/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +26 -3
    http://www.imgim.com/birb...era-videolari_780x497.jpg

    Uyumaya korkacaksın, uyandığında bir organın veya uzvun eksilmiş olabilir. Ya da ödül olarak, bir kap yemek veya bir bardak içecek bulabilirsin.

    Sen suçlarını, işlediğin günahlarını itiraf ettikçe kazanırsın. Eğer en büyük itirafı yaparsan, hayatta kalırsın, kazanamazsan, sonun karanlık.
    ...
    Beyler bu hikayeyi yarım bırakmayacağım lütfen okuyanlar rez alsın ona göre devam edeyim. emek veriyorum.
    ...
    Not: Gerilim ve aksiyon hatsafada...
    ···
  2. 2.
    +9
    Bir çıkış yoksa, onu buraya nasıl getirmişlerdi. Nereden sokmuşlardı odaya, ışınlanmış olamazdı ya. O anda odaya yayılan cızırtılı ses, vücudunun titremesine neden olmuştu.

    Demek uyandın 2 numara, biz de 1 numarayla senin uyanmanı bekliyorduk. Kendisi bebekliğini özlemiş, yerlerde emekliyordu sen uyanana kadar. Titrek bir kadın sesini duyunca, yattığı yerden doğrulmuştu.
    Kimsiniz, ne istiyorsunuz benden, diye sordu, cılız ve titrek bir kadın sesi.

    Yavaş yavaş, hepsini anlayacaksınız, demişti pgibopat sesin sahibi. Yavaş, yavaş, acele etmek yok...
    ···
  3. 3.
    +6
    Hafif sallandıklarını fark etmişti. Sanki bir kayıkta gider gibi sallandığını hissediyordu. Ya da açlıktan sallandığını düşünüyordu. Bu olabilir miydi oturduğu yerde? Üzerinde ki sürüklenmekten yer yer yırtılmış eşofmana baktı. Şimdi hatırlamıştı Ian. Bir alışveriş merkezinde kahvaltıya gitmişti, tek başına. Kahvaltısını yaptıktan sonra karıştırdığı magazin dergisinin sayfalarında bir habere dalmışken, yanda ki orta yaşlı görünümde bir kadının kendisini süzdüğünü hissetmiş, gayet şık ve güzel olan kadının ilgili bakışlarına cevap vermişti.

    Sonrasında tek hatırladığı, kadının Starbucks'dan getirdiği kahveleri yudumluyor ve sohbet ediyor olduklarıydı. Kadın, kendisini bir yerden tanıdığını ısrarla söylüyor, Ian da kesinlikle hatırlamadığını iddia ediyordu.

    Sonrası malum karanlık, kayıp saatler, belki de günler... Bilmiyordu, ne kadar zamandır burada olduğunu hatırlamıyordu. Büzüşmüş midesinin açlıkla verdiği savaşın ve susuzluğun ağzında iğrenç bir tat bırakacak kadar uzun sürdüğünü hissediyordu.
    ···
  4. 4.
    +6
    Olduğu yere tekrar çöktü. Nedense çok halsiz hissediyordu kendisini. Tekrar dinlendiğini hissederek ayağa kalktı. Vücudununu dengesi oluşunun nedenini kafasında ki yaraya bağlıyordu. Kaç dikişi olduğunu görmesi imkansız olsa da, 10'dan fazla dikiş olduğunu tahmin etmişti. Işığın altına gitmeyi düşünse de, ışığın, görüsünü tamamen körleştireceğini düşünerek vazgeçmişti. Kafasını yere doğru eğerek, gözlerini ışığın sönük parlaklığından korumaya çalıştı. Gözlerinin karanlığa iyice alışmasını bekleyerek, yere uzandı ve kapak mantığında bir giriş-çıkış aramaya başladı. Emekleyerek yürüyor, dört metre kadar eni olan odayı keşfetmeye çalışıyordu. Bitkin düşüren ve dizlerinin kanamasına neden olan onca zahmetten sonra, bir şey bulamamış olmanın verdiği sinirle, sırtüstü yere uzandı ve derin derin nefes almaya başladı.
    ···
    1. 1.
      0
      Okuyan yok gibi beyler nerdesiniz aq
      ···
  5. 5.
    +4
    Cevap vermemişti 2 numara. Herkes içten içe ödülün ne olabileceğini düşünüyordu farkında olmadan.

    Evet başka itirafı olan var mı? Şöyle unutamadığınız, yaşadığınız süre boyunca peşinizi bırakmayan, hafızalarınızdan silinmeyen günahlar. Hadi ödülünüzü alın.

    Ben de itirafta bulunacağım.

    Seni dinliyoruz 3 numara. Ellerini boşuna parçaladığını mı itiraf edeceksin?

    Hayır, yaşımı hatırlamıyorum, ama hiç aklımdan çıkmıyor. Benimki de komşu çocuğuyla alakalı.

    Evet, nedir?

    Bahçede sıkıştırıp öpmüştüm onu. Daha sonra annesine anlatmış, sayesinde annemden dayak yemiştim. Ben de okulda epeyce uğraşmıştım onunla, gıcık olduğum için.

    Neler yaptın mesela 3 numara. Güzel gidiyorsun.

    Ne bileyim, saçını çekerdim, ders aralarında defterlerini karalar, sapıkça cümleler yazardım. Benim olduğumu bilirdi ama ispatlayamayacağı için ses çıkarmazdı.

    Peki sonra ne oldu?

    Taşındılar. Benden öyle kurtulmuş oldu sanırım.

    Peki 3 numara, bunu da itiraftan sayıyoruz, ödülünü alacaksın.

    Lütfen ben aç değilim, ellerimi sarabileceğim sargı bezi ve tedavi edici krem istiyorum.
    ···
  6. 6.
    +4
    Hoparlörden ağır bir küfür duyuldu. Küfürün altında bir ağlama sesi geliyordu. Daha 3 ve 4 numara konuşmamıştı. Zayıfça gelen bir inleme sesinden, biraz önce duvarları yumruklayan ve ellerinin parçalandığını düşündüğü 3 numaranın iniltileri olduğunu düşünmüştü. O sırada gelen 2 numaranın sesi olduğunu düşündüğü ses, kısa sessizliği bozdu.

    Ben ilk itiraf eden olmak istiyorum. Ne kazanacağımızı çok merak ediyorum.

    Uzaylıların sesini andıran sesiyle, söyle 2 numara, diyince, Ian onun ilk konuşan kadın olduğunu doğrulamıştı.

    Sanırım 10 yaşındaydım. Komşumuzun çocuğunun bize getirdiği oyuncağı kırmıştım ve annesine söylemesin diye de onu ısırarak ağlatmıştım.

    Güzel, sevdim bunu, bakın isteyen neler buluyor. Teşekkür ederim 2 numara. Bugün ki istihkakını tamamladın. Uyandığında, ödülünü alacaksın.
    ···
  7. 7.
    +4
    Bulmuştu. Dokunduğu yer canını zıplatırcasına yakan bir yerdi. Katgüt ipliğiyle dikilmiş yerde elini gezdirerek, tekrar zorladı hafızasını. Bunları düşünürken, bu sefer gerçekten hoparlörden gelen cızırtılı bir robotik ses, bütün düşüncelerini altüst etmişti.
    Demek bir numaramız uyanma lütfünde bulundu. Nasıl hissediyorsun 1 Numara?

    Kimsin? Ben buraya nasıl geldim?

    Benim kim olduğumu değil, senin kim olduğunu sormamız lazım. Kafana aldığın o satır darbesinden sonra, pek umudum yoktu, kim olduğunu hatırlayabilmen anlamında. Nasıl iyi dikmiş miyim?

    Ne yapmaya çalışıyorsun? Ne istiyorsun benden, diye bağırırken bir yandan da, kendi kimliğini çözme çabasındaydı. ismini ve soyismini hatırlıyordu. Yüzünü hatırlıyordu. En son nerede olduğunu hatırlamaya çalışsa da başaramamıştı. Kalabalık bir yerde olduğunu hatırlıyor gibiydi. Ama sadece kalabalık bir bulanıklıktan başka bir şey değildi, tüm gördüğü.
    ···
  8. 8.
    +4
    Kirli bir ampulden yayılan zayıf ışığın aydınlatmaya çalıştığı genişçe odaya baktı. Görebildiği kadarıyla oda bomboştu. Beton zemini aydınlatmaya çalışan düşük mumlu ampul, bazen çıtırdıyor, yanıp sönüyor, gözlerine şimşek etkisi yapıyordu.

    Neredeydi, buraya nasıl gelmişti? içinde cevabını henüz bilmediği sorular vardı. Ortadan ikiye ayrılacakmış gibi sızlayan kafasını ellerinin arasına alarak, kandan keçeleşmiş saçlarını parmaklarıyla ayırmaya çalıştı. Kandan yapış yapış olmuşlardı. Elini saçlarının arasında gezdirerek, bir yara aradı.
    ···
  9. 9.
    +3
    Hadi bakalım, ilk itiraf kimden gelecek? Sizi izleyenleri çok merakta bırakmayın.

    Ian şaşırmıştı, bizi izleyenler mi, diye bağırdı.

    Evet 1 numara, DarkRoom adlı siteden sizi izlemeye başladılar bile. Ne kadar ışığın altında da dursanız, sizi tanımaları imkansız. O yüzden boş yere umutlanmayın, ama sizin üzerinize bahse bile gireceklerine eminim. Şimdilik bu kadar, düşünün ve ilk itirafınızı yapın.
    ···
    1. 1.
      0
      Rez alan olunca devam edeceğim
      ···
  10. 10.
    +3
    Sessizlik sürüyordu ve zaman ilerliyordu. Ian, yavaş yavaş kafasını toparladığına inanıyordu. Zaman geçmeden bu pgibopat kişiliğe bir itiraf sunması gerekiyordu. Çocukluğunu hatırladı. Çoktan unuttuğu çocukluğunu. Binlerce ızdırap, keder... Oradan oraya sürüklenip durmuştu hayatı boyunca. Aklına arkadaşına istemeden de olsa yaptığı kötülük gelmişti.

    Ben bir itirafta bulunmak istiyorum, dedi. Kısa süre sonra cevap gelmişti.

    Evet 1 numara seni bekliyoruz.

    Kaldığım çocuk esirgeme kurumunda, bir arkadaşımı şikayet etmiştim. Ve çok kötü dayak yemişti, Müdire hanımdan.

    Peki neden şikayet etmiştin? Haksız yere mi?

    Sanırım öyleydi. Sabah kahvaltısında verdikleri küçük reçeli, sonra yemek için saklamıştım. Yastığımın altında saklıyordum. Öğlen yemeğinden aşırdığım bir dilim ekmekle, sakladığım reçeli yemek için yatakhaneye gelmiştim. Kendimi bildim bileli çok severdim portakal reçelini. O küçük küçük kabuklarının parçalarının acılığı ayrı bir tat veriyordu bana. Ama yastığımın altına baktığımda bulamayınca, çıldırdım.

    ilk Jason'ı gördüm. Bana bakarak sırıtıyordu. Dudağının kenarını yaladığını görmüştüm. Birbirimize birader derdik, erkek çocuklar. Öğretmenlerimiz böyle öğretmişti. Dedim ki, birader benim reçelimi mi yedin? inkâr etti tabi. Sabah kahvaltıdan kalan reçel olduğunu iddia etti. Hiçbir şey demedim ve gidip, bayan Dorothy'ye şikayet ettim. O gün yediği dayak gözümün önünden gitmiyor. Birkaç gece sessizce ağladığını duydum, kafasını yastığa gömüp. Bir hafta kadar sonra da koruyucu bir aile, onu aldı. Ondan sonra bir daha haber alamadık.

    Peki, 1 numara. Bunu da itiraftan sayıyorum. Ödülünü alacaksın. Evet başka aşka gelen var mı? 4 numara süren azalıyor.
    ···
  11. 11.
    +3
    Aklına robotik sesin bahsettiği sınav gelmişti. Neden bahsediyordu? Ne sınavıydı? Aklına bir önce ki sene izlediği Testere filmi gelmişti. O filmde de adamlar, uzuvlarıyla sınava zorlanıyorlar, bacağını kesebilen gidebiliyordu. Gerçek olamaz, diye düşündü. Hayır olamazdı. Filmden esinlenen bir pgibopatla karşı karşıya olduğunu düşündü bir an.

    Dakikalarca bunu hak edecek ne yaptığını düşünse de, belirgin bir şey bulamamıştı. Cızırtılı ve huzursuz edici o iğrenç ses, geçmişiyle yüzleşmesini ve hepsini hatırlamasını ima etmişti. Neyi hatırlayacaktı? Ne düşünecekti? Şu anda açlığından ve susuzluğundan aklına hiçbir şey gelmediğini fark etti. Tek düşündüğü açlık ve susuzluğuydu. Artık o sesin sahibi her kimse, onu ve diğer kadını herhalde açlıktan öldürecekti. Diğer kadının masada tanıştığı Odelina olabileceğini düşündü. Kan beynine sıçramıştı, ikisini birden tuzağa düşürmüşler ve buraya hapsetmişlerdi.
    ···
  12. 12.
    +3
    Aç ve susuzluktan perişan haldeyim, kafamın zonklamasından hiçbir şey düşünemiyorum. Beni duyduğunu biliyorum zalim adam. Bize yiyecek bir şeyler ve ağrı kesici, su gibi şeyler vermediğin sürece, sana nasıl cevap vermemizi bekliyorsun.

    Sakin ol 1 numara. Birincisi adam olduğumu nereden çıkardın? Belki bir çocuğum, belki bir kadınım. ikincisi, hepiniz oyuna katılmadan, hiçbir şey alamayacaksınız. 5 numaranın uyanmasını beklemekten başka çareniz yok.

    Sen delisin diye bir çığlık yükseldi hoparlörden.

    Sakin ol 4 numara, bak diğerlerine, çoktan ortama alıştılar bile. Ayrıca 3 numara duvarı yumruklamanın hiçbir anlamı yok. Duvarlarda betonun arkası, ayrıca metalle güçlendirilmiş durumda. Yani yumruklarınla ancak duvarı değil ellerini parçalarsın, ki bu da benim işime gelir. Sana uğraşmadan daha fazla acı çektirmiş olurum.

    Ses, aralıksız gelmeye devam etti. 5 numara da kıpırdanmaya başladı, uyan 5 numara, herkes seni bekliyor.
    ···
  13. 13.
    +4 -1
    ... Oda...

    Kalbinin güm güm atan sesini, hoparlörden verilmişcesine duyduğuna yemin edebilirdi. Ağzında ki pas tadının nedenini çözemese de, sanki dişlerinden bir kaçı kırılmış ve ağzından eksilmişti. Dilini ağzının içinde amaçsızca gezdirerek, ekgib dişlerini yokladı, bulamamıştı. Ağzında sadece kan tadı vardı.

    Sesler kafasının içinde gibiydi. Güm güm, güm güm. Kalbinin atışını bu denli net duyduğunu hatırlamıyordu. Yavaşça gözlerini araladı. Yattığı yerden gördüğü ışığın kaynağına kafasını hafif kaldırarak baktı.
    ···
  14. 14.
    +2
    Birden duyduğu sesle ürperdi. Robotik ses yine sahnedeydi.

    Hoşgeldiniz aramıza 3 ve 4 numara. Artık sadece bir kişi eksiğiz, o da uyandığı zaman başlayacağız. Hoparlörden inleme sesinden başka bir şey gelmemişti cevap olarak. Ian, iyiden iyiye şaşırmıştı. Bir kişi daha kaldığını anlamıştı. Toplam beş kişilerdi. Ama diğerlerinin kim olduğu hakkında bir bilgisi yoktu. Sadece kendisinden sonra uyanan kadının Odelina olabileceğini tahmin etmekten öte bir şey gelmemişti aklına. Ondan bile şüphe duyuyordu artık. Belki de kendisini tuzağa düşüren Odelina adlı kadındı ki Odelina isminin bile gerçek olmayacağını düşünüyordu.

    Robotik sesin kendisini duyduğunu ve gördüğünü biliyordu artık. Onu biraz zorlamak istemişti.
    ···
  15. 15.
    +2
    Söyle 5 numara, ilk olacaksın sanmıştık ama neyse sanırım yelkenleri suya indirdin. Bu kadar korkmana gerek yoktu. Zaten kulak sayesinde ilk günü atlatacaktın. istersen yarına saklayabilirsin itirafını.

    Hayır, söylemek istiyorum. Karnım aç, zaten açtım. Ben evsizim, hoş zaten biliyorsundur. Bu yüzden yemek yemek için itiraf edeceğim.

    Peki söyle bakalım.

    Küçük yaşlardaydım. Çok mutlu bir ailemiz yoktu. Babam devamlı içer eve öyle gelirdi. Eve geldiğinde de içmeye devam eder, annemi söğüşleyerek o paralarla doberman yarışlarında iddia oynar, kazanamadığı zamanlar da devamlı annemi döverdi. Para kazanan annemdi. Diğer komşuların çamaşırlarını yıkar, bahçemizde asarak kurutur ve ütüleyip verirdi. Akşamları da tanımadığımız adamlar gelirdi eve. Küçük yaşta ne olduğunu anlayamazdım. Ama babam sızdığı için umursamazdı. Bense annemle adamın girdiği odadan, gelen sesleri dinler ve ne olduğunu anlamaya çalışırdım.

    Anneme sorduğumda, annem, gönüllü doktorluk yaptığını söyler, onların dertlerini dinlediğini söylerdi. Bir gün unutmuyorum, babam eve giren adamlardan birine bıçak çekmiş ve tüm parasını vermesini istemişti. Adam çaresiz cebinde ki paraları masanın üzerine bırakmış ve küfür ederek gitmişti. O gün babama çok kızmıştım. Annemin yardım ettiği insanları soyduğunu düşünmüştüm.

    Kısa bir sessizlik olmuştu.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam pnp devam
      ···
    2. 2.
      0
      gDevam pnp devam
      ···
  16. 16.
    +2
    Kesintisiz bir çığlık duyuldu.

    Biliyorum 5 numara, kulağının biri maalesef daha oyuna başlamadan koptu. Ne yapalım, sen 1-0 önde başladın diğerlerinden. Ayağının hemen dibinde bir bardak su bulacaksın. Rahatça içebilirsin.

    Şimdi kuralları anlatıyorum, can kulağıyla dinleyin. 5 numara sen daha dikkatli dinle. Kulağın biri gittiği için iyi duyamayabilirsin. Bunu söylerken bozuk bir kahkaha sesi yükseldi.

    Birinci kural, kesinlikle kendi isimlerinizi telaffuz etmek yok. Eğer böyle bir hataya düşerseniz, fişinizi çekerim.

    ikinci kural, yalan söylemek yok, hakkınızda binlerce bilgiye sahibim. Ayrıca, bir çok biyolojik fonksiyonunuz şu anda ekranımda, yalan söylediğinizi hemen anlarım.

    Üçüncü ve son kural, birbirinizle dolaylı da olsa sohbet etmek yasak. Bunlara uyduğunuz sürece yaşayacaksınız. Tabii, su ve yemek için değerli itiraflarınızı duymam gerekecek. En iyi itirafı yapan kazanır. Soru sormak serbest. istediğiniz soruyu sorabilirsiniz, cevaplayıp cevaplamamak tamamen benim insiyatifimde.
    ···
  17. 17.
    +2
    Tamam 3 numara, istediğini alacaksın. Evet, başka ağzındaki baklaları dışarı tükürecek var mı? Üç saatiniz var. 3 saat içinde itiraf yapmazsanız, bugün ki süreniz dolmuş olacak ve ertesi güne cezalı başlayacaksınız.

    Heyecanlı bir ses, ben de hakkımı kullanmak istiyorum, dedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam pnp
      ···
    2. 2.
      0
      Debra ve Dexter benim arkadaşım doakes senin ağzına sicariz teğmen laguerta bile seni kurtaramaz
      ···
  18. 18.
    +2
    Zamanı gelince konuşacağız. Şimdi diğerlerinin de uyanmasını beklerken enerji depolamaya çalış ve geçmişini hatırlamayı da ihmal etme. Sınav soruların oradan gelecek.

    Kahkahalar geliyordu, sesleri duyduğu hoparlörden, ayağa kalkmayı denedi. Başının döndüğünü anlamasıyla, son anda duvara tutunabilmişti. Şimdi anlıyordu, kalp atışları diye duyduğu şeylerin kafasında ki zonklamalar olduğunu. Duvara tutnarak ilerlemeye başladı. Ellerini sürtüyordu duvara. Pütürlü olan duvarın yüzeyinde, Hiçbir şey bulamamıştı. Tam göremese de tavanda herhangi bir bağlantı, ses sistemi görememişti. Ayrıca ses çıkarmamıştı. Bu pgibopat uyandığını nasıl anlamıştı?

    Nerdesin, diye birkaç kez bağırdı. Odanın tüm köşelerini dönmesine rağmen, kapı ya da benzeri bir girişi bulamamıştı.
    ···
  19. 19.
    +2
    Yazda okuyak
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa mesaja baksana dediklerimi attım
      ···
  20. 20.
    +2
    Hoparlör susmuştu. Ian düşünmeye başladı. Ne itiraf edecekti. Bu pgibopat katilin, beklentisi neydi? Neye ulaşmaya çalışıyordu? Açlıkla ve susuzlukla daha fazla mücadele edemeyeceğini hissediyordu. Basit bir yalan uydurmayı düşünse de bundan vazgeçti. Buna gerek yoktu. Basit bir itirafla başlayabilirdi. Tam konuşmaya başlayacakken, hoparlörden tok bir ses duyuldu.

    ilk itirafı ben yapayım...
    ···