beyler son bir part daha atıp öyle uyuyayım bari. madem istediniz sizi mi kırıcam amk.

o manyak pekekent can çekişmeye başladı. ya kan kaybından ölürse diye korktum aq. ama önce cemil abi ve necdet'i serbest bırakmalıydım tabi. bunları manyak binin kasap bıçağı ile kesip serbest bıraktım. ben "cemil abi ne yapacağız şimdi?" dedim. cemil abi "önce şu adamı kan kaybını önlememiz lazım" dedi. necdet "baba, deathburn. onu doktor ilker'e zütürelim. o çaresini bulur" dedi. cemil abi mutfaktan sargı bezi getirdi ve adamın bacağına bağladı. cemil abi "kendine gelsin bir ben bunu yine sorguya çekerim. ama önce ilker baksın şu pekekente" dedi.

neyse beyler gerisini öğlen yazacağım. hadi iyi geceler. biliyorsunuz iş güç...

birazdan devam ediyorum beyler. yerlerinizi alın.

cemil abi "ilker'e ulaşmamız lazım ama nasıl gideceğiz onu bilmiyorum. keskin nişancıya dikkat etmemiz lazım. çaktırmadan ve belli etmeden gitmek zorundayız" dedi. necdet "baba oraya rahat bir şekilde varmamız imkansız." dedi. cemil abi "biliyorum ama elimizde onların adamı var muhtemelen bize zarar veremezler. ama yine de adamlarını satma ihtimaline karşı birkaç önlemim var dedi. ardından yatak odasına gitti. gelirken elinde birkaç silah, çelik yelek ve kask vardı. cemil abi "çocuklar bunları üstünüze giyin. mümkünse üstünüzde çelik yelek ve kask olduğunu da belli etmeyin. bu yüzden montunuzu ve hırkalarınızı giydikten sonra kapşonlarını kapatın ve sıkı giyinin" dedi. necdet, cemil abi ve ben üstümüzü giyindik ve manyak adamı da rehin alıp dışarı çıktık.

dışarı çıktık. ben "cemil abi bu planın işe yarayacağından emin misin?" dedim. cemil abi "deathburn tek çaremiz bu. şunu doktora zütürelim. eski yardımcım haşim'i de haberdar ederim durumdan." komiser haşim 1 yıla yakın süredir bizim mahallenin komiserliğini yapıyor. cemil abi emekli olmadan önce komiser yardımcısıydı. ben, cemil abiye "abi benim annem, babam ve ablamın da başı dertte. onları ne yapacağız?" dedim. cemil abi "bilmiyorum. önce şunu ilker'e zütürmemiz lazım" dedi. cemil abi yürürken silahı ruh hastası adamın kafasına tutarak yürümeye devam etti. bir süre sonra yolun üstünde gördüğümüz manzara ile şok olduk.

evet gördüğümüz zaman şok olduk. uğur abiye bayıltan siyah giyimli züt tam karşımızdaydı. elinde köpeğe bağlı bir zincirli tasma vardı. köpek siyahtı ve aşırı sivri dişleri vardı. durmadan sesli bir şekilde havlıyordu. siyah kıyafetli ve yüzünün atkıyla saran adam cebinden silah çıkarıp bize doğru tuttu. "cemilciğim. tabi ya sen osun. yine karşılaştık seninle" dedi. cemil abi şaşkınlıkla "sen! seni şerefsiz!" dedi. siyah giyimli adam "cemil beni hatırladın demek. eski düşmanım... geri döndüm. senin için. intikam için. ama sadece senin değil diğerlerinin de intikdıbını almaya geldim. (bana bakarak) ve sen. deathburn olmalısın. dostlarımın intikamı için cemil ile beraber senin de canını yakacağım." dedi gülerek. cemil abi, necdet ve ben silahlarımızı siyah giyimli adama tuttuk. cemil abi "seni gözümü kırpmadan öldürürüm. buradan git!" dedi. siyah giyimli adam "sen buna cesaret edebilir misin ha cemil? şu adamı (manyak adam) bile vuramadın cemil! bize oyun yapma." dedi.

okuyanlar ses versin beyler. birazdan devam edeceğim.

cemil abi "bizden uzak dur! işim bittiğinde seninle de görüşeceğiz." dedi sinirli bir şekilde. siya giyimli adam "ah cemil ah! ne kadar da zavallısın." dedi. kırmızı nokta üstümüzde belirmeye başladı. cemil abi "ne sen ne de keskin nişancı bize zarar verebilir. bizden uzak dur." dedi. siyah giyimli adam "14 yılım senin yüzünden ziyan oldu cemil. bunu senin yanına bırakmayacağım." dedi.

cemil abi "asla bize zarar veremezsin nizam. bu sefer yapamayacaksın. haşim seni geldiğin yere geri gönderecek. bu sefer 14 yıldan da fazla ceza alacaksın. bunu bil." dedi. siyah giyimli adam yani nizam "haşim. ya şu senin yardımcın haşim değil mi? demek sen emekli olduktan sonra komiser oldu he. hayırlı olsun ne diyeyim... ama baygın bir şekilde nasıl beni yakalayacak merak ediyorum." dedi. cemil abi korku ile "ne? nasıl yani? nizam ne yaptın sen?" dedi. siyah giyimli adam "eski dostum. ee pardon düşmanım. benim aklıma gelmedi sanıyordun değil mi? senelerce sürdü bu aramızdaki savaş. onlar önceden etkisiz hale geldi. deathburn onu arayıp haber verdikten sadece 3 dakika sonra. şimdi kırmızı noktaya dikkat et cemil" dedi. cemil "bana hiçbir şey olmayacak" dedi. kırmızı nokta necdet'in bacağını hedef aldı ve ateş etti. necdet yerde kıvranmaya başladı. nizam ıslık çaldı ve ardından "çelik yelek giydiğiniz aklıma gelmedimi zannettin cemil? unutma cemil göz var nizam var." dedi.

beyler ufak bir işim çıktı akşama doğru yazacağım

edit: akşam eve gidince seri yazacağım okuyanlar kendini belli etsin.

neyse beyler devam ediyorum birazdan.

nizam bini kahkahalar atmaya başladı. ardından kırmızı nokta kayboldu. cemil abi o o sinirle nizam'ın bacağına sıktı. nizam'da düşüp kıvranmaya başladı. kırmızı lazerin noktası yeniden aktif oldu. cemil abi bağırarak deathburn ağaçların arkasına koşalım" dedi. cemil abi ve ben, necdet'i de sırtlayıp ağaçların arkasına kaçtık. kırmızı lazer yeniden pasif oldu. ardından tekrardan whatsapp'a mesaj geldi. o an mesajı açtığımda korkum iyice artmaya başladı...

whatsapp'tan gelen mesaja baktığımda gerçekten korkutucu bir mesajdı. ben baktıktan cemil abi de bakınca o da ürkmeye başladı. o an baktığıma pişman olmuştum belki de. whatsapp'tan bana gelen mesajda "ağaçların arkasına saklanmış olabilirsiniz deathburn ama çıktığınız anda bacağızdan vurulacaksınız. o yüzden kendinize şuan itibariyle fazla güvenmeyin. necdet bir yandan acıdan kıvranırken "ne yapacağız şimdi plan ne?" dedi. bu sırada 2 maskeli adam belirdi. buraya doğru yürüyorlardı...

maskeli adamları görünce iyice tırsmaya başladık. ama ardından hemen boş yere tırstığımızı anladık. neyse ki maskeli adamlar bizi görmedi amk. nizam ve manyak adamı kaldırıp zütürdüler. ama tabi bu da iyi birşey denemezdi. sonuçta yakaladığımız suçlular kaçmıştı. ama daha kötüsü hala ağaçların arkasında saklanıyorduk ve nasıl çıkmamız gerektiğini bilmiyorduk.

Dün çok işim vardı giremediğim için kusura bakmayın. beyler okuyanlar kendini göstersin. eğer 3-4 kişi çıkarsa cumadan sonra 10 part falan yazacağım edeceğim. Rezlerinizi alın.

cemil abi, necdet ve ben ağaçların arkasına iyice girdik. kendimizi belli etmemek için ağaçların arasından çıkmadık. ortadan kayboldukların emin olduktan sonra plan düşünmeye başladık. ben "cemil abi şimdi ne yapacağız?" dedim. cemil abi "deathburn, nizam, kasap bıçaklı adam ve maskeliler ortadan kaybolsa da, nişancıya her an yakalanabiliriz. o yüzden başka bir yol bulmalıyız." dedi. necdet "şu arkadaki duvardan tırmansak olmaz mı?" dedi. cemil abi "mantıklı bir yol" dedi. biz de ağaçların arkasındaki duvara tırmanıp arkaya atlamaya karar verdik.

beyler takip eden 3-4 kişi varsa bugün başlayıp yarına kadar bitireceğim.

beyler birazdan yazmaya başlıyorum. bu hikayeyi bitirdikten sonra bu hikayenin ikinci partına başlayacağım.

cemil abi, necdet ve ben duvara tırmanıp arkasında bulunan ormana atladık. ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladık. daha doğrusu ilerlemeye çalıştık. ormanın içi aşırı sisliydi. cemil abi "çocuklar ben şuan çok yorgun hissediyorum." dedi ve ardından esnemeye başladı. necdet "baba ben de şuan öyleyim. uykum gelmeye başladı... " dengesini kaybetmeye başladı. onların hissettiklerini aynısını ben de hissediyordum amk. neler oluyordu burada? zar zor dengesiz bir şekilde yürümeye devam ettik. ilerdikçe korkunç ve dramatik bir müzik duymaya başladık. üçümüz de hareket edemeyecek durumdaydık. ben "cemil abi, necdet bir tek ben duymuyorum değil mi bunu?" dedim. cemil abi "şu korkunç müziği mi? ben de duyuyorum. Birden sislerin arasında bir adam belirdi. Buraya doğru geliyordu...