Bu bir başkan anayasası ama sakın bunu başkanlık sistemi sanmayın, dünyadaki başkanlık sistemiyle hiçbir ilgisi yok. Getirmeye çalıştıkları başkanlık sistemini Afrika ülkeleri kullanıyor onlarında ne kadar geride ülkeler olduğunu söylemeye gerek bile yok sanırım.
Milli iradenin 3 tane kuvveti vardır; YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI. Bu 3 kuvvet ayrıysa anayasa vardır. Anayasanın amacı bu 3 kuvveti ayırmaktır, birleşirse monarşi olur yani tek adamlık. Bize getirilmeye çalışan anayasanın özeti şu;
Cumhurbaşkanı tarafsız olmak zorundaydı tarafsızı anayasadan çıkardılar. Taraflı Cumhurbaşkanı'nın en büyük özelliği ne? Bir partinin genel başkanı olacak %51 oy alırsa çoğunluk partisi olacak. Bu da TBMM'deki milletvekillerinin çoğunu kendi kalemiyle yazmış olmak ve millet meclisini vesayet altına almak demektir.
TBMM yada dünyadaki bütün parlementoların yasa yapma yetkisi elindedir. Ama bu sistemde başkana kararname adı altında, ekonomik ve sosyal haklar konusunda yasa çıkarma yetkisi veriyor meclisin 1 kolunu kırıyorsunuz. Bununla da kalmıyor, TBMM'nin en büyük özelliği bağrından çıkardığı hükümete ben sana güveniyorum diye güven oyu vermesidir. Hükümet parlementonun güven oyuyla çalışır, güven oyunu kaldırıyorlar. Ayrıca hükümet millet alehine ağır işler yaparsa parlementonun hükümete ben seni düşürürüm deme hakkı varken bunuda alıyorlar yani parlementonun 2 kolunu birden kırıyorlar. Bu meclis kötürüm, yetim meclis oluyor ama hertarafta güçlü meclis diye bir aldatmaca, yalan görüyorsunuz. Meclis elden gitti kolu kanadı kırıldı, peki yürütme kimdi ? Bakanlarımız ve başbakan.
Bunlar ortadan kalkıyor, birtek adam seçilecek Cumhurbaşkanı kimi bakan yapacak kimi yardımcı yapacak hiçbirşey bilmiyoruz yürütme de elden gitti. Şimdi geliyoruz yargıya;
Yargının 2 tane temel kurumu vardır.
1- Anayasa mahkemesi, yüce divan,
2- Hakimler ve savcılar kurulu.
Anayasa mahkemesinin 15 üyesinin 12sini Cumhurbaşkanı atıyor. Herkes diyor geçmişte de böyleydi, evet doğru geçmişte de böyleydi ama o zaman Cumhurbaşkanının icrai bir yetkisi yoktu. O mahkeme bakanlar ve başbakanı yargılasın diye Cumhurbaşkanı atıyordu çünkü, o mahkemenin yüce divan sıfatıyla yürütmeyi yargılaması için aman yürütme karışmasın Cumhurbaşkanı atasın diye bu sistem vardı. Ama şimdi Cumhurbaşkanı yürütmeyi yuttu ve aynı zamanda Anayasa mahkemesinin 15 üyesinden 12sini atıyor olacak. Bununlada kalmıyor;
Birde hakimler ve savcılar kurulu var. Broşürlerde yazıyor 4 üye atıyor diye tamam da Adalet bakanı bunun doğal başkanı değilmi? Başkanlık sisteminde bunu kim belirleyecek yine Cumhurbaşkanı belirleyecek. 13 üyenin 5ini doğrudan atıyor 1 tanesi başkanı, ve bu başkan genel sekreteri atıyor, kurulu idari anlamda yönetiyor ve teftiş kurulu da buraya bağlı zaten. Geriye kalıyor 7 üye bu 7 üyeyi meclis seçecek hangi meclis ? Partili Cumhurbaşkanının üyelerini yazdığı meclis.
Şimdi Cumhurbaşkanına bakın TBMM'nin kolunu kanadını kırdı ve vesayeti altına aldı. Yürütmeyi tek başına kendisi yuttu, yargıyı da kendisi atadı 3 güç bir araya geldi ne farkı var ki bunun Monarşi den?
Gelelim Cumhurbaşkanının yargılanmasına öncelik şu; TBMMde 301 tane milletvekili bulacaksın, sadece suçlu mu değilmi sorsunlar diye; hangi meclis Cumhurbaşkanının kaleminden çıkan meclis. Bu da yetmiyor, soruşturma komisyonu kurulması için 600 milletvekilinden 360 milletvekili oy kullanacak. Bu da yetmiyor mahkemeye gidebilmesi için 401 milletvekilinin oyu gerekiyor. Böyle birşey bile mümkün değil aslında ama diyelim mümkün oldu gittiği Anayasa mahkemesinin 15 üyesinden 12sini kendisi yazmış. Gerçekten gülünç bir durum milletin aklıyla dalga geçiliyor.
Bütün karşıt görüşleri içeriye attıran biri DEMOKRASi, CUMHURiYET nidaları atarken buna alkış tutuluyor, ve daha elinde bu yetkiler yokken bunları yapan biri yetkileri eline alınca kimbilir neler yapar. Bu bizim CUMHURiYETi ve DEMOKRASiYi oyladığımız bir referandum CHP, MHP, AKP, HDP oylanmıyor, çocuklarımızın geleceği oylanıyor.
Kuran-ı Kerimde'de yazdığı gibi 'OKU' okumadan, öğrenmeden sandığa gitmeyin. Herkese HAYIR'lı günler diliyorum...