bakış açınızı değiştirecek bir hikaye

@159 vay a.q aynı anda , aynı karar *

anasını gibtiğimin, entrysi girerken silindi iyimi lan,
ulan deli oldum şimdi, uzun uzunda yazmıştım ya,
baştan yazıyorum a.q
suç bende değil sözlükte,

o günden sonra reşatla görüşmedim, eskilerden kimseyle görüşmedim diyebilirim,2 sene geçti şimdi

bankada ayıptır söylemesi 350-400bin küsürlük paramla
1 ev daha aldım kendime,
hala o aldığım evde oturuyorum,
diğer evimi kirada yatıyor,
çocuğun velayetini gamze aldı, gamze evlendi, artık o nezaman isterse görüşebiliyorum çocuğumla,

reşattan herhangi bi haberim yok,

serapla bir iki sefer buluşup kahve içmişliğimiz oldu, onunlada artık görüşmüyoruz,

funda en son batışımın haberlerini alınca aramıştı, onuda son bi kez gibmiştim o sıralar, ondan beridir onunlada hiç görüşmüyoruz,

serdarla en son 6 7 ay önce konuştum, önemli bir iş addıbının korumalığını yapıyormuş,

selim sevgilisiyle yurt dışına gitmiş, haftada 1 hala arar beni konuşuruz *

bi sürü olayı bahane edip, kulübü geçicii süre kapatmışlardı, mührü vurmuşlardı kapıya,
ne var ne yok içerdeki herşeyide toplayıp postalamışlardı,
kulüp kapanmıştı artık beyler...
banka hesaplarımda hala hatrı sayılır bi para duruyordu,
hemen talepte bulundum parayı çekmek için,
yoksa onlarıda alacaklardı elimden a.q,
korumalar işten çıkmıştı,
adamlarında bi hayatı vardı,ev geçindireni, anasına babasına bakanı vardı a.q bende fazla ısrar etmedim kalın diye zaten,
serdar la selim hala arkamdaydı , farukta kendi avukatlık ofisini açmıştı,
ordan para kazanmaya devam edecekti,
hala benim işlerimede bakıyordu,
araba falan filanda kalmamıştı,
gibtiri taktan bitane pejo aldım, onunla idare ediyordum,
evide kiraya vermiştim,
serabın yanında kalıyordum, çocukta serapta kalıyordu, yapacak bişey yoktu, etme bulma dünyası işte,
gamze haberleri duymuştu

ertesi gün, internette,gazetede, daha bir kaç yerde haberlere çıktığımızı görmüştüm,
istedikleri olmuştu huur çocuklarının,
artık olay 2 gazeteciyi aşmıştı,
hayriyi, yılmazı aşmıştı,
kamu davası açılmıştı tazminatlı,
yannanı yemiştik deyim yerindeyse.
farukta öyle diyordu,
bu çöküşümüzün işaretidir , artık devlette sıkıldı demişti,
devlet herşeyin farkındaydı,
mithat, fırat,seyit, izzet,yılmaz, daha nice isimlere yaptıklarımızın farkındaydıi
ve artık duruma el atmıştı,
akabinde kulübe haftada 3 gün teftiş raporu çıkarttırılmıştı,
haftanın 3 günü teftişe geliyorlardı,
kanunlara uyarak işletmek zorunda kalmıştık,
heryerden kısmıştılardı,
hayatımda duymadığım vergilerden bahsedip, ordan burdan paramızı kesiyorlardı,
durum öyle bir hal almıştıki,
cebime inen para, aylık 5 6 bin liraya kadar indirgenmişti,
kaç tane kulüp sahibinin aylık 5bin lira kazandığı duyulmuş a.q,
kulübü satışa çıkartmıştım,
hiç birşey gibimde değildi,
zararın neresinden dönsek kardı artık...
ama o işte öyle olmadı... ordanda vermişti devlet yarayı

bir iki lavukta özel mesaj atıyor,
prim yapmaya çalışıyorsun, sözlükte isim yapmaya çalışıyorsun diye,
onlara oturduğum koltuktan dalgamı uzatıyorum, tutun sıkı sıkı bırakmayın dalgamı *

beyler bi sigarra molası patlatıyorum,
kafasına takılan sorusu olan varsa sorsun
başlığıda hayrına up layın birşey yapın,
öldürmeyin başlığı

kim hain olmayı öğrenmek isterki reşat dedim,
reşattı telefonun ucundaki,
akılsız çocuk dedi,
göz göre göre geldin lan tuzağa dedi,
yarın sabah manşetlerde çıkarsın artık, dedi
dıbınakoyayim resmen provakasyona gelmiştim,
aptal gibi o mekana gidip,
bütün kışkırtmalarını alıp,
saldırıya geçmiştim,
reşat o adamların hepsini bana piyonlamıştı,
bende o piyonları yemiştim,
telefonu kapattım direk,
faruğu aradım,
dedim böyle böyle oldu,
derin bir nefes çektiğini hissettim telefonda,
nasıl yaptınız bu hatayı pedrobey allah aşkınadedi
faruk bile sinirlenmişti bu hareketime a.q,
böyle bi zamanda verilecek bi açıkmıydı bu,
daha yeni hepimizi toplayıp, toplantı yapıp dememişmiydiniz,
kimseye açık vermeyin, buluşmayın görüşmeyin diye dediklerinizin hepsini bi gecede yaptınız pedrobey, inşallah farkındasınızdır dedi,
tamam lan faruk yüzüme vurma a.q, ne yapacağız onu söyle dedi,
yapacak birşey yok , yarını bekleyeceğiz dedi,
faruktan bile posta yemiştik a.q,
adam haklıydı, büyük eşşeklik etmiştim

ben mithat hatırladın mı beni ağzıma vurup dişlerimi elime verdigin adam..

buldum seni bin ananı gibeceğim..

ertesi sabah kalktığımda gözümü karartmıştım, mithatı bu akşam postalayıp, bütün herşeyi ben devralıcaktım
kahvaltımı yaparken telefonum çaldı,
yabancı bir numara arıyordu, kimsin ?? dedim
' ben fırat, reşat abi anlattı, bu akşam yanında biz olucaz, mümkünse buluşalım planı yapalım dedi,
biraz şüphelenmiştim,
fırat kimdi dıbınakoyim ?, reşat niye haber vermemişti ?
her neyse sıkıntı yoktu,
tamam dedim, buluşalım...
o zaman 3 gibi kadıköy moda sahilinde ol pedro dedi fırat
saat 3 gibi moda sahilinde buluştuk
fıratı kısaca açıklamak gerekirse beyler,
1.80 boylarında, kirli sakallı, beyaz tenli, kirli sakallı olmasına rağmen gayet eli yüzü düzgün duran bi adamdı.
gerçekten sokakta tanımasam bakıştığımızda hiç aklıma gelmez yani fırat gibi bi adamın böyle işlerin içinde olabileceği,
yanındaki diğer adamda serdardı,
serdar fıratın aksine, esmer,eli yüzü hiç düzgün olmayan,
ilk bakışta gözlerinizi kaçıracağınız cinsten bi adamdı,
fazla konuşmuyordu,
reşat iki zıt karakter yollamıştı resmen a.q, fırat daha çok olayın beyniydi, serdarsa pis işi halledecek adamdı, bende level atlayacak olan adamdım...

hayatımın en uzun araba yolculuğuydu dıbınakoyayim,
tripten tribe giriyordum lan,
tamam sokaklarda büyümüştük, bu işleri bilirdik, filmlerde falanda görmüştük ama,
şimdi o filmlerden birinin içinde o sahneyi oynamak,
acayip değişik bir histi beyler * dile kolay 7 yıl öncesi, askerden yeni gelmişim daha, toyum,bilmiyorum,ama aynı oranda deli cesaretim var işte, belkide cahil cesareti bilemem, herneyse,
köprüden karşıya geçerken son bi kez bakıyormuşum gibi hissettim denize,
hatta bi ara sağdan baltalimanı yoluna girip fıratlarada izimi kaybettirip istanbuldan kaçmayı bile düşünmüştüm dıbınakoyayim,
içten içe tırsıyordum,
sonra düşündüm,
ulan dıbınakoyayim kimse silah zoruyla yaptırmıyorya bunu ?
benim istediğimde bu değilmi zaten ?
kral olmak ? o zaman boş boş düşünmenin alemi yoktu,
gaza biraz daha sert basmaya başladım,
geleceğime daha erkenden ulaşmak için,
bağcılara geldiğimizde herzamanki heryerde, aynı iki adam yeşil mercedesle beni bekliyorlardı, arabayı sağa çektim,o iki adamın ayıkamayacağı bi şekilde fıratlara işareti çaktım, takibe devam edin manasında...

ertesi günü gündüz herşey rutindi,
gamze aramıştı yine,
çocuğumu görmek istiyorum diye,
serdarla yolladım oğlumu,
en fazla 10 dakika serdar dedim
serap aramıştı bide
akşam buluşalımmı diye,
valla hiç istek yoktu içimde,
demekki sırf gibişmek için seraba okadar tutulu kalmıştım,
nazik bir şekilde, uzunca bi süre, meşgul olacağımı,
ama istediği zaman kulübe gelip birşey ödemeden
takılabileceğini söyledim,
ben parada değilim, seni istiyorum tarzı şeyler söyledi
anlaşılan serap
aşık olmuştu,
yapacak birşey yok
aşkla meşkle uğraşamazdım şimdi, dıbınakoyayim
davamın peşinde gidecektim
artık olay para olayını falan aşmıştı,
onur meselesine dönmüştü,
ismimi temize çıkartmak zorundaydım,

faruğu aradım yolda,
buyrun pedrobey dedi
yılmaz tamam, dedim,
yarın öbür gazeteciyle randevulaşmaya gidelim, iş yılmaz kadar uzamasın evine giremeye gerek kalmasın faruk dedim,
bu iyi haber pedrobey dedi
''neyse kulübe dönüyorum konuşuruz dedim
geldiğimizde ofise çıktım,
faruk yanıma geldi
olan biteni anlattım,
tamam dedi sıkıntı olmaz
yarın ne yapacağımızı sordum
benim sadece yanında durmamı, eğer gazetecinin fikrini değiştiremezse, benim olaya namluyla müdahale etmemi istediğini söyledi,
tamam dedim merak etme, bana bırak,
gece eve döndüm,
temiz bir uyku çektim, yarın gece aksiyonlu gececekti,
enerjiyi toplamam lazımdı,

etilerde oturuyordu,
arabayı apartmanın önüne çektik,
selim maymuncukla kapıyı açtı,
apartmandan içeriye girdik
selim arabada bekle, kontak açık kalsın dedim
serdarla dairenin kapısına geldik,
kapıyı çaldım,
GELDiM HAYATTTIIĞĞĞĞMMM! dedi yılmaz
anlaşılan birini bekliyordu yılmaz gazetecisiiiii olacak denyo,
serdar acele edelim dedim,
kapıyı açmasıyla,
serdar ellerini yılmazın boğazına kitledi,
salona kadar sürükleyip,diz çöktürdü,
karşısına geçtim,
s.a yılmaz beyy dedim
titriyordu,
pijamaları üstündeydi,
sssiii si si siz kimkisiniz diyebildi,
ne önemi var yılmaz dedim,
bizim kimolduğumuzun bi önemiyok yılmaz, merak ediyorsan, biz seyitin katilleriyiz , daha çok merak edersen, seninde katillerin oluruzdedim,
ayarı almıştı yılmaz,
mesaj açık ve netti,
bundan sonra ters bi hareketinde neler olacağını çok iyi biliyordu,
çenesinden tutup suratına baktım, gözlerinin içine kilitlendim,
bana bak lan,
yarın ilk iş, farukla uzlaşacaksınız, nederse o olacak,
aksi taktirde diye birşey yok,
başka bir hareket yaparsan
karının radarına girerim, gözünün önünde karına kayarım yılmaz '' dedim.
konuşmasına fırsat vermeden çıktık daireden, arabaya atladık,
kulübe dönüyorduk...

denemek isteyip deneyen birisinin hikayesiydi beyler çoğumuz buna cesaret edemezdi edenlere selam olsun..

bitiş şarkım the end http://www.youtube.com/watch?v=SYy1R7a1Cdw

cümletten hayırlı geceler arkadaşlar,
yarın öğlen devam ederim yazmaya, herkese iyi sabahlar... selamletle kalın seviyeyi yükseltmeyin amk am züt meme lan!

abi gözümü kırpmadan okuyom .)

Çok iyi gidiyosun panpa devam

yaz panpa burdayız

yokmu lan okuyan kimse ? olum şizo gibi yazdırmayın beni tek başıma