0
baykuşlar yırtıcı kuş olarak gündüz yırtıcı kuşlarına göre büyük bir avantajları vardır. atmacaların, çaylakların, güçlü kanatlarının çıkardığı «vırr» gibilerden bir sesle avlarının üzerine inmelerine karşılık, onlar, tüylerinin havlara boğulmuş olması sayesinde, aynı öldürücü inişi tam bir sessizlik içinde başarırlar. baykuş, geceleri ortalıkta dolaşan kemirici, soreks ve başka küçük memeliler için tevekkeli yüzde yüz ölüm değildir. zararlı kemiricilerle böcekleri yok ettiklerine göre, baykuşların, insanoğlunun açısından kuşlarımızın en değerlileri arasında bulunmaları gerekir. baykuşlar avlarını yerken, bunlardan sıçan gibi küçük olanlarını bütün olarak yutarlar. sindirim eylemi tamamlandıktan sonra da, kurbanlarının kürk parçaları ile sindirilmeyen kemiklerini küçük topaklar şeklinde kusarlar. baykuşların tüneği etrafında bazen bol sayıda rastlanan bu topaklar, dikkatle incelenince, bu kuşların nelerle beslendiklerine dair değerli bilgi verirler.
baykuş geceleri faal bulunduğuna ve yırtıcı bir kuş olduğuna göre, tüylerinin parlak renkli olmaması gerekir ve değildir de. buna kargılık tüylerinde aynı rengin çeşitli tonlarına ve gayet çetrefil desenlere rastlanır. baykuşun gözleri de gece hayatına ve gece avcılığının şartlarına uymuştur. baykuş gözleri bir kere çok iridir, bu sayede, geceleyin var olan pek zayjtf ışıktan azamî derecede faydalanır.
baykuşlar bundan başka, her iki gözlerinin de yüzlerinin önünde olup ileriye bakması bakımından kuşların çoğunluğundan ayrılırlar. öbür kuşlar bir cisme bir defada yalnız bir tek gözleriyle bakabilirleri baykuşların, işitme duygulan da başka kuşlara kıyasla avantajlıdır. gerçek dış kulak hiç bir kuşta yoksa da, baykuşların kulak deliklerini çeviren tüyler ince ve kılınışıdır, bu tertibin ise, ses dalgalarının kulağa girmelerini kolaylaştırması mümkündür. bazı baykuşlarda kulak deliklerinin başka kuşlardakinden iri olduğu da görül müştür.
baykuşun kanatları enli ve uzun, kuyruğu çok kere kısadır. gagası kökünden itibaren kuvvetli kancalıdır. pençelerine kadar tüylü bacakları orta uzunlukta, pençeleri iri, uzun, kuvvetli kavisli ve olağanüstü sivridir.
birçok yırtıcı kuşlarda olduğu gibi, baykuşlarda da dişi erkeğinden büyüktür. birçok baykuş türleri ağaç kovuklarında, başkaları kaya aralıklarında, terk edilmiş evlerde, çeşitli memelilerin inlerinde, hatta doğanlarla kargalar tarafından terk edilmiş yuvalarda yumurtlarlar. sayısı, türüne göre 2 ile 10 arasında oynayan beyaz yumurtalar, kuşların coğunluğunkinden yuvarlaktır. bu tertip, kuluçkada oturan kuşun onları, ağaç kovuğu gibi dar köşelerde evirip çevirmesini mümkün kılar. bazı baykuşlar bir kartalın yuvasına sahip çıkacak derecede kavgacıdırlar. yavru baykuşlar havla örtülüdürler ve muazzam iştahlarına rağmen gayet ağır olgunlaşırlar.
akıl sembolü sayılan baykuş zeka bakımından birçok gündüz-yırtıcılardan geridir. bütün baykuşlar ürkektir, fakat ihtiyatlı değildir, dostlarını tanımayı ender olarak öğrenirler ve bütün yabancılara karşı düşman gibi davranırlar. daima hiddetli ve gaddardırlar. kendi türlerinden kuşlarla iyi geçinirlerse de, bazen pisboğazlığa kapılırlar, bu sırada, yıllardır bir arada yaşayan iki baykuştan biri hayat arkadaşını tereddütsüzce parçalayıp yiyebilir. aynı yuvada büyüyen kardeşlerin dahi bazen boğuştuğu ve kuvvetlinin zayıfı öldürüp yediği olur.
220 türü bilinen baykuşlar, bütün kıtalara yayılmışlardır: kutup bölgelerinden ekvatora, deniz seviyesinden 5 000 metrelik yükseklere kadar her yerde yaşarlar. ormanları tercih ederlerse de, bozkırlardan, çöllerden, çıplak dağlardan ve kalabalık şehirlerden de ekgib olmazlar. avrupa ile asya’nın çok kuzeylerinin baykuşları gerçek anlamda göcücü değillerse de, kar yağışlarında yurtlarını bırakarak daha güneylere inerler.
tabiat bilginleri, baykuşları çok kere gerçek baykuşlar (strigidae) ve peçeli baykuşlar (tytidae) diye iki ayrı aile halinde ele alırlar.
baykuş, strigiformes (gece yırtıcıları) takımından gece avlanan yırtıcı kuş türlerine verilen ad.
başları büyük ve tüylüdür. kuyrukları kısa olmakla beraber, kanatları enli ve uzundur. bir kısmının kanat açıklığı, bir adam boyuna ulaşır. serçe kadar küçük olanları da vardır. gagaları kıvrık, pençeleri keskin kanca tırnaklı ve döner parmaklıdır. kuvvetli pençeleri adeta avına kenetlenir.
baykuşlar tam bir sessizlik içinde avlanır. bütün vücudu yumuşak ve ince tüylerle kaplıdır. tüyler, uçuş sırasında tabii bir susturucudur. uçuş esnasında kanatlarının “pırpır” sesi duyulmaz. i̇ri gözleri, başlarının yanında değil önündedir. aşırı büyüklükteki gözleri, göz oyuğunda hareket edemez. araba farı gibi yuvalarında sabittir. ama baykuş boynunu 270 derecelik alan içinde rahatça çevirerek çevresini kontrol edebilir. dişi baykuş erkeklerinden daha iri olup, 2-10 yumurta yumurtlarlar. kuluçka süresi 30-40 gündür. yumurtadan çıkan yavruların göz ve kulakları kapalıdır. yavruların yuvada kalma süresi farklıdır.
tam karanlıkta görme kabiliyetleri yoktur. az bir ışık avlarını yakalamaya kafidir. gözlerindeki ağ tabaka sarı renklidir. büyütücü özellik sağlar. gözlerinde esas olarak çubuk (rod) duyu hücreleri mevcuttur. bu hücrelerde “visual purple” yani “mor ışık görüntüsüne” sebeb olan kimyasal bir madde bulunur. rod hücreleri, en küçük bir ışığı bile kimyasal bir sinyale çevirirler. böylece insanın sadece bir ışık parıltısını fark ettiği yerde baykuş buradaki cismi bütün teferruatı ile görür. bütün kuşlarda üst göz kapağı alttakine geldiği halde baykuşlarda olay tersinedir.
baykuşların görme ve işitme kabiliyetleri son derece hassastır. çok az ışıkta avlarını yakalayabildikleri gibi, zifiri karanlıkta da işitme duyularıyla yerini tespit ederek yakalarlar. kulakları, en küçük hışırtıyı işitebilecek duyarlıktadır. hassas kulaklarıyla, gecenin sessizliğinde uçan pervanenin kanat sesini veya bir tohumun çiğnenişini, hatta tam sessizlikde düşen iğnenin sesini bile işitebilirler.
baykuşun geniş yüzü, nispeten sert ve kavisli tüylerle kaplıdır. tüyler bir kepçe gibi sesleri toplar ve kulağa yansıtır. bazı baykuş cinslerinin kulak delikleri öyle büyüktür ki, başın yan tarafını tamamen kaplar. ayrıca baykuşların başı geniştir ve kulakları diğer kuşlara göre birbirinden daha uzaktır. böylece ses dalgası bir kulağa çarptıktan sonra diğerine gelir. baykuş bu son derece küçük zaman aralığı içinde sesin geldiği yönü tayin eder. baykuşların ilginç özelliklerinden biri de kulaklarının perdeli oluşudur. i̇stedikleri zaman açar, istediklerinde kaparlar. dinlenme halinde ve yavaş uçuşlarında kulak perdesini açar, hızlı uçuşlarında ise kaparlar.
göz ve kulaklarının hassaslığının daha az işe yaradığı gündüzlerde, tüneklerinde uyuklar veya ağaç dallarında güneşlenirler. tüylerinin rengi, bulundukları çevreye uygun olduğundan fark edilmeleri zordur. haşin yırtıcı kuşlardır. kendilerinden büyük hayvanlara saldırmaktan çekinmezler. 70 cm boyuna ulaşan puhu, yıkık yerlerde ve orman kenarındaki ağaçsız kayalıklarda yuva yapar. tavşan, fare, ev kedisi ve kümes hayvanlarına saldırdığı gibi kartalları dahi kaçırtır. gece yırtıcıları olmakla beraber kar baykuşları, gündüz de avlanırlar. kar baykuşunun tabii yaşama çevresi, soğuk kutup bölgeleridir. buranın gündüz geçen yaz ve gece geçen kış aylarında normal beslenmelerini devam ettirirler.
en büyük düşmanları gündüz yırtıcılarıdır. gündüzleri bunlardan çekinen baykuşlar, gece olunca hınçlarını alırlar. atmaca, şahin ve kartallara karanlıkta sessizce saldırarak tüneklerinde onları ustaca avlarlar.
başları büyük ve tüylüdür. kuyrukları kısa olmakla beraber, kanatları enli ve uzundur. bir kısmının kanat açıklığı, bir adam boyuna ulaşır. serçe kadar küçük olanları da vardır. gagaları kıvrık, pençeleri keskin kanca tırnaklı ve döner parmaklıdır. kuvvetli pençeleri adeta avına kenetlenir.
baykuşlar tam bir sessizlik içinde avlanır. bütün vücudu yumuşak ve ince tüylerle kaplıdır. tüyler, uçuş sırasında tabii bir susturucudur. uçuş esnasında kanatlarının “pırpır” sesi duyulmaz. i̇ri gözleri, başlarının yanında değil önündedir. aşırı büyüklükteki gözleri, göz oyuğunda hareket edemez. araba farı gibi yuvalarında sabittir. ama baykuş boynunu 270 derecelik alan içinde rahatça çevirerek çevresini kontrol edebilir. dişi baykuş erkeklerinden daha iri olup, 2-10 yumurta yumurtlarlar. kuluçka süresi 30-40 gündür. yumurtadan çıkan yavruların göz ve kulakları kapalıdır. yavruların yuvada kalma süresi farklıdır.
tam karanlıkta görme kabiliyetleri yoktur. az bir ışık avlarını yakalamaya kafidir. gözlerindeki ağ tabaka sarı renklidir. büyütücü özellik sağlar. gözlerinde esas olarak çubuk (rod) duyu hücreleri mevcuttur. bu hücrelerde “visual purple” yani “mor ışık görüntüsüne” sebeb olan kimyasal bir madde bulunur. rod hücreleri, en küçük bir ışığı bile kimyasal bir sinyale çevirirler. böylece insanın sadece bir ışık parıltısını fark ettiği yerde baykuş buradaki cismi bütün teferruatı ile görür. bütün kuşlarda üst göz kapağı alttakine geldiği halde baykuşlarda olay tersinedir.
Tümünü Göster