Misal yolda yürüyen çekici, bakımlı,güzel giyinmiş bir kız gördüğünüzde gözünüz istemsizce ona kayabilir. Ondan etkilenebilirsiniz.Bu son derece doğaldır. Aynı şekilde kızlarda güzel giyinmiş, bakımlı erkeklerden hoşlanır ve onları gözleriyle takibe alırlar.Bu ne kızların abaza oluşundan ve ne de erkeklerin abaza oluşundandır,bu iç güdüsel bir şeydir.

Belki insanları kendinize aşık etmek zordur. Fakat insanları etkilemek ve sizden hoşlanmasını sağlamak kolaydır.Çünkü her birimiz bir bilinçaltına sahibiz.Ve buraya çalışırsak karşımızdakini etkilememiz kolaylaşacaktır. Burada da devreye beden dili ve konuşma yeteneğiniz girer.

Bilinçaltımız genellikle bizden bağımsız çalışır.Onu kontol etmek sinirlenmiş bir atı kontrol etmeye benzer. Zordur.Fakat kontrol edemiyorsak bile değiştirebiliriz. Bilinçaltımızı tıpkı bilgisayar sistemleri gibi 1 ve 0 lardan oluşmuş şekilde düşünebiliriz.

Bu 1 ve 0 lar bize zaman içinde yüklenmiştir.En başta belirttiğim gibi buna etken aile ve arkadaşlar ve yaşadığımız olaylardır. Asosyallikte aslında bir bilinçaltı sorunudur.Çeşitli yöntemlerle tedavi edilebilir veya en aza indirgenebilir.

Bana göre asosyalliğin yani toplumdan soyutlaşma, toplum içinde bulunduğunda sıkılma, korkma,insanlarla göz temasından kaçınma, arkadaş ve sevgili bulamama sorunu en basitinden olumlamalar sonucu düzelebilir.Çünkü bu sorun bizlere en başından kötü olumlamalar veya kötü düşüncelerle yüklendi.Çözümü yine bunun tam tersini yapmaktır.

incide çoğunlukla rastladığım bir olaysa asosyallikle ilgili açılan başlıkların çoğunda, dışarı çık, kızlarla konuş, tanış,göz teması kur vb şeylerdi. Evet bunlar teoride doğrudur. Fakat pratikte çöpten farksızdır.Çünkü zaten asosyal biri bilinçaltının yoğun bir şekilde etkisindedir.Ve aklında sürekli acaba dışarı çıkarsam ne olur, insanlar benimi izliyor, garip mi yürüyorum, garip mi gözüküyorum şeklinde düşünceler vardır.

Ve bu düşüncelere sahip olan birinin dışarı çıkıp hiç tanımadığı bir kızla uzun süreli sohbet kurup, telefon numarasını alması pek mümkün değildir.Öncelikle bunu yapabileceğine inanması gerekir. Olay her zaman beyinde biter. Değişimin anahtarı ve başlangıcı bilinçaltımızı değiştirmektir.

Asosyalliği azaltmak ve zamanla bitirmek için harekete geçmeliyiz.Bu birkaç aşamalı olabilir.ilk aşama belli aralıklarla dışarı çıkmak.Bu günde 2-3 defa olursa iyi olabilir. Bakkala,çöpe vb gitmek bile hiç dışarı çıkmamaktan iyidir.(Dışarı çıkıldığında aşırı hızlı yürümek yerine yavaş yürüyüp etrafı bir gözlemleyin. Aslında kimsenin sizi izlemediğini, korkularınızın yersiz olduğunu göreceksiniz.)

Sahiden hiç dışarı çıkmayan, bilgisayar başından hiç kalkmayan insanlar var.Bu şekilde davranırsak mutluluğun veya aşkın, sevginin bizi bulması imkansıza yakındır. Evde oturarak anca arkadaşlık platformlarından kız bulunabilir.Bu da kısa vadeli ve sanal olur. Fakat biz somut bir ilişki istiyoruz.

Evet dışarı çıkın işte. Boş boş yürüseniz bile olur.Bu sokak ortdıbına alışmak için gerekli.Ve şans eseri farklı şeyler de olabilir. Asosyalliğin çözümü için destek alacağımız bir diğer husussa bilinçaltı telkinleridir. internet üzerinden bulunan bu telkinleri dinleyerek fayda sağlama ihtimalimiz az da olsa vardır.(Mutlak bir fayda göremeyebiliriz ama sonuçta sorunun çözümünü arıyoruz ve farklı yolları da elbette deneyeceğiz.)

Diyelim ki bunları yaptık asosyalliği az da olsa hafiflettik. Peki şimdi ne yapacağız.Şimdi karakter analizleri yapacağız. Dışarı çıkıp insanları gözlemleyeceğiz. insanların surat ifadeleri, kendilerine ve temizliklerine gösterdikleri özen, alnında ki kırışıklıklar bize bir takım bilgiler verir.

Bu analizler pratikte bizlerin işine yarar. Buradan edindiğimiz bilgileri hoşlandığımız bir kızda da kullanabiliriz. Onun kişiliğini tahmin edebilir, onun hakkında bilgi sahibi olabiliriz.Bu da onunla tanışma, kaynaşma fırsatımızı arttırır. Peki çok az tanıdığımız birinde neler yapabiliriz.

Evet diyelim ki bir kıza ilgi duyuyoruz.Ve onun sadece adını biliyoruz. Burada rehberimiz astroloji olacaktır. Astrolojiden faydalanmak için onun burcunu öğrenmelisiniz. Aramızda astrolojiye inanmayanlar olabilir. Fakat söyleyebilirim ki burçlar bizim kişiliğimizi oluşturur. Hayatımızda başımıza gelecek olayları şekillendirir.

Mesela bir koç kadınıyla,bir yengeç kadını arasında dağlar kadar fark vardır.Bu iki burç birbiriyle tamamen uyumsuzdur. Koç kadını heyecanı, övülmeyi severken, yengeç kadını partneriyle oturup romantik bir film izlemeyi, aşk kelebeği gibi dolanmayı sever.

Aslında her burçtan kişiler bir ilişki yaşayabilir. Fakat uyumsuzluklar görülebilir. işte bunu en aza indirmek içinde karşımızdaki insanın burcunu öğreniyor ve bununla ilgili araştırmalar yapıyoruz.Ne tür sürprizleri sever,ne tür bir aşk ilişkisi bekler, karşısındakinden beklentisi nelerdir gibi şeyleri öğreniyoruz.

Kendi burcumuzla onun burcu arasındaki uyumu araştırıyoruz.Ve bunu onu elde etmek için bir bilgi olarak cebimize atıyoruz. Hani çoğumuz deriz ya,galiba kızın adet gününe denk geldim, beni tersledi. Bunda yaşadığı kişisel olayların yanı sıra gezegenlerinde, dolunayında etkisi vardır. Aslında astroloji üzerine takip edebileceğiniz bir site paylaşacaktım ama sanırım site paylaşımı yasak.Bu yüzden yolla diyen panpalarıma mesaj olarak yolluyorum. Orada açılan konulardan, gezegenlerin hareketlerini takip edebilir, burçlarla ilgili bilgiler alabilirsiniz.

Bir şeyleri arzularken yapılan en büyük hatalardan birisi kendimiz gibi davranmamamızdır.Bu şekilde elde edilen sevgiden, aşktan pek bir şey beklememek lazım.Çünkü insanlar ne kadar iyi rol yaparsa yapsın bir yerde muhakkak açık verirler.

Temelde başarının anahtarı kendimiz gibi olmaktır. Bunun için farkındalık gerekir. Kendimizle barışık olmak, kendimize inanmak ve güvenmek bizim ileriye dönük daha rahat adımlar atmamızı sağlar.

Bu farkındalığı elde edebilmek için,ilk önce kafamızı rahatlatmalıyız. Geçmişte yaptığımız bazı hataların gelecekteki bizi oluşturmasına izin vermemeliyiz.Bu hatalardan bir takım dersler çıkarmalı ve bundan faydalanmalıyız.Çünkü aklı geçmişte kalan bir insan, sürekli eskileri hatırlayıp üzülen, ağlayan bir insandan bir zihin aktivitesi bekleyemeyiz.Çünkü onlar için belirleyici olan geçmiştir bizler içinse gelecek.

Biz temelde biz olmalıyız kendimiz olmalıyız. Sürekli sıradan insanlar gibi davranmak bizi bir noktadan ileri zütürmez. Sıradan insanlar doğar, okur,işe girer, yaşlanır ve ölür.Çoğunlukla da istediği hedeflere ulaşamazlar. Ulaşsalar dahi bunun keyfini sürecek vakitleri kalmamıştır çünkü artık onlar ölmek üzeredir.