-
1.
+33 -6Bugün tüm yaşadığınız duyduğunuz veya gördüğünüz sıradışı olayları unutun.Çünkü bugün benim hikayeme şahit olucaksınız.Ben kimim? Bunu gibine bile takmayanlar olabilir ama kim olduğumu öğrenmek istiyorsanız yalnızca okumanız yeterli...
Carl. Yaşıtlarından farklı bir genç hem de hiç olmadığı kadar, henüz içinde bulundurduğu gücün bir zerresine bile ulaşmamış farkında olmayan biri. Bazılarına göreyse ezik bir sünepe ya da silik bir tipden başka hiçbir şey değil. Sahi ben kimim? Sanırım ben hiçkimseyim veya hiçbirşey
Alkolik, kumarbaz bir baba ve her gün it gibi çalışıp eve yorgun argın dönen ve bomtak bir sebepten dolayı kocasından dayak yiyen bir anneyle büyüdüm. Anneminse bu herife niye katlandığını hiçbir zaman anlamadım sanırım aşk gözünü kör etmişti. Babam zamanında hiç böyle biri değildi gayet kendine dikkat eden ailesine değer veren biriydi. işini kaybettikten sonra ise bunalıma girmiş her şeyden nefret eden yarım dünya misali büyüyen göbeğiyle hayatı evdekilere dar eden bir insan olmuştu.
Yaşadığım yeri biraz anlatmam gerekirse tek kelimeyle çöplük denebilir.Bir evde yaşadığımı düşünüyorsanız çıkarın onu aklınızdan böylesi benim için sanırım en lüks şeyden bile daha lükstü o zaman için. Yaşadığım yer barakalardan oluşan fakir bir kenar mahalle denebilecek biryer. Ufak tefek sanayi işleriyle uğraşan tamirathanelerin bulunduğu bir yer. Burada en lüks hayatı yaşayanların bile en fazla geniş bir karavanı olur.Her sokak başında çöp yığınları dışında uyuşturucu satıcıları, hırsızlar,alkolikler, tinerciler,serseriler kol geziyor.Ülkenin sıradan umursanmayan fakir mahallesi suçluların bir numaralı yerleşim yeriydi.
Kendimden bahsedersem yaşıtlarıma göre çok hızlı gelişiyorum tabi o anlık nedenini bilmiyordum alakasız bir şekilde yapılıydım üst sınıflarla kıyaslanabilirdi. Kahverenginin açık tonlarında sarıya çalan bakımsız dalgalı saçlar ve renkli gözlerim var(sanırım ailemin bana verebileceği en iyi şey bu ) -
2.
+132 3 kişi var devam o zaman
Kabuslarım devam ediyor mu diye merak edenler evet ne yazık ki hergün devam ediyor. Karanlık kordidorlarda koşturmak mı, değişik yaratıklardan kaçmak mı, sonu olmayan her yerinde farklı bir acı olan labirentler mi?Hergün farklı bir korku farklı bir kabus. Artık geceleri veya gündüzleri uykumun bölünmesi, terler içinde uyanmak ve uyandığımda kendimi yatağımda bulamamak canımı sıkmaya başlamıştı. Bunları engellemenin bir yolu var mıydı?
Yeni bir gün ve yine bir kabustan uyandığımda bu sefer evimizin yakınındaki bir parktaydım. Sanırım bu mahallede güzel kalan tek yer ve nedensiz bir şekilde beni rahatlatan biyer. Yemyeşil bir alan, etrafı süslü budanmış çalılarla türlü türlü ağaçlarla çevrili, renkli banklar ve ördeklerin olduğu bir süs havuzu olan bir park. Hırsızların bu ördekleri de çalmaması çok garip. Odama bir kamera gizlemiştim(fakir olduğumuz için şaşıran insanlar için şunu not düşeyim annem ara sıra babamdan gizli cebime para sıkıştırır yıllardır ben de bunları hiç harcamam ki zaten harcayacak bişey de yapmıyordum. Biriktirip kamerayı aldım).Kamerayla paralar gizliydi çünkü babam görürse bir dakika bile beklemeden kumara koşacağından adım gibi emindim. Bugün haftasonuydu ve yapacak işim yoktu hemen eve koştum ve kamera kaydını izlemeye başladım. Babam kumara gittiğinden dolayı evde yalnızca annem ve ben vardım bu yüzden rahatlıkla izleyebiliyordum.
Kayıt oynuyordu her şey normaldi. Uyuyordum zaman ilerledi sonra çırpınma benzeri kıpırdanmalara ve mırıldanmaya başladım. Sanırım kabus gördüğüm an bu andı. Biraz böyle zaman geçtikten sonra, Hasgibtir dedim kendi kendime.Bi anda öylece kaybolmuştum.Bu nasıl olabilirdi? Mümkün müydü böyle birşey?O neydi?
(yine kabusumda kaçıp kurtulduğum yerde uyandım) -
3.
+11Kimsenin bilmediği bir yer vardı oraya pek kişi takılmazdı. Hemen oraya koştum. Düşünemiyordum direk ışınlanabilirdim ama koştum işte koşarken de olayı düşünüyordum ordaki sesler aklımdan çıkmıyor sürekli içeride yankılanıyodu. Beynim resmen işkence çekiyordu. Ertesi sabaha kadar orada oyalandım. Polisler geldiğinde ise çok iyi yerlere saklanıyordum. Ertesi sabah eve geldim annem hala kendine gelememiş şoktaydı.Ruh sağlığı pek iyiymiş gibi gözükmüyordu. Polisler ifademi alması gerektiğini söyledi.Tam konuşacaktık sıkıştım. Tuvalete gitmek için müsade istedim ve tam salondan çıkarken annemin ağzından şu sözler döküldü
"Katil. Baba katili kocamı öldürdün.(yavaş yavaş üzerime yürüyordu)ailemizi dağıttın"(polisler annemi tuttu. içgüdülerim kaçmamı söylüyordu. Bela peşimdeydi bunu biliyordum -
-
1.
0Kaltak karıya bak bıraksaydın kafasını kesseydi kadın milleti değilmi yaraksız kalcağına canından olmayı seçer
-
1.
-
4.
+11Daha doğrusu ben ayrıldıklarını, ayırabildiğimi sanmıştım. Babam o arada hemen mutfağa koşmuş ve alabildiği en keskin bıçağı almıştı. Beni itekleyip annemi duvara dayadı ve bıçağı boynuna dayadı.Ben ayırmaya çalışıyordum. Anneme bildiği tüm küfürleri edip vurmaya başladı bıçak hafif hafif yaralar açmaya başladığında ise benim adeta gözüm dönmüştü.Ne yaptığımı bilmiyordum gerildim ve babama tüm gücümle bıçağı son anda çekip ittirdim. Babam yere yığılmıştı ve bir hayvan gibi üzerime geliyordu artık hedefindeki kişi bendim. Onun da gözü dönmüştü.Bir tokat attı ben yere yığıldım ve bıçağı karnıma sapladı.Ne yaptığını bilmediğinden adım gibi emindim.Ama o anın şokuyla bir sinir krizine daha girdim elimde bir bıçak olduğunu düşünüyordum babam annemle uğraştığı için farketmemişti ama elimden kemikten yapılma sivri resmen komando bıçağı tarzında bir bıçak çıktı.Ben hiç aldırış etmeden gemen babamın üstüne yürüdüm ve yeniden ittirdim. Düzgün düşünemiyordum adeta içimdeki hayvan ortaya çıkmıştı. Yapmayı istediğim tek şey öldürmekti ve avım da tam karşımdaydı. Bıçağı sapladığı yer çoktan kapanmış yara kaybolmuştu bile.O da bunun şaşkınlığında olmalıydı.Ben de bu şaşkınlıktan yararlanarak ardarda bıçak saplamaya başladım. Birkaç yerinden kan geliyordu.Kan elime geldiğinde,o sıcaklığı hissettiğimde adeta avını başarıyla yakalamış bir kurt gibi zevkten kendimden geçiyordum. Kendime geldiğimde ise her şey için çok geçti babam kanlar içinde yerde yatıyordu. Babam öldüğünde üzüleceğimi hiç düşünmezdim ama insanın yine de babası ve içinde bir bağ var.Bir elimdeki bıçağa bir babama baktım. içimdeki pişmanlık ve üzüntüyle acı bir şekilde haykırdım. Annemin korku dolu bakışlarından içimdeki vicdan azabıyla evden kaçtım. Nereye gideceğimi ise hiç bilmiyordum
-
5.
+11Bir hafta boyunca aralıksız kayıt yaptım. Hergün istisnasız aynı şey oluyordu.Her gün başka bir yerde uyanıyordum. Neden hep rüyamda kaçıp kurtulduğumu gördüğüm yerde uyanıyordum?
Artık bunu anlamalıydım. Bugün uyumamaya ve yine kayıt yapmayı düşündüm zaten haftasonundaydık yani sabah okula gitme gibi bir derdim yoktu. Kamerayı yerleştirdim ve oturmaya başladım hafif bir ışıkta sevdiğim kitapları okumaya çalışıyordum. içerden arada sırada sesler geliyordu ve bunlar beni ürkütüyordu. Karanlık korkutucuydu.Bu kadar korkmamın neden büyük ihtimalle babam olacak binin verdiği saçma sapan cezalardı. Daha küçük bir çocukken annemden para alırken gördü ve haber etmediğim için banyoya kitlemişti.Bu herif alkolden resmen düşünce yetisini kaybetmiş. içerden rüzgarla birlikte tabaklar ve tencelererin hafif hareketleri gecenin etkisiyle yüksek bir sesle geliyordu. Hava iyice esmeye başlamıştı. Ceketle yatağın içindeydim. Rüzgar sanki kıyamet koparmışcasına evi zütürmeyi amaçlıyormuş gibi esiyordu. Tencereler de bu arada sürekli birbirine vuruyordu. Rüzgar dindi ben de kendimi rahatlatmaya korkumu azaltmaya çalışıyordum. Kendimi telkin ediyordum "Tamam birşey yok. Geçti".PAT! birden dengede durmayan bi tencere düştü hemen yatakta gözümü kapadım eskiden gittiğimiz bir piknik alanı vardı babam işini kaybetmeden önce 2 haftada bir burda piknik yapar ailecek vakit geçirirdik hemen orayı düşündüm gözümü açtığımda ise oradaki bir bankın üstünde yatıyordum. Saat epey geçti. piknik alanının her yeri aralıklı konulan lambalarla sağlanıyordu.Çukur ve yüksek olan ufak tefek yerler dışında bu alanın geri kalanı dümdüzdü.Önünde de küçük bir göl vardı. Lambaların beyaz ışığıyla çok güzel parlıyordu. Gölete bakmış kendimi sakinleştirmeye nasıl böyle şeylerin olduğunu anlamaya çalışıp bir yandan gölün güzelliğine dalmışken arkamdan dokuna bir elle korktum ve yerimden fırladım! -
-
1.
0Jumper filminden çalmışsın resmen bin
-
2.
0Panpa zaten esinlenme yeri orası jumper filmiyle. mutantlik konusunu severim marvel vs o yüzden marvel gibi değişik özelliklerle jumperdaki gibi bir yeteneği sentezleyerek özgün bir karakter yaratmaya çalıştım keşke hepsini okuyup öyle yorum atsaydın
-
1.
-
6.
+12 -1Her geçen gün gelişmeye devam ediyordum, reflekslerim sürekli artıyordu, duyularım ise bir hayvanınki gibi keskindi, gözlerim şahin gözü gibi en ufak detayı bile görüyordu bir radardı sanki. Kulaklarım ve burnum ise bir kurdunki kadar hassas ve duyarlıydı. insanların ne hissettiklerini etrafa yaydıkları kokudan anlayabiliyordum tıpkı bir köpek gibi.iç güdülerim gelişmişti insanların düşüncelerini tehlikeyi doğru veya yalan söylenmesini ya da söylediği şeyi ne amaçla söylediğini gayet rahat anlıyordum.Bu sayede insanları rahatlıkla köşeye sıkıştırabiliyordum.Ne yapacağını bildiğimi anladığı zamanki suratlarında şaşkın ifade ve kimden sızdığını aramaları bana zevk veriyordu. Oyuncak gibi oynuyordum onlarla.
iri yapım detayları atlamamam insanları köşeye sıkıştırıp her türlü durumdan sıvışabilmem yüzünden insanlar bana biraz tuhaf bakıyordu. Hissettirmemeye çalışıyorlardı ve git gide uzaklaşıyordu. Tanrıdan daha ne isteyebilirim ki? Zaten tek istediğim biraz yalnızlık ve huzurdu.Ne kadar gizlemeye çalışsalarda ne düşündüklerini zaten biliyordum bu yüzden düşüncelerine müdahale etmedim değiştirmeye çalışmadım. Beni yalnız bırakmaları benim için yapabilecekleri en iyi şeydi -
7.
+11 -1Fiziksel yönüm farklılıklarım arasında en basitiydi. Hiçbir gün yattığım yerde uyanamadım(bunda ne var diyebilirsiniz ben de en başta böyle demekten ve bunu uyurgezerlik sanmaktan öteye gidemedim. Hatta doktorlar da aynı şeyi söylüyordu).Kabuslar peşimi birgün bile bırakmadı. Durmadan kabus görüyordum ve uyandığımda ise kendimi bambaşka biryerde buluyordum. Bunun nedenini öğrendiğimde hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını ise henüz bilmiyordum.
Küçücük barakada odam da çok küçüktü bu yüzden içinde pek bir şey yoktu. Kırık dökük boyası atmış duvarlar,bir masa,bir tabure,bir yatak ve dolap. Kitaplarım genelde yatağımın altında yer alsa da etrafta saçılan bikaç kitap da gözden kaçmıyordu. Fakir olsak da yine de annem elinden geldiğince kitap alıyordu.
Liseye başlarken insanların farklı olacağını düşünmüştüm ancak sanırım bu imkansız birşey. insan doğası gereğince sıradan, tekdüzelikten ileri gidemiyor, belirli kalıplarda sıkışıyordu. Gördüklerim bunu kanıtlıyordu sanki.Ne mi görüyorum bir avuç insan düşünceleri pek de farklı olmayan insanlar. Hepsi ya okul takımında veya sosyal aktivitelerde öne çıkmış, kendini beğenmiş, zengin,okulun popüler bini ya derslerden ve kitaplardan başka hiçbir hayatı olmayan inekler ya da iri çocuklar tarafından tartaklanan, parasına el konulan eziklerden ibaretti. Popüler olma çabası gözlerini kör etmişti çoğunun.
Okulun genel görünümü iyiydi. Bilgi birikimi açısından da çok değerliydi birçok kitap barındırıyordu. Tarih bilim felsefe fizik astronomi ne ararsanız var denebilirdi.Ama içerideki insanlar içinse çok bilgili olduklarını söylemem sanırım pek doğru değil. Okulun görünümü orta çağlardan kalma bir şato gibiydi. Tarihi şatolar gibi renkli camları, görkemli yapısı, içinde bulundurduğu tablolar ufak tefek heykelcikler ile camelottan veya merlin masalından fırlamış gibiydi sanki ancak bu görkemli duruş bile burayı kullananların ne kadar sıradan, sahtelikler saçan görünümünü ne kadar gizleyebilirdi? -
8.
+10Polisler gittikçe yaklaşıyordu benim kapımın önündeydi tam kapıya vurdu açılıyorken son anda ışınlanabilmiştim kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse.Son anda kaçtım iyi güzel ama ben şimdi ne yapacaktım ? Nereye gidebilirdim ki?Hiçbir yeri bilmiyordum. Burada yeniydim. Dilimi bilen biri var mıydı? Etrafta dolanmaya başladım.Ama sürekli düşünüyordum dalgındım.Ne yapacağımı bilmez bir halde bir banka çöktüm.Bu kasvetli halimi gören bir kişi yanıma geldi. Adam biraz iri yarıydı güleryüzlüydü. Saçları yavaş yavaş beyaza çalmaya başlamıştı. Benim yanıma geldiğinde üstünde gri sanırım bir pantolon ve bir de üstünde gömlek tarzı bir tişört vardı. Kendi dilinde bişeyler söyledi anlamadım.Ben de ona kendi dilimde anlamadığımı söyledim. Sonra kendi kendime ben aptal mıyım adam kendi diliyle konuşurken bende ana dilimle cevap veriyorum diye söylendim.
-
9.
+9Beyler okuyan varsa ses edin la şizofren gibi hissediyorum kendimi amk
-
-
1.
0Okuyom panpa Ben
-
2.
0Okuyom panpa Ben
-
1.
-
10.
+9Dün olanları düşündüm korkuyordum. Gözlerimi kapattım. Piknik alanını düşündüm ve ordaydım? Acaba düşünceyle mi oluyordu.bir yer hayal ettim yapmaya çalışıyordum deniyorum. Olmadı.Bir türlü odaklanamıyordum.eve gittim yemeğimi yedim ve odaklanmayı nasıl gerçekleştirebileceğimle ilgili birkaç şey okudum yarın bunları uygulayacaktım. Yeniden o terkedilmiş tamirhaneye gittim .Dün öğrendiğim teknikleri uygulamaya çalıştım adım adım.
1.si odaklanmamı sağlayamadı
2.Biraz daha etkiliydi ama yeterli değil
Sonuncusu ise tam odaklamayı sağladığı söyleniyordu sıra ondaydı uygulamaya başladım bir yer hayal ettim ve gözümü açtığımda ordaydım. içim içime sığmıyordu içimde anlamsız bir mutluluk vardı beklide güçlerimi kontrol edebilmenin sevinciydi. Güçlerimi kontrol edebildiğimi sanıyordum ama henüz o kadar iyi değildim ve pek bişey bilmiyordum.Bir hafta boyunca her gün okul çıkışlarında o tamirathaneye gidiyor ve kendimi geliştirmeye çalışıyordum sürekli odaklanmayla ilgili şeyler okuyordum dikkat toplama falan.Çünkü hözümü kapatıp dakikalarca odaklanmaya çalışmak istemiyordum kafamı boşaltmalı ve ne yapacaksam anında yapmalıydım bir hafta sonunda kendimi geliştirmiştim artık daha kısa sürede odaklanıyordum, daha çabuk yapabiliyordum, dikkat testleri ve geliştirici uygulamalar yapmaya devam ediyordum. Birgün okuldan geldim. Evde yine kavga vardı annem işten çıkmış ve aylığını almıştı.Şerefsiz herif de bunu çok iyi bildiğinden hemen annemin boğazına sarılmış para istemişti. Ayırmaya çalıştım.Zar zor ayrıldılar -
11.
+9+Evlat bu saatte burada ne arıyorsun ailen nerde?
-Şey ben sadece biraz rahatlamak için gezmeye çıkmıştım ve yoruldum.(Gerçeği söyleyebilr miydim? Hayır.Büyük ihtimal ya uyuşturucu kullandığımı ya da bir kaçık olduğumu sanırdı)
+Bu saatte mi?
-Dediğim gibi sadece biraz rahatlamaya çalışıyordum burası da gayet sakin
+Pekala senin evin nerde?
(kısaca tarif ettim)
+orası buraya biraz uzak değil mi sence de ?(inanmamış gibi)
-Ben uyurgezerim uyandığımda ise buraya yakın bir yerde uyanmıştım ve aklıma en yakın burası geldi. Rahatlarım ve sabah olunca eve dönerim diye düşünmüştüm
+Pekala gel bakalım hava esiyor hasta olacaksın
-Teşekkürler(ışıkların vurduğu güzel desenlenmiş taşlı yolda yürüyerek giriş çıkışın yapıldığı kapının yakınındaki kulübeye vardık. Buradaki kulübeler alan geniş olduğu için bungalov tarzıydı içinde minik bir tuvalet ve banyo, küçük bir mutfak ve bir de salon gibi geniş bir yer vardı. Bekçi masası burada bulunuyordu birkaç koltuk da vardı bilgi almaya gelen veya danışmaya şikayet etmeye gelen insanlar için)
+Şu koltuklardan birinde kıvrıl sabaha daha var vardiyam bitince seni evine bırakırım
-(gözlerimden uyku akıyordu ama uyuyamazdım yoksa yine birden kaybolabilirdim)Yok zaten uykum yok dedim
+Tamam zaten benim de tek başıma canım sıkılıyordu biraz muhabbet ederiz en azından. Kahve ister misin?
-Zahmet olmayacaksa bir bardak alabilirim -
12.
+9Geri gelirken Yolumuzun üzerinde okul vardı. Oraya gittik ve kayıt işlemlerini başlattık. Okul bir üniversite gibi genişti. içinde öğrencilerin oturabileceği kocaman bir bahçe ortada bir süs havuzu. Kocaman bir kafeterya da vardı. Okulun en alt katı yemekhanenin bulunduğu bölümdü. Kafeteryada yemek yiyecek durumu olmayan öğrenciler aylık bir ücret ödeyerek yemekhaneden yemek yiyordu. Sıraya girmeden önce müdür yardımcısından da fiş alıyordunuz. Okula gideceğim için aslında heyecanlıydım. Yalnızlığı ne kadar sevsem de zaman geçirmek zor oluyor ve canım sıkılıyordu.Yaz boyunca Boba yardım ederek geçirdim hatta o kadar öğrenmiştim ki eğlenceli bile geliyordu. Tahtadan süs eşyaları ve birçok şey yapıyorduk. Marangoz atolyesiydi yani. Canım sıkıldığı zaman oraya gider tahtalardan birini alır oradaki bıçaklardan biriyle uçaklar gemiler yapardım. Ordaki bıçakların düzgün yapamadığını düşündüğümde bob yanımdayken bileyliyordum ancak bob yanımda yokken bileylemeye üşendiğim için gizlice kendim bir bıçak çıkarıyordum elimden ve onunla hızlı bir şekilde yapıyordum. Hızlı iş yapmamdan dolayı bob beni çok yetenekli buluyordu ama bunu yaparken neredeyse sürekli elimi kestiriyordum. Tanrıya şükür yaralarım hemen kapanıyordu da bob farketmiyordu.Bu arada işten geriye kalan zamanlarımızın çoğunu Bobun anadilini öğrenmekle geçiriyordum çünkü okul o dilde eğitim veriyordu.
-
13.
+8Geldim beyler devam edelim beklettim kusura bakmayın
DEVAM
Tuvalete kaçmıştım. Acaba beni gördüler mi?Yakaladıkları an büyük ihtimal direk merkeze zütürür en fazla da birkaç dava sonra kendimi hapiste bulurdum. Aslında pek sıkıntı değildi ordan kaçmak benim için çocuk oyuncağıydı.Hem de arkamda tek bir iz bile bırakmadan ama insan nedense korkuyor (hala insan olduğumu düşünmekten kendimi alamıyorum ne yazık ki).Kasaya dönüp ordaki çalışana birkaç soru sordular ne dediklerini duyabiliyordum beni arıyorlardı ve ellerinde de resmimi çoktan dağıtmışlardı çalışan pek dikkat etmemişti ama yine de biraz bakıldığında hatırlanmayacak bir tipim yoktu. ilkten pek dikkat etmedi tanımadığını söyledi. Polisler son kez dikkatli bir şekilde bakmaları konusunda ısrarcıydı. Dikkatlice baktı birşey anımsar gibi oldu. Düşünmeye başladı.Ben sanırım hatırlayamadı diye düşünürken adam
-Hatırladım demin şu bilgisayardaydı
+Bilgisayarda ne yaptığını biliyor musunuz?
-Genelde bu yaştaki çocuklar yalnızca oyun oynar siz niye bu kadar merak etmiştiniz?
+Bu çocuğu cinayet suçundan arıyoruz o yüzden şimdi bize ne yaptığını söylerseniz seviniriz!(sesinden yavaş yavaş sinirlendiği belliydi.Çalışan da bunu anlamış olacak ki hemen vakit kaybetmeden bilgisayarda nerelerde dolandığıma baktı. Tabikide karşısına internette araştırdığım suçlu iadesi olmayan ülkelerin listesi çıktı.)
-En son suçlu iadesi olmayan ülkelere bakmış
+Sanırım doğru iz peşindeyiz kaçmayı düşünüyor olmalı (yanındaki arkadaşına).Çocuk şimdi nerde?
-Az önce siz gelirken hesabı ödeyip tuvalete gitmişti.
gibik herif. içimden bir ton küfür ederken bir yandan da ne yapacağımı düşünüyordum.Her ne kadar yalnızlığı sevsem de insanlarla az çok iletişim kurardım buna mecburdum ve dışlanmamak içinse güçlerimi gizlemem gerekiyordu. Başka çarem kalmamıştı.O listeyi kısaca aklımda düşündüm ve en iyisini aradan seçtim gideceğim yer sanayisi çok iyi olmasa da kötünün iyisi denebilecek bir yer vardı. Ağır işleri yapabilirdim bu konuda kendime güveniyordum. Hemen kafamı boşaltmalıydım. Sakinleştim ve gideceğim yere odaklandım.Bu arada polisler de yaklaşmaya devam ediyor ve teker teker kapılar açılıyordu. -
14.
+8Beyler bu arada hikayeyi yarım bırakma burdan diyen bir panpam vardı ona da cevap vereyim aklıma gelmişken panpa okuyan olduğu sürece hikaye yarım kalmayacak bu hikayeyi de tek hikaye olarak bitiresim yok ilgi gelirse sezon sezon olarak hikayeyi devam ettiricem ilgi olmazsa tek bu hikayeyle kalacak yeni hikayeye gecicem ayrıca finalde hikayeyi beğenenler nick6 girerse sevinirim girmezse de canları sağolsun
-
15.
+8Uyandığımda bir gariplik vardı.ilk kez yatagimda uyanmıştım. sonra kalkıp ışığı açtım. Karşı duvarda 3-5 tane kemikten bıçak karşımda duruyordu ve iki tanesi de yatağıma batmış haldeydi. Kabusumda gördüklerim aklıma gelince normal karşıladım ama Bob a ne diyecektim?
-
16.
+8Beyler abimi bekliyorum misafirliğe gidicez boşluk bulduğum anda yazmaya devam edicem zaten sövmeyin fazla
-
17.
+8Polislerin annemle uğraşmasını fırsat bilerek kaçtım ama ne yapmıştım o bıçak nasıl çıktı. Bıçak kemiktendi fazlasıyla belliydi. Kaçtım ve bir yere saklandım bu ülkeden gitmeliydim. Polisler beni eninde sonunda bulurdu. Gizlenerek tenha bir yerde bir internet kafeye girdim hızlıca internete girdim ve suçlu iadesi olmayan ülkelere baktım. Bunlardan birine gitmem gerekiyordu. Hapise giremezdim.Bir hedef belirledim ve kapattırmak için kasaya yöneldim dışarda polislerin ekip arabasını gördüm kafamda kapşon vardı.Ödemeyi yaptım tam çıkarken araçtan biri beni farketmiş olmalı ki hızlıca internet kafeye doğru döndüler ve park ettiler.Ben o arada tuvalete kaçmıştım bile
-
18.
+8Adamın arabasına bindik ve evine doğru yol almaya başladık. Arabası da çok güzeldi volkswagen bir minibüs tarzı arabaydı(ne deniyodu unuttum aq işte).Evleri biraz şehrin dışında kalıyordu. Sanırım her şey benim istediğim gibi gelişiyordu. Yine sakin bir yer. Yalnız kalabileceğim bir yer. Evleri çok hoş 2 katlı bir evdi.Ben burayı baya yadırgamıştım.Çünkü yıllardır barakadan başka yerde kalmamıştım. Burası bana bir saray gibi geliyordu adeta.Eve girdiğimizde mutfaktan mis gibi kokular geliyordu.Bob yolda gelirken olayları eşine anlatmıştı ve yemek yapmasını istemişti. Gittiğimizde harika bir yemek bizi karşılamıştı. Etler salatalariçecekler yanında aperatifler ve leziz bir çorba.Bu kadarı benim için cidden çok fazlaydı normalde ancak günlerdir eve uğramamıştım ve boğazımdan doğru düzgün yemek geçmemişti. Buna rağmen sofraya oturduğumuzda biraz çekingen yaklaşıyordum. Sally bunu farketmiş olacak ki eşi boba bişeyler mırıldandı. Sally benim dilimi bilmiyordu.Bob hemen çekingen durmamamı onların yanında rahat olabileceğimi söyledi.Ben bundan biraz rahatladım ve daha iştahlı yemek yiyordum zira saygısızlık etmeyi de istemezdim. Evlerini kısaca anlatmak gerekirse kapıdan girişte bir oturma odası ve biraz ilerleyince sağ tarafta mutfak vardı oturma odasında kapının hemen yanında duvarın arkasında bir televizyon bulunuyordu hemen yanında 2 pencere arasında 1 kitaplık vardı ve içinde birçok kitap bulunuyordu. Tanrım bob çok fazla okuyor olmalı televizyonun karşısında bir koltuk takımı ve ortada bir sehpa vardı koltuklar hilal şeklinde televizyonun karşı tarafında bulunuyordu koltuk takımının arkasında bir yemek masası vardı biraz genişti açıkcası o tarafın penceresi de boldu etraf yemyeşil ve biraz da ormanlık olduğundan geceleri ürkebileceğiniz ama gündüzleri ise içinizi ısıtan bir manzarası vardı. Mutfakta girişin hemen yanında buzdolabı sebzelik gibi şeyler vardı sol tarafta ise dolaplar bulunuyordu. Dolapların hemen karşısında bir tezgah ve tezgahın bitişinde ocak ve en koşede kolonun yanında ise bir fırın bulunuyordu. Balkona açılan da bir kapısı vardı. Mutfak balkonu yan bahçeye bakıyordu. Merdivenin altında depo tarzı eski eşyaların konulduğu bir bölüm bulunuyordu.
-
19.
+7Her geçen gün kendimi eğlendirmek için birşeyler buluyordum. Bazen uzun koşulara çıkardım. Bazen de ormanın derinlerine gidip güçlerimi eğitmeye ve kontrol altına almaya çalışıyordum. Bunları ihmal etmemem gerekiyordu. Bunun yanında ise öfke kontrolünü gerçekleştirmeye kesinlikle ihtiyacım vardı. Bunu yapamazsam okulda iri yarı çocuklarla uğraşırken bir cinayete daha bulaşabilirdim. Artık bunların izlerini atlatmışken kendimde yeni bir iz daha açmak ve buradan da kaçmak zorunda olmayı istemiyordum.
-
20.
+7Zaman geçiyor sınavlar birbirini cekistiriyordu pek zor geçtiğini söyleyemem. Günler geçtikçe ben bikac kişiyle yakınlaştım. Sadece birkaç arkadaşım vardı pek fazla ortamlarda takılmazdım. Yıl sonu geldi yaza giriyorduk yakın arkadaşlarımdan biri parti düzenlediğini doğum gününe gelmemi istediğini söyledi okuldaki çoğu kişi gelecekti partiye.Ben olmaz dedimse de dinletemedim. Doğum günüydü kıramadım. Gidecektim ama ne alacaktım ki hediye olarak? insanlarla pek ilişki kurmazdim bu yüzden de ne hediye alınacağını bilemiyordum. Buralarda soğuk sık sık olur, sıkı giyiniriz.Bu yüzden bir kitap ve yanına bir de güzel bir atkı aldım.Bob bana harçlık da veriyordu ben yine aynı şekilde biriktiriyordum çünkü haracaybileceğim bişey yoktu