bana aşkı öğreten kadını anlatıyorum beyler

Bu kadar uzun anlattığıma bakmayın belki 5 gün belki 1 haftada gerçekleşiyor tüm bunlar. Her neyse beyler acı gerçeklerle yüzleşmek durumunda kalmaya başlayacağımız zamanlar gelmişti. Önümüzde büyük bir engel vardı, ve adını hala bilmediğim için zagor diyeceğim ona. zagor başka bir şehirdeydi, ve gelmesi çok yakındı. çok aşıktım, asla bitsin istemiyordum. acıdan acıya, kederden kedere balıklama atlıyordum.
http://www.youtube.com/watch?v=Qg6t9gVaV94

reserved

Günler geçti, zagorun geleceğine günün ilk saatlerine girdik. O gün uyumadık ve öğle saatlerine kadar konustuk. ben hiç bir kadını değil, hiç bir şeyi böylesine istemedim dıbına koyayım. ama oluru yoktu, zagor gelecekti ve benim boyu kısa sevgisi dağlardan büyük sevgilim ellerimden kaçıp gidecekti. ağladım beyler, çok ağladım. kendimi tuta tuta bakışlarımı başka yöne çevire çevire karşısında ağladım.
http://www.youtube.com/watch?v=YmU9cCkMnEo

Kamera kapandı, ve o gitti. uyuyamadım saatlerce. yanakta dönmeden, gözümü açmadan saatlerce uyuyamadım. aklımda tek bir şey vardı ve yanımda değildi. baharla gelen her şey şifadır beyler. yağmuru da aşkı da şifadır. baharla gelenler bile böylesine kutsalken allahtan gelen nasıl kötü olabilirdi ki ulan? ben bunu istiyordum, farklı yoldan da olsa acımı çekecek büyüyecektim.
http://www.youtube.com/watch?v=Epcj13tZ3gI

işler yine tahmin ettiğimden kolay oldu. bir şeyler oluyor ya her şey rayına giriyordu. Biz eskisi kadar sık olmasa da görüşebiliyor, konuşuyorduk. özlemimi ona anlatabiliyordum. bana kalırsa bir aşığın başına gelebilecek en güzel şey dıbına koyım. yine günler geçtii şehrime geleceğini söyledi bana ben sokaktayken. dizlerimin bağı çözüldü nefes alamayacak hale geldim. kalbim çok hızlı çarpıyordu ve ben içtiğim sodanın parasını ödeyemeyecek kadar orda değildim. yürüyemedim dıbına koyım. kendimi minibüse attım, oturdum. kafamda binbir soru işaretiyle hayatımın en uzun minibüs yolculuğunu yaptım.

günler günleri kovaladı her zamanki gibi. bir aksam ben geldim dedi. aynı şehirdeyiz. bu hissi de anlayamazsınız lan. nerde olduğunu biliyor, geceyi orda geçirmek istiyor ama en ufak zarar verme korkusundan semtine bile giremiyordum. elim kolum bağlıydı, her zamanki gibi bekledim onu. çok uzun bekledim. sabah oldu sonra. üstümde zıplamayla uyanamayan ben alarmın başladığını duyar duymaz uyandım duş aldım, çayı koydum ve beklemeye başladım yine

bir mesaj geldi sonra telefonuma. in hadi çabuk diye. indim ve bence saatlerce, size göre ise 5-10 dakika bekledim. taksiden indi, kapısını kapattım. hiç bir zaman 2.defa bana gelmeyeceğini düşündüğüm kadın tam o anda yanımdaydı. hemen yürümesem oraya yığılabilirdim dıbına koyım. az da olsa yürüdük ve bu kısa sürede elini tuttum. ben böyle bir an yaşamadım daha önce lan. başka bir kadının içine boşalmakta alamadığım zevki elini tutarak aldım. asansöre bindik ve yukarı çıktık

kilidi nasıl açtım, kapıyı nasıl kapattım bilmiyorum. sarıldım sonra. zaman kavrdıbını yitirdim, ne kadar sürdü bilmiyorum ama sarıldık. dokundum ona. bunu ta iliklerimde hissediyordum ki öptü beni. kalbim çok hızlı atıyordu buna emindim ama elimi sol göğsümün üstüne zütürecek gücü bulamıyordum kendimde. çaylar kondu, kahvaltı masasına oturduk. bikaç parça poğaça yedim bir bardak da çay içtim. yanıma geldi sonra. kucağıma oturdu. sıcaklığını bacaklarımda kalbimde parmağımda ve hatta her uzvumda hissettim. öpüştük sonra. çok öpüştük. öpüşmekler yetmedi, elimi pantolonun fermuar kısmından biraz aşağı zütürdüm, ve sıcak demire elimi sürmüşüm hissi uyandırdı bu dokunuş bende

pantolonunu indirdim, daha da hissederek dokunmaya başladım. bir iki üç yetmiyor, elime parmaklarıma hakim olamıyordum. gibim hiç olmadığı kadar pantolonumu zorluyordu ve elim arada hala tamamen vücuduna değmemişken bile ıslanmıştı. üstündeki bluzu da çıkarttım ve çırılçıplaktı karşımda. diz çökmüş beni bekliyordu, hayallerimdeki kadın. aylarca beklememe değen bir güzellikle erkeğini bekliyordu.

yatağı içeri taşıdım, yastıkları falan ayarladım ama bunları inanın ben de bilmiyorum ne sürede ne hızla gerçekleştirdim. odaya geçti o, ben de çekmeceden prezervatifleri alıp yanına geldim. soyundum ve öpmeye başladım. bilen bilir beyler, arabaların bile çalışması için önce motoru ısıtmak gerekirdi eskiden. kadınlara da bu gözle bakıyordum ve öncelikle onu hazırlamak gerekiyordu. ama karşımda babamın adını unutturacak kadar aşık olduğum kadın vardı, ve tüm bildiklerimi unutup prezervatifi taktım. içine girdim. çok güçlü hissediyordum kendimi ve karşımda kendini bana teslim etmiş bir kadın, kadınım vardı. vücudumu ona dayamış, içinde gidip geliyordum. bu sıcaklığı görünce çok dayanamadı adını mazhar koyduğumuz doğmayacak çocuklar.. yalan olmasan 1 yada 2 dakika içinde boşaldım ve üstüne yığıldım..

bi dinleyelim bakalım.

çok susadım dıbına koyım. ben hiç bu kadar susamamıştım. ayağa kalktım ama adım atamıyordum, kalbim bu kadar hızlı kan pompalanmasına dayanamıyor gibiydi ve benim onu dinlemekten daha önemli yapacak işlerim vardı. önce bir su içtim ardından bi sigara. vakit kısıtlıydı ve vücudumun aşkı göstermek için tek yolu vardı sanki. kendimi zorlamıyordum, bunu bilinçsizce yapıyordum. çok geçmeden yine sertleştim ve yine girdim içine. taşaklarımın vücuduna çarpmasıyla oluşan sesi, onun inlemesini ve benden bilinçsizce çıkan sesleri duyuyordum ve bu beni daha da güçlendiriyordu. her seferinde daha sert giriyordum içine. yatak sallanıyordu, komsularım evdeyse evimde neler döndüğünü biliyordu. çok geçmeden boşaldım yine. erken boşalmak dert değil bir başarıydı sanki benim için, gurur duyuyordum bizle

tek sigara içmeden, hiç konusmadan, yerimden kalkmadan, sadece uzanırken bir daha sertleştim. aradan 5 dk geçti geçmedi bir daha girdim içine. uzatmayayım beyler birkaç defa daha tekrarlandı bu durum. vaktimiz yoktu evden çıkmalıydık. duş aldım, giyindik. sanki az önce o altımda değilmişçesine hiç sevişmemişiz gibi, ilk dakika oluşan istekle yürüdük yollarda. uzak bir semte gittik. buluşmamız gereken insanlar vardı ve bir bankta iki yabancı gibi oturarak onları bekledik. arkadası kuzenimden evvel geldi ve bir süre yanımda oturdular. ben hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım ulan. yanımdaydı ve dokunamıyordum. vay dıbına koyım diye düşüne düşüne orda otururken onlar kalktılar, iyi günler dilediler bana.

çok geçmeden kuzenim geldi. gelir gelmez lan nooldu sana dedi. bir şey seni beklerken sıkıldım falan desem de inanmadı ve anlattım durumu. sen niye üzülüyosun bir dahaki gelişini hayal etmediğin kadın yanına gelmiş amcık, gibi bişey dedi sanırım. hak verdim ve gidip bişeyler yedik. çay içmek için bir yere oturduk. birkaç saat geçti ve eve gitmek istedim. ona yazdım. tuvalete diye aşağı ineceğini az da olsa görüşebileceğini söyleyince kuzenimi uzağa yollayıp yanına gittim. 1 dakika değil bakın, 30-45 saniye kadar onu gördüm ve bakış açım değişti yine. eve döndüm ardından. sabah erkenden bulusup kahvaltı edecektik dışarıda.

saat 8 servisiyle yukarı çıkmam ve otobüse binmem gerekiyordu, yoksa gecikecektim. 07:56'da uyandım ve nasıl oldu bilmiyorum normalde sadece yolun 5 dakika sürdüğü servisin durağına hazırlanıp gitmem 4 dakikamı almadı. yanına gittim, kahvaltı ettik beyler. ama çok seviştik. birbirimize dokunmadan, çok soyunduk. çok toparlandık. çok duş aldık o kahvaltı masasında. yine düştük yollara, benim hiç bilmediğim onun ise inanılmaz bir şekilde hakim olduğu bir yerde mola verip çay içtikten sonra yola koyulduk. vardık ve ayrılmamız gerekiyordu. bu son görüşmemizdi ve belki de bir daha asla göremeyecektim onu. dışarıda olmanın verdiği sıkıntıyla çok öpüp çok koklayamadım onu vedalaşırken. ama ardından bakıp bi sigara yaktım. yürüyemeyip bir yere oturdum, kulağımda kulaklık yoktu ama o bildik şarkıydı bu hikayenin fon müziği.
http://www.youtube.com/watch?v=SmQsA8m4FIo

aradan zaman geçti kendimde kalkabilecek gücü buldum, ve yürümeye başladım. bacaklarım beni taşımıyordu, yeni sakatlanmış rıdvan dilmen gibi topallaya topallaya yürüyordum. çok geçmedi durağa geldim ama daha fazla dayanamayıp çimlere oturdum. nerden baksanız 2 saat oturdum orda, kulağımda müslüm gürses, her hücremde o. aksam üstü olunca düştüm yollara. eve döndüm, evdekiler halimi sordular konusmadım. konusamadım dıbına koyım. konuyu değiştirdim yine. işlerin nasıl gittiğini skorda bi gelişme olup olmadığını sordum çökmüştüm. rüyadan uyanmam gerekiyordu, bu aşka uzun bir ara verilmişti

vay aq ya.

yine bişeyler yolunda gitti ve yine başka bir gün için sözleştik. buluştuk. evin her köşesinde, mutfağın parkelerinde bile seviştik. inliyordu ve o inledikçe işimi biraz daha iyi yapmalıyım dercesine özenle ve sertlikle içine giriyordum. yine kısıtlı zamanımız vardı, yine çok sevişmiştik. banyodaki aynanın karşısına geçti o, ben de karşısına. bir baktık kendimize. sokaklar yürürken bize bakan insanların baktığı kadar varmışız. bu kadar aşık, bu kadar yakışan, bu kadar güzel bir bütün görmedim ben. odamıza geçtik yine, tadına baktım orda. çölün ortasında suya hasret kalmış ve ardından o suyu bulmuş mecnun gibi doya doya emdim öptüm yaladım. içimdeydi ve ben de onun içindeydim.

başka bir semte gittik sonra. ikimizin de bildiği ve ikimizin de karşılaşmaması gereken insanların olduğu bir semt. yeni evlenmiş bir çift gibi, birbirine çok aşık olarak alışveriş yaptık orda, balık ekmek yedik. aynı koladan yudumlar alıp aynı turşu kabından turşu yedik. beyler hiç kendimi birine ait hissetmemiştim bu kadar. birbirimize aittik ve tadını çıkarıyorduk bu durumun. yine aksam oldu, yine dönüş vakti geldi. otobüse bindiğimizde gündüz, indiğimizde geceydi. o ilk gün birlikte yürüyemediğimiz yollarda yürüdük, karanlığa sığınarak el ele kol kola.. eve bıraktım sonra onu. yine sonuncu görüşmemiz olduğunu düşünerek vedalaştık

¶▅c●▄███████||▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅▅||█* :~ :► :► :► :► :►
▄██ ▲  █ █ ██▅▄▃▂
███▲ 94 ▲ █ █ ███████
███████████████████████►
◥☼▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙☼◤