-
101.
0---
omuzlarındaki sutyen askılarını, diğer askılardan kurtararak kullarına doğru indirdim. iki kolunu da teker teker dirseğinden büküp yukarı iterek askının içinden çıkardım. sırt dekoltesi anca sutyeni kapatacak kadar olduğundan, üstündeki body'lerin sırtından içeri sadece parmak uçlarımı sokarak sutyen kopçasına ulaştım ve ustalıkla açtım. -
102.
0balansta dolu zaten pıtlanmış ve tek başına teoman dinleyen kız. direk arkadan izin verdirecek. ama dinletiyor huur çocuğu. dıjkgg çabuk yaz lan
-
103.
0---
ellerimi ön tarafına getirdim, kulağına eğildim ve "üstten mi çıkartayım, alttan mı?" diye sordum bir ayrıntı yakalamak isteyen meraklı birinin ses tonuyla. gülerek bana döndü, yüzüne manalı bir ifade verdi, kulağıma eğildi ve "üstten çıkartamazsın tatlım" dedikten sonra yanağıma sıcacık bir öpücük kondurdu. bunun tek bir anlamı vardı; sutyeni destekli değildi ve göğüsleri yeterince büyüktü. o yüzden o sutyen, esneme payı olmayan dar body'sinin içinde göğüslerini ezerek yukarıya ilerleyemez ve dolayısıyla da dekoltesinden dışarı çıkamazdı. -
104.
0---
alttan çıkarmak biraz zor olacaktı, ama yine de imkansız değildi. zaten hatun da zoru başarmamı bekliyordu benden. body'sini belinin iki yanından kavradım ve yukarı çekmeye başladım. göğsünün altında toplanan kumaşı daha da yukarı çektim ve tam göğüslerinin olduğu yerde topladım. body'nin içinden sutyenini kavradım ve body ile beraber aşağı çektim. artık sutyeni göğüslerinden tamamen alakasız bir şekilde, karnının üzerinde anlamsız iki kabarıklık yapıyordu. benzer hareketi tekrar yaptığımda karnına daha da yaklaşmıştı. bu sefer elimi hatunun önüne getirdim, elimi body'sinin karnından içeri soktum ve sutyeni tam iki göğüs çıkıntısının ortasından yakalayıp aşağı çekerek çıkardım. -
105.
0---
sutyenini burnuma yaklaştırdım, gözlerimi hafifçe kapatıp içime derin bir nefes çektim. o nefesi 1-2 saniye tutarak tekrar verdikten sonra gözlerimi yeniden açıp hatunun gözlerinin içine gülümseyerek baktım. sutyeni tekrar aşağı indirip elini buldum ve avucunun içine tıkıştırdım. birkaç kişi sutyeni çıkardığımı görmüş, sonrasını merak ederek bizi izliyordu. bense hem o bakışları takip ediyor, hem de hatunu izliyordum. -
106.
0---
bir anda sutyeni tutan elini havaya kaldırdı ve kendini arkaya saldı. sırtıyla göğsüme yaslanıyordu ve elindeki suyen havada sallanıyordu. sutyeni havada daireler çizerek salladı ve bir anda ileriye doğru saldı. sutyen bir kızın kafasına düştü. irkilen kız kafasına elini atıp sutyeni aldı ve geriye bakarak gülümsedi. o da ileri fırlattı ve bir anda önüne dönüp sanki atan o değilmiş gibi takılmaya başladı. sutyen bu sefer bir çocuğun omuzuna düştü ve çocuk da sutyene baktıktan sonra birkaç saniye mal mal bakınıp, yanındaki arkadaşının akıl vermesiyle o da öne fırlattı. -
107.
0---
mekanda yarım saat daha durup biraz daha dans ettikten sonra, dışarı çıkmayı teklif ettim. hem hatun hem de arkadaşım bu teklifimi kabul ettiler ve dışarı çıktık. anlayışlı arkadaşım bizimle birlikte meydana kadar yürüyüp havadan sudan basit sohbet konuları açarak eşlik etti. meydana geldiğimizde ise vedalaştık ve onu gönderdik. hatuna döndüm. -
108.
+1 -2---
biraz çapkın bir erkeğim ama kadınlarla pat diye tanışmak konusunda da çekingenim. yani gündüz gözüyle, tamamen ayık bir kafayla ve gün içindeki olaylarla meşgulken yolda falan gördüğüm güzel bir hatunun yanına gidip de tanışamam. ama bir şekilde arkadaş ortamında ya da farklı bir şey için konuşmaya başlayıp da muhabbetin seyrini değiştirebildiğim kadınlarla genellikle sonradan uzun ya da kısa süreli bir ilişkiye girebiliyorum. çok param yok ama elim ayağım düzgün, çenem iyi çalışıyor, ve biraz da tecrübe olup hayat hakkında da enteresan görüşlere sahip olunca bir kadını etkilemem çok da zor olmuyor.
ama öyle tek gecelik ilişkileri falan da pek sevmiyorum. sabah kalkıp da birlikte kahvaltı yapmaya sıra gelince, daha ben hatunun kahvaltıda ekmek dilimi mi, pohaça-börek mı, yoksa omlet falan mı yediğini bilmiyorken onunla sevişmiş olmak rahatsız ediyor beni. bir kadınla sevişmeden önce onu bir miktar tanımak ve günlük hayatta onun yanındayken en azından neyi isteyip neyi istemediğini bilmek istiyorum. bu şekilde tanıdığım bir kadınla sevişirken de nelerden hoşlandığını anlayabiliyorum ve öyle bir sevişme çok daha güzel oluyor. kısacası, sırf gibmek için birlikte olmam bir kadınla. çapkın bir erkek olabilmemin asıl sırrı da burada zaten. -
109.
-1---
öncelikle kendimden biraz bahsedeyim. istanbul ile arası 5 saatten az olan bir şehirde üniversite okuyorum. okulu da biraz uzattığım için ortamlarda iyice kaşarlandım artık. istanbulda her biri ayrı telden çalan birkaç arkadaşım var, her biri kendi ortamlarında epey popüler olan insanlar ve istanbul'a gittiğimde genellikle hepsini birden görecek zamanım olmuyor çünkü her birinin yanında en az yarım gün geçirmeden kendimi onlarla buluşmuş sayamıyorum. her birinin kendine has ortamı öyle güzel ki, o insanlarla uzun süre bir arada kalmadığımda bir ekgiblik oluyor.
sonraki entryde de kadınlarla ilişkilerimden bahsedeceğim. -
110.
-1---
kalabalık yeterince coşunca teoman bir anda sahnede belirdi. çığlık atan kızların kendilerinden geçtiklerini hatırlıyorum. hep beraber şarkıyı söylemeye başladık. kafamı nereye çevirsem çığlık atan, zıplayan, bira şişesini kafasına diken insanlar görüyordum. benim de onlardan pek farkım yoktu zaten, bir de arkadaşım cool takılmayı bıraksaydı şahane olacaktı ama daha çok kendi çapımda coşup arada göz göze geldiğim tiplerle karşılıklı sırıtmaktan ibaretti benim manyaklıklarım. -
111.
-1---
bir anda kalabalığın içinde bir hatun dikkatimi çekti. tamamen siyah giyinmişti. üstünde sırf dantelden oluşan askılı bir body, onun içinde atlet gibi bir siyah body vardı, omuzlarındaki askıların yanında sutyeninin siyah askıları da vardı. altında da siyah ve kat kat alçalan bir mini etek vardı. bacakları ise çıplaktı. ayakkabılarına çok dikkat etmedim, alakam da olmaz zaten.
hatunun giyiminden daha çok dikkatimi çeken şey ise hareketleriydi. bir elini yukarı kaldırıp öylece dururken bir anda dengesini kaybediyor ve hafifçe sendeleyip, zar zor dengesini sağlıyordu. birkaç kez daha sendelerse kesin düşecekti, ayakta durabildiği son anları yaşamaktaydı.
usulca hatunun arkasına doğru ilerledim. -
112.
-1hi ziya how are you
-
113.
-1---
tam hatunun arkasındaydım artık. hemen önümde, dengesini zor sağlayarak ayakta durmaya çalışıyordu ve tek eli sürekli havadaydı. bir kolu yorulunca onu indirip diğerini kaldırıyordu, ayrıca dikildiği yerde sarhoş gibi sallanıyordu ama arada bir yana falan dönünce gördüğüm yüzündeki ifadeye bakılırsa ona o kafayı yaşatan şey alkol değildi. bildiğin uçuyordu hatun. -
114.
-1---
bir ara arkasından çok yaklaşmış olmalıyım ki, sallanırken biraz arkaya doğru geldi ve ayağıma basıp bana çarptı. dönüp özür diledi, sadece gülümsedim ve önüne döndü. -
115.
-1---
beklediğim an çok yaklaşmıştı. bir adım geri çekildim. havadaki elini indirip diğerini havaya kaldırmaya başladı. işte dengesini kaybetmeye en yaklaştığı anlar, havadaki elini değiştirdiği anlardı ve bir öncekinde bana çarpmıştı. bu sefer kesin düşecekti. -
116.
-1---
elini tamamen havaya kaldırdığında, tam beklediğim gibi oldu ve arkaya doğru havada süzülmeye başladı. sakince ellerimi ileri uzattım ve kızı koltuk altlarından yakaladım. nazikçe tekrar kaldırdım ve ayakları üzerine diktim.
ne olduğunu idrak edince tekrar arkasını dönüp gözlerimin içine baktı. yüzümde muzur bir gülümseme vardı. sadece gülümseyebildi, ben de elimi uzatıp çenesinin altından nazikçe kavradım ve başını sahneye doğru çevirdim. tekrar önüne döndü. -
117.
-1---
artık ön detayları verdiğime göre asıl olaya geçebilirim:
istanbul'daki arkadaşlarımdan biri 30'lu yaşlarında bir gazeteci. genellikle kültür-sanat faaliyetleriyle ilgili yazdığı için şehirdeki bütün güzel organizasyonlardan haberi oluyor ve normalde sırf içeri girebilmek için kafadan 50-100 lira harcanması gereken yerlere basın kimliğini kullanarak elini kolunu sallaya sallaya girebiliyor, hatta kimi organizasyonlarda kendisine içki bile ikram ediliyor. kendisi de sağ olsun beni çok sever ve ne zaman istanbul'a gitsem, normalde anca kapısının önünden geçebileceğim mekanlardaki birbirinden güzel organizasyonlara beni zütürür. hani her arkadaşımı görecek kadar zamanım olmasa bile onu mutlaka görürüm ve şimdiye kadar tek seferinde bile yanında kötü vakit geçirdiğim olmadı. -
118.
-3---
ne yaptığımı hikayenin devamında okuyacaksınız binler. başlıktaki cümlenin sonu "evine bıraktım" da olabilir, "rezil ettim" de olabilir, "gibtim" de olabilir. riski alıyorsanız okumaya başlayın. sonra elim gibimde kaldı, osbirden soğudum, falan diye gelmeyin amk.