o dillere destan guzellikteki sanemin bu çökmüş pörsümüş en hafif tabiriyle iğrenc halini gormenin sokunu kansu da ben de hızlıca atlatmıstık ve bir birimize otamatik olarak kafamızı cevirmistik. yanımda oturan permin durumun az cok ne oldugunu bildigi icin tırnaklarını resmen koluma gecirmisti: daha sonra kolumu acıp baktıgımda uzerimdeki elbiselere ramen derimin soyuldugunu gorecektim.

sukran hoca sen kimsin kızım ne isin var burada vs diyemeden kız gırtlagını patlatırcasına once bir cıglık attı sonra yere kapaklandı en sonda da kahkahalar atmaya basladı. sırt ustu donup Sukran hocaya bir baktı ve sonrasında kendi kendini ellerini ve ayaklarını kullanarak geri geri itmeye basladı "tamam tamam ne isterseniz tamam anladım" bunlardan baska bir sey soylemiyordu ve Sukran hoca cıglıgın ve kahkahanın sokunu atlatıp kıza dogru bir iki adım atmak istediginde kiz ilk once emekler vaziyette sonra ayaga kalkıp kosmaya basladı.

diger sınıflardan once sınıftaki hocalar sonra merkalı ogrenciler ne oldugunu anlamak icin sınıflarından cıkmıslardı bile. sukran hoca sınıftan cıkınca oradaki hocalardan birisine "nereye gitti o" diyebildi. ben perminin kolumu sıktıgını farkedip kurtulmaya calısırken "kansu bir hal caresine bakar" diye dusunmustum ki kafamı perminin kolundan ayırıp kansuya baktıgım zaman elemanın sırasından kalkmaya guc yetiremedigini gordum. icimden bir "hasgibtir" cekip kurtardıgım kolumu perminin omzuna atmaktan baska bir care bulamadım.

o sırada sukran hoca ve diger hocalar sınıfların kontrolunu saglamıslardı ve bizim sınıfın onunde birseyler konusuyorlardı. kansuya baktıgımda yeni yeni kendine gelmeye basladıgını gordum. koridordaki nobetci ogrenciler coktan yerlerinden kacmıslardı. sonradan ogrendik ki sanem bizim sınıftan cıkıp direk erkekler tuvaletine girmis icerden gelen garip sesler bagırmalar kahkahalar dolayısıyla tırsıp kacmıslar; Sukran hoca yanında bir erkek hocayla beraber kızı tuvaletten cıkartmaya gittiklerinde tuvaletin dıs kapısından daha oteye gidememisler.

bu iki hoca (sukran ve erkek hoca) konusurlarken kansu yerinden kalkmıstı ve hocaların yanına gitmisti. bu sırada hala bazı hocalar "evladım gir sınıfına sessiz sedasız bekle yok birsey sana kaldı sen mi cozecen" gibisinden laflar sallıyorlardı. kansu da fırsattan istifade hocaların yanına sokulmustu. ben de ondan cesaret alıp yanlarına sokuldum yavastan. birseyler ogrenirim birseyler duyarım umuduyla gitmistim ama duydugum tek sey diger hocaların bu iki hocaya "hocam iyi misiniz; anlasılan normal bir durum" degil tarzında seyler soylediklerini duymustum.

K hocam ne oluyor
Ş gir içeri kansu
S hocam o kız bizim arkadasımız giremeyiz lutfen..
Ş nerden tanıyorsunuz
K okul dısından hatta permin ve didem bile tanır -dildeki didem-
EH (erkek hoca) oglum bu kızın cok saglam sorunları mı var
k noldu hocam
EH tuvaletten iceriye girdigimizde kız yerlerden birseyleri yalıyordu
K nasıl ya S çüş dıbına qoyum
BH 1 (başka hoca 1) terbiyemizi muhafaza edelim
K hocam bu durum normal bi durum degil de sizin anormal durumlardan da degil
BH 2 nasıl yani
K lavaboya din hocasını yollayın hocam
BH 3 birinci kattaki sınıflara bak sancar
S tamam hocam.

okulumuzda bir adet din hocası vardı ve benim hayatım boyunca gordugum tanıdıgım en kalifiye din hocasıydı adı da danış mıydı danişment miydi neydi, kansu onu cagırın dedıgıne gore bir bildigi vardır diye dusundum. adamı buldum yolda konuyu ozet gectim. hoca da benim kızı tnaıyıp tanımadıgımı sordu. adını soyledim ama beraber cin cagırdık dememek icin satanist bi kızdı diye gecistirdim.

daniş hoca tuvalete girdiginde iki dakika falan dayanabildi adam cıktıgı zaman beti benzi atmıştı. noldugunu sormaya calıstıgımızda sadece korku dolu gozlerle yutkundu. adam gorduklerinin sokunu nerdeyse bes dakka atamamıstı. sonra konusmaya basladı:

hocam bu katı bosaltalım simdilik kimse lavabolara girmesin, ben o kadar sey gordum duydum boyle fena birsey aklıma bile gelmezdi, dedi. butun hocalara haber verildi ve kat tamamen bosaltıldı. ben sancar ve permin kızın arkadasıyız dedigimiz icin gonderilmemistik ama benim ısrarlarımla permini yollamayı basardık. daniş hoca gorduklerini anlatmaya basladı:

hocam ben içeri girdigimde lavabo giderinin altına birikmiş pis suyu yalıyordu beni gordu sadece bir baktı sonra ayaga kalıp pisuvarlara gitti, tıkanmış olan bi pisuvarda birikmiş suyu içti sonra cebinden bir sey cıkarttı tuvaletlerden birine girip onu yerlere dokup onları yalamaya basladı. benim midem tersine donmustu resmen ama kansu araya girdi:

K hocam yoksa girdigi tuvalette en leş en pis olan tuvalet miydi
D evet sen nerden biliyorsun
K bilmiyorum hocam tahmin ettim
D ne yapmış oglum bu kiz kendine pgibolojik pgibiyatrik bir vaka degil bu dogru mu hocam
F (felsefe hocası) yani uzmanlık alanım degil ama hic duydugum birsey de degil yaptıkları
K bu kız büyülerle büyücülükle kafayı cok bozmustu hocam oyle birsey olmasın
D oyle bir sey varsa sıçtık ki ne sıçtık..

3. kattaki ogrencilerin tamdıbını erkenden gonderdiler, sonradan pgibiyatri klinigini aradıklarını ve kızı uyuşturarak tuvaletten ancak cıkartabildiklerini ogrendik..

kansu fırsat bu fırsat deyip beni bildiginiz ceke ceke remzi hocanın evine goturdu. ne oldugunu sordugumda kızın bu okulda dusman belledigi iki kisi oldugunu ve birimizden birimize buyu yapmaya calısırken bu hale gelmiş olabilecegini anlattı. remzi hocanın yanına gittigimizde hocayı arka bahcede gayet derin dusuncelere dalmış bir sekilde bahce isi ugrasırken bulduk.

K hocam selamun aleykum sanırım bu sanem huursu bizim sanacara buyu yapmış
S ne alaka aq
R terbiye terbiye
K hocam anlatmam gereken birsey var, dedi ve anlatmaya basladı:

bu olay olmadan yaklasık bir kac gun once kendisini okulun zuppelerine yamamaya calısan; özentinin önde gideni; zayıf buldugu herkesi ezmeye calısan; insanları hakir goren; dalga gecen elemanı king kong (lakabı buydu) orada burada sancar hakkında dedikodular turetir olmustu. sancar normal sartlar altında bunları takacak bir tip degil: kendisi hakkında da daha once bu sekilde dedikodular cıkmıstı ama dedikoduyu cıkartanların karsısına gecmis "ne diyordunuz bi de yuzume deyin" hele demis adamların gozunu korkutmustu. ama gecen sefer kingkong bunu yaptıgında sancar her ne yaptı veya dediyse king kong sancara saldırma gafletine dustu (peh borumuydum lan ben) ben sancarı ilk kez bu sekilde gordum hocam. tamam sancar delidir; hatta belki pgibopattır ama bu sekilde birseyi yaptıgını gormek beni dumura ugrattı ( az bile yaptım diye dusundum) : adam sırf sancara saldırmaya calıstı diye sancar adamın sağ akciger lobunu patlattı.. hoca soran gozlerle bana bakınca kendimi konusmak zorunda hissetmistim:

tamam hocam patlattım kabul de olay o sekilde degil iste. bu -afedersiniz bin- benim orada burada bizim okuldan bir kızı düdkledigimi soyleyip duruyormus ki o kız (adı haticeydi) o okulda benim tanıdıgım en iyi kalpli en namuslu kızdı (ve hazırlık sınıfına gidiyordu ondan daha namuslu olarak bildigim bi iki kız daha vardı da herkes onlara -maalesef- yoklukta da darlıkta da yaklasılmaz diyorlardı ama haticenin pesinden kosan kosanaydı). hayır bin git benim hakkımda istedigin dedikoduyu yap istedigin iftirayı at, ama masum bir kıza iftira atmak mı adamın ebesini giberim. elimden almayacaklardı az bile yaptım, dedim. kızla aramızda duygusal en ufak birsey olsa bile amenna derdim ama kız benim hic bir zaman sahip olmadıgım kız kardesimdi. sınıfımdan bir cocuk haticeden hoslandıgını gelip bana sormustu "sana abi gozuyle bakıyormus o yuzden once sana danısayım" diyerek ama king kong serefsizi kıza iftira atmıstı.. ben de 4. yumrugumda cocugum sag akcigerini patlatmıstım; 5. yumrugumda midesini patlatmak; 6. yumrugumda karacigerine zarar vermeye niyetlenmistim ama serefsiz sancar benim ona ogrettigim bir taktikle beni ekarte edip cocugu elimden almıstı (bu arada bilmem kac sene bilmem ne sporu ile ugrasmadım: bizim evde tek kural vardır bu konuda "dayak yersen dovene kadar eve gelme" kısaca cok dayak yedim cok dayak attım//// bi de ayrıca daha once yumrukla midesini patlattıgım elemanlar da oldu).

R en son ne zman camiye gittin
S dun gece neden
R al su suyu ic bakalım (ictim)
R herhangi bir sıkıntı var mı
S yoo
k harbi yok hocam sancar anlatırken ben de okuyordum bi degigiblik olmadı
S ya bi dakka durun sovdurmeyin: benim ikinci ismimi annem ve babam haricinde bilen yok ki nasıl buyu yapsınlar?
R Kansu sana zaten yapılamaz bu kız kime buyu yapmak istemiş o zaman
S kız bunu bilmeden buyu yapmaya kalkarsa ne olur
K duruma gore değişir öldürmek icin buyu yaparsa çok pis sıçar
S peki okuldaki manzara çok pis sıçar manzarası mıydı; sıçar manzarası mıydı?
K işer gibi sıçmış onu da içiyor sıçmasıydı garaş..

remzi hoca bir birimize mukayyet olmamızı ya da diger tabirle "kısa bi sure defolup gitmemizi" soyledi sonra yine işine gücüne döndü, lan okulda kızın biri pisivardan sidikli su içmiş tuvalet taşından tak yemişti adam çiçekle bocekle ugrasıyordu, icimden adamın kafa tasına zarar vermeden beynini patlatmak geldi ama nafileydi. sonra bi durup dusununce kendimi acayip yanlız, gucsuz ve umutsuz hissettim: kansu zaten birsey yapamamıstı, remzi hoca da bir cıkıs yolu bulamamıstı ki bizleri basından savmıstı: ben bu olayda kesin kim vurduya veya tak yoluna giderdim. kansu durumumu farketmis olacak ki "kanka yanlıs anlama herseyi kaybedersin, sen ne kadar gucluysen biz de o kadar gucluyuz sen ne kadar zayıfsan biz de o kadar zayıfız: sen de ben de remzi hoca da insanız. bu mahlukatın serrinden korunabiliyorsak Allah'in izniyledir; bu mahlukat bize zarar verebilecekse bu da Allah'ın izniyledir. bize gereken mahlukan şerri bize bulaşmadıgında bizleri koruyanın mevla oldugunu bilmektir, yok bulasırlarsa 'ne hata ettim de mevla cezamı bu sekilde verdi' diye silkelenmektir" dedi.

bebe emdi mi gomdu mu anlamadım: ama cok da umursamadım. ne de olsa haklıydı.. bu dusuncelerle ayrıldık ve ikimiz de evlerimizin yollarını tuttuk. eve gittigimde anahtarımı kapıya soktum ama acamadım, zile basınca babam kapıyı acıp "anahtarın nerde" dedi, anladım ki uzanırken ici gecmişti, anahtarımı gosterip "kapının arkasında anahtarınızı bırakırsanız.. "dedim ve babama sarıldım iki gun sonra kim bilir belki ben de tuvalet deliginden tak cıkartıp yemeye baslayacaktım, fırsatım varken kullandım... sonra odama gectim.

ertesi gunu (salı veya carsamba emin degilim) okuldaki banklarda didem permin ben kansu durum degerlendirmesi yaparken ne hikmetse gozde cıktı geldi yanımıza. niyeti gecenlerde olan olaydan kendisini kurtardıgı icin tesekkur etmekmis. kız gizli kapaklı konusuyordu sanki bu isleri bilen sadece kendisi ve kansu varmıs gibi, biz de bozuntuya vermedik.

K bana tesekkur etme dişil ilahın kimse ona şükret (kıza resmen dinin ne bilmiyorum demisti)
G kansu suraya adam akıllı tesekkur etmeye geldim-
K ben de sana mevzunun senle alakası yok o yuzden gibtir git diyorum
G ya bak gercekten (kız bu cumleyi soylerken bana gayet samimi geldi) sana yasattıgım hersey icin ozur dilerim hem de cok ozur dilerim
K ne icin ozur dilersin ( bu kalas da bunu gayet odunca soylemisti o anda tornaya sokam sandayle cıkartırdım)
G ya hersey iste kansu
K ne icin derken bi örnek ver demek istedim
G^+%&/(/&%&/() (projektor gormus davsan gibi kaldı)
K bilmedigin seyler icin ozur dilemeye calısma hic samimi gelmiyor ya..
G..
K gule gule.. (yeminle soyluyorum bu adamın duyguları ya ameliyatla alınmıstı ya da neyi hissettigini belli etmeyecek kadar fazla profesyoneldi)

meseleleri neydi bilmiyorum, kansuya bir kez sormustum bir tek cevap vermisti o gunden sonra da bir daha acmadım konuyu: "aşk kalpte olandır gardaş ve kalp arapcada gizli olan anldıbına gelir: bırak gizli kalsın, gizli kalsın ki belki bir mukafatını goruruz"

neyse ben de ortamdaki kasvet biraz dagılsın diye muhtemelen dedesinden ogrendigini vs soylemeye ve permine mugenin ne kadar tatlı bir kız oldugunu anlatmaya baslamıstım ama didem her ne kadar gizlemeye calıssa da yuzu dusmustu, kansu dinler gibi yapsa da aklı bizde degildi. bunu anlamak icin muneccim falcı veya davranıs bilimci olmay gerek yoktu: kansu insanlardaki anlık degisimleri cok rahat farkederdi ama didemin yuzunun dustugunu farketmemisti..

ben salak salak ortamı kurtama gayretleri icerisindeyken asıl dinlememiz gereken seyleri bize bi kac saat sonra remzi hocanın anlatacagını bilmiyordum. didemin telefonu caldı ve didem telefonu direk kansuya verdi:

K efendim
K okuldan sonra mı
K hocam hayırdır
K siz gelin evladım anlatacam..

sanırım anladınız remzi hoca ikimizi de okuldan sonra evine cagırıyordu, ben nasıl izin alacagımı dusundugum icin asıl onemli noktayı kacırmıstım: remzi hoca didemin telefon numarasını nerden biliyordu?

K babanın tel numarası kac la maynamatsız
S 0532... takriben bi dakka sonra arayıp izin almıstı hem de benim babamdan: eve bes dakka gec gitmeme bile musaade etmeyen adamdan, bon bon bakarken

K olum ufak tefek bi iki numaramız var (ayak ustu babama bi dua okumustu yavsak ve ben bunu uzun yıllar ogrenemeyecektim..

(bi kahve sigara yapıp geliyorum beyler)