1. 14.
    0
    http://inciswf.com/1293985576.swf
    ···
  2. 13.
    0
    @1 arda-mecnun diyaloğuna şuku
    ···
  3. 12.
    0
    özet gec be amck :/
    ···
  4. 11.
    0
    @4 okuyacaktım ama vazgeçtim panpa saol
    ···
  5. 10.
    0
    okumayın göz hastanesinden yazıyorum
    ···
  6. 9.
    0
    şuku kapmaya çalışmışsın ama panpa gibleyen yok hadi git uyu
    ···
  7. 8.
    0
    @6 biraz ekşiye uygun espri anlayışı oldu ama o kadarda kötü değil lan.
    ···
  8. 7.
    0
    @4 e güvendim
    okuyanı gibsinler
    ···
  9. 6.
    0
    kardeş o koçanlar zütüne girsin e mi?ne bu şimdi amk.bu saate oldu mu şimdi. gibtir olup git artık.yat
    ···
  10. 5.
    0
    @2 benim yazılarım uzun olur panpa.. kasma kendini okumaya bilirsin.
    ···
  11. 4.
    0
    ben okudum bi tak yok beyler. okumayın vakit kaybı.
    ···
  12. 3.
    0
    gereksiz bi rezerved
    ···
  13. 2.
    0
    kardeş çok uzun ya ama okucam söz sabah
    ···
  14. 1.
    0
    beş saatlik yolculuk, yürürken bacaklarımın karıncalanmasına neden oluyor; trenin sallantısının verdiği sarhoşluk hali, denge kurmama engel oluyor; hızın mahrum bıraktığı netlikten yoksun gözlerim, bu dinginliğe yavaş yavaş alışmaya çalışıyordu. yolculuk boyunca hiç bir şey yememenin ve peşi ardına tüketilen sigaraların ağzımda oluşturduğu kötü tat, midemi bulandırıyordu.

    heh.. tamda karşımda mısırcı var. çok severim.
    kot pantolonumun küçük cebinde bozukluk arayarak mısır arabasına doğru ilerliyorum. otuzlu yaşlarında gösteren, sandalyesinde kitap okumakla alakadar mısırcı varlığımı ve ilgimi fark ediyor.

    oda ne.. bardakta mısır değilmiş.
    mısırcı ile göz göze geliyoruz. hafif bir baş selamı veriyorum..

    + buyurun.
    - mısır alacaktım ama..
    + kaç tene istersiniz.
    - yok yok kalsın.. bardak sandım ben.
    + bardak yenmez evlat! diyor ve aynı ciddiyetle başını kitabına döndürürken, sözün altında yatan düşünceyi anladığımı saklamak için yüzümle zoraki oluşturduğum tebessümü görmüyor. anlamamış numarası yapıyorum çünkü anldıbına verilecek herhangi bir cevabım yok ve sözün altında ezilmek yerine salak görünmeyi yeğliyorum.

    salak rolümün arkasına sığınarak cevap vermeden yavaş yavaş mısır arabasından uzaklaşırken içimden tamam diyorum tamam. haklısın mısırcı abi haklısın. düşüncene katılıyor, benimsiyorum ama olmuyor. bir sebepten mısırı bardakta tüketmekten kendimi alamıyorum. sebebini bilmiyorum. belkide pratik oluşudur. tamam bende biliyorum şuan yapacak çok değerli bir işimin ve acilen yetişmem gereken bir yerimin olmadığını. belkide sürü pgibolojisidir. herkes öyle yaptığı için bende öyle yapma zorunluluğu içerisinde hissediyorumdur kendimi. bilmiyorum mısırcı amca. belkide inandıklarımı ve yaptıklarımı sorgulamayan insanlar gibi olmalıyım. kafam öyle çok daha rahat olacaktır. uzaklaşmalıyım senden mısırcı amca. gelme üstüme..

    kendimi ulaşmam gereken yere nereden ne şekilde ulaşabileceğimi düşünmeye ve içimdeki mısırcıdan kurtulmaya çalışıyordum ki aklıma leyla ile mecnun dizisindeki mecnunun sözleri geliyor;

    arda: mısır?
    mecnun: mısır mı? o nasıl mısır?
    arda: alengirli mısır.
    mecnun: oğlum böyle mısır olur mu ya?
    arda: niye?
    mecnun: makbul olan bu değil. mısır dediğin böyle alıcan sapını kemircen, kemircen, kemircen; bitince sapını emicen, bu! kural bu! bunun patlayanını da mı bulamadın?

    içimdeki mısırcı galip gelmişti. koçanda mısır almak için geri dönmüştüm. mısırcı kitabından başını kaldırıp gözü ucuyla baktıktan sonra umursamaz bir tavırla tekrar başını kitabına çevirdi ve istifini hiç bozmadı..

    - abi ben bi koçanda mısır alayım ya.
    + ya mı?
    - mısır diyorum abi.. közde var mı?
    + köz yenmez evlat!
    - ya bi gibtir git amk..
    Tümünü Göster
    ···