1. 1.
    +43 -3
    ankaralı yasemin
    ···
  2. 2.
    +40 -5
    http://www.resimler.tv/da...408/arnold-sivayzeger.jpg
    ···
  3. 3.
    +27 -1
    bakarak yazamıyorum ki
    ···
  4. 4.
    +15 -1
    @2 zoru başardı
    ···
  5. 5.
    +7
    armut çuvaldanegezer
    ···
  6. 6.
    +5 -1
    ahmed şıvanperver
    ···
  7. 7.
    +2 -1
    sabri sarıoğlu
    ···
  8. 8.
    +2
    arnold şıvaynşıtayger
    ···
  9. 9.
    +2
    klavyeye bakmadan arnold schwarzenegger
    ···
  10. 10.
    +2
    bakarak bile yazamam amk
    ···
  11. 11.
    +1 -1
    arnold schersstsmns. knka klavyeye bakmadan mausla kopyaladım yapıstırdım oldumu :D
    ···
  12. 12.
    +2
    arnold schwarohşşşş boşaldım
    ···
  13. 13.
    +2
    arnokd schwarzerrinözer
    ···
  14. 14.
    +2
    arnold schwarzenegger

    klavyeye bakmadan ctrl v yaptım.
    ···
  15. 15.
    -1
    yazıyoruz.

    hadi lan onu bunu yazıyorsunuz bunu yazın mınakoyim.

    arnold schersstsmns.
    ···
  16. 16.
    +1
    arnold scwhezirern
    ···
  17. 17.
    +1
    şıvayn şıtayger
    ···
  18. 18.
    +1
    Adının kökenleri Ziya Gökalp'ın kullandığı "Millî mefkure (ülkü)"' ve Nihal Atsız ve Türkçülerin kullandıkları "Millî ülkü" terimlerine kadar uzanır. 1950 - 1953 yılları arasında Türk Milliyetçileri Derneği tarafından kullanılmıştır. Ülkü, kelime anlamı bakımından "ideal" demektir. Ülkücülük ise, "idealizm"in karşılığıdır.

    Atatürk'ün kurmuş olduğu Türk Ocağı bünyesinde yer alan Hüseyin Nihal Atsız, Ziya Gökalp ve arkadaşları Türkçülük akımını milli politika olarak Atatürk'ün desteğiyle yerleştirmek istemişlerdir. Atatürk'ün yaşamında bunu başarıyla devam ettiren Atsız ve arkadaşları, Atatürk'ün ölümünden sonra, devrin başbakanı Şükrü Saraçoğlu'na Orhun Dergisi'nde 1 Mart 1944'te ve gene bir ay sonra 1 Nisan 1944'te olmak üzere iki açık mektup kaleme alır. Mektupta devletin Atatürk zamanındaki Türkçülük ekseninden uzaklaştığını, yabancı etkilerin arttığını yazmaktadır. Devrin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Nihal Atsız ve arkadaşlarının fikirlerini tehlikeli görerek mahkemeye verir. O devirde Nihal Atsız'ın yanına gelip gitmekte olan genç bir üsteğmen olan Alparslan Türkeş de tutuklananlar arasındadır. 3 Mayıs 1944 günü Nihal Atsız ve arkadaşlarının tutuklanmasını protesto eden, binlerce gençten oluşan büyük bir grup, Ankara adliyesinden Ulus meydanına kadar yürür. Türkçülük hareketinin Atatürk zamanında devlet kademelerinde milli politika olmasına rağmen, kitlesel bir fikir haline gelmesi bu olayla başlar.
    Türkçülük ve CKMP

    1965'te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)'nin yöneticisi Alparslan Türkeş'in Atatürk'ün ilkelerini temel alan ve kapsayan görüşlerinin toplanarak yayımlanan (ve Mümtaz Turhan'ın kaleme aldığı söylenen) Dokuz Işık'ta Komünizm, Kapitalizm ve Emperyalizm dışındaki Türk milletine uygun olan 'Ulusal Kalkınma Modeli' için "üçüncü yol" veya "ülkücü yol" terimleri kullanılmıştır.

    1966 ve 1968 Senato seçimlerinde "Tek idealist parti" (Idealist: Ülkücü'nün ingilizcesidir) sloganı kullanıldı. CKMP'nin gençlik hareketi için kullanılan "milliyetçi toplumcu" adının Nasyonal Sosyalizm'i çağrıştırmasından dolayı Ülkücü terimi ön plana çıkmıştır. Çünkü, savunulan görüş faşizme ve sosyalizme karşı idi ve bu isimle ilişkilendirilmek istenmiyordu.
    MHP ve Türk-islam Ülküsü

    CKMP partinin kitleselleşmesi için Türkeş de "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız" sloganını kullandığı gibi hareketin ideolojisini genişletmeye çalışmıştır. Seyyid Ahmet Arvasi ve Dündar Taşer gibi ideologların girişimleriyle "Türk-islam Ülküsü" denilen şeklini almıştır. Türkeş, asker kökenli bir lider olarak Atatürkçülük konusunda tavizsiz idi. "Türk-islam Ülküsü" fikrini şekillendirirken laiklik konusunda hassasiyetleri koruyarak Atatürk'ün Türk milliyetçiliği konusundaki fikirlerini ön plana çıkarmayı hedeflemişti.

    CKMP'nin adının Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirildiği ve üç hilalli ambleminin kabul edildiği 1969 Adana Kongresi'nde Türkeş "Ülkücü Türk gençleri, Bozkurtlarım" diye hitap etmiş ve "Ülkücü" söylemi yaygınlaşmaya başlamıştır.

    Ancak daha önce Ötüken dergisinde Türkeş ve CKMP'yi desteklemiş olan Hüseyin Nihal Atsız, bu kongreden sonra MHP'nin Türkçülük fikiriyatı ile bağdaşmadığını ve dinci bir görünüme kavuştuğunu söyleyerek eleştirmeye başlamıştır. Bundan sonra 1970'li yılların ilk yarısında Türkçüler, ırkçılığa varan düşünceleri nedeniyle hem MHP'den hem de Ülkücü Hareketi'nden tasviye edilmişlerdir.

    1970'li yılların ikinci yarısında Ülkü Ocakları Derneğinin faaliyetleriyle birlikte Arvasi'nin "Türk-islam Ülküsü" ideolojisi, özellikle taşralı dindar ve muhafazakâr gençleri örgütlenmek ve milli değerleri aşılamak için yararlı olmuştur.

    12 Eylül 1980 Darbesinden sonra "Türk-islam Ülküsü" ideolojisi zirveye çıkmış ve kapatılmış MHP'nin yerine 1987'de kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP)'nin gençlik örgütlenmesinde yine "Türk-islam Ülküsü" söylemleri kullanılmıştır. 1991 Genel Seçiminde MÇP'nin Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile seçim ittifakını kurduğunda "inananlar birleşti" şeklinde ifade edilmiştir.
    BBP ve Ayrılma Süreci

    1991'de MHP'nin Doğru Yol Partisi (DYP) - Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) koalisyon hükûmetini desteklemesiyle Ülkücü Hareket içinde daha islamcı düşüncelere sahip olan bir kısım ülkücü, yollarını ayırmıştır. Sovyetler Birliği'nin dağılması, Ülkücü Hareketi'nin tabanına hitap etmek için Türkçü söylemlerini kullanmasına müsait bir durumu yaratmıştır.

    1992 yılı Ülkücü Hareketi için bir dönüm noktası olmuştur. Laiklikten hiç bir zaman sapmadığını ifade eden ülkücü hareket, kendi yayın organlarında "Müslümanlık bizim ideolojimiz değil, dinimizdir" tarzı yazıları görünmeye başladığı gibi islamcılığa mesafeli davranmıştır. Atsız'ın ölüm yıldönümü (10 Aralık)nün tekrar anılmaya başlandığı gibi ideolojik açıdan da Türkçüleşme eğilimini göstermiştir.

    "Türk-islam Ülküsü"ne daha islamcı açıdan bakan, laikliğe sıcak bakmayanlar ayrılmış ve bunlardan eski Ülkü Ocakları genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve yandaşları Büyük Birlik Partisi'ni kurmuştur. Yazıcıoğlu, Büyük Birlik Partisi ile gençleri örgütlemek için daha islami ve radikal görüşleri savunan Alperen Ocakları ve Nizam-ı Alem Ocakları gibi dernekler kurmuştur. Bu ocaklar da kendilerini ülkücü olarak tanımlamakla birlikte, Ülkü Ocakları ile fikir ayrılıkları mevcuttur. Fikir ayrılıklarının ana ekseni, laiklik ve islamcılık üzerinedir.

    1997 yılında Alparslan Türkeş'in ölümü ile Ülkücü Hareketin siyasi partisi olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanlığına Devlet Bahçeli seçilmiştir. Ülkücülük halen devam eden bir siyasi harekettir.
    Ülkücü Yemini

    "Allah'a, Kur-an'a, Vatana, Bayrağa yemin olsun. Şehitlerim, Gazilerim emin olsun. Ülkücü Türk Gençliği olarak, komünizme, kapitalizme, faşizme ve her türlü emperyalizme karşı mücadelemiz sürecektir. Mücadelemiz son nefer, son nefes, son damla kana kadardır. Mücadelemiz milliyetçi Türkiye'ye, Turan'a kadardır. Ülkücü Türk Gençliği olarak, yılmayacağız, yıkılmayacağız, başaracağız, başaracağız, başaracağız. Allah Türk'ü Korusun ve Yüceltsin. Amin... "
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    -1
    arnıld sivastanegezzer
    ···
  20. 20.
    +1
    franz bekanbauer
    ···