1. 26.
    0
    bunları yazdıgın tuşları sigem aq bune la böyle roman yazsaydın
    ···
  2. 27.
    0
    reserved
    ···
  3. 28.
    0
    Rezervuar
    ···
  4. 29.
    0
    "Favourite" kelimesi "en sevdiğin" anlamındadır. Yani "What is your favourite food?" diyince, "En sevdiğin yemek nedir?" diye sormuş oluruz.



    -What is your favourite food?

    -My favourite food is chicken.


    Mete's favourite food is pizza.
    Dikkatinizi çekti mi, cümlelere tek birşeyden bahsetmek (tek kalem gibi) için kelimeden önce "a" harfi ekledik.
    Birden fazla şeyden bahsettiğimizde de kelimenin sonuna "-s" ekini ekledik.
    Bu iki yöntemle bahsettiğimiz ingilizce bir kelimenin tekil mi çoğul mu olduğunu anlatmış oluyoruz. Şimdi bunları biraz daha yakından inceleyelim.









    "a" bir tane manasına gelir.
    a teacher
    a cup
    a building
    a car
    a tree









    -What is that?
    -It is a book.





    Sesli bir harf ile başlayan kelimeler için "a" yerine "an" kullanırız.
    an orange
    an apple
    an egg
    an elephant





    There is an apple in the refrigerator.
    There is an elephant and a bird in the picture.





    içecekleri, sayamayacağımız için, içine koyduğumuz kaplarla birlikte söyleriz.
    a bottle of milk
    a cup of tea
    a cup of coffee
    a glass of water





    Bir şeyin miktarını sayısını söylemeden anlatmak için "some" veya "a lot of" kullanabiliriz.
    "some" "biraz" demektir.
    "A lot of" "çok" demektir.





    Some apples.
    A lot of apples.





    There are some oranges in the bag.
    There are a lot of oranges in the tree.





    -How many cars are there in the garage?
    -There are seven cars in the garage.





    Adjectives - Sıfatlar:

    hungry aç
    thirsty susamış
    bored sıkılmış
    tired yorulmuş
    cold soğuk, üşümüş
    hot sıcak, sıcaklamış


    I am hungry.
    My friend is thirsty.
    Ali isn't bored.
    Joe is tired.
    ···
  5. 30.
    0
    Bir şeyin bir kişiye ait olduğunu söylemek istersek, O kişinin adının yanına "-s" harfi getiririz. Şimdi aşağıdaki ingilizce cümleleri inceleyelim.

    My father's birthday is on Saturday.
    Betty's birthday party is on Friday at 3 o'clock
    "'s" ekleyince cümleye nasıl bir anlam eklemiş olduk, anladınız mı?
    "My father's" diyince "babamın"
    "Betty's" diyince "Betty'nin" demiş olduk.
    Asking about the age: yaş sorma

    -My father is thirty-eight years old.
    -How old are you?
    -I am eleven years old.


    -How old is Tolga?
    -Ali is nineteen years old.




    -How old is he?
    -He is sixteen years old.
    ···
  6. 31.
    0
    uyduk bi deliye amk
    ···
  7. 32.
    0
    "What time is it?" sorusunun ne manaya geldiğini tahmin edebilidiniz mi? "Saat kaç?" demektir. ingilizce 'de saati söylemek için önce sayıyı söyler sonra da "o'clock" deriz. Sayıları söylemeyi önceki ünitelerde öğrenmiştik.



    -What time is it?
    -It is two o'clock.




    It is ten o'clock.
    It is twelve o'clock.




    -Is it seven o'clock?
    -No it isn't.
    -What time is it?
    -It is eight o'clock.
    -Oh, I'm late









    Sayıları öğrenmeye devam edelim.
    20
    twenty
    21
    twenty-one
    30
    thirty
    22
    twenty-two
    40
    forty
    23
    twenty-three
    50
    fifty
    24
    twenty-four
    60
    sixty
    25
    twenty-five
    70
    seventy
    26
    twenty-six
    80
    eighty
    27
    twenty-seven
    90
    ninety
    28
    twenty-eight


    29
    twenty-nine

    Sayıları ingilizce olarak söylemek, Türkçe'deki gibi çok kolaydır.
    Önce "twenty, forty, fifty" gibi baştaki sayıyı söleriz, sonra da diğer sayıyı söyleriz.

    32
    eighty-two
    28
    twenty-eight
    55
    fifty-five
    45
    forty-five
    67
    sixty-seven






    "True" "doğru", "false" da "yanlış" demektir.




    -Is that a table or a desk?
    -It is a table






    Bir olayın saatini söylerken "at" kullanmalıyız.
    I have got Art at eleven o'clock.
    Ayşe has got Music at nine o'clock





    Bir olayın gününü söylerken ise "on" kullanmalıyız.
    Mete has got English on Monday at 2 o'clock.
    Joe has got Science and Technlogy on Thursday at 5 o'clock.
    ···
  8. 33.
    0
    Days of the week:



    Pazar
    Sunday
    Pazartesi
    Monday
    Salı
    Tuesday
    Çarşamba
    Wednesday
    Perşembe
    Thursday
    Cuma
    Friday
    Cumartesi
    Saturday
    ingilizce 'de, haftanın ilk günü Pazar günüdür.

    There are seven days in a week.
    There are two days in the weekend.
    Dersler / Subjects
    Maths
    Science and Technology
    Art
    Social Sciences
    Music
    Turkish
    Chess
    P.E. (Physical Education)
    English
    Computer
    Traffic
    Matematik
    Bilim ve Teknoloji
    Sanat
    Sosyal Bilimler
    Müzik
    Türkçe
    Satranç
    Beden Eğitimi
    ingilizce
    Bilgisayar
    Trafik

    -What subjects have you got today?
    -I have got Turkish, Computer and Social Sciences today.
    -Have you got an exam today?
    -No, I haven't got an exam today.

    -How many subjects have you got today?
    -I have 6 subjects today. I have Art, Turkish, Social Sciences, Chess, Computer and P.E.

    Which subject do you like at school?
    I like Science and Technology
    ···
  9. 34.
    0
    uyduk bi deliye amk
    ···
  10. 35.
    0
    uyduk bi deliye amk
    ···
  11. 36.
    0
    uyduk bi deliye amk
    ···
  12. 37.
    0
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum

    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    ingilizce çalışmanıza ara verip yannanımın tadına bakmak isteyen çılgın dulları özel mesaja bekliyorum
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    Şimdiki ingilizce dersimizde mevsimler ve her mevsime ait hava durumlarını öğreneceğiz.



    How many seasons are there in a year?

    There are four seasons in a year.



    summer
    yaz
    spring
    ilkbahar
    fall
    sonbahar
    autumn
    sonbahar
    winter
    kış
    in the morning
    at noon
    in the afternoon
    at night





    Hava durumu / weather
    sunny : güneşli
    cloudy : bulutlu
    rainy : yağmurlu
    foggy : sisli
    hot : sıcak
    windy : rüzgarlı
    stormy : fırtınalı
    snowy : karlı
    cold : soğuk







    In summer:

    It is sunny




    It is cloudy
    It is hot
    In spring:
    It is windy







    It is rainy
    It is sunny
    It is cloudy
    In winter:
    It is windy










    It is rainy
    It is snowy
    It is cloudy
    It is cold






    Hava durumunu birisine sormak için "What's the weather like today?" deriz.
    -What's the weather like today Tuğçe?
    -It is sunny. It is very hot.



    -I am hot.
    -Take off your coat.

    take off: çıkart


    -I am cold.
    Put on your sweater

    put on: giyin


    -What's the weather like today dad?
    -It is rainy. Put on your raincoat and take an umbrella.
    -Where is my coat?
    -It is in the wardrobe.
    -Where is the umbrella?
    -It is in the bathroom.




    -Look, Joe! It is snowy. Put on your gloves.
    -OK. Is it windy?
    -No it isn't.




    It is rainy in Ankara.
    It is snowy in Erzurum.
    It is sunny in Antalya.




    "Favourite" kelimesini burada da kullanabiliriz.
    My favourite season is spring. It isn't hot. It isn't snowy. It is rainy.




    There is some snow in the garden.
    There isn't a lot of snow in the street.
    ···
  14. 39.
    0
    ingilizce Toys - Oyuncaklar

    ball: top plane: uçak car: araba bcycle: bigiblet teddy bear: peluş ayı

    doll: oyuncak bebek kite: uçurtma rubber duck: plastik ördek

    -I have got a ball, a car, a plane and a bicycle. I haven't got a doll or a kite.
    -What is your favourite toy?
    -My favourite toy is my black ball.





    -Have you got a robot Aykut?
    -No, I haven't got a robot. I have got a rubber duck.
    -What colour is your rubber duck?
    -My rubber duck is green.





    -Is there a doll in your room Aygün?
    -Yes, there is. I have got three dolls.
    -What colour is your favourite doll Aygün?
    -My favourite doll is pink.









    60
    sixty
    70
    seventy
    80
    eighty
    90
    ninety
    100
    One hundred




    -Where are your clothes?
    -They are on the bed.
    -Put your clothes in the wardrobe.



    -Where is the dustbin?
    -It is next to the chair.




    -Is your teddy bear brown?
    -Yes it is.
    -Is it tall?
    -No it isn't. My robot is tall.




    -Have you got a big yellow bike?
    -No, I have got a small red bike.
    ···
  15. 40.
    0
    reserved

    çokluklara kadar güzel geldim panpa
    ···
  16. 41.
    0
    @1 mr and mrs smith çifti.
    ···
  17. 42.
    0
    eyvallah panpa
    ···
  18. 43.
    0
    adamsın amk tam bana lazım olan
    ···
  19. 44.
    0
    @1 mr. brown
    ···
  20. 45.
    0
    i don't want to see back, i want to see front.
    ···