1. 51.
    0
    Peki neyi kabul etmiştim. Ne için canımı ortaya koymuştum. Eğer aktarın dediği gibi savaşsa neyin savaşı olacaktı? Aktar bunu benden değil karımdan dinlemelisin dedi. bunu zulhaykeden dinlemelisin... Anlaşılmıştı gece görüşürüz dedim aktara ve misafir odasına geçtim. Garip bir histi. 5 günde olan bitenler. Hedeflerim vardı seyahatlarımı yazacaktım el yazımla, başta türkiyeyi daha sonra avrupa ülkelerini gezip fotoğraf çekecektim. Küçüklüğümde okuduğum ve özendiğim 80 günde devr-i alemin kahramanı olacaktım. Bunun için çalışmış ve birikim yapmıştım yıllarca. Evliya çelebinin seyahatnamelerini başucu kitabım yapan ben... ve şimdikilerde ise ben bir cinniye yardımcı olacaktım. ama nasıl?
    ···
  2. 52.
    0
    6.gece Rüya

    Bir kabus... Bir bedevi kıyafeti üstümde. Elimde bir fener var öyle ki yanıp yanmamakta bile kararsız. ışığı kısık önümü zor aydınlatacak şekilde. Sesleniyorum sadece "biri var mı? biri var mı?" boşlukta sesim geri dönüyor. Korkuyorum.
    Tam o sırada keskin bir soğukluk ensemden hissediyorum. "bildiğim ve bilmediğimin şerrinden Allaha sığınırım" diyorum ve bunu defalarca tekrarlıyorum. kafamı çeviriyorum sağa sola, bakınıyorum. Karartı farkediyorum. Feneri doğrulttuğumda bir adam durmuş gözlerini benden ayırmadan bakıyor. Yanıma yaklaşıyor yaklaştıkça farkediyorum ki gözlerinin içi simsiyah. Her adımında sesi zonkluyor tekrarlıyor lafı bu gizemli adamın. Kafamı iki elimle bastırıyorum. diz çökerek acı çekiyorum. Tek dediği şey " Sığındığın Allah sana hiç bir şey yapamaz bu alemde. burası benim!" Gözyaşlarım akıyor. Acizliğimden yakınıyorum. Fenerde arapça bir yazı okuyorum ve söylüyorum bu adama. bir tokat gibi çarpıyor söylediklerim."O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür." Ayetel kûrsinin son ayetleri etki göstermiş ve karanlığı silip uçurumun üstünde köprü görünmüştü...
    ···
  3. 53.
    0
    beyler bana müsaade. Gün içerisinde geri dönüp entrylerime devam edecem. Devam entryler sizlerin desteğiyle hız kazanacak.
    ···
  4. 54.
    0
    olaylara akıcılık kazandırıyorum ilerleyen entrylerimle saat 22. de burda bulunun
    ···
  5. 55.
    0
    6.gece "rüyadan uyanış ve zulhayke" saat 03:20 a.m

    ... artık iç hesaplaşmalar için çok geçti. sorgulamak için hiç bir şey kalmamıştı. hedeflerimi şimdilik göz ardı edip başlayacaktım bu işe. Aktara güvenim tamdı. Güven kurma sırası bendeydi. Rüyadan kalktığımda soluk soluğaydım. Kalbimin çarpmasını hissedebiliyordum. O an kafamı çevirdiğimde aktar ile karşılaştım. Aktar korkmuş bir ifadesi vardı. Hayrola aktar korkmuş görünüyorsun? Uykum sırasında kayınbiraderlerim tarafından uyarıldım evlat. Senin yanında bir başkasını farketmişler. Neyin nesidir? bilir misin?" anlaşılan o kişi rüyamda olmakla kalmamış uyurken dibime kadar gelmişti. o an uykumda gördüklerimi aktara anlatma niyetim yoktu. bunu bizzat zulhayke ye bahsedecektim.
    ···
  6. 56.
    0
    ses verin beyler okuyan bir kaç kişi varsa hikayemi yazmaya devam ediyorum...
    ···
  7. 57.
    0
    Uyanmam ile aktarın odasına geçtik. rutin ritueli tekrarlamış ve diğer aleme geçmiştik aktarla birlikte. Zulhayke'yi bu kez de göremeyecektim. Gür bir şekilde bana seslendi. "Duydum ki bu gece davetsiz bir konuk inimize sızmış ve Senin yanı başında belirmiş. bana ondan bahset neyin nesidir? " Zulhayke bildiğimi anlatırım ancak. "peki dinliyorum" dedi sesini yükselterek. ve ona rüyamdan bahsettim. oda içerisinde sessizlik olmuştu. "Anlaşılan kararını bana bildirmeden bu işe bulaştırmışız seni" dedi. yine bir sessizlik -- sinir bozucu -- Aktar ile konuşmalarınızı işittim benim için yapacaklarına minnettarım. Minnettarlığımın bir göstergesi olarak kardeşlerimi senin itaatine veriyorum. Buna ihtiyacın olacak demesiyle birlikte Zulhayke kayboldu. Odada ben, aktar ve Zulhaykenin 3 kardeşi vardı.
    ···
  8. 58.
    +2
    Ayrılmadan önce cinlerle görüştüm. Hepsi bana itaat edeceklerine dair biat ettiler. Her biri insan suretinde görünüyorlardı bana. içlerinden birisinin mevzuyu anlatmasını istedim ve içlerinden büyük görünen cin söz alarak anlatmaya başladı. "Bizler bozgunculuğumuzla biliniriz. Hz.Ademden önce biz vardık ve bize peygamber olarak melek gönderilmişti de herbirimiz birleşip meleği katletmiştik. O günden beridir süre gelen bozgunculuğumuz kabileler arasında devam etti... Mensup olduğumuz kabileden öldürülen cinden sonra öfkemiz iyice arttı. Buna rağmen kan dökmeyi sona vermek isteyen ablamız Zulhayke yargılanmış ve sürgün edilmişti. Ablamıza olan bağlılığımızdan sürgüne biz de dahil olduk...
    ···
  9. 59.
    +2
    ... sürgün edilmekle kalmadık. Karşı kabilenin başlarında olan ailenin veliahtı olan Hayver'i öldürmüşler ve bu katli bizi sorumlu tutarak pisliklerini bize alet etmişlerdi." demesiyle sözünü bitirdi. bir başka cin "Şu ana kadar bir çok kez ablama girişimde bulundular. Bizler sayesinde bunlardan kurtuldu. Onun için tedirginiz dedi. her birini süzmemin ardından mevzuyu anlatan cin'i yaver adını verdim. "Pekala beyler... bu harabeden dışarı çıkma zamanı gelmiştir. Yaveri yanıma alarak karşı kabilenin başlarını görüşüp olayı izah edecez. Siz ikiniz de ablanızı kollayın." Komutayı ele almıştım artık. ilk olarak barışcıl yollar kullanıp barış kuvveti olacaktık ancak bozguncu kabileler arasında barışı sağlamak pek kolay görünmüyordu..
    ···
  10. 60.
    +1
    kimler burda beyler 5 dk içerisinde devam ediyorum...
    ···
  11. 61.
    +1
    7.gün saat 13.12

    Ayrılma vakti. Onları yeniden görme umuduyla çıkıyordum bu virane evden. Derme çatma tahta yapılan kapıyı açtım. Civar ıssız, kimsesiz en önemlisi sahipsiz. Ancak aktar sahipsiz değildi. "seni Allaha emanet ediyorum aktar" demiştim. Hasta ve yorgun olmasına rağmen uğurlamak için kapıya kadar gelmişti. "saolasın yeğen... hakkını helal et.." diyebildi zorlanarak. Helal olsun aktar dedim ve yüzümü çevirdim aktardan. Aracımı yeniden çalıştırdım ve yola koyuldum. Bu yolculukta tek başıma olmayacaktım. Yaver de benle olacaktı...
    ···
  12. 62.
    +1
    Günler süren yolculuğa çıkmıştım. Saatlerdir araç kullanmış haliyle yorgun düşmüştüm. Saat 10'a yaklaşıyordu. Dinlenmek için yerleşim yeri olan Akandere köyüne girdim. Saptığım yol beni direk köy meydanına çıkarmıştı. Meydanda asırlık dev ağaç bulunuyordu. Ağacın civarında çeşme ile birlikte köy kahvehanesi vardı. Aracımı kenara çektikten sonra kahvehanede oturanlara selam verdim. Selamımı aldıklarında "ağalar burda konaklayabileceğim yer var mıdır?" dedim. Ordan giyimi ile varlıklı olduğunu düşündüğüm biri "hallolur söyle hele gecenin bu saati ne işin vardır yolunu mu kaybettin?" dedi. iyi halimi takınaraktan "efendim ben gezginim. yolculuğum sırasında dinlenmek için köyünüze sığındım." söylememin ardından ordaki yaşlının biri gülerekten söze karıştı "desene evlat tanrı misafiriyim." dedi ve kahvehanedekiler de gülmeye başladı.
    ···
  13. 63.
    +1
    Onlarla samimi ortam kurmuştuk. Bir yandan çayımı yudumlarken bir yandan da sohbetlerine ortak oluyordum. Zamanın geçmesiyle haydar ismindeki ihtiyarın konuşmaları ilgimi çekmişti. Cin düğününe tanık oluşunu anlatıyordu...
    ···
  14. 64.
    +1
    "Evlatlar kulak kesilin hele.. Olanları bizzat gördüm. 1970'lerin sonlarında geçti başımdan. O seneler babam
    rahatsızlandığından dolayı burdan şehirdeki hastaneye zütürür sonrasında anam ile kardeşimi hastaneye refakatçı olarak bıraktıktan sonra tekrar köye dönmek için yola çıkardım. köy anayola 30 km uzaklıktaydı ve köye gelmem için şehirden taşıta biner sonrasında köyün patika yoluna gelir taşıttan inerek bu 30 kilometrelik yolu eşekle atla veya yürüyerek gidilirdi. Babamı getirirken patika yoluna bağladığım eşeği bulur ve onunla köye varırdım. eşeğimle gelirken 2-3 saat sonra köye giden yoldaki son tepeye varmak üzerindeydim ama sormayın halimi evlatlar. tepeyi çıkarken eşek sürekli huysuzluk yapıyor tepeye çıkmakta inatlaşıyordu. tuttum eşeğin ipinden sen misin gelmeyen sürükleyerek zorla da olsa tepeye çıkarmaya devam ettim. Ha o sırada tepenin arkasından gelen sesleri işittim. sanki bir koyun, keçi sürüsü gidiyormuş gibi ayak sesleri duyuyordum. bu saate kim kalmış diye düşünerek eşeği bırakıp tepeyi hızlıca çıktığımda gördüklerime inanamadım. bir sürü keçinin ilerde ki bir tarlanın ortasında yanan ateşe doğru koşarak gittiğini gördüm. başta anlam veremedim olan bitene daha sonra ateşe yaklaşan keçilerin iki ayakları üzerine kalkıp ateşin etrafında dönmeye başladıklarını görünce korktum. cahil cüheyla halimle de olsa bildiklerim duaları okumaya başlayarak eşeği bıraktığım yöne doğru kaçmaya başladım...
    ···
  15. 65.
    +1
    Herkes şaşkınlıkla haydar emmiyi dinlerken gazeteye göz gezdiren biri lafa karıştı.
    - Sen de haydar emmi amma da sıkıyorsun. Olacak iş mi bu anlattıkların?
    + yeğen gözlerimle gördüm tüm olanları. vakit geç oldu dinlemeyecekseniz anlatmayız. daha yatsı vaktini kılacam ben.

    muhtar haydar emminin kolunu tuttu. ve keyifli bir sesle:

    -olur mu öyle haydar emmi yarıda bırakmak? anlat hele sen sonrasında ne oldu ?
    ···
  16. 66.
    +1
    ... sonrasında muhtar ben kaçarken eşşeğin aşağı doğru kaçtığını farkettim. benim eşşek patika yolunun 200-300 metre uzağında küçük bir su kenarının yanında durdu. ben de eşeği almak için eşşeğin olduğu yere vardım. ancak davul sesleri bağırmaları, zılgıta benzeyen sesleri buradan bile duyuyorum. eşeğini alıp daha da uzaklaşmak istesem de eşek oradan ayrılmak istemiyor. aradan biraz daha zaman geçmesine rağmen davul sesleri hala devam ediyor. o sırada başka bir sürü şehirden köye giden yönde patika yolundan gelmeye başlıyor. bu sürü diğer sürü gibi sadece keçilerden oluşmuyor. bu sürüde kedi, köpek, at, eşek, koyun, keçi her çeşitten hayvan var. ve birbirleri ile konuşuyorlar öyle ki benim bilmediğim dille. korkumdan olduğum yerde saklanıyorum ve duamı ediyorum. 200-300 metre uzaklarına yaklaşınca patika yolundan çıkmadan bana doğru bakıyorlar, beni işaret ediyorlar ve benim olduğum yöne doğru bağırıyorlar ve yollarına devam ediyorlar. en arkadan gelen siyah renkli bir keçi tam önlerine geldiğinde ayağa kalkıp “gel bugün düğün var sende katıl bize. bugün bizden kimseye zarar gelmez” diyor ancak korkudan hiç bir şey diyemiyorum. ayağa kalkan keçide bunun üzerine yoluna devam ediyor.o an anlıyorum eşeğimin oradan ayrılmak istememesini nedenini. bir nedenden dolayı oraya gelmiyorlar ve sadece bakıp geçiyorlar. ben de saklandığım yerde sabahlıyorum. güneşin doğması ile davul sesleri zılgıtlar ve benzeri sesler kesiliyor. bunun üzerine yoluma koyuldum. şöyle diyeyim sizlere çocuklar o tarlanın ortasında ki külleri ve her yerde dışkı gördüm. sonrasında Allahıma şükür ki sağ salim köyüme vardım.

    güzel hikayeydi haydar emmi güzel hikaye diyorum içimden. biten semaverin ardından muhtarın bana tahsis ettiği konaklama evinde o gece güzel bir uyku çektim.
    ···
  17. 67.
    +1
    her zamanki gibi 22. den sonra entrylerim devam edecektir reserveleri hazırlayın.
    ···
  18. 68.
    +1
    Ertesi gün. Saat 5'i geçmekte. Duyuluyor köyün her yerinden. yankılanıyor her haneden. Deniliyor ki "namaz uykudan hayırlıdır" kalkıyorum ve soluğumu köyün iki minareli -biri yıkık- camisinde alıyorum. Köyün ileri yaşlarındakiler sabah vaktinde camiye akın etmişler anlıyorum ki ölüm enselerinde. Bir nefes alınıyor bir nefes tüketilmek üzere... Ön saftan reserve alıyorum kendimce. tek bir doğrultuda ve tek amaçla başlıyoruz namaza. Namaz çıkışında karanlık olan hava aydınlanmış ve güneş, kendini göstermişti. Muhtarı görüyorum caminin önünden geçerken. Şaşırıyor beni görünce. "Oo yabancı, yaşlı morukların yanında farkedince tanıyamadım seni bir an.." demesiyle tutamıyor kendini. kahkaha atıveriyor. Muhtar iblise aldanma, demeye kalmaksızın anahtarı uzatıyorum. sarı banknotlardan birini bırakıp ve anahtarı teslim ederek terkediyorum köyü öylece...
    ···
  19. 69.
    +1
    Uzun kıvrımlı yolu takip ediyorum her şekilde. içimde bir sıkıntı. Sessizliğe bozmak gerek. Açıyorum radyoyu. "hangi frekans çalışır buralarda" diyip sitem ederken ses geliyor radyodan. trt fm. bu kâfi. çal şimdi uzun ince bir yoldayım. Aşık veyselden tam yerinde şarkı...
    ···
  20. 70.
    +1
    Yine gün batımı. Saatlerdir yollardayım. Güzergahım üzerindeki bir kasaba dikkatimi çekiyor. O akşamı kasabada geçirmek için aracımı durduruyorum. Araçtan indiğimde ortalıkta sessizlik hakim. Sessiz hem de fazlasıyla sessiz. saat akşam üstü 8 Ne uçan bir kuş ne de sürünen bir yılan var kasabada."Terkedilmiş bir yerin ortasına mı düştüm?" demem ile cevaplandırmam uzun sürmüyor. Kasaba içerisini turladıktan sonra terkedilmiş olduğuna kanaat getiriyorum. Boğazda kuruluk. Aracımda olan mataramdan tek damla su kalmamış. Çeşmenin yolunu tutmaktan başka çare yok. Bismillah...
    ···