne olduysa komşularımız yüzünden oldu. neyse şömine 7 oda falan anlıycağınız ev herkesin hayalindeki ev kadıköyde olduğundan çatı katında olduğundan deniz manzarasıda var yani muhteşem bir ev. kirasıda benim için sorun olmazdı çünkü aileden biraz param var ve işimden dolayıda baya para kazanıyodum
    ···
  4. 4.
    +1
    eşim haliyle çok beğendi evi olayları 6 ay geçmesine ragmen dün gibi hatırlıyorum çünkü çocukluğumdan beri her gece günlük yazarım aileden gelen bi alışkanlık buda çocukluğumda yaşadığım bişeylede bağlantısı var bunuda yeri gelince anlatıcam. neyse eşim evi çok beğendi beğenilmiycek gibi değildi zaten kira konusunda falan hiç zorluk çekmeden anlaştık ilerde yeni kurucağım iş yüzünden para sıkıntısı çekebilirdim e böyle bi evin kirasıda pahalı sayılır yani ilerde zorlanmamak için şimdiden rahat etmek için 1 senelik peşin verme karşılığındada ufak bi indirim alma konusunda ikna ettim ev sahibi madam marillayı. sevdi bizi gençliğine benzetmiş eşimi umarım çocuğunuzda olur dedi yıllardır bu apartmanda hiç çocuk olmadı dedi malum bütün komşular yaşlıydı
    ···
  5. 5.
    -1
    neyse ilk gece evimizde hiç eşya olmadığı halde kendi evimiz olduğu için orda geçirmeye karar verdik gittik şarap aldık mum aldık kıskanıcaksınız ama biz o filmlerdeki çiftler gibiyiz mum aldık şarap aldık demiştim atıştırmalık bişeyler aldık eşim yanında kemanını getirmiş biraz keman çaldı sonra birazda modern çağa uyup telefonumdan müzik dinledik şarap içtik ilk gecemizi kutladık evimizde. şöminemizi yaktık falan anlıycağınız romantik duygusal bi gece geçirdik.
    ···
  6. 6.
    0
    umrumda değil okumayın benim bişeyleri anlatmam lazım sadece görev gibi düşünün
    ···
  7. 7.
    +1
    sabah o yanımıza getirceğimiz eşyaları almak için ben işe gitmek için evden çıkıcaktık geceden kalanları topladık kapıdan çıktık kilitledik kapıyı merdivenlerden inicekken o zamana kadar dikkatimizi çekmeyen bişeyle karşılaştık. yere işlenmiş mason yıldızı vardı kırmızı el işlemesiydi yerdeydi. Almanların yaptığı haydarpaşayla aynı zamanda yapılmış bu eski kasvetli binanın çatı katında mason yıldızı vardı ırkçı almanların neden yere mason yıldızı yaptıgını hep düşünmüşümdür. çok dikkatimizi çekti düşündük ama önemsemedik.
    ···
  8. 8.
    0
    1 hafta geçmişti üzerinden yavaş yavaş evimize yerleşmiştik perdeler falan filan gerçekten kendi evimiz olmuştu orası artık eşimle alışkanlık olarak hiç o gördüğümüz mason yıldızının üzerine basmamıştık her geçişimizde dikattimizi çekti ama ikimizde onu ayni bizim kuran gibi dinlerinin simgesi olduğundan saygıyla karşılayıp basmamaya dikkat ettik üzerine. bir akşam eşim bana büyük dayısının bizi yemeğe çağırdıgını söyledi severdim servet beyi amca demezdim çünkü adam 80 yaşındaydı ve eski kadıköylüydü halada kadıköyde otururdu. neyse servet beyin evine gittik karısı 4 sene önce ölmüştü o zamandan beri yalnız yaşıyodu arada bir gider ziyaret ederdik ailenin en büyüğüdür kendisi.
    ···
  9. 9.
    0
    burdan sonrayı servet amcanın italyan apartmanına taşındığımızı öğrendikten sonra söylediklerii kendi ağzından anlatıyorum notlarımın arasındadır buda:
    Babam anlatırdı o apartmanı haydarpaşayla aynı zamanda yapılmış 1900lerde ilginç bi bilgi veriyim ki fark etmişsinizdir zaten oranın en üst katında yere işlenmiş bir mason yıldızı vardır ırkçı almanların neden yere mason yıldızı yaptıgı bilinmez. Oranın her santiminde her duvarında tarih vardır bide bahçesinde haydarpaşaya çıkan bi tünel var-mış. ilk zamanlar alman askerleri tedavi etmek için hastane olarak kullanılmış. sonra savaş dönemi bitince apartmana çevrilmiş. ikinci dünya savaşında alman saldırılarından kaçan bir grup zengin yahudi o binayı satın almış sebebide yerdeki mason yıldızıymış almalarının oralarının kendilerine bi miras olarak düşünüyolarmış.1980lere kadar teker teker ülkelerine döndüler sadece 9 numaradaki yaşlı çift kaldı ama onlarında artık türkten farkları o kadar uzun zamandan sonra fark edemezsin yahudi olduklarını.1980de bizde taşındık o apartmandan sonra bir kaç ufak haber dışında bişey duymadım o apartman hakkında oraya taşındığınız için seviniyorum çünkü çok güzel ve rahat bi yer endişeleniyorum çünkü... bilmiyorum ama endişeleniyorumsen eşin ve yakında doğucak çocuğunuz umaraım çok rahat edersiniz orda. dedi
    ···
  10. 10.
    0
    çok şaşırmıştım çünkü şimdiye kadar duymadığım çok şey öğrendim servet beyin söylediklerinden 1 karşı komşumuz yahudiymiş gerçekten hiç farkları kalmamış türkten. 2 karşı komşumuz 60 yıldır bu binadaymış ve kalan en eski kişiler onlarmış 3 servet beyde bu binada yaşamış bir süre 4 bahçede haydarpaşaya açılan bi tünel varmış. çok şaşırmıştım bunları duyduktan sonra. yemekten sonra servet beyin evinden çıktık biraz kadıköyde dolaştıktan sonra evimize döndük eşim gülerek servet amca bizden bebek beklediğini söyledi dedi çok sevinmişti ayça bende sevindim çocuğumuzun olmasını ikimizde çok istiyoduk ama kendi evimizin olmasını bekliyoduk. artık hiç bi engel kalmamıştı çocuk yapabilirdik. evimize döndük şöminemizi yaktık biraz oturduktan sonra uyumaya karar verdik.
    ···
  11. 11.
    0
    ertesi gün işe gittim bütün gün çok yoruldum eve dödüğümde hikayemiz başladı anlatmam kurtulmam rahatlamam gereken şey o gün başladı. Eve döndüğümde hemen yemek yiyip dinlenmek isteğindeydim. ama ayça bugun karşı komşumuz yahudi ama türkten farkı kalmayan çiftle tanışmıştı. binaya girerken karşılaşmış yaşlı kadınla gerçekten çok yaşlı bi çift ama hala dinçler çok sağlıklılar en üst kata çıkana kadar ufak bi sohbet etmişler ve kadın çok ısrar ederek bizi akşam yemeğine çağırmış gitmez olsaydık. neyse adamın asıl adı "roman" ama türkten bi farkları kalmadığından herkes ona rafet dermiş. buda eskiden kalan bi alışkanlık 30 yıldır kimseyle muhattap olmazlarmış bizimle olmalarının sebebide karşı komşuları olmamızmış keşke olmasaydı. kadının adıda aynı şekilde "minnie" onada mine derlermiş. bizden orjinal isimleriyle hitap etmemizi istediler bizi eski dostlarına benzetmişler.
    ···
  12. 12.
    0
    işten geldim eşim onlara yemeğe gitmemizi istediğini söyledi isteksiz kabul ettim evden çıktık eşim kapıyı kitlerken mason yıldızı her zamankinden çok dikkatimi çekti hani filmlerde bi yere dalıp kalır ya adam aynen öyle oldu gözlerim daldı kaldı. mason yıldızına bakıyodum öyle. eşim elini salladı her zamanki tatlılığıyla daldın yine dedi gülümseyerek. mason yıldızına basmadan geçtik karşı komşumuzun kapısının önüne. kapıyı çaldık zil eski piyano sesiyle ama kalın notalarla çaldı. yaşlı komşularımız bir örnek gyinmiş bi şekilde kapıyı açtı bize gülerek. içeri girerken yine dikkatimi çekti mason yıldızı yine daldım. bu sefer romanın o dolu sesiyle kendime geldim "genç adam çok dalgın " dedi gibtiğimin ihtiyarı.
    ···
  13. 13.
    0
    genç adam çok dalgın dedi roman. dolgun bi sesi delici kötü bakan gözleri vardı. ama etkileyici bi adamdı. iyi birine benzemiyodu açık açık söyliyim ama istesende istemesende etkileniyodun adamdan bende ve eşimde öyle oldu. içeriye salona geçtik sanki başka biyere gelmiştik binayla alakası yoktu sanki çok büyük zevkle döşenmiş bi salon şömine ve etrafı kitaplarla ve içkilerle doluydu. o avrupai havasını yansıtmıtı eve minnie ve roman. türk evlerinde kolay kolay olmayan barlardan vardı evlerinde içkilerle doluydu. hemen birar kadeh viski hazırladı iskoç viskisi diyip kısık bi gülüş attı roman minniede halıya dikkat diyip gülüşüne devam etti romanın o cins tiplerden bunlarda demiştim içimden ama dediğim gibi çok etkileyici bi adamdı roman bende onlar gibi çaresiz ve pis bi şekilde güldüm. geçtim.
    ···
  14. 14.
    0
    oturduk o gösterişli şatafatlı salonlarındaki gösterişli şatafatlı kanepelere. gerçekten yaşlılardı ama dediğim gibi belli etmiyorlardı yaşlarını. analtmaya başladı belli çok dolu bilgili bi adamdı. her yere gittim dedi dünyada aklınıza gelebilecek her yere gittim dedi iki yeri çok çok sevdim dedi iki yeri çok sevmiş. biri vatikanmış diğeride istanbulmuş ama en çok istanbulmuş vatikanda dedi 1940tan 50 ye kadar kaldım dedi 50den sonrada istanbuldayım dedi. 1920 doğumlularmış ikiside inanamadık ayçayla 90dan fazla yaşları ama inanılmazlar ikiside en çok 60 gösteriyorlar. öyle böyle konuşarak gece bitti ben sıkılmıştım ama etkileyici romanla karısı minnie düşündüğümden daha çok etkilemişlerdi ayçayı çok sevmişti onları özellikle romanı yıllar önce ölen babası gibi görmüşümüş bir gecede sinirlendim bidaha onlarla muhattap olmıycaksın bende olmıycam dedim tamam dedi isteksiz kabul etti görüşmedik onlarla yani ben görüşmedim evde olmadığım zamanlarda ayçanın her gün onlara gittiğini öğrendim dediğim gibi etkileyici adamdı roman. karım beni dinlememiş onları dinlemişti tabi ben bunu uzun zaman sonra öğrendim.
    ···
  15. 15.
    0
    ertesi sabah güzel bi gün başlamıştı eşimle kahvaltı ettik ama bi süre sonra sinirlerim bozuldu çünkü hep komşularımızdan bahsediyordu çok sevmiş çok iyi insanlarmış bence öyle değildi ben sevmemiştim. ayça dedim onlarla konuşmıycaksın muhattap olmıycaksın uzak durucaz onlardan ikimizde dedim tamam dedi ama benim dün akşam mason yıldızına daldığım gibi oda boşuğa dalmıştı tamam derken tamam ayça dedim onlardan uzak durucaksın konışmıycaksın dedim masadan kaltım işe gitmek için hazırlanıyodum kapının önüne geldim ayakkabılarımı giydim karım geldi bana bir kağıt verdi gülerek bakmadan cebime koydum her zamanki gibi mason yıldızına basmadan çıktım evden. bir süre yürüdükten sonra ayçayı aramk geldi içimden elimi telefona attığımda ayçanın verdiği kağıt geldi elime açtım "להיות עצמי זהירה" üstünde bu işaretler vardı ayça tarih okumuştu üniversitede arada böyle şakalar yapardı ama bu işaretleri ilk defa görmüştüm dediğim gibi her zaman not alır herşeyi yazarım ben o yüzden hatırlıyorum bu işaretleri. allah allah dedim aradım ayçayı canım dedi herzamanki gibi telefonu açarken aramak geldi içimden dedim iyi yapmışsın dedi ne yazıyo kağıtta dedim aaa benim sevgilim okuyamıyomuymusss dedi tabiki okuyamıyorum saçma işaretler dedim ne demek saçma dedi saçma işte dedim işaret falan yok bildiğin "dikkat et kendine" yazdım dedi nasıl bildiğim dedim ya saçmalama dedi tamam tamam deyip geçiştirip telefonu kapattım
    ···
  16. 16.
    0
    bütün gün dolaştıktan sonra eve döndüm yorulmuştum her zamanki gibi ilk defa dikkatsizce girmiştim eve ve yanlışlıkla mason yıldızına basmıştım ilk defa olmuştu önemsemedim sonuçta yanlışlıkla bakmıştım ayça mutfaktaydı hoş geldin canım dedi hoşbulduk faslı geçtikten sonra oturdum salondaki kanepeme sehpada bi kitap görmüştüm ama bu kitap tanıdık geldi bana dün akşam karşı komuşumuz romanların evindede görmüştüm bu kitabı "יום בלבד" sabah ayçanın verdiği nottaki işaretlerin benzerleriydi kitabın üstündeki işaretler eski bi kitaptı yazarı yada bi resmi yoktu ilk sayfasında "הוא נשאר לבדו" bu işaretler vardı ayçaya belli etmeden notlar aldım. sonra yanına gidip bu ne dedim dün akşam dedi roman hediye etti dedi biraz sinirlendim ama önemsemedim tamam dedim. neden bana bugun öyle not yazdın dedim bş bakıyım kağıda dedi ne var bunda dedi nasıl ne var ne bu işaretler dedim ne işareti kendine dikkat et yazıyo işte ne dedi ayça saçmalama ne dikkaet eti işaret işte dedim dalgamı geçiyosun sen saçmalama dedi. benim gördüğüm işaretler karıma normal yazı gibi görünüyodu sinirden delirmek üzereydim kavga etmemk için gittim hemen yattım.
    ···
  17. 17.
    0
    daha sonra öğrendiğim işaretlerin anlamı. ilki ayçanın dediği gibi kendine dikkat etmiş. ikincisi kitabın üstünde yazan "bir gün tek başına"ymış. üçüncüsü kitabın içinde yazan "o yalnız kaldı"ymış. anlamsız geldi bunlar bana herşey bittiğinde taşlar yerine oturdu tabi.
    ···
  18. 18.
    0
    yeni gün her gün olduğu gibi güzel başlamıştı. sucuk kokusuna uyandım biraz keyif yapıyım dedim ayçaya seslendim yanıma gelsinde biraz eğlenelim dedim. ayça demeye kalmadan günaydın damat bey diye bi erkek sesi geldi içerden hafif sersemligi attıktan sonra anladım ki servet beydi. hemen giyinip yanına gidip hoşgeldiniz servet bey dedim iyi dama iyi dedi babacan adamdı servet bey ayçanında benimde babam yoktu o ikimizede baba gibi olmuştu. kahvaltıya oturduk muhabbet faslı kahavltı faslı bittikten sonra ben hazırlanıyodum yine işe gitmek için kapı çaldı. ayça bakmaya gitti kapıya gelen romandı. sinirlenmiştim ama sinirim romanı görünce ve genç adam bu seferde çok enerjik dediğinde geçti dediğim gibi etkileyici adamdı. servet bey geldi sonra kapıya bir süre rahatsız edici bi sessizlik oldu romanla servet bey birbirlerine bakıyolardı. rafet bey diye lafa girdi servet bey roman dedi benim adım roman. sende servet olmalısın dedi hiç değişmemişsin hala bana aynı sertlikte bakıyosun dedi roman. servet beyde sende hala aynı keskin bakışları atıyosun dedi. roman o pis gülüşünü yaptı. servet bey ve hala pis gülüyosun dedi romanın bakışları sertleşmişti. kitabı almaya geldim dedi roman ayça getiriyim hemen dedi içeriye gitti kitabı getirmeye arkasından servet bey gitti verme kitabı ben bakmak istiyorum bi süre mahsuru yoksa dedi benle roman kapıdaydık. roman servet beyin bu lafını duyar duymaz döndü arasını gitti ben çiğneyip geçtiği mason yıldızına dalmıştım. parlıyor gibi gelmişti bana sanki gün geçtikçe mason yıldızı parlıyodu sanki besleniyodu bişeylerden.
    ···
  19. 19.
    0
    kendime geldiğimde içerden servet bey bende kalsın bu kitap bi süreliğine dedi bakmak istiyorum biraz dedi ve hemen paltosunu giyip gitti o kadar aceleyle gittiki şapkasını unuttu bizde o gittikten bi süre sonra fark ettik ve veremedik şapkasını bi zararı yoktu bizde kalabilirdi şapka. servet beyin arkasından bende çıktım evden. Akşam döndüğümde ayça evde yoktu aradım ulaşamadım. birazdan gelir diye bekledim aynen öylede oldu annesindeymiş güya yani ilk zamanlar inandım buna ama sonra fark ettimki karşı komşumuzdaymış.
    ···
  20. 20.
    0
    pazar günüydü evden çıkmıycaktım ayçada evdeydi bütün günü evde geçiricektik rakı içicektik akşamüstü 5 gibi başladık içmeye ben içerim sık sık ama ayça alışkın değildir içkiye içtik muhabbet ettik içtik muhabbet ettik 5 saat kadar içtik ben hafif çakır keyif oldum ayça kafayı buldu tabi. içeri gitti iki tane fincanda tatlı getirdi ama ilk kez görmüştüm bu tatlıyı sonradan öğrendim ki romanın eşi minnie yapmış bu tatlıları. tadı fena değildi ama yemek istemiyodum tatlıyı ayçanın ısrarıyla bitirdim bütün tatlıyı. iyice başım dönmeye başladı hayatımda ilk defa oluyodum böyle sebebi içki değidi bence kendimi zor attım yatağa. ayça geldi yanıma kulağıma hadi bebek yapalım dedi kötüyüm dedim gözlerim kapandı sonra gözlerim açıldı her yer bembeyazdı ayça vardı sadece ne yatak ne başka bişey bembeyaz bi yer ayça çıplaktı karşımda duruyodu dipdiri vücuduyla sapsarı saçlarıyla hadi diyodu hadi çocuk yapalım ama kolumu oynatıcak halim yoktu üstüme geldi ayca ben hareket edemiyodum ama birlikte olmaya başlamıştık yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım ayçayı tuttum beyazlığın içine yatırdım o kadar güçlü gidip geliyodum ki bağırmaya başladı ama oda mutluydu kendimi kaybetmiştim neredeyse gösüğlerinde kollarında tırnak izleri vardı saatletce devam etti bu böyle sonra roman geldi beyazlıkların içinden genç adam bu sefer çok güçlü dedi pis sırıtışıyla ayça romana bakıyodu elini uzattı romana... uyandım anladım ki rüyaymış çok üzgün uyandım rüyada olsa kötü etkilemişti beni. ayça uyanmamıştı daha yorganı çekmişti boynuna kadar. sonra yana döndü o dönünce ben ne olduğumu şaşırdım bütün sırtı tırnak izleri içindeydi boydan boya aynı rüyamda gördüğüm gibi tırnak izleriyle kaplıydı.
    ···