1. 1.
    0
    okyanusun dibindeki basıncın 30 katına eşdeğer bir manyetik gücüm var. los alamos ulusal laboratuvarları'nda çalışan bilim insanları benden haberdar olsa, her bir hücremi deney konusu yapar.

    ben, kenan doğulu ve serdar ortaç'la sahneye çıkıp sarmaş dolaş şarkı söyleme hayalleri ile özgüvenimin altına yükseltmek için iki basamaklı eskabo koyarken, aşağılardan biri, o yükseltiye tekmeyi basıp 'uyan, dünyadasın!' diyor.

    2 ay önce yeni bir eve taşındım, mahalle yeni, market yeni, pastane yeni, şehir değiştirsem o kadar yabancılaşırdım herhalde buraya, tabi istiyorum ki her şey sistematik bir şekilde elimin altında olsun, pastaneye girdiğim an ' acilay bey simidiniz paketledik' veya markette de, açılay bey bugün yeni dutlar geldi size ayırdım, yarım kilo' desinler. ve ben zaman kaybetmeden evime gideyim.

    hemen köşede bir bistro var. bistro da pek havalı geldi şimdi, bildiğin pastane işte. çok güzel limonata yapıyorlar, haftada bir falan gidip alıyorum. buradaki kavruk tenli kızla da aynı mahallenin insanıyız tiynetinde muhabbet kurdum.

    ilk gidişim biraz çekingen tavırlarla karşılansa da, 2. gidişimde izzet ve ikramlarla karşılandım, 3. gidişimde zaten, pastacının belerik gözleri menzilden hiç sapmadan üzerime üzerime yürüdü. kıllandım tabi kıllanmadım değil, pastacının duygusal magması kaynamaya başlamış ama 'ulan her kadın bana asılır' moduna girmek de istemiyorum, çok samimi konuşuyor, yerli yersiz gülüyor, sizli bizli konuşurken arada özneye ikinci tekil şahsı monte ediyor falan. ilk zamanlarda her ne kadar sosyal bir tip olarak muhabbet kursam da bu ilgilenme kokusunu alınca kafamı kaplumbağa gibi sokuveriyorum kabuğumun içine, ters çevir döndür yine çıkaramazsın beni oradan.

    4.'ü gidişimde bizim pastacı, limonatadan limonataya 5- 10 dakikalık süre ile girdiğim menzilinin kısıtlı ve yetersiz olduğunu suratıma kusuverdi. biliyordum bir gün bunun olacağını ama bu kadar hızlı değil elbette, çok pis yakaladı beni, apansız patlayan apandisit gibi. ezberimde de doğru düzgün bir şey yok, ne söylesem saçmalayacak, ağzımdan çıkan ses dalgası 1.5 saniyede yayılımını yapıp onun kulağına yerleşecek,
    iyi bir şeyler söylesem, gösteriyor ama gibmiyor olacağım, kötü bir şeyler söylesem, medeniyetsiz bi barzo olacağım. olayım hoş sorun değil de, birde pastacıyı üzmek var işin ucunda.

    'ama ben seni tanımıyorum ki!', dedim. demiş oldum, lafı alıp tekrardan ağzıma sokma şansım olsa iyi olurdu.

    edit büdüt:imla.
    Tümünü Göster
    ···