-
1.
+3 -2POSTA GAZETESi : "Perili Evler Hayaletli Köşkler Yazı Dizisi "
Prof. Doç.Dr .Hayalet Bilimi Uzmanı SN. Berrin Türkoğlu
OLAYI YAŞAYAN = Nuriye Çıtlak
TARiH = 18 NiSAN 1989
YER = iSKENDERUN
HAYALETTEN KAÇTIM
Sevgili Berrin hanım. Öncelikle Posta gazetesine böyle bir bölüm açarak yaşadığım sıra dışı tecrübeyi 70 milyon ile paylaşmamı sağladığı için teşekkürü bir borç bilip en kısa zamanda öderim.
Tatil için gittiğim iskenderun tam kafa dinleyebileceğim türden bir yerdi. Sessiz ve sakin yapısıyla ve doğayla iç içe senli benli yapısı ile ilgimi çekmişti ve burada bir otelde dinlenerek birkaç hafta güzelce tatil geçirmeye karar vermiştim. Kaldığım otel gayet huzurlu bir yerdi. Binanın 15 katı vardı uzaktan bakılınca simsiyah görünüyordu, çatısının tepesinde daima yarasalar uçuşurdu. Etrafı şirin mezarlıklarla çevrili bu otele sadece bir gidiş vardı ,bu gidiş yolunun da iki yanında sevimli iki uçurumcuk vardı. Otelin bu görüntüsü o kadar şirindi ki hemen bu oteli tercih ettim. Otele doğru giderken beni gösterip ağlayan bir çifte üzülmemeleri ni,kendilerinin de belki bir gün paraları olunca böyle şirin bir otele gidebileceklerini söyledim. Resepsiyondan içeri girerken dondurucu bir rüzgar karşıladı beni bir an için. Resepsiyondaki kadın biraz ilginçti. Kadın; şeffaftı, karşıdan bakınca arkada duran vestiyer görünüyordu; uğuldayarak konuşan kadının ayakları yoktu yere basmıyor, uçuyordu. ilk önceleri biraz garipsediysem de sonraları alıştım. Demek ki bu yörede böyle olmak makbul diye düşündüm ve anahtarımı alıp odama geçtim.
Odama girdiğim anda beni ilk karşılayan örümcek ağları oldu. Kapıyı kapatmamla başımın üzerini sıyırarak geçen giyotine bakarak ne kadar şakacı bir otel diye düşündüm. Tam iğneli koltuğuma kurulduğum anda gördüğüm şey adeta iliklerimi dondurmuştu. Korkudan ve dehşetten buz kesmiştim. Tam koltuğumun yanında tüm korkunçluğuyla bir uğur böceği duruyordu. Tabi ben bağırmaya çığlık atmaya ağlamaya başladım.
imdat çığlıkları içinde koşarken bir yan odaya daldım. Odadaki zombi çifte bir uğur böceği gördüğümü söylediğim anda erkek zombinin korkudan burnu düştü… Bu durum komiğime gitse de uğur böceğini gördüğüm anın tekrar hafızamda canlanması beni yeniden korkuttu. Bayan zombi beni bir sandalyeye oturttu sırtıma dostça dokunarak tüm olayları tek tek anlatmamı, halüsinasyon görmüş olabileceğimi söyledi. Kırmızı üzerine korkunç siyah benekli bu tüyler ürpertici yaratığı görmüştüm…Bu bir hayal değildi.
Geri odama döndüğümde her şey normaldi. Korkunç bir rüyadan uyanmış gibiydim. Ama her şey bununla bitmemişti… Tam kafamı dinlendirmek için kumandayı elime alıp televizyonu açtım…Ve…Bu kadarı da yeterdi artık. Televizyonda şirinler vardı ve ağlayarak odadan kaçtım resepsiyondaki kadına parayı verdim ama para içinden geçip yere düşmüştü. Bunu umursamadan otelden koşarak uzaklaştım.
Ama aradan ne kadar yıl geçse de o korkunç uğur böceğini ve şirinleri hiç unutamayacağım. Her gece rüyama girip. Beni korkunç kabuslardan uyandıracak ;bunu biliyorum. Şu an bunları yazarken ağlıyorum…
-
2.
0oturdum okudum amk .
-
3.
0zevk alarak okudum kardeşim
-
4.
+1la olm neyse yaaa
-
5.
0çok güzel kardeşim devdıbını merakla bekliyorum
- 6.
-
7.
0okudumm
-
8.
0gözlerim kızarana kadar okudu canım kardeşim
-
9.
0ooo bi bu kadar olsa yine okurum devamıını bekliyoruz kardeşim
- 10.
-
11.
0hepsini okudum kardeşim devdıbını bekliyoruz
-
12.
0kardeşim bi nefeste okudum hepsini, çok güzeldi gerçekten. ellerime sağlık + rep, konu kilit.
-
13.
0upupupupupupup
- 14.
-
15.
0okudum çok hoştu daha uzun ve akıcı olanlarını bekliyoruz
-
16.
-6özet geç bin
-
17.
0devamı yok mu kardeşim.
-
18.
0panpa her okuyuşumda yeni bir şeyler anladım çok güzel bulmuşsun gerçekten eline sağlık
-
19.
0iskenderunlu olduğum için okudum hepsini
-
20.
+1POSTA GAZETESi : "Perili Evler Hayaletli Köşkler Gizli Yazı Dizisi "Tümünü Göster
Prof. Doç.Dr..Hayalet Bilimi Uzmanı SN. Berrin Türkoğlu
HAYALETi DÖVDÜM
OLAYI YAŞAYAN = Hurşit Büyükgöz
TARiH = 13 Şubat 1997
YER =iSKENDERUN
Öncelikle bana bu kalbi kadar temiz sayfayı ayırdığı için POSTA gazetesine çok teşekkür ediyorum. Şu an hala devam ettiğim kuryelik mesleğine henüz yeni başlamıştım. Çok acemiydim. Tüm pizzaları döke saça zütürüyordum. Bu sakarlığım yüzünden işimden kovulmam an meselesiydi. Patron bana gıcık gidiyordu. Bir gün patron beni çağırdı. Bugün beni son kez deneyeceğini, eğer bir sakarlık daha yaparsam beni işten atacağını, bunun artık son şansım olduğunu söyledi ve arkasını dönüp gitti. işte tam o sırada patron odasının kapısını kapatırken bir cisim gördüm. 15-16 yaşlarında küçük bir kız, patron tam kapısını kapatırken rüzgar gibi süzülerek kapıdan içeri girdi. Ama kızda bir gariplik vardı. Yüzü bembeyazdı, sarı uzun saçları vardı ve yerlere kadar uzanan beyaz bir elbisesi vardı uçarak, süzülerek ilerliyordu. Ben de o zamanlar abaza takılıyorum. Kıza gevşedim. Birden o kızla evlendiğimizi hayal ettim. Ne güzel olurdu; ben işten gelirdim o balkondan uçarak beni karşılardı. Duvarların içinden geçerdi. Küçük küçük hayalet yavrularımız olurdu. Geceleri el ele mezarlıklarda dolaşırdık. Talih yüzüme gülerdi ulan. Bir meyhane açardım adını da dostlar meyhanesi koyardım. O sırada yanımdan geçen görevlinin osurmasıyla hayalimden uyandım. Patronun kapısını yumruklamaya başladım bırak o kızı ulan şerefsiz o benim olacak benim diye bağırmaya küfretmeye başladım. Odanın kapısını açan patron, bana şaşkın gözlerle baktı ve odada 15 dakikadır yalnız olduğunu odasında kimsenin olmadığını söyledi. Ben inanmadım tüm odayı araştırdım. Tüm dolapları, çekmeceleri, sandalyenin altını, kitapların arasını patronun ağzını aradım ama bulamadım. Gerçekten öyle bir kız yok muydu diye düşündüm çok korktum ve korkudan bayıldım…
Uyandığımda motogibletin üstündeydim. Pizzaları zütürmem gereken adres de elimde yazılıydı. Bunun son şansım olduğunu biliyordum, eğer bu sefer de başarısız olursam kovulacaktım, çok dikkatli olmalıydım. Saat gece 10 olmuştu. Hava çok soğuktu ve lapa lapa kar yağıyordu. Hava kurşun gibi ağırdı. Tam o sırada bir cisim gördüm bana doğru yaklaşıyordu. Yolda gitmiyor adeta süzülüyordu uçar gibi gidiyordu mükemmel yol tutuşuyla göz dolduruyordu. Farlarını yakmış önümden geçiyordu süper bi araba diye düşündüm keşke benim de öyle bir arabam olsa. Tam bunu düşünürken bir cisim gördüm. Yolun ortasında duruyordu. Durmuyor adeta süzülüyordu. Elimde yazılı adrese bakarak işte pizzaları bırakmam gereken ev bu dedim motogibletimi park ettim eve doğru ilerledim. Pizzaları düşürmemek için çok dikkatli tutuyor ama bir yandan o iş yerinde gördüğüm hayalet kızı bir kez daha görebilmek için can atıyordum. Ama hayaleti görürsem de zaten korkudan pizzaları düşürecek ve işimden olacaktım. Çok kararsızdım bir seçim yapmalıydım işim mi hayalet kız mı ? Eeh yeter lan diyerek pizzaları yere fırlattım ve korkunç eve yaklaştım. Eve gidecek ve hayalet kızı ailesinden isteyecektim. Cebimden çıkardığım bir tarakla saçımı taradım motogibletimin aynasına bakarak üstümü başımı düzelttim. Ama tam o sırada aynadan bir cisim gördüm. Çok korkmuştum adeta iliklerim donmuştu korkudan … gözümde çapak vardı. Hemen yüzümü yıkadım. Tam arkamı döndüğümde bir hayalet gördüm. Bas git lan ! Diye bağırdım. Ağzını yüzünü dağıttım hayaletin. Hayalet bittin oğlum sen diye ağlayarak kaçtı. Kızı isteyeceğim eve doğru uçtu hayalet. Sonradan o kasabanın yaşlı bilge amcasından öğrendim ki o dövdüğüm hayalet, aşık olduğum hayaletin abisiymiş. Defalarca gittim evine özür diledim ya abi stresliydim o gün isteyerek vurmadım elim kaydı desem de anlatamadım. Ve o evin altının yatır olduğunu öğrendim. Dövdüğüm hayalet o yatırdan çeteyi toplayıp gelicek diye çok korkuyorum zütüm başım ayrı atıyor.
Bu arada ben de o iş yerinden kovuldum ama daha iyi bir yerde kurye olarak çalışıyorum. O aşık olduğum hayaletle seviyeli bir ilişkimiz var her gün öğle paydosunda mezarına gidip biraz dua okuyorum oturup bir çay içiyoruz. Ama abisinden hala çok tırsıyorum.