1. 9.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=U27cYygyI7Y
    ···
  2. 8.
    0
    http://fizy.org/#s/3xx9it
    ···
  3. 7.
    0
    neyse devam dinleyen çıkar belki http://www.youtube.com/watch?v=jnv9TiU1TJ0
    ···
  4. 6.
    0
    gariptir çoğu gece yazdıklarımı paylaşıyorum burada, altında da 3-5 şarkı, daha kimse uğramadı, ne okuyan var ne dinleyen.
    ···
  5. 5.
    0
    http://fizy.org/#s/17msew bunu da dinleyin gececi tayfa
    ···
  6. 4.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=VYCOg-yglNM dinleyin panpalar bi de sigara yakın
    ···
  7. 3.
    0
    @2 umarım panpa, teşekkür ederim.
    ···
  8. 2.
    0
    umarım bulursun yeğen *
    ···
  9. 1.
    0
    bulamıyorum işte kendimi, öyle bir kaybettim ki sende. aramaya bile mecalim yok artık, yoktu desem daha doğru olacaktı aslında. son bir gayretle gideceğim yine seni aramaya kendimi bulmak için. garip değil mi, yaklaşmak bir kenara, iyice uzaklaşıyorum senden seni ararken, olabildiğince uzağa gidiyorum. önce sofya’ya gideceğim, bir kadının ismine sahip bir şehrin, zarif sokaklarında arayacak gözlerim seni, sonra gece olacak, hiç tanımadığım bu şehrin, bir daha hiç uğramayacağım bir salaş barında yudumlarken içkimi ağır ağır, dudaklarımda senin ismin mısralara karışacak. orada da bulamadıktan sonra seni, üsküp’e doğru ağır ağır yol alacağım. yol uzanıp giderken yeni bir yalnızlığa, kulaklarımda hüzünlü bir şarkı ile seni anacağım trenin camından yansıyorken binlerce yaşanmışlığı köylerin, senden bihaber. üsküp’te seni anlatacağım hiç tanımadığım bir şehirliye, ya da hayatını bölünmüş acılarına adamış bir köylüye. taşköprü’den geçerken çektiğim fotoğrafı sana adayacağım, köprünün tam ortasında durup, dayarken kollarımı korkuluklara, bir sigara yakacağım seni düşleyerek. akşam olacak, ben yine sarhoş olacağım, yatakta yapayalnız, yabancı bir tavana dikilmişken gözlerim, ellerim uzanacak boşluğa sana sarılmak için. bana verdiğin o ufak kağıt parçasındaki kız çocuğunun yanağına bir öpücük kondurup, bastırıp göğsüme öylece uyuyakalacağım. sonra selanik’e gideceğim, senin topraklarına, sana ait olan bir şeyler bulmanın umuduyla. sokaklarını arşınlarken birer birer, esen rüzgar izmir’den kokunu getirecek belki bana, bir umut. akşamüstü denize nazır bir masada, bir kadeh uzo eşliğinde, bir mektup yazacağım belki sana, kulaklarımda hüzünlü bir piyanonun ezgileriyle. anlatacağım içimden geldiği gibi, yüreğimde kopan fırtınaları, imkansızlıkları, ulaşılmaza olan, sana olan aşkımı. belki buruşturup bırakacağım ege’nin sularına, belki de atacağım posta kutusuna, üzerinde aşina olduğun bir dilde yazılarla.

    sonra ne mi olacak? istanbul’a döneceğim, içimde yine seni bulamamanın hüznü ile. istanbul’a anlatacağım seni bininci kez, sıkılmadan dinleyecek o da, dinlemek zorunda çünkü o beni. belki biraz teselli edecek beni, sonra yollayacak yanına, ankara’ya.

    gözlerinin yüzdüğü karaya.

    ve hayat, olduğu gibi devam edecek işte…
    ···