1. 1.
    +3 -1
    -- capslerle destekleme durumum var takipte kalın.
    ¹
    @127 entrydeki kasaba » http://imgim.com/images52135.jpg
    • *aktarın bana ilk günlerde yazdığı yangın sırasında yanmayan ayetel kursi » http://imgim.com/8733incip3257261.jpg
    --
    edit:bu hikayeyi finale bağlar bağlamaz devam serisi gelecek. (bkz: dargeciti firsat bilen hikayeleri)

    --spoiler--
    yazacaklarımı henüz hiç okumamış olanların buraya bakmamaları ve hikayeyi en az 3.sayfaya kadar okumaları gerekmektedir. Linkte hikayenin devdıbına dair ipuçları içerir.
    http://inci.ca/ur556ov76j *
    --spoiler--
    ···
  2. 2.
    +2
    entrylerinizle ekgib olmayın panpalar her okuyanın yeri ayrı. vakit ayırıp okuyorsanız yazılanlar hk. olumlu yada olumsuz elestiri yapın mutlaka devam edecem..
    ···
  3. 3.
    +2
    --kûn feye kûn--
    ···
  4. 4.
    +2
    ... sürgün edilmekle kalmadık. Karşı kabilenin başlarında olan ailenin veliahtı olan Hayver'i öldürmüşler ve bu katli bizi sorumlu tutarak pisliklerini bize alet etmişlerdi." demesiyle sözünü bitirdi. bir başka cin "Şu ana kadar bir çok kez ablama girişimde bulundular. Bizler sayesinde bunlardan kurtuldu. Onun için tedirginiz dedi. her birini süzmemin ardından mevzuyu anlatan cin'i yaver adını verdim. "Pekala beyler... bu harabeden dışarı çıkma zamanı gelmiştir. Yaveri yanıma alarak karşı kabilenin başlarını görüşüp olayı izah edecez. Siz ikiniz de ablanızı kollayın." Komutayı ele almıştım artık. ilk olarak barışcıl yollar kullanıp barış kuvveti olacaktık ancak bozguncu kabileler arasında barışı sağlamak pek kolay görünmüyordu..
    ···
  5. 5.
    +2
    Akşam vaktiydi güneşin batmasına yakın diyelim. Polatlıdan çıkmış ve ilerliyordum aracımla. Kimsesiz ıssız bir yoldu. Akşam karanlığı olsa gerek yanlış bir yola sapmış ve karıştırmıştım. Onca alet ve techizat olmasına rağmen kaybolduğumdan şüphe yoktu. Ürkmek elde değil hava soğuk. Her işte vardır bir hayır diyerek akşam vakti bitmeden namazımı eda etmeye koyuldum. aracımı kenara çekip etrafıma bakındım. su sesi geliyordu. biraz arayıştan sonra akarsuya ulaştım ve bismillah diyerek abdestime niyetlendim.
    ···
  6. 6.
    +2
    Ayrılmadan önce cinlerle görüştüm. Hepsi bana itaat edeceklerine dair biat ettiler. Her biri insan suretinde görünüyorlardı bana. içlerinden birisinin mevzuyu anlatmasını istedim ve içlerinden büyük görünen cin söz alarak anlatmaya başladı. "Bizler bozgunculuğumuzla biliniriz. Hz.Ademden önce biz vardık ve bize peygamber olarak melek gönderilmişti de herbirimiz birleşip meleği katletmiştik. O günden beridir süre gelen bozgunculuğumuz kabileler arasında devam etti... Mensup olduğumuz kabileden öldürülen cinden sonra öfkemiz iyice arttı. Buna rağmen kan dökmeyi sona vermek isteyen ablamız Zulhayke yargılanmış ve sürgün edilmişti. Ablamıza olan bağlılığımızdan sürgüne biz de dahil olduk...
    ···
  7. 7.
    +1
    9.gecenin ardından 10.gün saat: 08:43 a.m.

    Sadi ile birlikte sabah kahvaltısı. Küçük bir sofrada yetiştirdiği keçinin sütünden elde edilen peyniri, ekmeği ve suyu bulunmaktaydı. bunları yiyorken gözlerim odanın duvarlarında asılı fotoğraflara denk geldi. mezarlıktaki gördüğüm kadını yani annesinin kocasıyla olan bir fotoğrafı ve sadi ile kardeşlerinin bir arada bulunan toplu fotoğrafı vardı. Uzun süre bakınmış olacaktım ki sadi konuşmaya başladı. "resimlerde takındığım o güleryüz uzun süredir yok. Tanıdıklarım kalmadı.tek başınayım. Öyleki bir boşluğa saplanmışım dostum. Öyle bir boşluk ki ne kalkabiliyorsun ne de pes edip kendini bırakabiliyorsun.ne haldeyim" öylece bakıyordum sadece. yaşadıklarının tesellisi olamazdı. Sadi bana katıl birader. Az çok bilgin oldu benim hakkımda. Beraber bitirelim bunu dedim. Gözü ışıldadı. Pekala kardeşim. Ölmek var dönmek yok dedi.

    Kahvaltımızın ardından yola çıktık. Sürücü koltuğunda sadi ve yan koltukta ben vardım. O sırada planımızı konuşuyorduk.

    + sadi bak dostum. bu kafile tanıdığımızın peşinde. buraya gelmemin sebebi onlarla konuşup tanıdğımızı bırakmaları olacaktı. ancak görüyorum ki işler değişti. ben ve seni öldürmek için piyonu takmışlardı. bu saatten sonra ne onlar laftan dinleyebilir ne biz laf anlatabiliriz. Bu yolda tek başına kalmayacaksın. öteki boyutta yaver ve yaver yanlılarının emin ellerinde olacaksın.
    -pekala birader. senin tek başına olman tehlikeli değil mi?
    +yolculuğumun başından tehlikeyi göze alarak yola çıktım. merak etme. dedim.

    sadi susmuştu. belki de konuşma gereği duymuyordu artık. aracın radyosunu karıştırıyordu. ne çalırsa çalsın dinlemeden kanal gezelemeyi devam ediyordu. ses etmedim. bir kaç saat sonrasında varacağımız yere gelmiştik. piyonun tarif ettiği yerdi. ilerisi sert kayalıkların olduğu yerdi burası. Sert kayalıkların olduğu tepenin arka tarafında ehl-i esval kabilesi bulunmakta
    ···
  8. 8.
    +1
    ... sonrasında muhtar ben kaçarken eşşeğin aşağı doğru kaçtığını farkettim. benim eşşek patika yolunun 200-300 metre uzağında küçük bir su kenarının yanında durdu. ben de eşeği almak için eşşeğin olduğu yere vardım. ancak davul sesleri bağırmaları, zılgıta benzeyen sesleri buradan bile duyuyorum. eşeğini alıp daha da uzaklaşmak istesem de eşek oradan ayrılmak istemiyor. aradan biraz daha zaman geçmesine rağmen davul sesleri hala devam ediyor. o sırada başka bir sürü şehirden köye giden yönde patika yolundan gelmeye başlıyor. bu sürü diğer sürü gibi sadece keçilerden oluşmuyor. bu sürüde kedi, köpek, at, eşek, koyun, keçi her çeşitten hayvan var. ve birbirleri ile konuşuyorlar öyle ki benim bilmediğim dille. korkumdan olduğum yerde saklanıyorum ve duamı ediyorum. 200-300 metre uzaklarına yaklaşınca patika yolundan çıkmadan bana doğru bakıyorlar, beni işaret ediyorlar ve benim olduğum yöne doğru bağırıyorlar ve yollarına devam ediyorlar. en arkadan gelen siyah renkli bir keçi tam önlerine geldiğinde ayağa kalkıp “gel bugün düğün var sende katıl bize. bugün bizden kimseye zarar gelmez” diyor ancak korkudan hiç bir şey diyemiyorum. ayağa kalkan keçide bunun üzerine yoluna devam ediyor.o an anlıyorum eşeğimin oradan ayrılmak istememesini nedenini. bir nedenden dolayı oraya gelmiyorlar ve sadece bakıp geçiyorlar. ben de saklandığım yerde sabahlıyorum. güneşin doğması ile davul sesleri zılgıtlar ve benzeri sesler kesiliyor. bunun üzerine yoluma koyuldum. şöyle diyeyim sizlere çocuklar o tarlanın ortasında ki külleri ve her yerde dışkı gördüm. sonrasında Allahıma şükür ki sağ salim köyüme vardım.

    güzel hikayeydi haydar emmi güzel hikaye diyorum içimden. biten semaverin ardından muhtarın bana tahsis ettiği konaklama evinde o gece güzel bir uyku çektim.
    ···
  9. 9.
    +1
    ben de hoşlanırım böyle hikayelerden anlat panpa
    edit:hikaye bitince mesaj at veya çüküle falan ben anlarım.
    edit2:şimdiden eyvallah.
    ···
  10. 10.
    +2
    reserved
    ···
  11. 11.
    +1
    Aktar bana yakınlaştı ve kısık sesle bak evlat bilgi edinmek kolaydır asıl amaç bilgiyi elinde tutmak. Bu bilgiler sır olarak saklaman gerekecek aksine bir lanete bulaşırsın. anlaşıldı mı demişti. anlamıştım. korkumu ve ürkekliğimi bir kenara bırakıp aktar ben razıyım anlat şunu. diyerek tak kuyusuna düşmek için ilk adımımı atmıştım...
    ···
  12. 12.
    +1
    sessizliği bozuyorum. yeter artık aktar. aktar kim bunlar kim? bana yanıt verme zamanı geldi çoktan. diyerek bağırıyorum aktara. sesimi yükseltmeme rağmen sanki hiç duymuyormuş gibi tavır takınıyor. yabancı burdan bu sabah gideceksin. diyor sadece. Müsaade almıştım ve hür olmam için engel kalmamıştı ancak şu yaşadığım üç günden sonra için kalma niyetindeydim.

    - Bana hemen anlat bu işin sırrını. Benim burayı terketmeye niyetim yok.
    ···
  13. 13.
    +1
    3.gece aktarın seslenişi "yanındalar" saat 02:18

    hey yabancı aç gözlerini uyan diyerek dürtülüyorum. ne oldu diye soruyorum aktara. soruma karşılık tek cevap odamda olmalısın. güçlükle yataktan kalkıyorum. aktarı takip ederken duvara odaklanıyorum. duvarda yansıyan gölgelerimizden farklı 3 gölge daha görüyorum. Görmemle aktara söylemem bir oluyor. Endişelenme yabancı, onlar benim konuğum. odasını ilk gördüğümde yatak, çalışma masası, raflarda üç ve yerlerde yığın olmuş onlarca kitap gözüme çarpıyor. Biraz daha dikkatli bakıldığında duvarlara, irili küçüklü boyutlarda arapça yazılar farkediyorum. Aktar hemen silkeliyor beni. Seni takip ediyorlar diyor. yanındalar. yanımda derken kimden bahsediyorsun aktar diyorum. Onlardan bahsediyorum. Bizi görürler duyarlar ama biz onları göremeyiz. Drin bir sessizlik oluyor. Hem de uzun süredir beklediğim sessizlik...
    ···
  14. 14.
    +1
    ···
  15. 15.
    +1
    2. gece yer : aktarın misafir odası saat : 04:41 a.m

    yine fısıltılarla uyanış. kafam zonkluyordu. deliriyor muydum ben, bu anlamsız sesler neyin nesi? bu evde neler dönüyor diye sürekli kendime sorular soruyordum belki bu tür sorularla zihnimi meşgul edersem sesleri kafamda kesebilirdim. öyle de oldu bir süre sonra sesleri duymuyordun. tek duyduğum ses dışardaki rüzgarın uğultusundan başka bir şey değildi. sabah vaktine geliyordu ibrikte son kalan suyla abdestimi aldım ve namazımı kıldım. huzuru bulmuştum. sol tarafa verdiğim selam ile doğruldum. bir takım ayak sesleri duydum. duyduğum sesler tek kişinin olamazdı. birden çok sesi geliyordu. zemindeki eski tahtaların gıcırdamasından anlayabiliyordum bunu. ve kapım açıldı karşımdaki aktardı. allah kabul etsin yabancı dedi. saolasın aktar dedim. bu saatlerde neden uyanıksın diye sorduğumda tek yanıt uyandırılmama sebep oldun!
    ···
  16. 16.
    +1
    "Evlatlar kulak kesilin hele.. Olanları bizzat gördüm. 1970'lerin sonlarında geçti başımdan. O seneler babam
    rahatsızlandığından dolayı burdan şehirdeki hastaneye zütürür sonrasında anam ile kardeşimi hastaneye refakatçı olarak bıraktıktan sonra tekrar köye dönmek için yola çıkardım. köy anayola 30 km uzaklıktaydı ve köye gelmem için şehirden taşıta biner sonrasında köyün patika yoluna gelir taşıttan inerek bu 30 kilometrelik yolu eşekle atla veya yürüyerek gidilirdi. Babamı getirirken patika yoluna bağladığım eşeği bulur ve onunla köye varırdım. eşeğimle gelirken 2-3 saat sonra köye giden yoldaki son tepeye varmak üzerindeydim ama sormayın halimi evlatlar. tepeyi çıkarken eşek sürekli huysuzluk yapıyor tepeye çıkmakta inatlaşıyordu. tuttum eşeğin ipinden sen misin gelmeyen sürükleyerek zorla da olsa tepeye çıkarmaya devam ettim. Ha o sırada tepenin arkasından gelen sesleri işittim. sanki bir koyun, keçi sürüsü gidiyormuş gibi ayak sesleri duyuyordum. bu saate kim kalmış diye düşünerek eşeği bırakıp tepeyi hızlıca çıktığımda gördüklerime inanamadım. bir sürü keçinin ilerde ki bir tarlanın ortasında yanan ateşe doğru koşarak gittiğini gördüm. başta anlam veremedim olan bitene daha sonra ateşe yaklaşan keçilerin iki ayakları üzerine kalkıp ateşin etrafında dönmeye başladıklarını görünce korktum. cahil cüheyla halimle de olsa bildiklerim duaları okumaya başlayarak eşeği bıraktığım yöne doğru kaçmaya başladım...
    ···
  17. 17.
    +1
    4.gece "tanışma" saat: 03:50

    tabiri uygun olursa dönüşü olmayan daracık geçite girmiştim. Harabede kaldığım sürece beni rahat bırakmayanlarla yüz yüze görüşmeyi umuyordum ve aktar görüşmeyi yapabileceğini söylemişti. Görüşme öncesinde hazırlanmam gerektiğini söyledi. not kağıdına lisanı arapça olan bir takım ayetler yazmıştı mürekkeple ve bu yazılanları bana ezberletmişti. Evlat bu ayetel kürsidir. Onların alemine geçtikten sonra mutlak okuyacaksın bunu. Senden huzursuzlar her ne kadar yakınımda bile olsan sana ne yapacaklarını bilemem. bu sadece tedbir. bu konuşmasıyla hazırdık. saat 4'ü 40 geçiyordu. En etkin geçişi sağlaması için gün doğumuna en yakın zamanı yani gecenin en karanlık vaktini tercih ettik. hazır mısın evlat dedi? artık onun için bir yabancı değil bir evladıydım bana ilmi öğretecek bir aktarın belki de bir bilginin evladı...
    ···
  18. 18.
    +1
    Onlarla samimi ortam kurmuştuk. Bir yandan çayımı yudumlarken bir yandan da sohbetlerine ortak oluyordum. Zamanın geçmesiyle haydar ismindeki ihtiyarın konuşmaları ilgimi çekmişti. Cin düğününe tanık oluşunu anlatıyordu...
    ···
  19. 19.
    +1
    10.gece saat 00:00

    kamp kurduğumuz bu alanda yeterince uykumuzu aldık. yeterince görünmemeye ve ses çıkarmamaya özen gösteriyorduk bu ıssız kayalıklarda. Kayalıklarda olduğumuz süresinde yaver ve piyon sürekli yanımızda bulunmuştu. Onları görebilmemiz için tek gereken geçiş rütieliydi. Elimizde olan yarı kullanılmış mumu yakarak kitabtan okumaya başladım. Sessiz kalmamızdan dolayı fısıltıyla başlayan ritueli her ilerleyen sayfalarda bilinçsiz şekilde sesim artıyordu. En sonunda kun feye kun demekle bizi örten çadır kalkmış sadece mumla beraber kalmıştık. Geçişimizle birlikte yaver ve piyonun yanımızda olduklarını farkettik. Ayağa kalkmamızla işe koyulduk.

    Öncelikle yaver ile ayrıldık. sadi ile birlikte yaver uzaklaşırken piyonda yolu gösterdi. sert kayalıkların olduğu yerden tırmanmaya başladık. karşı ki yerleşimi görebiliyordum artık. Tepede kayalıklarda yazılan arapça kelimeler gördüm. Piyona sorduğumda bunlar bizim sınırlarımızdır. sınırlarımızı ağaç kavuğuna yada kayalıklara işaret ederiz dedi. pekala dedim
    ···
  20. 20.
    +1
    Herkes şaşkınlıkla haydar emmiyi dinlerken gazeteye göz gezdiren biri lafa karıştı.
    - Sen de haydar emmi amma da sıkıyorsun. Olacak iş mi bu anlattıkların?
    + yeğen gözlerimle gördüm tüm olanları. vakit geç oldu dinlemeyecekseniz anlatmayız. daha yatsı vaktini kılacam ben.

    muhtar haydar emminin kolunu tuttu. ve keyifli bir sesle:

    -olur mu öyle haydar emmi yarıda bırakmak? anlat hele sen sonrasında ne oldu ?
    ···