-
101.
0olabilir aslında veda hutbesinde peygamber kadın erkek eşitliğiyle ilgili konuşmalar yaptı
-
102.
0orta çağ avrupasında ingilterede yaşayan bir hristiyan çiftçi ne kadar iyi olsa da hristiyan olduğu için cehennemlik mi vallahi ilginç
-
103.
0muhafazid isra 95 te melekler insanlarla temasa geçemez diyor , ama meryem 19 da CEBRAiL meryemle konuşuyor . ateistler bunu da açıklasın mı wtf ?
-
104.
0@81 şuku.
-
105.
0@74 haklı panpa
geçen meal okurken şu ayet dikkatimi çekti bi bak istersen
BAKARA 23. Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayri şahitlerinizi yardımcılarınızı) da çağırın.
Kuran muhteşem bir edebiyatla indirilmiştir panpa gerçekten de böyle -
106.
0gibtir git topkapı sarayında hz.ömerden kalan ve korunan kuran_ı kerim'e bak kodumun sığır liseli salağı seni
-
107.
0Allah'ın büyüklüğüne ne yaptığına erişemessin. Eğer onu düşünmeye kalkarsan delirirsin.Ben hiç bunu kanıtlayabilen birini görmedim insan kendi aklından olur.Ama çok istiyosan bi intihar et gör gerçek mi değil mi ? Sonra ordan yazarsın bize de panpa
-
108.
0Peki ya gerçek ayetler nasıl?Tümünü Göster
Nisa 11- Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır.[107] Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Âyette, aynı konumdaki iki kız çocuğunun hissesi açıkça ifade edilmemişse de; bunlar da, ikiden fazla olanlar gibi, üçte iki hisse alırlar. -Diyanet işleri Başkanlığı ) Kadın evlendiğinde zaten kocasının babasından aldığı mirasa ortak. Legolas işleri başkanlığı
Nisa 3 - Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. 2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Yani: Tutup 4 kadın al demiyor. Onları koruyamayacak ve adaletli davranamayacaksan alma diyor. Aynı surede şöyle devam edilmiş:
Nisa 129 ; Tutkunluk derecesinde isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlamaya asla güç yetiremezsiniz. O halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Barışı esas alıp sakınırsanız, ALLAH çok affedici, çok merhametli olacaktır.
Kadınlar arasında adaleti sağlayamazsınız diyordu (Nisa 129 da). Nisa 3'te de "Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın"
"Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar)... "
Burada çok özel bir durum var yetim kızlar, yani kimsesi olmayan toplumda yalnız kalmış, tehlike altında bulunan kadınlardan bahsediliyor, çok özel bir konum ve özel şartlar söz konusu. Demek ki bu ayetin anlatmak istediği ortam çok özel bir ortam ki bir başka ayetinde hiç önermediği, adaleti asla sağlayamazsınız dediği birden fazla evlilik için, yine özel bir durumda izin veriyor ama burada bile adaletsiz bir durumda bunu yapmaya kalkma diye de ikaz ediyor bizleri.(Bu paragraf alıntıdır.)
Nisa 34: Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.[115] Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı[116] korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.[117] Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.
Diyanet işlerinin açıklaması daha mantıklı: Diyanet işleri Meali 34. Ayet Açıklaması -
109.
0115. “Koruyup kollayıcı” diye tercüme edilen ifadenin âyet metnindeki aslı “kavvâm”kelimesidir. Erkeklere, koruyup kollama görevinin verilmiş olması, iki cins arasında bir eşitsizlik gözetilmiş olmasından değil; erkeklerin güç, kuvvet ve fizikî oluşum bakımından farklı bir yapıya sahip bulunmalarındandır. Bu durum kadını erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna karşılık erkeklere, ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi ağır bir sorumluluk yükler.Tümünü Göster
116. Burada “gayb”, eşinden uzakta bulunan erkeğin namusu, malı ve her türlü hakkı anlamındadır.
117. Mü’minler için en güzel örnek Hz. muhafazid Aleyhisselâmdır. Bu âyet-i kerimeyi en iyi anlayan da şüphesiz ki odur. Kesin olarak biliyoruz ki o ömründe bir defa olsun elini kaldırıp bir kadına vurmamıştır. “Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir” buyuran da odur, “içinizden biri, karısını köle döver gibi dövüp sonra da gece onunla yatabilir mi?” diyerek karı koca ilişkilerinin sevgiye dayanması gerektiğine dikkat çeken de odur. Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz Veda Hutbesi’nde, çok can alıcı konulara temas etmiştir. Bu hutbesinde kadınların haklarının gözetilmesini ve bu konuda Allah’tan korkulmasını özellikle vurgulamıştır. Kadının, evlilik sorumluluklarını yerine getirmemek, kocanın haklarını ihlal etmek, onun şahsiyet ve vakarını zedeleyici tavırlar sergilemek veya iffet ve namusunu tehlikeye sürükleyebilecek durumlara meyletmek gibi olumsuz davranışlara girmesi hâlinde, aile yuvasının devdıbını sağlamaktan birinci derecede sorumlu olan kocanın, içine düştüğü mecburiyetten dolayı bazı tedbirlere başvurması tabiidir. Bu tedbirler, zaman, mekân ve sosyal şartlara göre farklılık gösterebilir. Âyette son seçenek olarak zikredilen darp meselesi de çok istisnaî bir tedbirdir. Böyle bir tedbirin fayda getirmeyeceği, tam tersine zarar getireceği bilinen durumlarda, islâm bilginleri, kesinlikle bu seçeneğe başvurulmaması konusunda ittifak hâlindedirler.
3299-”Resulullah buyurdular ki: “Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz.” (Ebu Dâvud, Nikâh: 43, (2147)
Evet böyle bir hadis vardır lakin Kur'an-ı Kerim'e aykırı hadis olarak geçer. Ehli Sünnete ve Kur'an'a aykırı sayılmaktadır.
iSLAM, KiŞiNiN EŞiNE ŞiDDET UYGULAMASINI ONAYLAMAZ. ŞiDDETiN SORGULANAMAMASI DAHA VAHiMDiR.
Bakara 282: Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi ekgib etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alışveriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin.[79] Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah, size öğretiyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.[80]
Diyanet işleri şöyle açıklamış:
79. Âyetin bu kısmı, “Ne yazıcı ne de şahid (adaletten ayrılarak hak sahiplerine) zarar vermesinler” şeklinde de tercüme edilebilir.
80. Bu âyette, borç ve alışveriş işlemlerinde anlaşmazlık çıkmasını önleyecek, tarafların haksızlığa uğramamasını sağlayacak belgelendirme, şahit tutma ve rehin gibi önlemlerin alınması istenmektedir. Bu uygulamaların ne şekilde gerçekleştirileceği konusunda ayrıntılara kadar inilmiş olması, konuya verilen önemi göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Ancak prensip, işlemin sağlama alınması olmakla beraber karşılıklı güven duygusunun da önemli bir unsur olduğu ve bunun kötüye kullanılmaması gerektiği vurgulanmaktadır.
Böyle bir hadis yok. Verilenler şu hadisi işaret ediyor:
-Bize Cuveyriye, Mâlik ibn Enes'ten; o da ez-Zuhrî'den; o da ibnu Muhayrîz'den tahdîs etti ki, Ebû Saîd el-Hudrî (R) şöyle demiştir: Biz (Musta'lık oğullan gazvesinde) birçok kadın esîrlere ka*vuştuk Bizler azl yapıyorduk Bunu Rasûlullah'a sordukRasûlul-lah (S) üç defa:
— "Sizler hakîkaten bunu yapar mısınız?" diye sordu da aka*binde: "Kıyamet gününe kadar bu dünyâda vücûd bulacak her ha*yât sahibi, kurtuluş yok, muhakkak meydana gelecektir" buyurdu
Daha günümüz Türkçesine yaklaşık haliyle:
Ebu Said radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Beni'I-Mustalik gazvesine ciktik. Arap esirlerinden cokca esir ele gecirdik. Kadinlara karsi arzu duyduk. Cunku uzerimizde bekarlik siddet kesbetmisti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramizda Resullullah aleyhissalatu vesselam varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk.
"Hayir! buyurdular. Bunu yapmamaniz gerekir. Kiyamete kadar gelecegi takdir edilen her canli mutIaka yaratilacaktir (siz tedbirinizle onune gecemezsiniz)."
Konusu gelmişken islam hukukunda Cariyeliğe bakalım:
Câriyeliğin kaynağı, savaş esiri kadınlardır Savaş sonrasında tıpkı erkek esirler hakkında olduğu gibi kadın esirler de ya karşılıksız olarak, ya fidye karşılığı serbest bırakılırlar veya köle olarak gazilere dağıtılırlar Hiç şüphesiz bu alternatiflerden biri tercih edilirken, karşı tarafın elindeki müslüman esirlerin durumu ve islâm'ın maslahatı gözetilerek tercih yapılır.(Alıntı)
islâm hukukunda câriyeler diğer kadınlardan farklı bir statüye tabidirler Efendileri nafakalarını ödemek ve iffetlerini korumak mecburiyetindedirler Onlara iyi davranılması da Kur'an'da emredilmektedir (en-Nisa, 4/36) Efendileri, yediklerinden onlara yedirir, giydiklerinden giydirirler Azat edilmeleri sözkonusu edilmemiş olan câriyeler alınıp satılabilirler Ancak azat edilmeleri efendilerinin ölümüne bağlı olanlar, azat edilmeleri karşılığında kendilerinden bir bedel talep edilmiş olanlar ya da efendilerinden çocuk getirmiş olup "Ümmü Veled" statüsünü kazanmış olanlar alınıp satılamazlar(Alıntı paragraf) tam araştırın amk öyle gelin buraya - 110.
-
111.
0@1 aynı benim düşündüklerim amk. bir de diyolar yok öyle düşünme deme günah. o zaman niye beynim var amk
-
112.
0@78 şukunu verdim dostum
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 30 01 2025
-
malum barlıkı
-
sağlıksız gıdanın ruha iyi gelmesi
-
insan beyninde bir başkasının beyninde
-
beyler askıda eskort kampanyası
-
insanın ama susadığı saatlerdeyiz
-
ahmet türk türk değil
-
arka analımdan sıcak osuruk çıktı
-
bir iran erkeğini arka deliğimde arzuluyorum
-
bu mq parası kolay kolay birikmiyor
-
arkadaki zütten anal yapacak
-
taşaklarımla beynimi ameliyatla
-
ameliyatla dana taşağı diktirsem
-
arka analımı yırtana kadar gibip
-
ahh arka analım yarılıyor
-
zaten bu kadar geri zekalının olduğu bir yerde
- / 1