el alma mevzusuna kısaca deyineyim: herhangi bir konuda usta olan bir kisinin butun yetkilerine sahip oldugun anldıbına gelen tabir. yani bu adam cinler konusunda uzman olan birisinden el almıs yani onun butun yetkilerine sahip olmus ki genellikle önceki ölmeden sonraki yetki sahibi olamazmış.

devam edelim..

kitabı aldık tabi korkudan icimize sıcıyoruz bir taraftan ve o sırada kansu "sana bir şey söyleyecegim kanka" diyerek bahis açtı. kansu rüyalarında sürekli cinleri gördügü ve yanlız başına oldugu zamanlarda cinlerin varlıklarını hissettigi icin mevzuyu remzi hocaya acmıs ama remzi hoca yardım etmemis. kansunun kitabı calmak istemesindeki asıl amac da buymus ki bence gayet makuldu.

S peki kanka hic gordun mu bunları?
K gordum kanka da anlatamam ne gordugumu
S nasıl yani
K kanka mesela birini gordugumde odum takuma karısmstı ama dıgerını gordugumde oturup muhabbet etmek ıstedım.
S etseydın kanka
K odumu takuma karıstıranla ettım kanka ne sen sor ne ben soyleyeyım
S remzı hoca ufaktan gordugun mordugun bırsey dedı ya, ben de gece orada bırsey gordum kanka hatta sırayla hepımıze gorunduler
K ee noldu
S nolacak aq ben bayıldım bı ıkı kısı kafayı kırdı, bi kac tanesi kafayı gozu patlattı boyle iste
K birsey gordun, hatta net olarak gordun ama gordugun seyin bu dunyada yeri yok onu anlatabilecein kelimeler yok, sanki tarifsiz birsey degil mi ama butun hatları aklında hem de tum detaylarıyla
S aynen oyle aq simdi bile tuylerim diken diken oluyor ne anlatabiliyorum ne de aklımdan cıkartabiliyorum.
K su kitaba bi bakalım kanka mutlaka buluruz birseyler.

elimizdeki kitap, bizdeki bu tırsaklık dolayısıyla gidebilecegimiz en iyi yerin caminin müştemilatı olduguna karar verdik. yazları coluk cocuga kuran okutulan bir yerdi. daha da onemlisi remzi hoca kitabın kayıp oldugunu farketse bile camide bizi aramazdı, süper fikirdi kısaca.

kitabı elimize alıp actıgımızda ilk soku yasadık (ne bekliyorduysak) kitap tahmin edeceginiz üzere arap harfleri ile yazılmıstı. kansu bi kac saat ugrasıp ancak icindekilerin bir kısmını cozebilmisti onda da ikimizle alakalı herhangi birsey gormemistik. belki vardı ama biz goremedik. belki biz deyim yerindeyse "asprin" olarak arıyorduk ama icindekilerde "asetilsalislik asit" yazıyordu. kısaca bir kayaya bodoslama girmistik. isin diger kotu tarafı kitabı geri bırakmak icin ikindi namazını beklememiz gerecekti veya adamın karsısına caldık kitabı diye cıkacaktık..

kitabı müştemilatta bırakıp sokaklarda turlamaya basladık. hasbelkader remzi hoca ile yolumuz kesişti. kansu "selamun aleykum hocam nasılsınız" dedi adam cevap olarak "aleykum selam kansu, kitabı bi iki mevzuya bakmak icin aldım siz koydugunuz yerden yarın alırsınız" diyerek yurumeye devam etti. mınna koyum biz nelere bulastık diye dusunurken adam geri donup "kitabı hanginiz buldu" diye sordu, benim bakıp bulamadıgım oda da kansu kitabı buldugu icin ben ikinci dumuru yasadım, ve hoca kitabı kansunun buldugunu anladı ve sadece "kitabı bıraktıgın yerde bulursun kansu" dedi. ve o anda ben bir sonraki dumuru yasadım, en basından beri kitaba hic dokunamamıstım; dokunmayı dusunmemistim; istememistim: kitap hep kansudaydı..

elimi cebime atmak istememle yüzügü ve pantolonu yıkamadıgım aklıma geldı ve kansuya donup kanka ben gıttım dıyebıldım ancak, kansu sadece avagadro sayısı dedi: babası hasbel kadar ders sorarsa diye..