1. 76.
    0
    @62 aranan kan bulundu beyler rahatladım amk
    ···
  2. 77.
    0
    @64 doğru lan daha önce bulunmuş amk
    ···
  3. 78.
    0
    up up up up up
    ···
  4. 79.
    0
    postadan sonrasını okumadım
    ···
  5. 80.
    0
    @68 olsun panpa o da bişedir :(
    ···
  6. 81.
    0
    lann :@
    ···
  7. 82.
    0
    lann :@
    ···
  8. 83.
    0
    lann :@
    ···
  9. 84.
    0
    lann :@
    ···
  10. 85.
    0
    lann :@
    ···
  11. 86.
    0
    lann :@
    ···
  12. 87.
    0
    lann :@
    ···
  13. 88.
    0
    lann :@
    ···
  14. 89.
    0
    lann :@
    ···
  15. 90.
    0
    lann :@
    ···
  16. 91.
    0
    lann :@
    ···
  17. 92.
    +1
    3.

    ivan bey eve gelmişti. Ahşap evinin bakıma ihtiyacı vardı. Fakirhanesinde bir tane bile yiyecek yoktu. Boyası dökülmüş duvarları daha önce asılmış tablolardan kalma delik izleriyle doluydu. ivan bey ise bu delikleri pencere olarak kullanıyordu çünkü evinde dışarıya açılan tek şey kapıydı. Penceresi dahi olmayan bu fakirhanenin, hizmetçisi şevçenko bey burayı çekip çeviriyordu. Eve giren ivan beyi gören şevçenko, sevincinden ivanı çekip çevirerek pencere olarak kullanılan deliklerden birinden aşağı attı.
    ivan bey gözlerini açtığında hastanedeydi. Kendine geldiğinde ilk hissettiği şey yatağın demirinin soğukluğuydu. ivan bey fakir olduğu için onun yattığı yatağa sünger koymamışlardı. Serumuna da çeşme suyu koyulduğunu öğrenen ivan bey sinirinden serumu çıkardı ve üzerinde donsuz entarisiyle kendini sokağa attı.
    Sokak lambaları kapkara gökyüzünü aydınlatıp, sisli havayı yararak kaldırımlara bir tiyatro sahnesi görünümü veriyordu. Gecenin karanlığına kasvet katan bu sokak lambalarına konan ve anında patlayan küçük böceklerin sesi ise tiyatronun müziği gibiydi. ivan bey hafızasını kaybetmişti. Ne kim olduğu hakkında bir fikri vardı, ne de nereye gidip kimde kalacağını biliyordu. Yolun iki kenarından iki şerit şeklinde uzanan kaldırımlar, soğuk bir kış gününde yağan kara aldırmayan ve okulun iki gün tatil olduğunu öğrenen küçük bir ilkokul çocuğunun saf ve katıksız sevgi ile dolup taşarken, bir yandan da koşup dışarı çıkmak için annesinden izin isterken duyduğu o hafif utançla yanaklarında oluşan pembelik gibi pembe renk tuğlalar ile kaplanmıştı… Tam o sırada ivan bey karşı kaldırımda bir kıza rastladı. O anda hafızası tekrardan canlanır ivan bey in… Fyodor’ un konuşma yaptığı o geceyi anımsatır bir anda o kız ona… Çünkü gördüğü kız Fyodor’ un nişanlısı Olga’ dır. Tüm gücüyle koşar ivan bey. O gün Olga’ dan oldukça etkilenmiştir. Olga’ nın yanına gelen ivan bey hafif bir kararsızlıkla konuşmasına başlar:
    ivan: "Merhaba nasılsınız… Şey ben aslında diyordum ki yani nasılsınız… Aslında demek istediğim tam olarak bu. Yani nasıl olduğunuz konusunda bir bilgi istiyorum ama fakat isterseniz söylemeyebilirsiniz de bu arada Fyodor bey nasıl?"
    Fyodor lafını duyan Olga gülümser:
    "Fyodor mu? Ne işim var o solucanın yanında… Sırtına tahta koyup dik durmaya çalışan adamdan ne beklenir ki. Siz erkekler hep böylesiniz. Eminim senin de sırtında tahta vardır… "
    ivan bey telaşlı bir halde:
    "Sizi temin ederim benim öyle ucuz numaralarla işim olmaz Olga hanım… izin verin size sırtımı göstereyim"
    Diyerek entarisini kaldırır. Fakat hastanede giydirilen entarinin içinde don olmadığı için. ivan bey entarisini sıyırmasıyla Olga hanım sırttan ziyade bir popo ile karşılaşır.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 93.
    0
    up up up up
    ···
  19. 94.
    0
    özet geç bin
    ···
  20. 95.
    0
    @83 artık çok geç canıtın
    ···