-
1.
+26 -3http://www.imgim.com/birb...era-videolari_780x497.jpg
Uyumaya korkacaksın, uyandığında bir organın veya uzvun eksilmiş olabilir. Ya da ödül olarak, bir kap yemek veya bir bardak içecek bulabilirsin.
Sen suçlarını, işlediğin günahlarını itiraf ettikçe kazanırsın. Eğer en büyük itirafı yaparsan, hayatta kalırsın, kazanamazsan, sonun karanlık.
...
Beyler bu hikayeyi yarım bırakmayacağım lütfen okuyanlar rez alsın ona göre devam edeyim. emek veriyorum.
...
Not: Gerilim ve aksiyon hatsafada...
-
2.
+2Yazda okuyak
-
-
1.
0Panpa mesaja baksana dediklerimi attım
-
1.
-
3.
0Rezerve
-
-
1.
0Çalıntı beyler prim vermeyin
https://www.wattpad.com/story/15372555-karanlık-oda
-
1.
-
4.
0Bağımlı olmazsan zütümün capsi
-
5.
0Rezervee
-
6.
+4 -1... Oda...
Kalbinin güm güm atan sesini, hoparlörden verilmişcesine duyduğuna yemin edebilirdi. Ağzında ki pas tadının nedenini çözemese de, sanki dişlerinden bir kaçı kırılmış ve ağzından eksilmişti. Dilini ağzının içinde amaçsızca gezdirerek, ekgib dişlerini yokladı, bulamamıştı. Ağzında sadece kan tadı vardı.
Sesler kafasının içinde gibiydi. Güm güm, güm güm. Kalbinin atışını bu denli net duyduğunu hatırlamıyordu. Yavaşça gözlerini araladı. Yattığı yerden gördüğü ışığın kaynağına kafasını hafif kaldırarak baktı. -
7.
+4Kirli bir ampulden yayılan zayıf ışığın aydınlatmaya çalıştığı genişçe odaya baktı. Görebildiği kadarıyla oda bomboştu. Beton zemini aydınlatmaya çalışan düşük mumlu ampul, bazen çıtırdıyor, yanıp sönüyor, gözlerine şimşek etkisi yapıyordu.
Neredeydi, buraya nasıl gelmişti? içinde cevabını henüz bilmediği sorular vardı. Ortadan ikiye ayrılacakmış gibi sızlayan kafasını ellerinin arasına alarak, kandan keçeleşmiş saçlarını parmaklarıyla ayırmaya çalıştı. Kandan yapış yapış olmuşlardı. Elini saçlarının arasında gezdirerek, bir yara aradı. -
8.
+4Bulmuştu. Dokunduğu yer canını zıplatırcasına yakan bir yerdi. Katgüt ipliğiyle dikilmiş yerde elini gezdirerek, tekrar zorladı hafızasını. Bunları düşünürken, bu sefer gerçekten hoparlörden gelen cızırtılı bir robotik ses, bütün düşüncelerini altüst etmişti.
Demek bir numaramız uyanma lütfünde bulundu. Nasıl hissediyorsun 1 Numara?
Kimsin? Ben buraya nasıl geldim?
Benim kim olduğumu değil, senin kim olduğunu sormamız lazım. Kafana aldığın o satır darbesinden sonra, pek umudum yoktu, kim olduğunu hatırlayabilmen anlamında. Nasıl iyi dikmiş miyim?
Ne yapmaya çalışıyorsun? Ne istiyorsun benden, diye bağırırken bir yandan da, kendi kimliğini çözme çabasındaydı. ismini ve soyismini hatırlıyordu. Yüzünü hatırlıyordu. En son nerede olduğunu hatırlamaya çalışsa da başaramamıştı. Kalabalık bir yerde olduğunu hatırlıyor gibiydi. Ama sadece kalabalık bir bulanıklıktan başka bir şey değildi, tüm gördüğü. -
9.
+2Zamanı gelince konuşacağız. Şimdi diğerlerinin de uyanmasını beklerken enerji depolamaya çalış ve geçmişini hatırlamayı da ihmal etme. Sınav soruların oradan gelecek.
Kahkahalar geliyordu, sesleri duyduğu hoparlörden, ayağa kalkmayı denedi. Başının döndüğünü anlamasıyla, son anda duvara tutunabilmişti. Şimdi anlıyordu, kalp atışları diye duyduğu şeylerin kafasında ki zonklamalar olduğunu. Duvara tutnarak ilerlemeye başladı. Ellerini sürtüyordu duvara. Pütürlü olan duvarın yüzeyinde, Hiçbir şey bulamamıştı. Tam göremese de tavanda herhangi bir bağlantı, ses sistemi görememişti. Ayrıca ses çıkarmamıştı. Bu pgibopat uyandığını nasıl anlamıştı?
Nerdesin, diye birkaç kez bağırdı. Odanın tüm köşelerini dönmesine rağmen, kapı ya da benzeri bir girişi bulamamıştı. -
10.
+2Rez alın ona göre devam edeyim
-
11.
+6Olduğu yere tekrar çöktü. Nedense çok halsiz hissediyordu kendisini. Tekrar dinlendiğini hissederek ayağa kalktı. Vücudununu dengesi oluşunun nedenini kafasında ki yaraya bağlıyordu. Kaç dikişi olduğunu görmesi imkansız olsa da, 10'dan fazla dikiş olduğunu tahmin etmişti. Işığın altına gitmeyi düşünse de, ışığın, görüsünü tamamen körleştireceğini düşünerek vazgeçmişti. Kafasını yere doğru eğerek, gözlerini ışığın sönük parlaklığından korumaya çalıştı. Gözlerinin karanlığa iyice alışmasını bekleyerek, yere uzandı ve kapak mantığında bir giriş-çıkış aramaya başladı. Emekleyerek yürüyor, dört metre kadar eni olan odayı keşfetmeye çalışıyordu. Bitkin düşüren ve dizlerinin kanamasına neden olan onca zahmetten sonra, bir şey bulamamış olmanın verdiği sinirle, sırtüstü yere uzandı ve derin derin nefes almaya başladı.
-
-
1.
0Okuyan yok gibi beyler nerdesiniz aq
-
1.
-
12.
+2Nerdesiniz lağn
-
-
1.
0Ben varım bi xd
-
1.
-
13.
+1rezzzzzzzzzz
-
14.
+1Belki okurum
-
15.
+1Önce şu başlığa biraz özen gösterseydin dıbına koduğum.
-
16.
+1Brezzers
-
17.
+9Bir çıkış yoksa, onu buraya nasıl getirmişlerdi. Nereden sokmuşlardı odaya, ışınlanmış olamazdı ya. O anda odaya yayılan cızırtılı ses, vücudunun titremesine neden olmuştu.
Demek uyandın 2 numara, biz de 1 numarayla senin uyanmanı bekliyorduk. Kendisi bebekliğini özlemiş, yerlerde emekliyordu sen uyanana kadar. Titrek bir kadın sesini duyunca, yattığı yerden doğrulmuştu.
Kimsiniz, ne istiyorsunuz benden, diye sordu, cılız ve titrek bir kadın sesi.
Yavaş yavaş, hepsini anlayacaksınız, demişti pgibopat sesin sahibi. Yavaş, yavaş, acele etmek yok... -
18.
0Okuyan yok lan
-
19.
+1Ben varım panpa okuyorum
-
20.
+6Hafif sallandıklarını fark etmişti. Sanki bir kayıkta gider gibi sallandığını hissediyordu. Ya da açlıktan sallandığını düşünüyordu. Bu olabilir miydi oturduğu yerde? Üzerinde ki sürüklenmekten yer yer yırtılmış eşofmana baktı. Şimdi hatırlamıştı Ian. Bir alışveriş merkezinde kahvaltıya gitmişti, tek başına. Kahvaltısını yaptıktan sonra karıştırdığı magazin dergisinin sayfalarında bir habere dalmışken, yanda ki orta yaşlı görünümde bir kadının kendisini süzdüğünü hissetmiş, gayet şık ve güzel olan kadının ilgili bakışlarına cevap vermişti.
Sonrasında tek hatırladığı, kadının Starbucks'dan getirdiği kahveleri yudumluyor ve sohbet ediyor olduklarıydı. Kadın, kendisini bir yerden tanıdığını ısrarla söylüyor, Ian da kesinlikle hatırlamadığını iddia ediyordu.
Sonrası malum karanlık, kayıp saatler, belki de günler... Bilmiyordu, ne kadar zamandır burada olduğunu hatırlamıyordu. Büzüşmüş midesinin açlıkla verdiği savaşın ve susuzluğun ağzında iğrenç bir tat bırakacak kadar uzun sürdüğünü hissediyordu.