-
151.
0önce nefret aydınlanmanın birinci aşamasını getirir: yabancılaşma ve izolasyon.
kısa bir süre sonra inanma ihtiyacı ağır basacak ve oraya bir değer koymak zorunda kalacaksın. umarım kendini okumaya verirsin.
entellektüel birikimle keskinlenen nefret, olgunlaşma yolunda önemli bence. sonrasında herşeyin beyhude olduğuna varacak ve kendinden de şüphe etmeye başlayacaksın. daha çok okumak, hep okumak bu noktada insanın aldığı nefes haline gelir.
sonunda, insana karşı duyulan nefretin yani misantropinin de ne kadar beşerî olduğunu anlarsın. ve insanlardan değil, insanlıktan tiksinmeye başlarsın.
bu noktada transhümanist vizyona geçmek için gereken tüm şartlar sağlanmış olur.
tüm doktrinler, insan bedeni kökenlidir. tüm nefretler ise, temelinde insan bulunan doktrinler ve tekil ya da çoğul koşullanmışlıklar yüzündendir. beşer hırsı, beden ise hırs için gereken azmi üretir.
fakat hırs, hırslıyı tüketir.
beden yokolursa, ihtiyaçlar, ukteler, ideolojiler ve kavgalar da yok olur. şehvet ve açlıklar söner. geriye, sadece enformasyon ve sonsuzluğa uzanan yollar kalır.
gerçek ve somut bir fenafillah'a ulaşmanın yolu, bedenden tam manasıyla, mecazlarla değil, madden, birebir kastederek caymaktır. veriye dönüşen birey, hep ve yek olur.
insan yokoluştur.
transhümanizm kurtuluştur. -
152.
0ya o değilde connected me midir ne gibimdir bir iki muhabbet edelim dedik. ettikte neyse. ta ki bu benim faceyi isteyinceye kadar. hayır dıbına koduğumun kevaşesi. 30 yaşındayız diye bi insan bu kadar sışlanmaz ki arkadaş ya. benim yaşıma gelince görücem asıl böylelerini. mını ırzını ya.
-
153.
0@129
peki... -
154.
0mir est kalt so kalt
:/ -
155.
0kampüste olay oldu. şokunu atamadım hala üstümden.
-
156.
0la oğlum gibtirgit dıbınakoyum
-
157.
070 ileti sonra 6000. iletimi girmiş olucam.
-
158.
0bu aralar da aldatma hikayeleri moda oldu.
:/ -
159.
0reserved
-
160.
0huur çocuğunun biri sataşacak adam arıyor. bi taktan haberi yok, dalağını skecem, kucağıma oturmuş, sokmama milim kalmış farkında değil pekekent.
gel sen gel, sıçılacak ağız zütün yamacına yanaşırmış. yanaş iyice. bak ananla neler yapıcam... -
161.
0oturup, cennet'te olduğumu düşledim. inançlı biri değilim. cennetin varlığından da emin değilim. ama düşünce bu ya, en yaygın tanımıyla düşledim cenneti. bi de orada duran kendimi.Tümünü Göster
huriler falan vardı. dünyevi zevklerden heves alamamışların etrafında fır dönüyorlardı. bir kısım yiyip içmekle meşguldü. bazıları da dünyada yaşamadıkları tatili yaşamaya uğraşmaktaydı.
kimileri kendisini lord ilan etmiş, sarayların balkonlarından uzaklara bakıyorlardı kaftanlar içerisinde. bazıları ise şan şöhret arayışında, sahneye tırmanmış, asla sahip olmadıkları üstün yeteneklerini sergileyerek, takdir toplamakla iştigal etmekteydiler.
biraz daha hayal gücü yükskek olanlar uçuyordu. türlü fantazya içerisinde, şimşekler çaktırıp sihirli numaralar yapmakla, devlerle güreşip, dağları savurmakla meşguldüler.
bir başka takım, keşfetmeye takmıştı kafayı. uzayı dolanıyorlardı. denizlerin derinlerine iniyorlar, yanardağların altındaki lav nehirlerinde kulaç atıyorlardı.
daha farklı bir kesim vardı. onlar, asla tanışamadıkları büyük, zeki, önemli kimslerin etrafına toplanmış, sohbet ediyorlardı. yaratıcı bir fikir, hayyam'la nietzche'yi kapıştırmak...
algısı daha da açık gibi görünen birileri ise felsefenin derinliklerini birebir duyumsamaya girişmiş, evrenin sırrına vakıf olarak hep ve yek ya da hiç olmak halindeydiler. kimileri büyük çembere katılmış, varoluşun özü etrafında sakince tavaf ediyor, kimileri de rabbin görüntüsünün bir zerresi için yakarıyordu.
bu cümbüşün arasında kendimi nereye koyardım diye düşündüm. baya da vakit aldı sonuca ulaşmam. sırayla hepsini denedim, hiçbiri olmadı. sonra buldum bir anda.
kenarda bir tabure, elimde rüzgarla ortaklaşa içtiğim winston marka sigara. elimde, buruşup solmuş bir gazete parçası. durmuş, menderes'in iddıbını okuyorum. çay var yanımda, ama şekerler ıslanmış. hem bayat, hem de çayı, o kirli ince belli'ye kim koyduysa, deminin ayarını kaçırmış. düşünüyorum kendi kendime. yaşarken otobüs kuyruğunda ne düşündüysem, işte o düşüncenin aynısını.
sonra aklıma birşey daha geliyor. yaratıcıma sesleniyorum,
büyük vaatler, büyük potansiyel taşıyan kimselerin olsun. beni, taktan da olsa, bi sigara, bi de çayla başbaşa koysalar, huriyi, meyi kendilerine saklasalar olmaz mı?
dertsiz diyorlar cennet için. ya ben derdimle, öfkemle, hüznümle tastamamsam? -
162.
0erkekleri duygusuz, sığır, üzülmeyen, korkmayan, maço, aklı fikri gibinde olan tipler olarak hayal ediyosunuz ya hani...
aynen devam edin. aynen. -
163.
0yoruluyorum ben.
bitmiyor :/ -
164.
+1ciddiye almıyordum. bana "sıkıntıdasın" dediklerinde, herşeyin benim kontrolümde olduğunu, kendi eylemlerimin sonuçlarını yaşadığımı düşündüm hep. kaderimin kontrolü hep bendeymiş, gibi geldi bana.Tümünü Göster
diğerleri depresyona girerken ben kıs kıs güldüm onlara. "üzülmeyi kaldıramayan zavallılar" dedim. onlar bunalırken ve bunalımdan kaçmak için yırtınırken, ben "gerçekliğin kendisi bir bunalımdır zaten, bunalım, alınıp verilen nefestir." diyordum.
çünkü onlar gibi olmadığımı zannediyordum. çünkü güçlü olduğumu düşünüyordum. intihardan bahseden insanların ilgi huursu olduğunu savundum hep. alt tarafı birazıcık takdir edilmeye ihtiyaçları vardı.
bana da hep "rahatsızsın" dediler. dinlemedim. neden dinleyeyim ki? ben hiç kendimi jiletlemedim, hiç kendimi yaralamadım ya da kendime eziyet etmedim. ben hiç kendimden nefret etmedim.
sonra aklına fikrine güvendiğim biri en sonunda derdimin ne olduğunu anlattı bana. bunca zamandır gözümün önünde olan şeyi görmemiştim. tüm inançlarım, fikirlerim, yazıp çizdiklerim, bedene ve bedenden temellenen beşeri sisteme saldırma üzerine kuruluydu hep. beden bitmeliydi. bedensel deneyim sönmeliydi.
onca okumuşluğuma rağmen aradaki bağlantıyı nasıl göremedim bilmiyorum. ama bana söylenen tek cümle yetti.
"sen ölmeyi istiyorsun, senin bedensiz ve hissiz transhümanist ütopyan, thanatos'un ta kendisi. senin derdin kitleleri kurtarmak değil, ölmek."
evet, şimdiye kadar ölmeyi isteyen herkesle alay ettim. çünkü hayat öylesine anlamsızdı ki, başı gibi, ortası gibi, sonu da absürttü hayatın. alabildiğince dangalakçaydı "ölüm"ün kendisi. şimdi düşünüyorum da, ölümle ne kadar içli dışlı olduğumu kendimden bile saklamışım. başkaları açık açık kendilerini öldürmeyi planladıklarını söylüyorlardı. ben eğleniyordum. bence insanın böyle söylemesi, iğrenç bir zayıflıktı çünkü.
o iğrenç zayıflık olarak görüğüm şeyin tuzağına düşmemek için hep kendimden kaçmışım. ölmeyi ne kadar çok istediğimi saçma sapan hezeyanların pençesinde kıvranırken sarfedilebilecek seçmece edebiyatta bulmadım ben. ölümü reddetmeme rağmen ölümü kastettiğim söylendi bana. ölümün aksini kastettiğimi düşünürken, ölmeyi ne kadar çok istediğimi dile getirmişim ben.
artık hayat çok daha boş. artık "şeyler" çok daha sığ ve yavan. çünkü karşısında tepkilenme zarureti hissettiğim hiçbir şey için çözüm sunmamışım. adaletten, eşitlikten ya da bireysel hayatımla ilgili pek çok şeyden bahsederken takındığım tavır, aslında tek bir net sona bağlanıyormuş.
kurtuluş formüllerimin hepsi yalanmış. aslında nihai bir çıkış düşünemiyormuşum. o halde bütün problemleri tek bir çatı altında toplayamıyorsam, zaten benim, kendimde ya da çevremde gördüğüm sorunlarla alakalı tüm bulgu ve kurgularım beyhude demektir.
bu yazıyı buraya yazıyorum çünkü başıma ne geleceği konusunda pek bir fikrim yok. hâlâ ölmek, ölü olmak bana çok uzak geliyor. ama yenilerde şunu da farkettim.
evet, kesinlikle ölmeyi planlamıyorum, ama son 10 yıldır yaşamayı da planlamıyorum.
yardıma ihtiyacım var galiba. ölmek istemiyorum. ama sonumun yakın olduğunu hissetmeye başladım artık. kontrolümü yitirecek kadar cesaretlenmeyi bekliyorum.
"Run Boy Run! This world is not made for you" -
165.
0Albert Camus - Sisifos söyleni- okudunmu panpa çoğzel bir deneme kitabı 4 sene önce okumuştum hayatın absürtlüğü üzerine yazmış nobel felan almış sanırım sonra kitabı kaybettim hmnaa
-
166.
0t.c. diyolar...
-
167.
0kadınla tanışmanın da adabı var di mi...
kör kütük aşıksan bile karşısına çıkıp söyleyemezsin. onlar da uzaktan uzaktan "çok tatlı yeaaaa" diye ölürler ama yaklaşsan giblemez tribine girerler.
sonra da herkes konuşur, "toplum bizi baskılıyo, fikirlere özgürlükkk, cinsel yaşama özgürlüükkkk!" diye. lan siz daha gönlünüze yabancısınız. birine aşık oluyorsun, gidip "sana aşığım ben, çok aşığım hem de." demek, 1-0 yenik başlamak olarak algılanıyor.
insan içtenliği yüzünden, coşkusu yüzünden, hisleri yüzünden, uykularını kaçırıp duran heyecanı yüzünden yeniliyor olabilir mi ya? yok efendim neymiş, insanlar artık vicdansız, duygusuz olmuşmuş... olurlar tabi amk. sürekli korku, sürekli hisleri susturmaca, baskı baskı baskı... bunu devlet yapmıyor bize, biz yapıyoruz olm, biz.
şiir yazamayan, şiir yazmayan, nesilleri pompalayıp durun sokaklara. bir bardak çayın bile tadı olmasın.
ne öfkenin nefretin anlamı kalsın, ne de sevmenin.
.rospu çocukları... -
168.
0çıksana aklımdan. uyuyayım...
-
169.
0bi gün cesaretimi toplayıp kendimi öldürücem. tek lazım olan şey cesaret. cesaret...
hiçbirşeyin anlamı yok. anlam diye birşey yok.
tüm bu varoluş, komik sadece. saçma. ve başka türlüsünün de saçma olmaması için hiçbir sebep yok.
olmak, absürttür. -
170.
0ne garip;
özel hayatımdaki kimseye, buraya, bu başlık altına yazıklarımı anlatmıyorum. beni tanımıyorlar.
özel hayatımdaki detayları da burada paylaşmıyorum. iiçimi bilen dışımı, dışımı bilen içimi bilmiyor. kişiliğim bölünüyor resmen.
öldü diye haberim çıksa, buradan -hatta burada beni tanıyanlardan- kaç kişi, "oha fyodor ölmüş lan" der ki?
bu isim çok yapıştı bana. içimde bir fyodor "oprichnik" basmanov yaşıyormuş. kendi adımdan daha samimi oldum resmen. belki de sadece bu ad altında kendim olabildiğim içindir.
mutlu rolü yapmaktan bıktım artık.
-
the vikings kemal kilicdaroglulugu
-
zalinazurtun milfle randevum var dedigi de
-
vikingsin hiç değilse bi düzeltme çabası var
-
memati safı kendini incide sandı
-
ayna kırmak uğursuzluk getirir demişler
-
günaydıncı terör örgütü
-
gran torino seni ve balili karının
-
yolda yürürken yerde telefon buldunuz
-
sevgilimin kullanılmış tangasını
-
çiğne beni be
-
bu başlığı ırkçılık altincisine taşıyan
-
ccc beyaz çorap ccc
-
beşiktaş sahilde oturuyorum geelin
-
bi salataya 450 lira para verdim
-
malum varliginizi yere indirdim
-
foto deneme 23
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 08 02 2025
-
seyret film daha yeni baslıyor
-
mine tugay 5 yumurta sonrası osuruk kokusu
-
ekmek bulamıyorsak pasta yiyin diyen
-
zalinazurt üçüncü kez tekrarlayan
-
cabbaradam bile sözlüğü daha iyi
-
ben size demiştim meltem cumbul 10 yıl sonra
-
aristegrokrat ile teknokrat arasında
-
telefon sarj cok gec doluyooooor
-
alexinyansanayisi naber nasılsın xd
-
beyler pasaport çıkartmak için nereye başvuruyoruz
-
kamil emmi sen de ki motor
-
beyler taşaklarım yanmış kablo kokusu gibi
-
beyler bali ye en ucuz uçak bileti kaç tl
- / 2