+3
-1
gibtim. dünden beri kafamı kurcalıyor bu soru. çıldırmak üzereyim. allah allah? etliye sütlüye karışmadan evin bi köşesinde öylece sessiz sakin oturan bu adamcağızı neden gibmiştim acaba?
öyle "yau dün gece içkiyi fazla gaçırmışsım biliyon mu, hiçbir tak hatırlamıyorum allah seni inandırsın karagözüm. ben inandıramadım, cenab-ı hak teala seni inandırsın karagözlüm" diyen kolpacılardan asla olmadım. ama hakikaten dün gece içkiyi fazla kaçırmış olmalıydım ki hiçbir şeyi net hatırlayamıyorum. yavaştan anlatmaya başlayım, belki anlattıkça kareler netleşir.
üç arkadaşımla bir bara oturduğumuzu ve yarım saat içinde dört duble votka tonik cebellezi ettiğimi hatırlıyorum. votkanın inceden etkisini göstermesi sebebiyle kim bilir kafayı neye taktıysam "giberim la ben eve gidiyom" diyerek mekandan ayrıldım, birkaç bira almak üzere büfeye yöneldim. bütün büfeler köşede olmasına rağmen bu büfeci nedense yolun ortasına kurmuştu büfesini, onu takdir etmek istemiştim.
- gerçekten yenilikçi bi insanmışsın büfeci kardeş.
- efenim?
- bırak şimdi bunnarı hadi bakim. üç tane tombul şişe veriyosun. hadi bakim. hele koçeroma. hele hele.
- ne diyon sen gardaş?
- ne dediğimi gayet iyi duydun you scum bag! şimdi kaldır o kıçını ve bana üç lanet bira ver!
- hey bilirsin, olay çıksın istemiyorum ha?
- ahbap nesin sen ha? süpermen falan mı?
bir anda kahrolası bir amerikan filmi ambiyansı yakalamıştık. en son, yöre halkı tarafından yaka paça uzaklaştırılırken büfeciye yeşil naneli vivident, kolalı topitop ve kontörlü telefon fırlattığımı hatırlıyorum.
biralardan birini yolda cebellezi ederek iyice kıvama gelmiştim. anahtarı çevirip kapıyı açmamla evin içinde birtakım devrilme, kapı çarpılma ve yuvarlanma sesleri duydum. içeri süzüldüğümde yatağımda eniştemi sıyrılıp yukarı çıkmış pazar malı penye boxerıyla (seher yıldızı marka) uzanırken gördüm. onca gürültü şu zavallı ve miskin adamdan gelmiş olamazdı. evet sarhoştum, ama bazı dolapların döndüğünü fark edemeyecek kadar değil... dolap demişken hemen aklıma dolabın kapısını açmak geldi.
gördüğüm manzara beni şoka uğratmıştı: biri son derece yaşlı olmak üzere tam dört tane çırılçıplak herif dolabımdan bana öylece bakıyorlardı. hemen enişteme seslendim:
- mahmut enişte! mahhhmut enişteh!
- haldun.
- ha?
- haldun... benim adım haldun.
- konumuz bu mu enişte? oturup senin ismini mi tartışalım burda dört tane zütü başı ortada herif dolabımdan beni melül melül dikizlerken? çıkın lan siz de dışarı pekekentler. hala alt alta üst üste. la çık!
"beni bunlarla mı aldatıyorsun enişte?" dedim. herkes şok olmuştu. aman allah'ım, hemen bu freud sürçmesini geçiştirmeliydim. "ııı yani, şey, ablamı diyorum, bunlarla mı aldatıyorsun?". başını öne eğdi, hiçbir şey diyemedi. bir anda içimde ona dair karşı konulamaz hisler belirdi.
laptopımı açıp her gece takıldığım forumdaki baskentin_asi_cocugu_06 rumuzlu arkadaşımın yazdığı şiirin iki mısrasını okuttum:
"yüsünüü dökkme kücük kıss
bu karanlıkkta varırr elbeet aydınlıaaaa... "
çok hoşuna gitti. bu anı yaldır yaldır kahkahalarıyla süslüyordu. huur çocuğunun tiz kahkahası adeta beynimde yankılanıyordu. baktım yanımızda ayakta dikilen dört pekekent de bundan yüz bulmuş, onlar da kahkaha atıyor. otoritem sorgulanıyordu. yumurtlarcasına haykırdım:
- susun lan! susun! kim bunlar enişte, kim!
- şeyy...
- cevap ver! kim bunlar!
- kurukahveci şehvet efendi ve mahdumları... öğrendin işte, şimdi mutlu musun ha? söyle, mutlu musun!
ayakta dikilen dört çıplağı evden gibtir ettim. dolaba gidip kalan iki birayı odama getirip birini enişteme verdim. birbirimizin gözlerine bakarak biralarımızı yudumluyorduk. "ulan" dedim, "aslında iyi adamsın da... ben açık söylim enişte, ben senin bugüne kadar bi yannışını görmüş değilim yani". tam işi tatlıya bağladığımızı zannederken bacak bacak üstüne atıp, bir eliyle de ayağını ovuşturduğunu fark ettim. hem de benim yatağımda! işte o dakika gözüm kararmış. hemen televizyonu açtım, güner ümit'le turnike devam ediyordu. güner ümit anlamsız bir heyecanla bağırarak yarışmasını sunarken ben de yatırdım enişteyi, ver ettim babafingoyu, ver eyledim babafingoyu. adeta babafingoyla dövüyordum iti.
birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde eniştemi gibtim.