bakış açınızı değiştirecek bir hikaye

mithat belinden silahını hızlıca çekti,
o an zaman durmuştu benim için,
eyvah! dedim , yannanı yedik dıbınakoyayim,
ya bana sıkacak, ya fıratla serdara sıkacak,
herşekilde yannanı yedim,
nasıl bir hareket yaparsam yapayım, benim durumumu kurtaramayacaktı,
ama beklediğimiz gibi gelişmedi olaylar,
mithat hızlıca belinden çıkardığı makinayı,
yere doğrultarak,
fıratla serdara seslendi,
tamam mithat benim, pedroda karşımdaki(eliyle beni işaret ederek), bi tatsızlık çıkmasın, karım çoluğum çocuğum yukarda beni bekliyor, eğer merkeze gidip ifade vereceksek geleyim sizinle, ters bişey yaşansın istemiyorum,
tamam dedi fırat,
ikimizide kelepçeleyip arabaya bindirdiler,
herşey o kadar hızlı gelişmiştiki dıbınakoyayim,
ters giden hiç birşey yoktu,
mithatın adamlarıda bizimle beraber karakola gelecekti mantıkken ama,
1000tane jamaican paket uyuşturucuyu,
fıratın, yani polisin görmezden geldiğini anlayınca mesajı almışlardı,
yani sizle bi işimiz yok, daha fazla zorlamayın mithat abinizin peşinden,
yoksa sizde zütaltına gideceksiniz...
o yüzden mithatın bütün adamları vitesi 5ten r ye caaaaartt diye takmışlardı * deyim yerindeyse,
bizde 4 kişi önde arabayı kullanan serdar, arkada ortada fırat sağında mithat kelepçeli vaziyette , solunda ben kelepçeli vaziyette, şile orman yoluna doğru koyulmuştuk ...

@130 boyum 1.78 kankacım, böyle bi hikayeden çok enteresan bi soru çıkartmışsın *

tabi araba, köprüden karşıya geçince, mithat otomatikman, sordu
birader siz hangi asayiş bölge müdürlüğüne bakıyorsunuz ? nerenin polisisiniz ?
karşıda ne işimiz var? bizi bağcılardan almadınızmı ??
tilki uyanmaya başlıyordu...
ben hala hiç birşeyden haberim yokmuş gibi salak ayağına yatıyordum,
o ara devreye serdar girdi, daha doğrusu bakışları yetti mithata *
çok konuşma gidince görürsün dedi.
herşey tıkırında gidiyordu
beyler şuan olabilecek en kötü şey ne olabilirdi sizce?
yani vay şansınızı gibeyim sizin ben a.q diyebileceğiniz ne olabilirdi ?
herşey bu kadar olumlu giderken ?

polis çevimresi vardı ileride,
şaka gibi dimi a.q polis çevirmesi,
çok hızlı bi karar vermemiz lazımdı,
fıratla birbirimize bakıyorduk, fırat kaş göz işareti yaptı,ne yapacağız ??? gibisinden, gerçekten çok sıkıntılı bi durum olmaya başlıyordu, mithat polis olmadıklarını öğrenirse, kaçırıldığını ayıkıcaktı, çevirmedeki polislerde bizi paketlemeye kalkacak çatışma patlayacaktı kısacası,
hızlı bi karar verdim,
mithat! bu adamlar bizi kaçırıyo! reşonun adamlarıgdgdfıgjıf falan derken mithata hayatında yiyeceği en sağlam kafayı attım, giden arabanın içinde * mithatı bi yarım saatlik uykuya sokmuştuk,
gülmeye başladık üçümüzde,
dıbınakoyim yenimi aklınıza geldi bu hareketi yapmak '' dedi serdar,
kahkahalarla çevirmemize gönlümüz rahat bi şekilde giriyorduk *

rutin bir ehliyet ruhsat kotasını doldurmaya çalışan memur arkadaş bizi fazla tutmadan, yolumuza devam ettik,
mithat yavaşdan ayılmaya başlarken,
biz depoya çoktan gelmiştik,
mithat sandalyede elleri ve ayakları bağlı bir şekilde filmlerdeki gibi duruyordu,
telefonunda bi sürü cevapsız arama vardır lavuğun eşi aramıştı, vede sanırsam adamlarıydı diğer arayanlar,
yavaş yavaş ayılmaya başlarken,
hiç nerdeyim ben ! siz kimsiniz falan ayaklarını yapmadı,
zaten beni karşısında elimde ingiliz yannanı gibi sopayla görünce, yanımda fıratındareşat abi, mithat depoda, gelecekmisin ? pedroyamı bırakalım?demesiyle, mithat bütün olayı kavramıştı,
korkak gözlerle bana bakıyordu , bantlı ağzından bi kaç cümle dökmek istiyordu,
bunları yapmamam için sebepler söylemek istiyordu,
reşat abi bütün kontrolu sana bırakıyo, istediğin biçimde hallet işini yarım saatimiz var biz dışarda bekliyoruz pedrodedi fırat,
tamamdedim, yarım saat''...
ve sonunda , mithatla başbaşa kalmıştım,
adaletsiz bi şekilde, başbaşa,
ağzı,eli , ayağı bağlı bi şekilde başbaşa

o an kendimi, haşa, tanrı gibi hissetmiştim,
bi adamın bütün hayatı benim ellerimdeydi,
o bağcıların kralı denilen lavuk, bana öyle acınası gözlerle bakıyorduki beyler, anlamsızca gülmeye başlamıştım,
bi an durup acaba gücün manyağımı oldum a.q bile dedim o an ,
gömleğimin kollarını sıyırdım, afilli afilli adımlar atttım , köpek balığı gibi daire çizdim etrafında,
arkasına geçtiğim zaman inllemeye başlıyordu, kendini kasıyordu, katilinin ne zaman vuracağını göremiyordu çünki,
tırsma lan! dedim,
nerde dıbınakoyim, bağcıların abisi ? nerde otoparkların kralı? bumu a.q dedim, yeni yetme bi delikanlıya harcattıracak kendine koca mithat reis dedim, ağzımdaki bantı çıkar diye işaret yapıyordu,
hayattta çıkartmazdım,
çünki biliyordum söyleceklerini,,
önce çok fazla para diyecekti,
ne istersen veririm diyecekti,
bunların benim için anlamsız geldiğini anlayacaktı,
karım var, çocuklarım var, sende gördün diyecekti,
işte o zaman ben o adamı öldüremezdim beyler,
yapamazdım yani,
çıkartmayaacktım o bandı, ağzından,

@142 nedemek kankacım benim. devam ediyorum yazmaya

bi sigara yakmıştım, zamanım boldu zaten daha yarım saatim vardı,bu lavuğun anasını gibmek için
bi sigarada buna uzattım,
al lan yak son sigaranı dedim.
aaaaa bant var ağzında dimi nasıl içeceksin dıbınakoyayim , neyse zaten sigara öldürür diyorlar boşver be mithatdedim * ulan o son cümleyi dememiştim o an aklıma gelmemiştide, keşke deseymişim amk kıyak olurmuş *
herneyse, şiddeti sevmem fazla beyler, çok öyle pgibopat bi adam değilimdir, anlık öfkelenirim, anlık parlarım ben,
sopayı elime aldım,
yavaşça yaklaştım mithata
tam ağzının ortasına,
bütün kuvvetimle
derin bi nefes çekerek
yapıtşırdım,
katırt kuturt diye ses gelmişti,
dişleri falan iptaldi,
artık o bandı çıkarsamda konuşamazdı zaten,
dudakları patlamıştı, ağlamaya başladı
dıbınakoyim daha fazla vurmak istemedim, kapıyı örttüm çıktım,
fıratın yanina geldim, sserdarla sigara yakmış beni bekliyorlardı,
tamammı hallettinmi ? hadi gidelim dedi
Yok dedim,
kimin öldürdüğünün zaten bi önemi yok, varsın sen öldür fıratdedim,
fırat gülümsedi,
serdaryapacağınız işi gibeyim diyip, belinden silahı çıkarıp hızlı adımlarla depoya girdi,
akabinde bi el mermi sesiyle çıkması bir oldu,
tamamdır hadi gidiyoruz dedi...
ceset öylece kaldı orada,
atladık arabaya,
reşatın yanına gidiyorduk,
bundan sonra neler olacağını, konuşaacktık

saat gece 3 olmuştu, elimde mithatın telefonu, cevapsız çağrılar anasının dıbına dönmüştü, hepsi son 1 saat öncesine kadardı ama, sanki 1 saat öncesine kadar bütün istanbul ayağa kalkmış mithatı arıyor,son 1 saatten sonrada istanbul,mithatın a.q diyip aramayı kesiyordu,
zaten öyle olmuştu, *
bu arada kendi telefonum aklıma gelmişti, dıbınakoyayım mithatın otoparka girdiğimden beri bakmamıştım lan telefona,10 15 tane cevapsız çağrı, hepsi gamze,
e dıbınakoyimmmmmm, gamze ağzıma sıççaktı,
hemen aradım,
hiç bağırıp konuşmasına izin vermeden,
aşkım, telefonum sessizdeydi, uyuya kalmışım şimdi uyandım falan filan diyip geçiştirdim,
fazla üstelemedi
4 gün sonra istanbula geri dönüyorum, dedi, tamam dedim dön paradan yana bi sıkıntımız yok artık dedim,
yüzünde bi gülümseme oluştuğundan emindim,ama hiç bozuntuya vermedi kendini,
gelelim görüşcez zaten senle pedroefendi '' dedi,iyi geceler dilekleriyle kapattık telefonlarımızı,
reşatın, barlardan birine gelmiştik,
kapıda 5 6 tane araba vardı,
ama aradan bitanesi çok gözüme ilişmişti, hayrola a.q ???

yeşil mercedes ???

mithatın adamlarının beni aldığı arabaydı a.q, plakada aynıydı,
fıratta bugün beni takip ettiği için arabayı hatırlayıp, hayırdır lan ? diyip hızlıca arabadan inip silahına davranmıştı, bende elimi cebime atıp yavaşça içeri giriyordum,
amk bitanede bana lazımdı şu a.q silahından, herkes polat alemdar kesiliyor an gelince,
ben avel gibi hala el cepteydim, şaka bir yana beyler içerden sadece bi adamın bağırtı sesleri geliyordu,
bardan içeri girdiğimde,bi düzine takım elbiseli tipi bozuk adamın, boynunu büktüğünü, ortalarında reşatın bütün hepsine tekme tokat girişip, bağırıp çağırdığını gördüm,
bundan sonra mithat yok lan! mithat diyeni yağlar giberim attorokoyim !,pedro var!,kabul etmeyen gibtirsin gitsin! alayınızın anasını avradını ulağğnn diye diye tokat manyağına çevirmişti herkesi, ben mekandan içeri adımımı atınca o bi düzine adam bana döndü,
artık bendim,
ben, pedro
bağcılardaki otoparkların , yıkamaların nerdeyse hepsi artık benimdi,
bir düzine adamda, ağzımdan çıkacak bi lafa bakıyordu,
o an tamam işte buraya kadar dedim,
kral sensin pedro dedim,
istemeden gülümsüyordum dıbınakoyayim,
şu hale bak nerelere gelmiştim lan ,
emre bininin görmesini isterdim,
bak kral oldum a.q lavuğu demek isterdim yüzüne o an,

seaalağmun aleğyke gibi bi ses çıkarttım , resmen şaşırmıştım dıbınakoyim,
amı zütü kaybetmiştim lan, hayatımda ilk defa gerçekten emir verecektim,
çok tuhaf bi güçtü bu,
o bi düzine adam hep bir ağızdan aleyküm selam abi demesiyle,
resmen orgazm oluyordum dıbınakoyim,
bıraksalar o bi düzine adamıma bakıp osbir çekebilridim yani o genç yaşımda, * *
neyse lan, abartıyorum, o kadar bozmamıştım şeklimi, istifimi,
yavaş adımlarla reşatın önüne geldim,
hürmetler abim dedim,
elini sıktım, öpmedim,
sana sadakatim sonsuz dur abim, benim arkamdaki insanlar seninde arkandadır abi dedim,
gülümsedi reşat,
tamam lan * boşver o ayakları şimdi, adamlarına söyle dönsünler semtlerine, bizde senle imza, senet işlerini halledelim, otoyıkamaları,garajları sana anlatayım, ayrıntıları konuşalım yukarda dedi,
beyler , dedim.
artık mithat yok,ben varım, korkulacakta bişey yok, mithat ne kadar adaletliyse,
ben herzaman 100 misli olurum, kimsenin kafasına bişey takılmasın, yarın herşey devam edecek,
sadece mithat yok, pedro var artık dedim,
hadi dağılın şimdi dedim
teker teker hepsi gelip elimi sıktı kimi;
eyvallah abim dedi, kimi hürmetler abi herkes birşey diyordu fazla uzatmadan bu ufak krallığımın ayrıntılarını konuşmak için reşatla yukarıya çıkmak istiyordum artık üstkattaki ofise geçmek

@152 * * güldürdün kanka arkadaşım selam söylüyor *

up up up kimller var beylerr

reşat başladı anlatmaya, beyler o gece rakı eşliğinde sabah 7 ye kadar reşat anlatmıştı, bağcılarki işlerin nasıl işlediğini falanını filanıı,bi ton şey anlatmıştı, şimdi size teker teker hatırlayabildiğim herşeyi anlatırsam, sabah olur zaten, en kolay şekilde özet geçeyim size,

2 otopark vardı, 2 tanede otoyıkama vardı,
benim ofisim o gece mithatı kaldırıdığımız yerdeki otoparktı , zaten iki katlıydı orası, üst kat ofis,alt kat otoparktı,
bu 4 mekanada altımdaki adamlar bakacaktı,ben sadece herhangi ters bi durum olursa elimi atacaktım,
her ay ortalama gelir 70 bin liraya yakın olacaktı, uyuşturucu olayından uzak kalacağıma dair karar kılmıştık,
kazanacağım parada ne olursa olsun, reşatla fifti ffifti bölüşülecekti,
+reşat ne derse o olacaktı,ama gayet geniş bi durumdu yani reşat kırkyılda bir bişey isteyecekti, bende onu gerçekleştirmekle yükümlü olacaktım,
istediğim zaman gibtir olup gitme hakkına sahiptim,
bütün mekanlar reşatta kalması şartıyla,

en özet hali bu beyler bağcılar andlaşmasının * sabah olduğunda ofisime gittim, arka tarafında güzel bir oda vardı, televizyonlu,şık bir duş, güzel bir yatağı olan,ilk çarşafları değiştirtmiştim a.q,
sonra bütün gün ayakta gezmenin acısını çıkarırcasına kendimi kitleyip uykuya dalmıştım, kesin emrim vardı amk *
akşam 5e kadar kralı gelse beni uyandırmayın demiştim

akşama doğru uyandığımda zafer sarhoşuydum a.q
hayat yeniden başlamıştı artık benim için,
bu arada benim ofisimde çalışanların arasında, fıratta vardı, hatta fırat artık deyim yerindeyse sağ kolumdu,
alt kata indim herşey yolundamı diye bakmaya,
hiç bir sıkıntı yoktu, fırat yanıma geldi
pedro!, aşşağıdaki otoparkta 4 aydır yatan bi araba var, çıkarallımmı artık onu, boşuna yer kaplıyo, borcu milyarı geçti, yada istersen parçalatıp satalım arabayı ? ne yapalım ?
gerek yok parçalayıp satmaya falan, atın arabayı dışarı, boşa yer kaplamasın fırat
tamam nasıl istersen
ben çıkıyorum biraz dedim,
hava almaya çıkacaktım biraz, avrupa yakası bunaltıyordu beni a.q,
hele o kaldığım semt , üstüme üstüme geliyordu sanki, çarpık kentleşme çok gözüme batıyordu.

beyler hikayeyi hızlandırıyorum, böyle gibsen bitmez, hala 2006 yılındayız a.q, roman çıkar ben böyle anlatırsam, biraz upspeed yapıyoruz

@159 vay a.q aynı anda , aynı karar *

sonraki iki gün herhangi bi şey olmadı aynı ruttin işler devam etti,
gamze gelecekti bugün, öğlen terminale gittim,o yeşil mercedesin arka koltuğundaydım * , arabayı fırat sürüyordu, ön koltukta başka bir lavuk vardı, bildiğin kraldım a.q,gibime taşşağıma göre takılıyordum lan,
sonunda birşeylerin karşılığını alıyordum, takım elbiseyi giymiştim, karizmatiktim a.q
karıların bana kesildiğiini hissediyordum,
terminale geldiğimizde gamze beni görünce,
resmen şok olmuştu amk
hala çıkmaz aklımdan o bakışları *
uzun bi süre çıkamadı şoktan sonra
koşarak sarıldı, özlem giderdik
arabaya bindik, ofise geldik
artık merak ediyordu
2 haafta ortadan kayboldum, neler oldu hayatımızda !? diye söyleniyordu,
karşıma oturttum,
herşeyi anlattım
önce mırın kırın yaptı,
ama doğucak çocuğu düşünüp,
fazla üstelemedi, oda mutluydu bende

ilerleyen zamanlarda değişen birşey yoktu, her ay banka hesabıma biraz daha dolduruyordum beyler, artık elimi ayağımı çeksem, 3,4 ev 1 araba alıp, hayatım boyunca yattığım yerden kazanabilirdim a.q, ama herşey tıkırındaydı,
niye durayım ki ?
ya hep ya hiç değilmiydi zaten felsefe ?
aynen öyleydi...
gamze doğum yapmıştı bu arada,
aslan gibi bir oğlumuz olmuştu,
reşatın hiç evladı yoktu, benim oğlanı kendi oğlu gibi severdi, amcasının gülüüüüüüüüüüü,
diye nazlatırdı hep *
aradan bi zaman geçti, bağcılarda birisiinin ismi çok duyulmaya başlamıştı,
hergün birileri bana gelip dert yanıyordu bu lavuk kim diye

arap hakan...

@163,
mantık hatası 2: mithatın adamları o gece zaten reşatın barında hepsi elimizi aayağımzıı öptü, kimse mithatın kara kaşına kara gözüne aşık değildi, herkes parasına bakıyordu,ve reşatın, en üst adam olduğunu biliyorlardı, yani başbakaknın değişmesine fazla söylenmediler, hatta beni daha çok sevdiler mithattan, çünkü aynı yaştan aynı jenerasyonduk, herkes kafasına göreydi benim zamanımda,

mantık hatası 1: eğer ben yavaş yavaş her ayrıntıyı yazarsam mantık hatası bulamassın, hızlı hızlı özet geçiyorum, eğer şimdi senin bu sorunu cevaplarsam, hikaye hakkında büyük spoiler olur a.q * zaten herkes aldı inceyi *