bu başlığı açmamın nedeni lisedeyken bu konularla çok haşır neşir olmamla beraber maalesef derslerde bu öğrendiklerimin zerresi anlatılmaması ve belki de o dönem hocamdan bilgili olmamdır. Belki sınıfta o dönem beni sırf artistlik için bunu yaptığımı düşünenler oluyordu fakat sizin yanlış olduğunu bildiğiniz şeyler insanlara anlatılsa sinir olmaz mısınız? Öğrenciler koyun gibi dinler tarihçi ise hazır buldum balıkları biraz da kendim koyayım der beyin yıkardı. Sizlere hakkında daha çok bilgi sahibi olduğum için 1400 lü yıllardan bu döneme dair bir başlık hazırlayacağım. ilgisi olan arkadaşlarım kendilerini gösterirse çok sevinirim

Sizlere bugünlük biraz başlık hakkında bilgi vermek istiyorum. Dinleyecek bir kaç kişi, ki bir kişi bile olur, olduğunda önerilerinizi alır ve ona göre bazı şeylerden başlarız.

başlangıçta yazdığım üslubu belki beğenmeyenler olacak belki de sen ne biliyorsun ki diye düşüneceklerdir ki benim de bilmediğim birçok şey olabilir, ben karşılaştığım, hoşuma giden ve dikkatimi çekmiş, insanlara karşı konuşup sohbetini yapabileceğiniz birkaç bilgi vermek istiyorum size. Elbette ki sizler de kendi bildiğiniz ilginç olayları anlatarak hem bana hem başkalarına yarar sağlayabilirsiniz.

erken döndüm beyler başlığı okuyanlar kusura bakmasın, Sizlerin de önerisiyle bir konudan giriş yapmak istiyorum, hiç dikkatinizi çeken ve öğrenmek istediğiniz bir tarihi olay olmuş muydu? Reformlar olabilir, sayıca çok az olan ama kazanılan savaşlar olabilir, Ünlü liderler olabilir...

az sayıda kazanılan savaşlar demişken aklıma çirmen savaşı geldi beyler. Bildiğiniz üzere bu savaş murat dönemindedir diyerek geçiştirilmiş hemen başka pafişahlara geçilmişti. Oysa bunun bir hikayesi vardır. 800 e 70.000 asker beylee işin ilginç yanı da bu. Taktikle neler yapılabileceğini buradan anlayabilirsiniz. Her zaman sayı önemli değildir. Devdıbını diğer entry de yazacağım böyle uzun oluyor.

Osmanlı Sırp ve Makedon birliklerinin ilerlemesine bilerek izin veriyor. Tabi kimse de çakamıyor işi, Osmanlı da 800 kişi bir anda Çirmen'de geceleyin saldırıyor. Ne olduğunu anlayamadan hazırlıksız yakalanan paniğe düşen düşmanlar, Osmanlı atlılarının, Sırp ve Makedon komutanlarını öldürülmesi ile darmadağın ediliyor. Paniğe kapılıp kaçanlar da yakında bulunan bir nehirde boğularak can veriyor. Tamamen düşmanın boş bulunduğu ana bağlı bir hareket ve Osmanlı'nın kuruluşunda bu devletlerden nasıl kurtulduğunu az çok belli eden güzel bir örnek
kaynakça: https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Çirmen_Muharebesi

belki bir başka örnek de yedi yıl savaşlarıdır. Prusya-Britanya ve çok yardımı olmasa da portekiz/ Fransa-Kutsal Roma imparatorluğu- Rusya-isveç ve ispanya gibi o dönemde çok güçlü devletlere karşı prusyanın yaptığı savunma ile kaybetmişlerdir. Taraflar bu kadar adil değilken nasıl kazandıkları ise prusya askerlerinin ününe kalmıştır

Bu ve bu gibi örnekler bugünlük başlık hakkında az çok bilgi verebilmiştir belki size. Başlığa daha çok ilgi elbetteki bana moral kaynağı olacak ve başlığın ömrünü buna bağlı uzatacaktır. Şimdilik buraya bazı düşüncelerinizi yazarsanız bu gece ya da yarın sizlere bu konular hakkında bilgi aktarabilirim

@12 marshall adlı bir ara amerikanın savunma bakanı kendi yaptığı marshall planı ile savaş gerekçesiyle avrupa ülkerine türkiye dahil ekonomik çöküntüden dolayı yardımda bulunacağını söylüyor. Sonra bakıyor işin içinden çıkılabilecek gibi değil diyor ki, avrupa ülkeleri kendi aralarında yardımlaşsın bir ekgib olursa aradan çıkarırız.
Türkiye, Marshall yardımlarından faydalanan ülkelerden biriydi ve Marshall yardımı, Türkiye için, ekonomik bağımlılığın başladığı yerdir. Marshall planı, Avrupa’ya yardım etmek istiyordu. Bu amaçla, Ekonomik işbirliği Örgütü gibi bir örgüt kurulmuştu umarım adını doğru yazdım, ama Türkiye bunun dışında bırakılmıştı. Sonra tökezledik. ileri sürülen gerekçe, Türk ekonomisinin savaştan çok zarar görmediği ve kendi kendine yeterli niteliklere sahip olduğuydu. Bundan büyük döneklik var mı? Gerekçeye bak. Kaynaklarımızın dibini aştık ve bizi ortada bıraktı.

@13 merak etme sizler başlıkta bulunduğunuz sürece yazarım ve anlatacaklarım her zaman objektif olacaktır. Zaten bu başlığı kurmamın sebebi de eğitim sistemimizin osmanlının iyi yönleri dışında bir şey anlatmadığı için dünya tarihini ve osmanlının bazen kazandığı olağanüstü bazense göz göre göre kaybettiği şeyleri anlatmak

bugünlük bana ilginç gelen bazı konulardan bahsettik artık. Aklıma bir şey daha geldi onu paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Yavuz Sultan Selim tahta geçer geçmez safevi(pers) lere girmişti. Şah ismail kaçınca Yavuz Sultan Selim sanırım hıncını alamamış ve Şah ismail'im haremini kendi sarayına zütürmüştü. Çok hoş

Ayrıca dünya türk ve osmanlı hakkında ne biliyor ondan bahsedeyim. Açıkçası ben yurt dışına çıkmadım ama çıkan arkadaşlarımla bu konular hakkında konuşmayı severim. Hem biraz başlığın yukarı çıkması hem de ayrıca bir yerde toplamak için diğer entry'e geçiyorum.

Romanya'ya giden bir arkadaşım vardı. Orda Vlad Tepeş ( bizde tanındığı üzere drakula) inanılmaz ünlü. Gerçek bir lider olarak görüyorlar onu, ileride Vlad Tepeş ten bahsedeceğim biraz. Fatih'in Vlad' a ne yaptığını az çok biliyorlar tabi ama önemsemiyorlar beyler. Hani yenilgiyi kabul edemezsiniz ya. Açıkçası buradan bakınca Vlad öyle çok bir halt etmiyor açıkçası. Ama Romanyanın birkaç yüzyıl önceki son lideri sonuçta. Neyse hatta Fatih Sultan Mehmete düşmanlık besleyen bile varmış düşünün. Onun dışında Kanuni hakkında biraz bilgi sahibi ve nötrler.

Diğer Avrupa ülkeleri için konuşacak olursak, mesela Almanya, Kanuni hakkında bayağı bilgi sahibiler. Neden Kanuni bu kadar ünlü diye düşünen olursa diye onu da söyleyeyim, reform hareketlerinde Kanuni'nin çok payı var. Belki o sırada amacı Avrupa'yı karıştırmaktı ama ilerde Avrupa'yı ayaklandıracak şeyi gerçekleştirdi. Aynı şekilde ilerideki entrylerde buna da değinmek istiyorum

Zaten tanınıyorsa yurtdışında bir kanuni bir fatih, başka araştıran yoksa bilmiyorlar bile, ayrıca beyler bir ara ülkemize gelen yabancılar muhteşem yüzyıldan etkileniyordu bayağı bayağı, onun bile etkisi olabilir. Fatih neden onun kadar ünlü değil bilmem ama bizim çok övdüğümüz istanbul'un fethi maalesef onlarda pek etki yaratmamış.

Sakın orada biz istanbulu fethettik yeniçağa geçildi falan demeyin beyler. Rezil olmazsınız ama gülerler. Bu da müfredatın yazdığı öğretmenlerin anlatmak zorunda olduğu bir şeydi. Araştıran dostlarım varsa Avrupa'nın yeniçağa geçişi coğrafi keşifler olarak aldığını bilir.

Bu arada beyler bir önceki yazdığım istanbulun fethini küçümsememden falan değildi o yanlış anlaşılmasın, maalesef herkes kendi ülkesinin başına gelenlerle daha çok ilgilendiği için bugün bu konu hakkında fazla konuşulmuyor. Çoğumuzun bildiği bilgilerden gittim bugün şimdi de istanbul fethedildikten sonra kaçan şu bilim adamları vardı belki hatırlarsınız onları özet geçeyim

Kimileri dinleri değiştirilmesin diye kimileri ise orada bilim çalışmalarını gerçekleştiremeyeceklerini düşündükleri için dese de sonuç şu ki, bizansta sanat ve teknoloji alanında çalışan insanlar vardı ve bu insanlar avrupa ya kaçtı. Bu olay da rönesans denilen dönemin temelini oluşturuyor. Bu bilim adamları dönemin papalarıyla ve krallarıyla görüşmüş yeni avrupaya temel oluşturmuş.

ek olarak bir şey belirtmek istiyorum. Çoğu kişi o dönemdeki papaların yeniliklere karşı tamamen katı olduğunu ve bunlara karşı olduğunu düşünür. Fakat hayır herkes öyle değil. Bu dönem şanslılarmış ki bu hareketleri anlayışla karşılayacak bir papa ve krallar varmış. Tanıdık olarak yenilikçi bir papa varsa o da şu anki papadır. Eşcinselliğe o kadar karşı bakmıyor bildiğim kadarıyla

Dünya Osmanlı tarihi hakkında ne biliyor onlardan bahsettim. Elbette kaçırdığım noktalar olabilir onları da tamamlayabilirsiniz. Son olarak insanların Atatürk hakkında düşündüklerini kısaca anlatayım