ahmet bey'in 100.000 tl parası var. mehmet bey'in ise yeni bir ev almak için 100.000 tl nakit paraya ihtiyacı var.
ahmet bey parasının değer kaybetmemesi için parasını faize yatırmak istiyor.
mehmet bey ise hayalini kurduğu evi almak için faizli banka kredisine başvurmak istiyor.
şimdi paradan nasıl kar edildiğini ve soygunun ne kadar meşruiyet içinde gösterilerek tezgahlandığını görelim:
ahmet bey ve mehmet bey, istediklerini almak için yannanbank'a başvuruyorlar:
1-ahmet bey banka müdürü ile istişare edip aylık atıyorum % 5 faizde anlaşıyor ve ahmet bey tüm parasını yannanbanka yatırıyor. bankanın kasasına 100.000 tl nakit para giriveriyor.
2-ardından mehmet bey bankaya giriyor ve banka müdürü ile istişareye başlıyor, aylık atıyorum % 7 faizle bankadan 100.000 tl'lik kredi çekmeyi kabul ediyor ve 100.000 tl para mehmet bey'in cebine giriveriyor.
ahmet bey'in bankaya yatırmış olduğu 100.000 tl para, mehmet bey'in cebine giriyor. mehmet bey'in her ay bankaya yatırdığı
% 7'lik faizin % 5'i ahmet bey'in vadeli hesabına yatırılıyor, geriye kalan % 2'lik para ise yannanbank'ın kasasına kar olarak giriyor.
para aslında hiç bir şekilde değer kaybetmiyor, bu sistem de faiz sayesinde yürüyor, çünkü faiz denen sömürü bir başkasının borçlanarak başka birisini finanse etmesini sağlayan bir araç.
bu sistem tabi ki yeni bir meslek alanını ortaya çıkarıyor: (bkz:
banker yakup banker yakup)
sonra ne mi oluyor, dünyada yaşanan teknolojik gelişmeler veya çin gibi ülkelerin sıçar gibi ürettiği mallarla; ekonomik kıstaslar ucuzluyor veyahut çok farklı etkenler de olabilir, işveren ve işçi arasındaki talep dengeleri bozuluyor ve bunun sonunda işsizlik türüyor, işsizliğin türemesiyle yannanbank'ı ve ahmet bey'i finanse eden mehmet bey'ler borcunu(haracını) ödeyemez hale geliyor.
işte dünyanın en büyük ekonomisi olan amerika bu nedenle çin gibi işveren-işçi (efendi-köle) dengesini bozan devletlerden hoşlanmıyor.
işte bahsedilen bu küresel ekonomik kriz de bunun yüzünden çıkıyor, işsiz kalan borçlu mehmet bey kredisini ödeyemeyince yannanbank ahmet bey'e ödemesi gereken faizi veremeyecek duruma geliyor ve ahmet bey züt korkusuyla yannanbanktan tüm parasını çekiyor, yannanbank'ın kasası boşalınca bu banka faizle para verecek ne para ne de müşteri bulabiliyor.
bankalar müşteri çekip ahmet bey'leri finanse edemeyince, ahmet bey merkez bankasındaki amcaoğluna telefon açıyor ve faiz oranlarını indirmesini istiyor, indirmesini istiyor ki yannanbank'lar da (banka ile mehmet arasındaki ilişkide olduğu gibi) daha az faizle borçlanarak merkez bankasından para alsın ve mehmet bey'lere önerdiği faizleri indirip müşteriyi çeksin ve ahmet bey'i tekrar finanse etmeye çalışarak kasasını doldursun ve tekrar kar etmeye başlasın, ahmet bey'in de böylece parası değer kaybetmesin(!)
işte çark böyle işliyor gençler, borçlandıkça birilerini zengin ediyorsunuz ama her yüzyılda bir gerçekleşen bu dar boğazlar artık sık sık yaşanmaya başlayacak ve sistem yakın bir gelecekte ve belki hiç bir zaman ayağa kalkamayacak şekilde çökecek.
boşuna demiyorlar geleceğin süper gücü çin diye... adamlar sisteme yannan gibi çomak sokup dünya insanlarını kendi ucuz mallarıyla müşteri edip araya hiç faiz katmadan yalnızca kar ile ekonomisini helal yoldan trilyonlarca dolarlık bir kasaya çevirip bu elde ettiği ekonomik güç ile dünyaya meydan okuyor. (ha çindeki insanların yaşantısı da ne derece insanıdır orası da ayrı bir muamma ama adamlar it gibi çalışıyor, senede 8 gün tatil yaparak ironik bir refah seviyesi elde ediyorlar, orası da ayrı bir dram ama halkın değil devletin refah seviyesi önemli orada da)
bi züt capsi verin lan içim kıyıldı.