Nisa 34
Bu ayeti celileler, küçük bir toplumu temsil eden aile kurdıbını yönetmek ve korumak hakkında önemli ipuçları vermekle birlikte yuvanın devdıbını tehdit eden tehlikeleri de bertaraf edecek yöntemleri açıklığa kavuşturmaktadır.
öncelikle her kurumun bekasının düzene muhtaç olduğu, düzen temininin ise bir yöneticiyle sağlanacağı hususu herkesçe bilinmektedir.
bunu göz önünde bulunduran Allahü teala kendi bağışı ve kulun kesbi üstünlükleriyle birlikte erkeği aile reisi olarak tayin etmiştir ki; yöneticilerde zeka, hafıza, kuvvetli anlayış, karar ve istikrar gibi özelliklerim bulunmasını bu vasıfların birçoğunun da ekseriyetle erkeklerde bulunduğu göz ardı edilemez.
karı koca arasında meydana gelen sürtüşmeler yuvanın yıkılmasına ve çoluk çocuğun perişan olmasına sebebiyet verecek raddeye ulaştığında kullarına herkesten ziyade acıyan Allahü teala bunu engellemek için aile reisi olan kocaya bu hususta üç yollu bir uygulama öğretmiştir ki; ilki, kocasının meşru isteklerine karşı yaptığı isyanlara karşılık, ahirette karşısına çıkacağına dair vaazu nasihatte bulunmaktadır.
Bunun etkisi görüldüğünde KATiYYEN başka bir yola başvurulmaz.

Bu da fayda vermeyecekse ikinci olarak aynı yatakta sırtını dönmek veya başka yatağa geçmek suretiyle cimayı terk etmek öngörülmüştür.

Bu da fayda vermezse, üçüncü ve SON çözüm olarak hafifçe dövme ameliyesi ortaya sürülmüştür ki, BU DÖVMENiN ŞiDDETLi VE PEŞPEŞE OLMAMASI, AYNI YERE RAST GETiRiLMEMESi, YÜZ GiBi KIYMETLi UZUVLARDAN SAKINILMASI, KAMÇI VE SOPA GiBi YAKICI ALETLER KULLANILMAYIP, MENDiL, EL, MiSVAK GiBi UFAK ŞEYLERiN TERCiH EDiLMESi tavsiye edilmiştir.
Tabi ki bu karı koca arasındaki normal ilişkilerde ve basit münakaşalarda söz konusu olmayıp, ANCAK boşanmaya sebebiyet verecek derecede önemli geçimsizlikler vuku bulduğunda başvurulacak bir yöntemdir.

49/HUCURÂT-7: (Ey müminler), biliniz ki, aranızda Allah’ın Peygamberi var. Eğer O, birçok işlerde size uysaydı, muhakkak darlığa düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi; ve onu kalblerinizde güzelleştirdi. Küfrü, nifakı ve isyanı ise, size iğrenç kıldı. işte bu vasıfta olanlar, hidayete erenlerdir.

Yine de Rasülullah (SAV) 'Hanımlarını dövenler asla sizin hayırlılarınız değildir.' (Beyhaki es-seünenül kübra. No. 14775, 7/496) buyurarak evla olanın, ne olursa olsun dövmeye teşebbüs etmemek olduğuna işaret etmiştir ki, Rasulullah (SAV)in hayatı boyunca hiçbir kadına el kaldırmak bir yana, incitici bir söz dahi söylediği rivayet EDiLMEMiŞTiR.

Günümüz mealcilerinin çoğu bu ayeti celilerenin manasını açıklamışlarsa da, bir iki tanesi, güya islamı kötü göstermemek adına tenzih yapayım derken tahrife düşmüş ve kimi: 'Darb' kelimesinin geçtiği cümleyi '... nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka bir yere gönderin.' şeklinde tercümeye kalkışmışlardır. Burada arapça bir kaide söz konusudur.
Bu mana lügat açısından hiçbir temele dayanmamakla birlikte; yuvanın dağılmaması için bu kadar önlemler alan dinimizin hedeflediği gayeyle taban tabana ZITTIR. Zira kadınları evden çıkarmak ve başka bir yere göndermek, tamamen kontrolsüzlük sebebi olabileceği gibi, asr-ı saadetten günümüze kadar din adına böyle bir uygulama DUYULMAMIŞTIR.

Şayet bu mana doğru kabul edilecek olsaydı, elbette bu güne kadar bunu çıkarıp tatbik sahasına çıkaran bir alim olurdu.
Kimi de: '..ve sonra onlarla cimada bulunun.' şeklinde tercüme etmiştir. Bu manaya yakın bir anlam bazı lügatlerde mevcut olsa da bu Rasulullahtan (SAV) bu güne kadar nakledilen bir mana olmadığından bu makamda uydurma sayılabileceği gibi, emredilern merhaleler arasında uygun bir yer BULAMAMAKTADIR.

Zira nasihatten sonra yatakların ayrılması emredillmişken, bu iki çözümün sonuç vermediği yerde cima emri verilmesinin, saha sonra da: 'itaat etmeleri halinde onlara karşı bir yol aramayın.' buyurulmasının manasını bize hyangi akıllı açıklayabilir?

Ben devam edicem kardeş. lakin eğer sen bizimle gerçekten neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamak için tartışıyorsan bunlar sana kafi..
şayet inatlaşmaksa maksadın, elimden birşey gelmez..
unutma, insan bilmediğinin düşmanıdır...