1. 1.
    0
    ama yoktur.
    inciye girersin, şimdi benim yaptığım gibi.
    kalbin hızlıca atıyordur. aslında ses tellerin kopana kadar bağırmak istersin ama odanda tıkılı kalırsın.
    hiç kimse samimi gelmez. içine atarsan ölecek gibi olursun.

    işte o zaman böyle bir başlık açarsın..
    ···
  2. 2.
    0
    hayvanları değil de biraz kalbimizi koruyan birileri olsa keşke.
    lazım oluyor.
    ···
  3. 3.
    0
    görüntüden yüzümüze vuran ışık vardır sadece. ergenlikte yaşadığımız şeylerden farklı gelir.
    çıldıracak gibi oluruz. düşünmeyi durduracak bir düğme olsa hemen basmak isteriz.

    aslında sorun da budur. çok düşünüyoruz. gereğinden fazla.
    ···
  4. 4.
    0
    bazen midemiz öyle bir bulanır ki, anlamsızca. ağzımız bir an kuruyuverir.
    ne olduğunu farkına varamadan dinlediğimiz şarkının en tiz yeri gelir ve sızlar içimizde birşeyler.

    ve yine düşünürüz.
    ···
  5. 5.
    0
    yavaş yavaş yüzümüze vuran son ışığı da söndürürüz. ayağa kalkacak gücümüz yokmuş gibidir. yinede kalkarız.
    kapıya doğru yöneliriz. bir şeyler daha iyi hissetmemizi sağlar belki diye düşünürüz. yavaşca dış kapıyı açıp dışarıya adım atarız.

    bir sağa bir sola bakarız. hangi tarafa gitmeliyiz?
    ···
  6. 6.
    0
    genelde sakin ve karanlık olan tarafı tercih ederiz. rüzgar aniden esince bir derin nefes daha alırız.
    içinde biraz acıdan kalan bir 'ah' vardır, biraz da bıkmanın etkisiyle can alıcı bir 'of'.

    oturacak bir bank buluruz. bir ağacın altında. çünkü orası daha güvenli gelir.
    ···
  7. 7.
    0
    üşürüz. keşkeler başlar sıralanmaya. keşke şimdi yanımda biri oturup bana anlatsa. keşke şimdi sadece sussam ve dünya beni anlasa.
    bugüne kadar keşkelerimiz hiç olmamıştır. isyan etmenin eşiğine defalarca gelmiş fakat her defasında derin bir nefes ile bastırmışızdır isyanı.

    oturmak doyurmaz ruhunu. yine ayağa kalkarız. yürümeye devam.
    ···
  8. 8.
    0
    her şey hatıranızdaki anıları hatırlatır. yanınızdan uçup giden bir kuş, ayağınızın altından rüzgara kapılan bir yaprak ve niceleri.
    karanlıktır. şehir, gece olunca, içi boşalmış bir kutu gibi gelir. en kalabalık sokaklardan tek başımıza geçeriz.

    yalnızlığımız bizi acıtır. hem de çok. umutsuzluğa kapılmışlık ağır basar. bir defa daha o yere gitmeye ikna ederiz kendimizi.
    ···
  9. 9.
    0
    yollar farklı gelir. ağaçlar, evler, çiçekler.. herkesin fark etmediği şeylerde kendimizi buluruz.
    yavaşca o yere yaklaşır ve otururuz. bu görüntüyü daha önce 4 göz ile seyretmişizdir. şimdi ise 2 göz kafi gelmektedir.

    o an elimiz cebimize gider. içinden eski telefonumuz çıkar. suya mı atılması gerekir bu telefon? yoksa onu hatırlattığı için..?
    ···
  10. 10.
    0
    inci sözlüğe bile onu hatırlattığı için girmez miyiz? defalarca onun hakkında başlık açıp, hiç tanımadığımız insanlara anlatıp ağladığımız inci sözlük..
    yavaşca sağ tarafımıza doğru yatıp suyu izlemek için bankın üzerine seriliriz. umurumuzda olmaz gelebilecek tinerciler, itler, kopuklar.

    gözümüzü kapattığımızda o arkamızdaymış gibi hissederiz. rüzgar onun nefesi gibi boynumuza sarılır. bu heyecan fazla gelir ve doğruluruz..
    ···